• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

ogretmen ve dayak

bastırıyor parayı baktırıyor nedir ya. kendi çocugunun bütün sorumlulugunu başından 'para bastırarak' atan anne, babalar yeri geldiginde ''benim çocugum, kimse dokunamaz gerekirse Roma'yı da yakarım'' diyemezler çünkü çocugu zaten kendi başlarından atanlar en başta bu anne babalar. çocugun o kadar kıymetliyse otur kendin bak.

ögretmenlere parayı bastırdıgınız falan da yok ayrıca. ha özel hoca tutarsın saatligine 300-400tl ödersin, çektigi sıkıntıya degecek bir para olur, o zaman söylenmeye hakkın olur. hem 1 tane çocuga bakıyordur altı üstü..

ama 30 tane her türden çocuga bakan, az para alan ögretmene gidip de köle muamelesi yapmak yanlış. ''benim vergimle alıyorsun maaşını!'' diye köle muamelesi yapılmaz. tabi bunun önünü de devlet açtı. . ögretmenin kendi insiyatif hakkı bulunmalı, kendi yöntemlerini belli ölçüde kullanma hakkı bulunmalı. veliler iki de bir müdahale edip ögretmene nasıl egitim vermesi gerektigini anlatırsa bu komik olur.

sen çalışıyor musun bilmiyorum. sana maaş ödeyen her kimse, gelip sana 'parayı bastırdıgı için' sana her türlü sorumlulugu yüklese ve ardından en ufak hatanda gelip yaygara koparsa ne derdin? ''evet bu benim görevim, çünkü parayı bastırdı'' mı derdin? hem burada çocuklarla ugraşmaktan bahsediyoruz. oldukça zor bir iş. çocuklar bitti bir de velilerle ugraş çıktı :KK70:

Allah senin gibi zihniyetlerden korusun.
 
Ben olsaydim o ogretmen icin coktan sorusturma baslatilmisti bile.

O kimmis benim cocuguma vuracak? Hem de daha kucucuk bir birinci sinif cocugu
 
şu veliler de bazen çok enteresanlar. çocugu yollamışsın okula, artık hayata başlamış ucundan... bırak da utanmayı da ögrensin, suçluluk hissetmeyi de, üzülmeyi de, yaptıgı bazı şeylerin dogru olmadıgını da... çok ciddi bir durum olursa karışılır ama her olayda karışmak nedir yani... oldu olacak özel hoca tut cam fanusa koy, yukarıdaki delikten oksijen ver. tabi organik oksijen olmalı, çocuga bir şey olmasın aman, psikolojisi bozulur, nem kapar falan...

ögretmenler, senin bir tanesine bakmaktan yoruldugun çocukların 30 tanesine aynı anda bakıyorlar her gün. bunun içinde sevimsizi var, şımarıgı var, hiperaktifi var, küstahı var, terbiyesizi var, gerizekalısı var, çıtkırıldımı var... ögretmenler de insan en nihayetinde. bazen kontrollerini kaybedebilirler veya kendi yöntemi budur...

en ufak sıkıntıda hemen ögretmene koşan, müdürlere şikayette bulunan veliler garipsiniz. ya 5-6 saatligine çocuguna bir başkası bakıyor, bir şeyler ögrensin diye ugraşıyor, çogu şımarıklıgını sineye çekiyor... falan... bir de gelip velinin pimpirikligini mi çeksin yani bu insanlar? o kadar pimpirikliysen, o kadar kıyamıyorsan çocuguna sosyal hayata gönderme, üstteki tavsiyemi uygula koy cam fanusa. çocugunun yanından milimetre dahi ayrılma.

çalışmak için çocugunun bütünü sorumlulugunu bakıcıya verenler gibi... sen çocugunun bütün sorumlulugunu para kazanmak için at başından, sonra da bakıcı bir hata yapınca ''vay benim çocugum çok kıymetli, çocugum için ortalıgı yıkarım, sen ne biçim çocuk bakıyorsun...vs''. o kadar kıymetlinse otur çocugunun başına kendin bak dimi? ama para için çocugu bırakmayı biliyorsun... eh tabi bakıcı da güzel bir günah keçisi oluyor bu durumda.

ögretmene de aynısı yapılıyor tabi. sen at çocugu başından günün 6-7 saati egitim alsın diye. yık bütün sorumlulugu ögretmene... 30 tane çocugun sorumlulugu ögretmenin üzerinde... sonra ufak bir sorunda ''benim çocugumun kılına dokunamazlar, her yeri yıkarım'' yaygarası. ögretmenler de günah keçisi haline getiriliyor aynı şekilde.

ben yeri geldiginde ögretmenin hafif vurmasına da karşı degilim açıkçası.

konu sahibi sana özel olarak degil, ortaya yazdım. kendi üzerine düşeni alırsın.
Sen cocukken cok ogretmen dayagi yedin galiba zihinde hasar kalmis
 
ögretmenler, senin bir tanesine bakmaktan yoruldugun çocukların 30 tanesine aynı anda bakıyorlar her gün. bunun içinde sevimsizi var, şımarıgı var, hiperaktifi var, küstahı var, terbiyesizi var, gerizekalısı var, çıtkırıldımı var... ögretmenler de insan en nihayetinde. bazen kontrollerini kaybedebilirler veya kendi yöntemi budur...


