Ben de lise çağlarımda bir vefasıza aşık olmuştum. Oyuncak etti beni. İlgilenmedi, aramadı, ayrılmak istedim bırakmadı da. Nerdeyse ilk sene üniversiteye gitmeme engel oluyordu. Ah saf duygular. Üniversiteye başladığım ilk gün beni otogardan uğurlayışı, yolda arkadaşımın onun beni aldattığını anlatışı, hakaretler yağdırıp hattımı kırışım. Senelerce nefret ettim. Onun olduğu şehire her girişimde içim cız etti. Ne varki seneler geçti devran döndü ve benim okuyup ayrıldığım yere okumaya gelmiş. Benim evlendiğim gün beni görmüş orda. Aradan seneler geçti, yine aynı yerde karşılaştık. Beni misafir etti. Sohbet ettik. O konuşurken onu, tavırlarını, duruşunu izledim. Heyecanlarını, telaşlarını.. Hepsi aynıydı hiç değişmemişti... Ve o an anladımki, bu adam benim aşık olduğum adamdı. Nefretim ona değil, onu unutamadığım için kendimeydi.
Bana beni asla aldatmadığını söyleyip durdu. İnanmadım tabi. Ama inansam da yapacak birşey yoktu. Herşey için çok geçti. Birbirimize sarılıp vedalaştık. Zaman zaman aklıma düştüğünde veya duygusallığım ağır bastığında içimi acıyıtor ama geçirdiğimiz güzel günleri de anıp tebessüm ediyorum..