özel sektörde mesai saati


Evet başka işler bulursunuz, memnun kalmadığınız o diğer benzer işlerden, içi dolu olsanız bu tempoda hayat gidiyor. Arkadaşlarından bıkan, amirinden bunalanda bizim gibi kpss ye girip kurtulabilir.
 
Evet başka işler bulursunuz, memnun kalmadığınız o diğer benzer işlerden, içi dolu olsanız bu tempoda hayat gidiyor. Arkadaşlarından bıkan, amirinden bunalanda bizim gibi kpss ye girip kurtulabilir.

Yok yanlış anlaşıldım sanırım. Özel sektörde ortamından sıkılan benzer başka iş bulur, monotonluğu kırma şansı vardır. Ama binbir tane sınavla girmiş bir devlet memuru pek de kolay oynayamaz yerinden. Bunu demek istedim.
 

evet haklısınız. ben mesela kendi işimi kurmak isterdim hep. ama yapmaya gözüm yemez, garanti işim varken istifa etmeyi kestiremiyorum doğrusu. doğum yapsam bi sene izin alacağım, eşim yurtdışına giderse birlikte gideceğiz izin alacağım, ya da yurtdışında master yapacağım devlet karşılayacak. kariyer meslek memurluğu zaten merkezde çalışır, taşradaki arkadaşlar dahi vatandaşla muhattap olmazlar. kurumların beyin takımlarıdır. yurtdışı toplantılara katılanlar, mevzuatı hazırlayanlardır. o yüzden zaten mesai kavramımız yok. benim kıyasladığım kesim bunlardı.
ama halkla birebir muhattap olan düz memurları bizlerde hep eleştiririz. merkezde bile 20 yıllık bir memura iki dosyayı zor getirtiririz, adam alışmıştır rahata. kalkmaz çayını içmeden. yani yeni nesil ile eski nesili karıştırmamak gerek. devlette de duymuşsunuzdur, " yönetişime" geçiliyor. özel sektör mantığı getiriliyor artık. umarım sgk gibi emniyet gibi kurumların halkla muhattap olan personeli de gerekli eğitmlerden geçerek bu bilince kavuşurlar.
 

Yeni nesille eski nesili değil de , düz memurlukla kariyer memurluğu kıyaslamak lazım demeliyiz belki de. Özel sektör mantığının getirilmesine hiç karşı değilim, nasılsa özünde devlet olduğu için özel sektöre fazla benzeyemez, sömürüde frene mutlaka basılır Ben de sırf saydığınız iki sebepten : eşim yurtdışına çıkarsa izin alıp onunla gidebilmek ve uzun süreli doğum izni alabilmek için memurluk düşünüyorum ama farkettim ki üst kurullara girmek gerçekten epey zor, ben sınavlara enerjimi zamanında öss'de tüketmişim Yoksa gerçekten şu an özel sektörün bana vereceği 3.000 küsür liradansa devletten alacagım, hiç değilse patrona para kazandırmak için değil, ülkenin geleceği için birşeyler yapıyorum diyebileceğim bir devlet kurumunu tercih ederim.
 

sana sarılmak istiyorum :)
 
ben özel sektör bankacıyım, ankara da yaşıyorum, birçok memur arkadaşım da var.

Mesai 08:30 da başlıyor. 08:35 de işe gelmek demek büyük sorun var anlamına gelir. mümkünde 08:15 de işyerinde olmanız tercih edilir. Banka 09:00 da açılır. Aynı banka 17:30 da kapanır. Bizim çıkış saatimiz ise öncelikle kasayı tutturmamıza sonra toplantı olup olmamasına bağlıdır. yani mesai saati bizim için ütopyadır. gereken her saat diliminde orada olmakla yükümlüyüz.

bir memur arkadaşım A.bakanlığında çalışıyor. istediği veya işi olduğu her gün izinli. öyle yazılı izin felan da yok. arkadaşlarına beni idare edin diyor tamam. yılsonunda bizim kullanamadığımız izinler yanıyor. arkadaşıma soruyorum. daha 58 gün iznim var diyor. bu ekstrem bir örnek ama ankarada deli gibi çalışıyorum diyen bir memura henüz rastlamadım. sebebini sonradan öğrendim. hemen hepsi eş durumundan atandığı için her yerde memur fazlalığı var.