Öğretmeninde terbiyesizi var, ahlaksızı var, pisi var,gerizekalısı var,öküzü var.. var oğlu var.. oldu mu şimdi.. velilerde insan nihayetinde bazen kontrollerini kaybedip kendi yöntemlerini kullanabilirler...

burada ki arkadaşlar genelde ne kadar tarafsız yorum yaptığımı bilirler..bende ortaya konuştum...
 
şu veliler de bazen çok enteresanlar. çocugu yollamışsın okula, artık hayata başlamış ucundan... bırak da utanmayı da ögrensin, suçluluk hissetmeyi de, üzülmeyi de, yaptıgı bazı şeylerin dogru olmadıgını da... çok ciddi bir durum olursa karışılır ama her olayda karışmak nedir yani... oldu olacak özel hoca tut cam fanusa koy, yukarıdaki delikten oksijen ver. tabi organik oksijen olmalı, çocuga bir şey olmasın aman, psikolojisi bozulur, nem kapar falan...

ögretmenler, senin bir tanesine bakmaktan yoruldugun çocukların 30 tanesine aynı anda bakıyorlar her gün. bunun içinde sevimsizi var, şımarıgı var, hiperaktifi var, küstahı var, terbiyesizi var, gerizekalısı var, çıtkırıldımı var... ögretmenler de insan en nihayetinde. bazen kontrollerini kaybedebilirler veya kendi yöntemi budur...

en ufak sıkıntıda hemen ögretmene koşan, müdürlere şikayette bulunan veliler garipsiniz. ya 5-6 saatligine çocuguna bir başkası bakıyor, bir şeyler ögrensin diye ugraşıyor, çogu şımarıklıgını sineye çekiyor... falan... bir de gelip velinin pimpirikligini mi çeksin yani bu insanlar? o kadar pimpirikliysen, o kadar kıyamıyorsan çocuguna sosyal hayata gönderme, üstteki tavsiyemi uygula koy cam fanusa. çocugunun yanından milimetre dahi ayrılma.

çalışmak için çocugunun bütünü sorumlulugunu bakıcıya verenler gibi... sen çocugunun bütün sorumlulugunu para kazanmak için at başından, sonra da bakıcı bir hata yapınca ''vay benim çocugum çok kıymetli, çocugum için ortalıgı yıkarım, sen ne biçim çocuk bakıyorsun...vs''. o kadar kıymetlinse otur çocugunun başına kendin bak dimi? ama para için çocugu bırakmayı biliyorsun... eh tabi bakıcı da güzel bir günah keçisi oluyor bu durumda.

ögretmene de aynısı yapılıyor tabi. sen at çocugu başından günün 6-7 saati egitim alsın diye. yık bütün sorumlulugu ögretmene... 30 tane çocugun sorumlulugu ögretmenin üzerinde... sonra ufak bir sorunda ''benim çocugumun kılına dokunamazlar, her yeri yıkarım'' yaygarası. ögretmenler de günah keçisi haline getiriliyor aynı şekilde.

ben yeri geldiginde ögretmenin hafif vurmasına da karşı degilim açıkçası.

konu sahibi sana özel olarak degil, ortaya yazdım. kendi üzerine düşeni alırsın.

öğretmeninde terbiyesizi var, ahlaksızı var, pisi var,gerizekalısı var,öküzü var.. var oğlu var.. oldu mu şimdi.. velilerde insan nihayetinde bazen kontrollerini kaybedip kendi yöntemlerini kullanabilirler...

burada ki arkadaşlar genelde ne kadar tarafsız yorum yaptığımı bilirler..bende ortaya konuştum...
 
Şu öğretmenleri kpss ile seçeceklerine göre insanlıklarına göre karakterlerine göre seçseler ya. Çok çok iyi öğretmenler olduğu gibi aralarında karakter yoksunu, kendini bişey sanıp egolarını tatmin etmek için küçücük çocuklara saldıranlar da var.
Bir an kendi çocuğuma yapıldığını düşündüm de içim cız etti.
 
şu veliler de bazen çok enteresanlar. çocugu yollamışsın okula, artık hayata başlamış ucundan... bırak da utanmayı da ögrensin, suçluluk hissetmeyi de, üzülmeyi de, yaptıgı bazı şeylerin dogru olmadıgını da... çok ciddi bir durum olursa karışılır ama her olayda karışmak nedir yani... oldu olacak özel hoca tut cam fanusa koy, yukarıdaki delikten oksijen ver. tabi organik oksijen olmalı, çocuga bir şey olmasın aman, psikolojisi bozulur, nem kapar falan...

ögretmenler, senin bir tanesine bakmaktan yoruldugun çocukların 30 tanesine aynı anda bakıyorlar her gün. bunun içinde sevimsizi var, şımarıgı var, hiperaktifi var, küstahı var, terbiyesizi var, gerizekalısı var, çıtkırıldımı var... ögretmenler de insan en nihayetinde. bazen kontrollerini kaybedebilirler veya kendi yöntemi budur...

en ufak sıkıntıda hemen ögretmene koşan, müdürlere şikayette bulunan veliler garipsiniz. ya 5-6 saatligine çocuguna bir başkası bakıyor, bir şeyler ögrensin diye ugraşıyor, çogu şımarıklıgını sineye çekiyor... falan... bir de gelip velinin pimpirikligini mi çeksin yani bu insanlar? o kadar pimpirikliysen, o kadar kıyamıyorsan çocuguna sosyal hayata gönderme, üstteki tavsiyemi uygula koy cam fanusa. çocugunun yanından milimetre dahi ayrılma.

