Peki neden bu ülkede A dan Z ye herkes öğretmenin çalışma saatlerini hesaplamayı kendine görev edinmiştir. Üstelik gerçekleri bilip bilmeden. mesela ben şimdiye kadar cami imamının günde kaç saat aktif çalıştığı hesaplayan görmedim. Ya da mahalle arasını süpüren görevlinin aktif Çalışma saati nedir? Her mesleğin kendine göre zorluğu, avantajı, dezavantajı vardır. Ayrıca insanlar bu mesleklere sahip olabilmek için yıllarca dirsek çürütmüş, o da yetmemiş devlete atanan memurlar ve öğretmenler bunun için de sınava girmiştir. Hemen en basitinden bir örnek. Sıradan bir devlet memurunun 30 gün izin hakkı var. 20 gün de mazeret izni. Bu mrmeur 30 gün hakkını parça parça kullanarak cumartesi pazarları sayıya dahil etmeme şansına sahiptir. Bu şekilde 60 gün oldu aldığı izin. Yani 2 ay. Bu izni yaz da kış da kullanır. Gelelim öğretmenlere. Benim tayinim 17 senedir memleketime açılmıyor. Batıda memleketim. Ben Karadenizde küçük bir ildeyim.Anne babam Allah korusun ciddi hastalık geçirse yanlarına gitmem gerekse okul döneminde o Kadar zor ki. Öğretmen arkadaşın babasına lösemi teşhisi konuldu, O D doğuda bir ilde ve mazeret iznini kaymakamlık onaylamadı.Gün içinde çocuk hasta olsa yada evde acil bir şey olsa okukdan ayrılmak çok sıkıntı. Arkanızda 25-30 öğrenci bırakıyorsunuz. Ders saatinde sınıftan çıkmanız, 5 dk çocukları bırakmanız Allah korusun geri dönülmez sonuçlar yaratabilir. Öğrenci camdan düşer, arkadaşının gözüne kalem fırlatır, kavga eder. Mesleğin sorumluluğu çok ağır. Can sorumluluğu. Derste tuvalete gidemezsiniz, evden Bakıcınız arar zaman zaman açıp konuşamazsın, su içemezsiniz. Bağırmaktan boğazınız yırtılır çay, kahve içemezsin. Bunları yapmak hep şikayet konusudur. Şikayet eden veli, öğrenci de var. 10 dk lık tenefüsleri nöbetçi değilseniz sınıflandırursınız bir tenefüs çay, bir tenefüs tuvalet diye. Daha neler var ama yazmak değil yaşamak lazım. Daha geçen gün öğretmen arkadaş canlı ders sırasında kendi çocuğu kustuğu için 5 "dk öğrencilerden izin istedi, çocuk da 2,5-3 yaşında, hemen okul müdürünü aramış veli. Gönlüm isterdi ki öğretmenin çalışma saatleri yerine çalışma şartlarını konuşulsa.Bütün maaşlar eridi, bu doğru. Bir okul gününün sonunda her sınıfta dikkati toplamak, öğrenciyi kontrol altında tutmak için harcanan eforun nasıl baş ağrısına sebep olduğu, eve dayak yemiş gibi gidildiği, kendi çocuğunun sesini duymak istemediğinden bahsedilse. Her günün sonunda acaba öğrencilerden birine yanlış bir şey dedim mi, yanlış anlaşılacak bir harekette bulundum mu diye saatlerce düşünüyorum. Öğrenciye canım deseniz, saçını okşasanız ertesi gün velş geliyor. Bir öğretmen arkadaş hakkında erkek öğrencişerden biri tuvalet kapısına cinsel içerikli yazı yazmış. Ama öyle böyle değil. Biz okurken utandık. Velisini çağırdık, disiplin yönetmeliği vs. İki gün sonra veli okulu ve öğretmeni cimere şikayet etti. Çocuğun ergenlik döneminde olduğunu, cinsel dürtülerinin normal olduğunu, biz okul olarak onun özgüvenini zedelemişiz. Ama yazıyı görseniz aklınız durur. Daha neler var. Gerçekten insanlarla hele ki vicdansız insanlarla uğraşmak çok zor