Üniversitedeyken bir gün kader konusu açılmıştı. Hocamızdan biri Allah doğarken öleceğin anı ve evleneceğin kişiyi alnına yazmıştır demişti. Bir arkadaş peki biri hırsızlık yaptı madem Allah kaderini önceden belirliyor o zaman o adam hırsızlıktan neden günaha giriyor demişti. Hocada, Allah o kişinin önüne bir takım seçenekler yollar koyuyor para için hırsızlık yapıyor mesela ama ona birkaç seçenek sunmuştur. O seçenekler içinde hırsızlığı seçmiştir vicdanıyla Allah'da onun seçenekler arasında seçtiğiyle kaderine yol vermiştir. Yani daha açık anlatmak gerekirse kaderimiz yazılıdır ama insan kendi kaderini kendi çiziyor. Mesela bir olay var. Bu olayda a,b ve c seçenekleri var. Biz a seçeneğini seçtik. Daha önce o a seçeneğinde ne yazıyorsa onu yaşayacağız. Yada b yi seçseydik b yi yaşayacaktık. Ama her seçeneğin sonunda bizim yaşayacaklarımız yine bellidir. Yani kaderimiz belli ama kaderimize biz yön veriyoruz.
Ölüm olayında da her insanın alacağı nefes sayılıdır. O nefes tükenince ne yapsakta zamanımız geldiyse ölürürüz. Sebebi ise bahanesi olur. Araba çarpsada, camdan düşsekte bunlar bahaneleri oluyor. Allah en güzel ölümleri nasip etsin.
Hatta bunla ilgili birşey okumuştum. Bir kadının oğlu iş amacıyla ertesi gün uçakla iş seyahatine gidecekmiş. Annesi gece rüyasında uçağın düştüğünü ve oğlunun öldüğünü görmüş. Kadında sabah oğlunu uçağa binmesin diye kaldırmamış. Tv yi açınca haberlerde oğlunun bineceği uçağın düştüğünü ve kimsenin kurtulamadığını görmüş. Bir sevinçle oğluna haberi vermek için uyandırmaya gitmiş. Ama ne görsün oğlu yatağında ölü yatıyormuş. Yani ölümle olacağın önüne kimse geçemez.