- 5 Temmuz 2009
- 6.342
- 77
- 163
- 36
Ben öğrencinin dut yemiş bülbül halini sevmem.
Soru sormayan, konuşmayan öğrenciyi görünce strese girerim.
Çünkü dersi dinleyen, ilgilenen çocuk soru sorar.
Derste sıkıldım diyemeyen öğrencinin karşısında ben sıkılırım.Çünkü -mış gibi yapıyordur.
Öğrenci benden korktuğu için ödev yapacaksa, susacaksa, düzenli olacaksa vs. ben bu işi becerememişim demektir.
Öğrenci ben sınıfta yokken de içerideymişim gibi davranabiliyorsa,ödevlerini bizzat benim kontrol etmeme gerek kalmıyorsa,kendini, isteklerini, sıkıntılarını rahatça dile getirebiliyorsa o zaman "birey" olmasına katkıda bulundum demektir.
Kişi korktuğu şeyi(insanı,nesneyi,durumu,olayı) saygıyla karşılamaz.
Sadece karşısındaki otoritenin beklediği harekeleri yapar.
Bu söylediklerimi gerçekleştirmek kimi sınıflarımda bir ayımı,kimisinde bir yılımı aldı.
"Bitse de gitsek." tavrı öğrenciye bir kez yerleşince gerisi zor.
Ne diyeyim, işimiz gerçekten zor.Hata kabul etmez.İnsanla uğraşıyoruz.
Ancak şunu unutmamak gerek:
Öğretmen de olsanız,ebeveyn de olsanız saygı göstermediğiniz bireyden saygı beklemek yersizdir.Bu öğrenciniz ve çocuğunuz da olsa.
Çünkü öğretici olan yüksek ses, fiziksel etki değil kesinlikle davranıştır.
Kitaplarda yazanları elbet unutur insan ama bir bakışı,hitabı,okşayışı ömrünce unutmaz.
En sevdiğiniz öğretmenleri ya da nefret ettiklerinizi anlattıkları derslerle değil, hal ve tavırlarıyla hatırlarsınız.
Çocuklar aslında haklı:
O bilgiler gerçek hayatta hiçbir işe yaramayacak; ama o tavırlar her zaman etkili olacak...
Est.Burada kimseye bir şey öğretmek haddim değildir.
Ben bunları çocuklardan öğrendim desem yeri var.
Bunu onlara da söylüyorum.
İlk dersimizde:
"Bakalım bu yıl bana ne öğreteceksiniz..."diyorum.
Neyse.
Bunca tartışmanın ortasında fikrimi söylemek istedim.
Şiddet kime karşı kimden gelirse gelsin, bir arkadaşın da söylediği gibi bir acizliktir.
Kimsenin göstermeye hakkı olmadığı gibi, şiddeti hak etmek diye de bir şey söz konusu değildir.
Öfke kontrol yöntemlerini öğrenmek ve birazcık empati kurmak yeterlidir.
Ben sinirlerimi aldırmadım.İnsanım...
Ama karşımdakinin de insan olduğunun, benden yaşça küçük olduğunun, yaşımın büyük olmasının ve öğretmen olmamın onun saygı ve sevgisini kazanmak için yeterli olmadığının farkındayım.
Onlar bizim yaşımızda olmadılar ama biz o yaştan geçtik.
Yani anlaması ve yapması gereken onlar değil yetişkinlerdir.
Nasıl ki bir çocuğun aşk mektubunu yırtıp alay ettikten sonra ondan sevgiyi öğrenmesini bekleyemezseniz şiddet uygulayarak karakterine saygısızlıkta bulunduğunuz öğrenciden de saygı bekleyemezsiniz.
İçimden bir ses çok bilmiş damgası yiyeceğimi söylüyor.
Kimseye yaptığı işi öğretecek değilim.
Bizim mesleğimizde başarı sene sonu sınavlarında değil, 20 yıl sonra hayata atılmış öğrencilerinizin hayata ve insanlara bakış açısıyla ölçülmeli.
Kendimi yeterince ifade ettiğimi düşünüyorum.
Hakkımda söylediğiniz bu hoş ifadeler için teşekkür ederim.
Sevgili Ladyfog;
düşüncelerinizi hayranlıkla okudum,okurken her cümlenizi, helal olsun dedim.
Objektif olarak her yönden düşünceyi bizlerle paylaştığınız,öğrencilerinize öğrettikleriniz ve öğretecekleriniz için teşekkürler...
Sizi kişisel olarak tanımıyoruz ama yazdıklarınızdan az çok bilgi sahibi olduk hakkınızda.
Sizi yetiştiren aileyede sizede helal olsun,başarılarınızın devamını diliyorum.
Sonsuz saygılar ve sevgiler...