çalışmak için çocugunun bütünü sorumlulugunu bakıcıya verenler gibi... sen çocugunun bütün sorumlulugunu para kazanmak için at başından, sonra da bakıcı bir hata yapınca ''vay benim çocugum çok kıymetli, çocugum için ortalıgı yıkarım, sen ne biçim çocuk bakıyorsun...vs''. o kadar kıymetlinse otur çocugunun başına kendin bak dimi? ama para için çocugu bırakmayı biliyorsun... eh tabi bakıcı da güzel bir günah keçisi oluyor bu durumda.

ögretmene de aynısı yapılıyor tabi. sen at çocugu başından günün 6-7 saati egitim alsın diye. yık bütün sorumlulugu ögretmene... 30 tane çocugun sorumlulugu ögretmenin üzerinde... sonra ufak bir sorunda ''benim çocugumun kılına dokunamazlar, her yeri yıkarım'' yaygarası. ögretmenler de günah keçisi haline getiriliyor aynı şekilde.

ben yeri geldiginde ögretmenin hafif vurmasına da karşı degilim açıkçası.

konu sahibi sana özel olarak degil, ortaya yazdım. kendi üzerine düşeni alırsın.
mervecik bak canım seninde yavrun okula başladığında hafifçe vururlarsa anlarsın ne demek istediğimizi.. hadi canım derin ve hassas konular bunlar çok konuşma başına gelmesin.. evlat demenin ne demek olduğunu anca anne olursan anlarsın o yüzden fazla yüklenmek istemiyorum sana..
 
ögretmene de aynısı yapılıyor tabi. sen at çocugu başından günün 6-7 saati egitim alsın diye. yık bütün sorumlulugu ögretmene... 30 tane çocugun sorumlulugu ögretmenin üzerinde... sonra ufak bir sorunda ''benim çocugumun kılına dokunamazlar, her yeri yıkarım'' yaygarası. ögretmenler de günah keçisi haline getiriliyor aynı şekilde.

ben yeri geldiginde ögretmenin hafif vurmasına da karşı degilim açıkçası.

konu sahibi sana özel olarak degil, ortaya yazdım. kendi üzerine düşeni alırsın.

30 çocukla birden ilgilenemeyeceksen öğretmen olmayacaksın zaten.Öğretmenliğin ne olduğunu zannediyorsunuz siz ?
Her mesleğin kendine göre zorlukları var.Bu zorlukları göze alamıyorsan olmayacaksın bu kadar basit.
Doktor her gün kaç tane hasta ile ilgileniyor ? Bir diş hekimi her gün kaç kişinin ağzının içine bakıyor ? Bir işçi kaç saat fabrikalarda çalışıyor ? Bunlar da insan değil mi ? Tüm bunlar emek.Tüm bunlar iki kuruş para için.Yapabilecekseniz yapacaksınız.Ne yazık ki gönül ister her insan harika şartlarda çalışsın ama öyle bir dünya yok.

Ayrıca kimse çocuğunu atmaz kimsenin üstüne.Ne kaba tabirler bunlar siz kendi evlatlarınızı ya da ailenizden herhangi birini atılacak bir şey olarak mı görüyorsunuz ? Çocuğu adam akıllı bir eğitim alsın diye çalışıp çabalayan kaç tane insan var haberiniz var mı sizin ? Zaten bilinçsiz insanlar öğretmenden bekler her şeyi.Aynı şekilde bilinçsiz öğretmenler de kendisinden onlarca yaş küçük öğrencilerine ellerini kaldırır veya onlara hakaret ederler.
 
Benimde ilk okulda sınıf öğretmenim vardı bir tane.
2. sınıfta güzel yazmıyorum diye sınıfın ortasında hırpalamıştı. Aileden kimseye bir şey dememiştim.
5. sınıfta matematik sorusunu yapamadığım için ders kitabını başımda parçalamıştı.
Sonuç ne mi? Hala aklıma geldikçe iğrenirim. Onun yüzünden bildiğim soruda bile "acaba yanlış yaparım da kızar mı?" diye düşünmekten okuldan soğumuştum. Öyle anlatayım istedim.

Bir de Lisede matematik öğretmenim beni çok severdi meslek lisesinde okuduğum için diğerlerine göre daha sağlam bir temelim vardı. Şakasına zorlandığım sorularda pıt vurardı. Gülüp geçerdik. Ama o çocuk bunu anlayacak yaşta değil.

Öğretmenlerinde iyisi/kötüsü var. Sırf öğretmen diye savunmak bana göre çok yanlış. Ha iyi öğretmenlerde vardır hafif dürter falan o ayrı. Ama vurmak.. Küçücük çocuk ya bebek daha ben hiç tasvip etmiyorum bu gibi durumları kimse kusura bakmasın. Göz göre göre bu durumları savunanlar sınıfın ortasında rezil olma, kendini ezik hissetme duygusunu yaşamadı sanırım. Ben hala yaşıyorum şahsen.
 
Konu sahibi sorununuzun çözülmesine sevindim.
Hani demişsiniz ya panoya asmış çalışmasını, düşmüş yarasına ilk yardım yapmış diye.
Sanki sizin bu konuşmanız üzerine özel ilgilendi, iyi oldu konuşmam gibi algıladım ben doğru mu?

Şu yanlışınızı düzeltmek istiyorum. Konuşun ya da konuşmayın önemi yok.
Bir öğrenci hata yapar, öğretmen kızar, uyarır ya da ceza verir neyse ne.

Bu konuyu diğer ders hatırlamaz bile o kadar çocuk, o kadar iş, kafa bir milyon.
Çocuğa kin duyar, ilgilenmez falan diye mi düşünüyorsunuz nasıl bir algınız var bilmiyorum.

