Aman okuma, diploman olacak da ne olacak, sonuçta kızsın, varacaksın bir kocaya, koca evinde olacaksın diyenler olursa asla kulak asmayın.
Çok yazdım buralarda ama bir kez de sizin için yazayım, 5 yıllık evliydim o zamanlar, yaş 27'ydi, kızım 4 yaşındaydı, eşim iş gezisi için 4 kişilik ekiple arabayla yola çıktı sabahın kör karanlığında, mevsim kış, aylardan Ocak.
Ne zaman uzun yola gitse saat başı arar, bilir benim ne pimpirikli olduğumu, aradı birkaç defa konuştuk vs sonra telefonlar kesildi, arıyorum ulaşamıyorum, saatler geçiyor çıldıracağım.
İçim içime sığmıyor ama kucakta 4 yaşında çocuk, nereye gideceğim de nerede arayacağım eşimi, akşam üstü oldu ben kafayı yedim yiyeceğim, kapı tıkırtısı duydum, fırladım kapıyı açmak için, eşim en yakın arkadaşının kolunda başı kocaman bandajlı, her yeri perişan, rengi solmuş, olduğum yere yığıldığımı hatırlıyorum, gerisi yok.
İş gezisi için yola çıkan eşim arabanın arka koltuğunda oturuyormuş, hava yağışlı, arabayı kullanan kişi direksiyon hakimiyetini kaybedince araba ıslak yolda kayıyor benzin tankerinin altına giriyor, herkes kurtuluyor, bir tek eşim tanker altında sıkışıp kalıyor, baştan öldü diyorlar, sonra cılız bir nefesle kurtarma çabaları başlıyor, eşim hastaneye kaldırılıyor, başında 32 dikiş, kaburgalardan birkaçı kırık, her yer kan gölü.
Hastane de yatırmak istiyorlar ama ölürsem evimde eşimle kızımla birlikteyken öleyim diyor imza verip çıkıyor, arkadaşına da haber veriyorlar, üst başını değiştiriyorlar, çünkü ben onu kan içinde görürsem çıldırırım biliyorlar.
İşte o gün, eşimin ölme ihtimalini sonuna kadar yaşadığım gün, lise mezunu mesleksiz bir kadın olduğuma kahrettim çünkü hayattaki en büyük dayanağım, benim sırtımı yasladığım tek Çınar ağacım eşimdi ve kucağımdaki kızımı okutmak için elimden geleni yapacağıma söz verdim.
Okuyun, ne olursa olsun, kim ne derse desin okuyun.