- 14 Aralık 2015
- 11.972
- 28.956
- 598
Benim de gördüğüm ilk ölüm canım babaminkiydi. Henüz 22 yaşımı doldurmamıştım. Babam 8 aydır kanserle boğuşuyor ve acı çekiyordu. Son gününde babamın yanındaydık. O gün bizimle bağını kesmişti. Sadece her nefesinde Allah-Allah diyordu. Sanırım o da artık son nefesine yaklaştığının farkındaydı. Tıpkı sudan çıkan balığın nefes alış verişi gibi görünüyordu. Ve saat gece 12 buçuk oldu. Arkadaşları, akrabaları, hepimiz babamın başındaydık. Babam artık nefes almıyordu. Hepimiz öldüğünü biliyorduk ama donup kalmıştık. Ölmüştü anlamıştım ama yine de göğsüne bakıyordum. Allahım nolur bir kerecik kıpırdasın göğsü diye düşündüğümü hatırlıyorum. Sonra yengem babamin bileğini tuttu ve nabız yok, abimi kaybettik dedi. O an hepimiz birden ağlamaya başladık.
Babam için ağlamadım aslında ben. O öyle guzel bir hayat yaşamıştı ki... Yeryüzü meleği derlerdi ona, öyle mükemmel bir insandı. Sadece kendim için ağladım. Onu bir daha göremeyeceğim, öpüp sarılamayacağım, sesini duyamayacağım, eşimle tanıştıramayacağım, çocuklarımla dedesine gidemeyeceğim için...
Hiç korkmadım biliyor musun onun cansız bedeninden. Alnından öptüm. Sıcacıktı. Sanki elbisesini yeni çıkarmış da kenara koymuş gibiydi bedeni. Ruhunun çok daha güzel bir yere ait olduğunu biliyorum. Sanki hala yaşıyor gibi. Neredeyse 5 sene olacak. Hala birileri onun için "Rahmetli" deyince komik geliyor :)
Evrende hiç birşeyin yok olmadığı da ölümün bir son olmadığının delili değil midir?
Ben o gün çok yüce bir duygu hissettim. Sanki tanımlayamadığım birşeyle aramda sadece ince bir perde var gibiydi. Sanki bir adım atsam o şeye ulaşacaktım. Tarif edebilmek için söyleyebileceğim tek şey göklerin kapısı açılmış gibi bir histi. Aynı hissi oğlum dünyaya geldiği anda da çok yoğun olarak yaşadım. O an anladım ki ölüm ve doğum kardeşmiş.
Ben o günden sonra ölmekten hiç korkmadım. Şuanda da ölmekten korkmuyorum. Sadece oğlum annesiz kalacak diye üzülürüm o kadar. Babamin gurur duyacağı bir hayat yaşayacağım ve bir gün babamla karşılaştığımda onun ellerini öpeceğim ve yaptığım tüm güzel şeyleri anlatacağım inşallah.
Son olarak bu uzun yazıma "Dünyada ölümden başkası yalan" diyerek son vermek istiyorum :)
Babam için ağlamadım aslında ben. O öyle guzel bir hayat yaşamıştı ki... Yeryüzü meleği derlerdi ona, öyle mükemmel bir insandı. Sadece kendim için ağladım. Onu bir daha göremeyeceğim, öpüp sarılamayacağım, sesini duyamayacağım, eşimle tanıştıramayacağım, çocuklarımla dedesine gidemeyeceğim için...
Hiç korkmadım biliyor musun onun cansız bedeninden. Alnından öptüm. Sıcacıktı. Sanki elbisesini yeni çıkarmış da kenara koymuş gibiydi bedeni. Ruhunun çok daha güzel bir yere ait olduğunu biliyorum. Sanki hala yaşıyor gibi. Neredeyse 5 sene olacak. Hala birileri onun için "Rahmetli" deyince komik geliyor :)
Evrende hiç birşeyin yok olmadığı da ölümün bir son olmadığının delili değil midir?
Ben o gün çok yüce bir duygu hissettim. Sanki tanımlayamadığım birşeyle aramda sadece ince bir perde var gibiydi. Sanki bir adım atsam o şeye ulaşacaktım. Tarif edebilmek için söyleyebileceğim tek şey göklerin kapısı açılmış gibi bir histi. Aynı hissi oğlum dünyaya geldiği anda da çok yoğun olarak yaşadım. O an anladım ki ölüm ve doğum kardeşmiş.
Ben o günden sonra ölmekten hiç korkmadım. Şuanda da ölmekten korkmuyorum. Sadece oğlum annesiz kalacak diye üzülürüm o kadar. Babamin gurur duyacağı bir hayat yaşayacağım ve bir gün babamla karşılaştığımda onun ellerini öpeceğim ve yaptığım tüm güzel şeyleri anlatacağım inşallah.
Son olarak bu uzun yazıma "Dünyada ölümden başkası yalan" diyerek son vermek istiyorum :)