O çalışmayı siz konuşmasanız da panoya asardı, o ilk yardımı yine yapardı.
Bir öğretmen hemşire oluyor, temizlikçi oluyor yeri geliyor.
Gün içinde kaç ayakkabı bağcığı bağlıyorum, kaç pantolon düğmesi, fermuarı tutuyor ellerim çocuğun gücü yetersiz diye.

Avuçlarıma kusan, sümüğü akan çocuklarım oldu benim..

Ben öğrencim demem, çocuklarım diye bahsederim çoğu zaman evet.

Çocukların pisliğinin lafını eden öğretmenler var bunlara emanet ediyoruz işte diye yorum yazmış biri.

Tırnağını kesmiyorum çocuğumun kesin demiyor demiş.

Ben 30 çocuğun elinden tutup yazarken o uzun, kirli tırnakları görüyorum neden kesilmemiş diyorum evet ama
o yorucu günün ardından aklımda o pis tırnaklar kalmıyor kusura bakmasın kimse!

Çocuğunun tırnağından habersiz veliyi hatırlayıp uyarsak da boştur gerçi!
İyi bir anne çocuğunun kişisel bakımını başkasının uyarısına bırakmaz zaten..

Çok saç topladım, çok pisliğe değdim iğrenmeden, çocuk bu diyerek.
Hatasını anlasın, davranışını düzeltsin diye kızmamı, uyarmamı diline dolayacak veli dolu burası buyrun!!

Niçin? Ben doğurmadığım için..

Tüm temizlik, bakımları yaparken iyi çooookk iyiyiz. O doğurmadı sümükle, çişle niye uğraşsın demiyor veliler
ama uyarınca, kızınca, ceza verince o doğurmadı yapamaz oluyor!

Öğretmen var öğretmen var bu gerçek, ama veli var veli var yani.

Böylesi veli denk gelmedi bana ama gelsin hele bir, vallahi sümüğü ağzına girsin çocuğunun,
gelir kendin silersin çünkü ben doğurmadım derim!
 
Konu sahibi sorununuzun çözülmesine sevindim.
Hani demişsiniz ya panoya asmış çalışmasını, düşmüş yarasına ilk yardım yapmış diye.
Sanki sizin bu konuşmanız üzerine özel ilgilendi, iyi oldu konuşmam gibi algıladım ben doğru mu?

Şu yanlışınızı düzeltmek istiyorum. Konuşun ya da konuşmayın önemi yok.
Bir öğrenci hata yapar, öğretmen kızar, uyarır ya da ceza verir neyse ne.

Bu konuyu diğer ders hatırlamaz bile o kadar çocuk, o kadar iş, kafa bir milyon.
Çocuğa kin duyar, ilgilenmez falan diye mi düşünüyorsunuz nasıl bir algınız var bilmiyorum.

O çalışmayı siz konuşmasanız da panoya asardı, o ilk yardımı yine yapardı.
Bir öğretmen hemşire oluyor, temizlikçi oluyor yeri geliyor.
Gün içinde kaç ayakkabı bağcığı bağlıyorum, kaç pantolon düğmesi, fermuarı tutuyor ellerim çocuğun gücü yetersiz diye.

Avuçlarıma kusan, sümüğü akan çocuklarım oldu benim..

Ben öğrencim demem, çocuklarım diye bahsederim çoğu zaman evet.

Çocukların pisliğinin lafını eden öğretmenler var bunlara emanet ediyoruz işte diye yorum yazmış biri.

Tırnağını kesmiyorum çocuğumun kesin demiyor demiş.

Ben 30 çocuğun elinden tutup yazarken o uzun, kirli tırnakları görüyorum neden kesilmemiş diyorum evet ama
o yorucu günün ardından aklımda o pis tırnaklar kalmıyor kusura bakmasın kimse!

Çocuğunun tırnağından habersiz veliyi hatırlayıp uyarsak da boştur gerçi!
İyi bir anne çocuğunun kişisel bakımını başkasının uyarısına bırakmaz zaten..

Çok saç topladım, çok pisliğe değdim iğrenmeden, çocuk bu diyerek.
Hatasını anlasın, davranışını düzeltsin diye kızmamı, uyarmamı diline dolayacak veli dolu burası buyrun!!

Niçin? Ben doğurmadığım için..

Tüm temizlik, bakımları yaparken iyi çooookk iyiyiz. O doğurmadı sümükle, çişle niye uğraşsın demiyor veliler
ama uyarınca, kızınca, ceza verince o doğurmadı yapamaz oluyor!

Öğretmen var öğretmen var bu gerçek, ama veli var veli var yani.

