- 8 Haziran 2007
- 116
- 1
- 55
Çocuğunuzun okul kurallarını, belki haksız bulduğu bir yönetmelikten dolayı yada öğretmeniyle arasında geçen bir olaydan dolayı çiğniyordur, belki de yanlızca ilgi toplamaya çalışıyordur.
Hangi nedenle olursa olsun, sonuçlarını ev içinde de görmelidir.
Ailesi içinde özgürce davranabilmesi için okuldaki davranışlarını da kontrol altında tutuması gerektiğini bilirse, kurallara uyması daha kolay oalcaktır.
Okul kurallı bir ortamdır.
Eğer ev içinde, yani aileniz arasında belli kurallarınız varsa, toplu yaşama alanlarında da kurallara riayet etmek sorun olmyacaktır.
Ev içinde kurallara uymak zorunda olan çocuklar, ev dışında karşılaştıkları kurallara da uyarlar.
Farketmişsinizdir, Son yıllarda kuralların ifade ediliş şekline özellikle dikkat edilmeye başlandı.
Mesela, “Sigara içmek yasaktır” yerine artık “Sigara içmediğiniz için teşekkürler” yazıyor.
“Çimnelere basmayın” yerine “Çimenlere basmadığınız için teşekkürler” veya “Biliyoruz ki siz çöpünüzü yere atmazsınız, ama ya yanınızdakiler” gibi, olumlu, teşvik edici hatta onurlandırıcı ifadelere yer veriliyor.
Bu güzel bir gelişme. Aynı şeyi evlerimizde de uygulamaya ne dersiniz.
Yani, kurallar yapılmaması değil, yapılması gerekeni belirtsin. Mesela, “birbirinizle iyi geçinin” kuralı, çocuklarımızdan beklediğimiz davranışı anlatır ve bunu akıllarında tutumalarını sağlar. Ama “kavga etmeyin” demeniz, istemediğiniz davranışı akılarında tutmalarına ve yasak davranışa karşı ilgi duymalarına yol açar.
Çocuğunuzun uyması gereken kuralların bir listesini yapıp görebileceği bir yere asın, hatırlamasına yardımcı olsun.
Aman dikkat edin, ve unutmayın lütfen, uyulması gereken kuralları yazın.
Olumsuz değil, olumlu bir dil kullanın.
Çocuğunuzun her hangi bir kurala uyduğunu gördüğünüzde, ev içinde yada dışında, davranışını pekiştirmek ve gelecekte tekrarını sağlamak için onu, doğru övgü kelimeleri kullanarak övün.
Aferin demek yeterli değildir veya “Benim akıllı kızım” demek ise yanlış övgüdür.
Doğrusu “”Kuralı hatırladığın için teşekkür ederim” olmalıdır.
Unutulmamsı gereken hassas bir nokta ise, çocukların söylenilenleri değil, gördüklerini daha kolay öğrendikleridir.
Yani kurallara önce siz uyun. Eğer kırmızı ışıkda siz geçerseniz, okula giderken oğlunuzun trafik lambalarına uyup uymadığı konusunda hep tereddütte kalırsınız.
Kuralların ne denli saçma olduğunu söylemek, çocuğunuza sevmediği kurallara uymaması konusunda cesaret kazandırır.
Bir kurala uyduğunuzda bunu vurgulayın,
böylece çocuklar kuralların sadece küçükler için değil, herkes için olduğunu kavrayıp, daha dikkatli bireyler olurlar.
Eğer çocuğunuz sürekli okul kurallarını çiğniyorsa, ev-okul iletişim sistemini kurun.
Yani öğretmeni ile anne-baba arasında bir iletişim köprüsü oluşturun.
Böylece, çocuğunuzun okul içindeki davranışlarından haberdar olabilirsiniz. Kuralları çiğnemenin sonuçlarını belirleyin.
Öğretmeninden gelen mesajları dikkate alarak uyumlu olduğu günlerde ayrıcalıklarını artırın, uyumsuz olduğu günlerde ise azaltın.
Son olarak, soruna aşırı tepki göstermekten sakının.
Okulda çiğnediği bir kuraldan dolayı kızmak, dövmek, azarlamak, yasaklamak, gibi sert cezalar çocuğunuza kurallara uymayı öğretmez.
Tam aksine sizden uzaklaşmasına neden olur.
Aynı zamanda öç alma duygusunu da peşinden getirir.