memurların mesaisi genelde 08:30 veya 09:00 da başlıyor. bizzat kendi kurumlarının servisleri en az 15 dk geç gelir işe. 15 dk soyunma giyinme vs. yarım saatte çay- kahve. 09:30 dan önce işinizi yapabileceğiniz bir memur hayaldir bu şehirde. biz grand tuvalet 08:30 da masamızda olmalıyız.

yıllık izinlerde devlet memurlarının izin tarihini istedikleri gibi ayarlarlar. bizde "bir hafta sen yap, sonra benim eltimin düğünü var, sonra sen babanlara gidersin. sen gelince ben kalan tatilimi tamamlarım. vs vs. tatil demek işe gelmediğin gün demek yani. öyle dinlenmeyle yatmayla alakası yok.

öğle yemeğinde biz tunalı da yemek yiyoruz. ama parasını cebimizden ödemiyoruz. yemek çeki veriyorlar. günlük 7 TL. o parayla tunalı da bir tost yersin. çay parasını da cebinden ödersin. yani orada oturmamız paranın bolluğundan değil. bayanların her yerde rahat yemek yiyememesinden kaynaklanıyor. memurların çoğu kurumlarında ve 2-3 lira gibi bir ücretle yemek yiyorlar.

doğum izni demek aslında ilk personel kıyımında işten çıkarılacaklar listesinde 1 numaraya talip olmak demektir. öyle ya. 2 ay önce işi bırakıcan,iki ay sonra başlıcan, bu sürede maaşını çatır çatır alıcan, çocuğun doğacak, durmadan hastalanacak, aşısı, doktoru derken.... patron, müdür ne yapsın dime? çok kalifiye bir eleman değilsen veriyor tazminatını güle güle... bayer ilaç firmasını bilirsiniz. bir ara bayanlara hamile kalmayı düşünenlerin istifası peşinen kabul edilmiştir diye bir söz bile etmişler. maaşı, şartları mükemmel. ama hamile kalmaman şartıyla. devlet dairesinde bir de doktor ayarlarsan çocuğun kreş yaşına gelene kadar daireye uğramana gerek kalmıyor.

memur emekli olunca ikramiyesini cebine koyar ayrılır. bizde emeklilik 60 yaşına kadar seni çalıştıracak bir özel sektörle sınırlıdır. zaten 40 yaşından sonra işten çıkarıldıysan senin için emeklilik başlamıştır. uzatır ayaklarını parasızlığın ve işsizliğin keyfini çıkarırsın.

özel de harhangi bir sebeple müdürünle kavga edersen kovulursun. memuriyette taynin çıkar. dava eder geri dönersin.


bu liste uzar da gider. bizde konuşur dururuz. kimsenin eline de bişey geçmez,

herkes işinin kıymetini bilsin diyor ve hepinizi öpüyorum....
 
Son düzenleme:
Bankacı aysunk çok doğru söylemiş. Özel bankada şube çalışanı olmak çok zordur. İşin acı tarafı çoğu da kalifiye elemandır, "zamanında kassaymış" denecek tipler değil yani, çoğu iyi eğitimli. Ama müşteriyle muattap olunan her meslekte olduğu gibi, idare edilemezsin.Geç gelemezsin, erken çıkamazsın.Zaten 3 kişilik iş 1 kişiye yaptırıldığı için kim kimi idare etsin? Haa tabi bu da şubesine göre değişir. Şubenin biri daha rahattır ticaridir de diğerinde elektrik faturasını yatırmaya gelen bile kendisini bankanın patronu sanır.Doğum izni konusunda da dedikleri doğru, şube müdüründen habersiz hamile kalınmamalıdır Yoksa adamı yüzüstü bırakmışsınız gibi bir muamele görürsünüz. Tavsiyem, habersiz sevişmeyin

Kaldı ki bankalar özel sektörün yine en iyi olduğu yerler, özel sağlık sigortan yapılır, maaşın gününde yatar, patron şirketi değil, yönetici şirketidir, kurumsal yerlerdir vs.vs. Devlette çalışanlar bence çalıştıkları yerin kıymetini bilip, yöneticiler altlarına işkence etmesin, altlar da yan gelip yatmasın, rahat psikolojilerin tadını çıkarıp halktan aldıkları maaşın karşılığını halka hizmet olarak ödemeyi borç bilsinler, çok süper olur.
 