Böylesi veli denk gelmedi bana ama gelsin hele bir, vallahi sümüğü ağzına girsin çocuğunun,
gelir kendin silersin çünkü ben doğurmadım derim!
çocuğumu geçen ay avmde oyun salonuna bırakmıştım çekine çekine uzaktan bakıyorum ne yapıyor diye.. bi tane genç kız bakıyor başlarında. benimkinin burnu akmış bi baktım aldı mendili siliyor.. beni görmüyor ama. size nasıl duygulandığımı anlatamam ağlıcaktım neredeyse :)
 
çocuğumu geçen ay avmde oyun salonuna bırakmıştım çekine çekine uzaktan bakıyorum ne yapıyor diye.. bi tane genç kız bakıyor başlarında. benimkinin burnu akmış bi baktım aldı mendili siliyor.. beni görmüyor ama. size nasıl duygulandığımı anlatamam ağlıcaktım neredeyse :)

Ben de çok duygulanıyorum.
Çişli üstüne, kusmuğuna, çamurlu gözyaşlarına, kirli saçına, sümüklü burnuna dokunduğum, beslenmesi, suyu yok diye aldığım çocuğa ; hata yaptığında kızdım, uyardım diye o doğurmadı deniyor ya hani ben de çok duygulanıyorum aptal gibi hissediyorum..:KK14:
 
şu veliler de bazen çok enteresanlar. çocugu yollamışsın okula, artık hayata başlamış ucundan... bırak da utanmayı da ögrensin, suçluluk hissetmeyi de, üzülmeyi de, yaptıgı bazı şeylerin dogru olmadıgını da... çok ciddi bir durum olursa karışılır ama her olayda karışmak nedir yani... oldu olacak özel hoca tut cam fanusa koy, yukarıdaki delikten oksijen ver. tabi organik oksijen olmalı, çocuga bir şey olmasın aman, psikolojisi bozulur, nem kapar falan...

ögretmenler, senin bir tanesine bakmaktan yoruldugun çocukların 30 tanesine aynı anda bakıyorlar her gün. bunun içinde sevimsizi var, şımarıgı var, hiperaktifi var, küstahı var, terbiyesizi var, gerizekalısı var, çıtkırıldımı var... ögretmenler de insan en nihayetinde. bazen kontrollerini kaybedebilirler veya kendi yöntemi budur...

en ufak sıkıntıda hemen ögretmene koşan, müdürlere şikayette bulunan veliler garipsiniz. ya 5-6 saatligine çocuguna bir başkası bakıyor, bir şeyler ögrensin diye ugraşıyor, çogu şımarıklıgını sineye çekiyor... falan... bir de gelip velinin pimpirikligini mi çeksin yani bu insanlar? o kadar pimpirikliysen, o kadar kıyamıyorsan çocuguna sosyal hayata gönderme, üstteki tavsiyemi uygula koy cam fanusa. çocugunun yanından milimetre dahi ayrılma.

çalışmak için çocugunun bütünü sorumlulugunu bakıcıya verenler gibi... sen çocugunun bütün sorumlulugunu para kazanmak için at başından, sonra da bakıcı bir hata yapınca ''vay benim çocugum çok kıymetli, çocugum için ortalıgı yıkarım, sen ne biçim çocuk bakıyorsun...vs''. o kadar kıymetlinse otur çocugunun başına kendin bak dimi? ama para için çocugu bırakmayı biliyorsun... eh tabi bakıcı da güzel bir günah keçisi oluyor bu durumda.

ögretmene de aynısı yapılıyor tabi. sen at çocugu başından günün 6-7 saati egitim alsın diye. yık bütün sorumlulugu ögretmene... 30 tane çocugun sorumlulugu ögretmenin üzerinde... sonra ufak bir sorunda ''benim çocugumun kılına dokunamazlar, her yeri yıkarım'' yaygarası. ögretmenler de günah keçisi haline getiriliyor aynı şekilde.

ben yeri geldiginde ögretmenin hafif vurmasına da karşı degilim açıkçası.

konu sahibi sana özel olarak degil, ortaya yazdım. kendi üzerine düşeni alırsın.

Eveet katiliyorum
 
Yasınız kac? Saati 300-400 liralık ögretmen var mı? Ben de ögretmenim de ilk kez duydum. Ben de 30 tane daha dogrusu 30x8= 240 tane ögrenciye 3 kurusa ders anlatıyorum kadrolu degilim.
Konu egitimin nasıl olması gerektigi degil. Egitim ayrı bir boyut. Konu ögretmenin sınıf yönetimi ve hal-hareketleri ögrenciye karsı tutumu. "Para bastırmak" evet, tabir agır olabilir ama öyle. Senli benli konusmadan önce tanımadıgınız birine siz demeyi ögrenin. Kimsenin kimseye köle muamelesi yaptıgı yok ne kadar abartmıssınız. Bir anne siddet gören cocuguna sahip cıkıyor bunun neresi tuhaf? Cocugu basından atmak falan ne kadar cirkin tabirler. Ögretmenler de bunları düsünüp cocuklara siddet göstermeyi haklı buluyorsa vay o ögretmenin aklına gelecegine.

yaşım yeterli merak etme.

300-400 liralık ögretmen var elbette ama genele göre fazla para, öyle degil mi?

çıkarıp da saatine 300-400 lira vermeyeceksen, ögretmenden de beklentini ona göre tutman lazım. çocuga senin istedigin kadar ilgi göstersin, senin istedigin kadar sevsin, çocuk ne yaparsa yapsın asla gık demesin hep sevsin, her şeyi ögretsin, aynı zamanda hem terbiye etsin hem de şefkatli olsun, 6-7 saat boyunca çocugunun ne sorunu varsa o sorumlu... vs. bunun karşılıgında azıcık bi maaş alıyor, onu da senden almıyor zaten. vergilerin küçük bi kısmı... yani ne kadarcık parayla ne kadar şeyi satın almanın derdindesiniz, komik gerçekten. o paraya o kadar şey alınmaz.

tam senin istedigin gibi ögretmen olsun istiyorsan, verirsin buna degecek parayı, o da aynen senin istedigin gibi, aslında senin yüklenmen gereken sorumlulukları yüklenir. burada bir çocugun bütün sorumlulugunu egitimini ayda 2000 civarı bi paraya üstlenecek kaç kişi vardır acaba? yapacak olanlar da mecburiyetten yapar anca. yoksa kimse kimsenin çocuguna karşılıgını almadıgı müddetçe istendigi gibi çok çok çok iyi bir şekilde bakmaz. tut özel hoca + bakıcı... ver saatligine degecek kadar parayı. o zaman sen nasıl istersen öyle bakarlar merak etme.