Kontrolü kaybetmek yerine, kurallara uyduğu yada uymadığı için uygun ve mantıklı sonuçlar belirleyin.
Hangi nedenle olursa olsun, sonuçlarını ev içinde de görmelidir.
Ailesi içinde özgürce davranabilmesi için okuldaki davranışlarını da kontrol altında tutuması gerektiğini bilirse, kurallara uyması daha kolay oalcaktır.
Okul kurallı bir ortamdır.
Eğer ev içinde, yani aileniz arasında belli kurallarınız varsa, toplu yaşama alanlarında da kurallara riayet etmek sorun olmyacaktır.
Ev içinde kurallara uymak zorunda olan çocuklar, ev dışında karşılaştıkları kurallara da uyarlar.
Farketmişsinizdir, Son yıllarda kuralların ifade ediliş şekline özellikle dikkat edilmeye başlandı.
Mesela, “Sigara içmek yasaktır” yerine artık “Sigara içmediğiniz için teşekkürler” yazıyor.
“Çimnelere basmayın” yerine “Çimenlere basmadığınız için teşekkürler” veya “Biliyoruz ki siz çöpünüzü yere atmazsınız, ama ya yanınızdakiler” gibi, olumlu, teşvik edici hatta onurlandırıcı ifadelere yer veriliyor.
Bu güzel bir gelişme. Aynı şeyi evlerimizde de uygulamaya ne dersiniz.
Yani, kurallar yapılmaması değil, yapılması gerekeni belirtsin. Mesela, “birbirinizle iyi geçinin” kuralı, çocuklarımızdan beklediğimiz davranışı anlatır ve bunu akıllarında tutumalarını sağlar. Ama “kavga etmeyin” demeniz, istemediğiniz davranışı akılarında tutmalarına ve yasak davranışa karşı ilgi duymalarına yol açar.
Çocuğunuzun uyması gereken kuralların bir listesini yapıp görebileceği bir yere asın, hatırlamasına yardımcı olsun.
Aman dikkat edin, ve unutmayın lütfen, uyulması gereken kuralları yazın.
Olumsuz değil, olumlu bir dil kullanın.
Çocuğunuzun her hangi bir kurala uyduğunu gördüğünüzde, ev içinde yada dışında, davranışını pekiştirmek ve gelecekte tekrarını sağlamak için onu, doğru övgü kelimeleri kullanarak övün.
Aferin demek yeterli değildir veya “Benim akıllı kızım” demek ise yanlış övgüdür.
Doğrusu “”Kuralı hatırladığın için teşekkür ederim” olmalıdır.
Unutulmamsı gereken hassas bir nokta ise, çocukların söylenilenleri değil, gördüklerini daha kolay öğrendikleridir.
Yani kurallara önce siz uyun. Eğer kırmızı ışıkda siz geçerseniz, okula giderken oğlunuzun trafik lambalarına uyup uymadığı konusunda hep tereddütte kalırsınız.
Kuralların ne denli saçma olduğunu söylemek, çocuğunuza sevmediği kurallara uymaması konusunda cesaret kazandırır.
Bir kurala uyduğunuzda bunu vurgulayın,
böylece çocuklar kuralların sadece küçükler için değil, herkes için olduğunu kavrayıp, daha dikkatli bireyler olurlar.
Eğer çocuğunuz sürekli okul kurallarını çiğniyorsa, ev-okul iletişim sistemini kurun.
Yani öğretmeni ile anne-baba arasında bir iletişim köprüsü oluşturun.
Böylece, çocuğunuzun okul içindeki davranışlarından haberdar olabilirsiniz. Kuralları çiğnemenin sonuçlarını belirleyin.
Öğretmeninden gelen mesajları dikkate alarak uyumlu olduğu günlerde ayrıcalıklarını artırın, uyumsuz olduğu günlerde ise azaltın.
Son olarak, soruna aşırı tepki göstermekten sakının.
Okulda çiğnediği bir kuraldan dolayı kızmak, dövmek, azarlamak, yasaklamak, gibi sert cezalar çocuğunuza kurallara uymayı öğretmez.
Tam aksine sizden uzaklaşmasına neden olur.
Aynı zamanda öç alma duygusunu da peşinden getirir.
Kontrolü kaybetmek yerine, kurallara uyduğu yada uymadığı için uygun ve mantıklı sonuçlar belirleyin.
