Siz atanmış mesleği elinde olan, kendi parasını kazanan kimseye muhtaç olmayan yetişkin bir kadınsınız.
O teyze kimmiş ki sizi rezil edebiliyor. Neden hesap veriyorsunuz oğununuz ondan mı geliyor. Diyemediniz mi benim bedenimle ve kendi özgür irademle yaptığım birsey kimseyi ilgilendirmez, kimsenin haddi degil hesap sormak, sevabı da günahı da benim. Hayatım hakkında konuşup yorum yapmayın.
Siz bakire olmamayı kotu birsey olarak gördüğünüz icin bu duruma düştünüz. Eğer dik durup, kararlarınızın arkasında olduğunuzu gösterirseniz kimse kendinde size hesap sorma hakkını bulamaz.
Şimdi silkelenin ve kendinize gelin. Hayatınızı elalem ne der ne demiş diye geçirerek kendinize zindan etmeyin. Söylenenleri duymazdan gelin, ilgilenmeyin. O terbiyesiz kuzen icin pazartesi sabahı ilk iş, tehtid mesajları ile birlikte tehtid ve özel hayatı ifşa dan savciliga suç duyurusunda bulunun. Inanın ki yaşadığım için biliyorum kamu davasına dönüşüyor. Uzlaşma icin avukat aradığında onun gazeteye özür yazısı bile yazmasını isteyebilirsiniz. O sizinle uzlaşma icin iletişime geçtiğinde oyle hallere girecek ki resmen bundan keyif alacaksınız.
Babanıza gelince, hic bir aile evlatları karşısında kazanamaz diye guzel bir söz vardır. Bence ilk asama olarak tamamen kendinizi çekin. Bu tarz bir konu için evladını silen bir adama ölene kadar kirginliginizin gecmeyecegine dair cümleleri duymasını sağlayın. Mutlaka bir nokta da geri adımı o atacaktır. Eğer gerçekten de bu sekil de devam ederse, dik durun ve kendi bedeninizle ilgili doğal bir süreç için özür dilemeyin. Iyi gunler.