30 tane yabancı çocuga aynı anda bakmak, bir şeyler ögretmeye çalışmak, aynı anda sınıf disiplinin saglamaya çalışmak ise tabi ki özel hocanın tek çocuga bakmasından daha zordur herhalde? ki anneler tek çocuga bakarken bile neler çekiyorlar. kendi çocukları olmasına ragmen dayanamadıkları zamanlar oluyor.

'para bastırmak' agır bir tabir degil, terbiyesizce bir tabir. bu 'para bastıran' ları cafelerde daha sık görürsünüz. yiyecegi içecegi 10-20 tl lik bir şey ama garsona nasıl muamele yaparlar. çoktur bunlardan etrafta. 3 kuruş parayla o an dünyanın sahibi zannederler kendilerini. aynı hesap işte...

eger ögretmene insiyatif hakkı vermezseniz, egitimin içi boşalır. veliler bir yandan çocukları bir yandan iyice şımarır.
 
mervecik bak canım seninde yavrun okula başladığında hafifçe vururlarsa anlarsın ne demek istediğimizi.. hadi canım derin ve hassas konular bunlar çok konuşma başına gelmesin.. evlat demenin ne demek olduğunu anca anne olursan anlarsın o yüzden fazla yüklenmek istemiyorum sana..

senin mantıktan gidecek olursak, anneler üzülmesin diye çocuklarının çalışma saatlerini de azaltalım, hapishanelerdeki kişileri de çıkaralım, borcu olanların borcunu silelim....

her yerin belli bir düzeni var. çocugunu okula gönderiyorsan, oranın bir düzeni oldugunu da az çok bilrisin. burada duygusallıga ancak gerektiginde yer verilmeli. yoksa anne diye her özlediginde kalksın gelsin çocugunu görsün derste iken? çocugunun yanında otursun, diger çocuklardan korumak için? bunları da yapalım mı ister misin? anne olunca hassas olunuyormuş ya ondan söylüyorum...

okulda şımarıklık yapan, ders dinlemeyen... vs. çocuga, eger laftan anlamıyorsa hafif bir vurmak (vurmak bile degil) büyütülecek bir şey degildir. ya da ögretmenler de ögrencisini seçebilsinler... begenmedikleri çocukları atabilsinler sınıftan... bak o zaman senin dedigin olur, şiddete gerek kalmaz. velilere bildirirler, çocugunuz böyle böyle diye... hala degişmezse çocuk atılır okuldan ve olay kapanır. ama atamazlar... böyle olsun hatta. o zaman hem veliler ögretmenleri suçlayabilir hem de ögretmenler velileri... en güzeli... ama tabi bunu istemezsiniz. sadece siz suçlamak istersiniz.

çocuk dersten anlamıyor, şımarık ya da huysuz mu? tamam günah keçisi hazır, ögretmen... iyi de aynı sınıfta tam tersi düzgün çocuklar da var. ama yoook velilerin ögretmeni sınırsız eleştirme hakkı var. ögretmen gık dese olmaz, ögrenciye laf söylese olmaz, hatta düşük not verse de olmaz. zira bahsi geçen şahsın çocugu dünyadaki en önemli çocuktur, ondan daha önemli bir çocuk asla var olmamıştır ve olmayacaktır da. dolayısıyla suçlu ögretmendir, çocuk veya velisi degildir. çünkü parayı bastırmışlardır :KK70: ne parası bastırmışalrsa artık :KK70:
 
Konu sahibi sorununuzun çözülmesine sevindim.
Hani demişsiniz ya panoya asmış çalışmasını, düşmüş yarasına ilk yardım yapmış diye.
Sanki sizin bu konuşmanız üzerine özel ilgilendi, iyi oldu konuşmam gibi algıladım ben doğru mu?

Şu yanlışınızı düzeltmek istiyorum. Konuşun ya da konuşmayın önemi yok.
Bir öğrenci hata yapar, öğretmen kızar, uyarır ya da ceza verir neyse ne.

Bu konuyu diğer ders hatırlamaz bile o kadar çocuk, o kadar iş, kafa bir milyon.
Çocuğa kin duyar, ilgilenmez falan diye mi düşünüyorsunuz nasıl bir algınız var bilmiyorum.

O çalışmayı siz konuşmasanız da panoya asardı, o ilk yardımı yine yapardı.
Bir öğretmen hemşire oluyor, temizlikçi oluyor yeri geliyor.
Gün içinde kaç ayakkabı bağcığı bağlıyorum, kaç pantolon düğmesi, fermuarı tutuyor ellerim çocuğun gücü yetersiz diye.

Avuçlarıma kusan, sümüğü akan çocuklarım oldu benim..

Ben öğrencim demem, çocuklarım diye bahsederim çoğu zaman evet.

Çocukların pisliğinin lafını eden öğretmenler var bunlara emanet ediyoruz işte diye yorum yazmış biri.

Tırnağını kesmiyorum çocuğumun kesin demiyor demiş.

Ben 30 çocuğun elinden tutup yazarken o uzun, kirli tırnakları görüyorum neden kesilmemiş diyorum evet ama
o yorucu günün ardından aklımda o pis tırnaklar kalmıyor kusura bakmasın kimse!

Çocuğunun tırnağından habersiz veliyi hatırlayıp uyarsak da boştur gerçi!
İyi bir anne çocuğunun kişisel bakımını başkasının uyarısına bırakmaz zaten..

Çok saç topladım, çok pisliğe değdim iğrenmeden, çocuk bu diyerek.
Hatasını anlasın, davranışını düzeltsin diye kızmamı, uyarmamı diline dolayacak veli dolu burası buyrun!!

Niçin? Ben doğurmadığım için..

Tüm temizlik, bakımları yaparken iyi çooookk iyiyiz. O doğurmadı sümükle, çişle niye uğraşsın demiyor veliler
ama uyarınca, kızınca, ceza verince o doğurmadı yapamaz oluyor!

Öğretmen var öğretmen var bu gerçek, ama veli var veli var yani.

Böylesi veli denk gelmedi bana ama gelsin hele bir, vallahi sümüğü ağzına girsin çocuğunun,
gelir kendin silersin çünkü ben doğurmadım derim!

ne güzel anlatmış işte. şimdi bu arkadaş yarın öbür gün bir çocuga kızsa, ya da hafif bi vursa... ne olacak? şımarık bi veli ''parayı bastırdım, dolayısıyla ögretmen benim şahsi malımdır, aynı zamanda çocugumun da kölesidir.'' edasıyla bu arkadaşa yüklenmeyecek mi?

çocugun saçını toplamış, burnunu silmiş... halbuki bunlar anneni babanın sorumlulugunda olan şeyler. asıl sorumlulugu ders anlatmak olan kişiye bütün bu sorumlulugu yükle , sonra da mükemmel olmasını bekle her şeyin, hem de her an her saniye, ta ki çocuk mezun olana kadar... kendi çocuguymuş gibi bakmasını bekle...

işin garip tarafı... yeri gelince kaplan kesilen bu velilerin, eger çocuklara kendileri baksalar, bahsettikleri kadar anlayışlı, sevecen, oyyy aman da aman olabilecekler midir? üstelik sadece 1 çocuga bakmasından bahsediyorum, üstelik kendi çocuguna!
 
koaline seni severım nedendir bilmem.
bak cok acık olacagım. öğretmeni ege için hep iyi dıyor uyumlu dıyor. ay ben hiç inanmıyorum ona. yani bana deseki ne bilim şoyle boyle, yad ahastamı acaba sesi kısık vs dese diyeceğimki cocukla ilgili
malesef bir cok anne eminim benim gibi düşünüyor, iyi demeleri yeterli gelmiyor çünkü aslında biliyoruzki cocuklarımız asla dört dörtlük değiller ve olmayacaklar.
Ben de aynı düşünceler içindeyim:)
Çocuklardan dört dörtlük olmalarını beklemek o kadar yanlış ki.
Bir öğrencim var müdür yardımcısı problemli olduğunu, sürekli ağladığını, sınıfa girmek istemediğini söylemişti.
İlk geldiğim gün ağladı, sonraları gayet severek geldi. Geçen gün annesi geldi, gözler dolu dolu; bizim çocuk okulu sevmezdi şimdi geliyor. Siz onun bir resmini panoya asmışsınız, o kadar sevindi ve bir şeyleri güzel yapabildiğine inandı ki artık ağlamıyor dedi. Önceki öğretmeninden çekinmiş galiba. Anne soruyor kızım nasıl diye. Sınıfa göre oldukça kötü ama okulu sevmeyen çocuk seviyor, hiç yazmayan çocuk 3 satır da olsa yazıyor. Şimdi benim "sizin çocuk sınıfa göre kötü, ödevlerini tam yapmıyor, sınıfta yazmıyor, oku diyorum okumuyor" demem olmaz çünkü gerçekten eski haline göre iyi. Bu da yeterli bizler için.
 
Konu sahibi sorununuzun çözülmesine sevindim.
Hani demişsiniz ya panoya asmış çalışmasını, düşmüş yarasına ilk yardım yapmış diye.
Sanki sizin bu konuşmanız üzerine özel ilgilendi, iyi oldu konuşmam gibi algıladım ben doğru mu?

Şu yanlışınızı düzeltmek istiyorum. Konuşun ya da konuşmayın önemi yok.
Bir öğrenci hata yapar, öğretmen kızar, uyarır ya da ceza verir neyse ne.

Bu konuyu diğer ders hatırlamaz bile o kadar çocuk, o kadar iş, kafa bir milyon.
Çocuğa kin duyar, ilgilenmez falan diye mi düşünüyorsunuz nasıl bir algınız var bilmiyorum.

O çalışmayı siz konuşmasanız da panoya asardı, o ilk yardımı yine yapardı.
Bir öğretmen hemşire oluyor, temizlikçi oluyor yeri geliyor.
Gün içinde kaç ayakkabı bağcığı bağlıyorum, kaç pantolon düğmesi, fermuarı tutuyor ellerim çocuğun gücü yetersiz diye.

Avuçlarıma kusan, sümüğü akan çocuklarım oldu benim..

Ben öğrencim demem, çocuklarım diye bahsederim çoğu zaman evet.

Çocukların pisliğinin lafını eden öğretmenler var bunlara emanet ediyoruz işte diye yorum yazmış biri.

Tırnağını kesmiyorum çocuğumun kesin demiyor demiş.

Ben 30 çocuğun elinden tutup yazarken o uzun, kirli tırnakları görüyorum neden kesilmemiş diyorum evet ama
o yorucu günün ardından aklımda o pis tırnaklar kalmıyor kusura bakmasın kimse!

Çocuğunun tırnağından habersiz veliyi hatırlayıp uyarsak da boştur gerçi!
İyi bir anne çocuğunun kişisel bakımını başkasının uyarısına bırakmaz zaten..

Çok saç topladım, çok pisliğe değdim iğrenmeden, çocuk bu diyerek.
Hatasını anlasın, davranışını düzeltsin diye kızmamı, uyarmamı diline dolayacak veli dolu burası buyrun!!

Niçin? Ben doğurmadığım için..

Tüm temizlik, bakımları yaparken iyi çooookk iyiyiz. O doğurmadı sümükle, çişle niye uğraşsın demiyor veliler
ama uyarınca, kızınca, ceza verince o doğurmadı yapamaz oluyor!

Öğretmen var öğretmen var bu gerçek, ama veli var veli var yani.

Böylesi veli denk gelmedi bana ama gelsin hele bir, vallahi sümüğü ağzına girsin çocuğunun,
gelir kendin silersin çünkü ben doğurmadım derim!
Kizimin resmini panoya asmasi,yaralariyla ilgilenmesi benim konusmamdan once olmus.icinden gelerek yapmis.
 
yaşım yeterli merak etme.

300-400 liralık ögretmen var elbette ama genele göre fazla para, öyle degil mi?

çıkarıp da saatine 300-400 lira vermeyeceksen, ögretmenden de beklentini ona göre tutman lazım. çocuga senin istedigin kadar ilgi göstersin, senin istedigin kadar sevsin, çocuk ne yaparsa yapsın asla gık demesin hep sevsin, her şeyi ögretsin, aynı zamanda hem terbiye etsin hem de şefkatli olsun, 6-7 saat boyunca çocugunun ne sorunu varsa o sorumlu... vs. bunun karşılıgında azıcık bi maaş alıyor, onu da senden almıyor zaten. vergilerin küçük bi kısmı... yani ne kadarcık parayla ne kadar şeyi satın almanın derdindesiniz, komik gerçekten. o paraya o kadar şey alınmaz.

tam senin istedigin gibi ögretmen olsun istiyorsan, verirsin buna degecek parayı, o da aynen senin istedigin gibi, aslında senin yüklenmen gereken sorumlulukları yüklenir. burada bir çocugun bütün sorumlulugunu egitimini ayda 2000 civarı bi paraya üstlenecek kaç kişi vardır acaba? yapacak olanlar da mecburiyetten yapar anca. yoksa kimse kimsenin çocuguna karşılıgını almadıgı müddetçe istendigi gibi çok çok çok iyi bir şekilde bakmaz. tut özel hoca + bakıcı... ver saatligine degecek kadar parayı. o zaman sen nasıl istersen öyle bakarlar merak etme.

30 tane yabancı çocuga aynı anda bakmak, bir şeyler ögretmeye çalışmak, aynı anda sınıf disiplinin saglamaya çalışmak ise tabi ki özel hocanın tek çocuga bakmasından daha zordur herhalde? ki anneler tek çocuga bakarken bile neler çekiyorlar. kendi çocukları olmasına ragmen dayanamadıkları zamanlar oluyor.

'para bastırmak' agır bir tabir degil, terbiyesizce bir tabir. bu 'para bastıran' ları cafelerde daha sık görürsünüz. yiyecegi içecegi 10-20 tl lik bir şey ama garsona nasıl muamele yaparlar. çoktur bunlardan etrafta. 3 kuruş parayla o an dünyanın sahibi zannederler kendilerini. aynı hesap işte...

eger ögretmene insiyatif hakkı vermezseniz, egitimin içi boşalır. veliler bir yandan çocukları bir yandan iyice şımarır.
Hanımefendi, öğretmenlik öyle bir meslektir ki, karşılığını parayla pulla ölçemezsiniz. Öğretmen olacak insanda bazı kişilik özellikleri olmak zorunda. Çünkü öğretmenin, özellikle de ilkokul öğretmeninin görevi ders anlatıp gitmek değildir. Yeri gelecek o çocuklara arkadaş, sırdaş olacak, yeri gelecek anne baba olacak, yeri gelecek hemşire, doktor olacak. Öğretmenlik budur. Siz diyemezsiniz ki, 3 kuruş paraya bu kadar iş yapmaz öğretmenler diye. Yaparlar çünkü. Öyle güzel öğretmenler de var ki bu ülkede, devletten aldığı 3 kuruşa bakmadan, Türkiye'nin en ücra köşesine gidip bazen dilini bile bilmediği çocuklara eğitim veren, onları hayata hazırlayan, yeri geldiğinde anne-babasının baskısından koruyan öyle insanlar var ki...

Pek çok işi para kazanmak için yapabilirsiniz, ama öğretmenlik para için yapılacak bir iş değildir. Öğretmenseniz insan kazanır ve kazandırırsınız. Kazandığınız paranın, bu tatmin duygusunun yanında esamesi okunmaz.
 
Kizimin resmini panoya asmasi,yaralariyla ilgilenmesi benim konusmamdan once olmus.icinden gelerek yapmis.

Bu da benim söylediklerimin ispatı oluyor.
Umarım bundan sonra öğretmeninize karşı güveniniz ve hisleriniz daha olumlu olur.
Başka velilerin söylemlerine kulak asmazsınız.
 
Back
X