valla bankacılara allah kolaylık versin gerçekten. su içmeye gidemiyorum diyor bi arkadaşım. istifa eden çok arkadaşım var. denetim firmalarından bile istifa edenler var mesai saatlerinden dolayı. ama bu işsizlikte de değerini bilmek lazım gerçekten. işe girerken çok çaba harcıyor herkes. çok politik gelecek ama gerçekten kapitalizm ve yabancılaşma bu işte yaşadığımız.
 
ne yapacağımı şaşırdım şahsen ..ben şu anda işşizim öyle de çaresizim ki..iki ucu şeyli değnek dedikleri durum..

devlete de girmek oh tamam kapak atayım memuriyete demekle olmuyor ki..devlet ah canım bizimi tercih ettin gel sana

fazladan bir kişilik yer açarız ne olacak canım demiyor ki?tamam gk gy sınavları çok çok basit ama işşizi öğrencisi özel sektörde

helak olmuşu hepsi birden garanti kapı diye kpssye abanınca çılgınca rekabet oluyor 90dan aşağı hakkari bile almıyor

artık.alınacak insan sayısı sınırlı zaten.sinirlerim bozuldu iyice.mülakatta dönen torpili bilmemneyi derken kafayı yeme

raddesindeyim.kolay değil hem işşizlik

hem parasızlık hem sosyal baskı bilmemne derken sinirlerimiz harap bitap vaziyette..sanki ben seçiyorum böyle yaşamayı ..

yemin ediyorum psikolojik fizyolojik dengem bozuldu 27 yaşımda yüzüm yaşlandı evde oturmaktan dana gibi oldum.gören

tanıyamıyor beni..

devlette kariyer memuru olup maliye bakanlığında iki uzman arkadaşım var..aldıkları paralar düz memurlardan çok çok fazla

değil..bir zaman sonra devlette de sabah 8de gelip yayıla yayıla kahvaltı yapıp çay içme dönemi de bitecek...şartlar gün

geçtikçe orada da zorlaşıyor sıkı tutuyorlar artık.hele bu ombudsmanlık mı ne haltsa geldiği vakit öyle vatandaşa hükmedip

yavaş iş yapma devri de bitecek.memur ben efediyim kafama göre takılırım diyemeyecek.resmen vatandaş müşteri

konumuna geçip çalışanın canına okuyacak.bir şikayet ettilermi

acımazlar sicile micile.
 
Genel itibariyle, devletteki çaılşma biçimide değişcek, belki ilerde iş garantiside performansa bağlı olacak olsada, hiç bir zaman özel sektörün şu halinden daha kötü olma ihtimali yoktur. 2011 yılında günümüzün şu şartlarında; bir kişi devlet yerine size özel sektörü öneriyorsa ya sizinle dalga geçiyordur yada iş tecrübesi sıfırdır. Özel demek fırsat diyenler, devlette fırsat olmayacağını nerden çıkarıyorlar. Devlette her çalışan vezne memuru mu yada düz memur mu? Özelde her çalışanda turkcellin genel müdürü mü? Şartlar belli Allah yardımcımız olsun.

özel sektörün mesai saatleri, böyle giderse 7 gün 24 saat olacaktır...
 
Valla bana kalsa 9-6 haftada 5 gün bile çooook uuuzzzuun mesai saatleri. 10da gidip 3te çıksak kim aç kalır ki? Neden tümm gün çalışıyoruz? Çalışmak araç değil miydi ? Geriye dinlenecek, ağaç dikecek, çiçekle böcekle mutlu olacak, çocuklara ahlaklı olmayı öğretecek, inancının gerektirdiği ibadetini yapacak vakit mi kalıyor? Gün başlıyor koşa koşa işe, gün bitiyor, haydi eve....Bir hanım arkadaşım bir laf etmişti çok hoşuma gitmişti: Eskiden evinin arkasında kayısı ağacı vardı, canın isteyince koparıp yerdin. Şimdi o kayısı ağacını kesip yerine bina diktiler, o binadan ev alabilmek için, o bir zamanlar evinin arkasındaki ağacın bedava kayısısını yiyebilmek için işten çıkınca açık süpermarket bulup para ödeyip alabilmek için bir ömür istemediğin yerlerde istemediğin işler yapar oldun ey insanlık !
 
Günde 8 saate şükrediyoruz ne hale geldik, 8 saat çalışma +1 saat öğlen tatili+3 saat (geliş gidiş zamanı)+1 saat (giyinme, soyunma hazırlığı)+ 2 saat (kişisel temizlik, tuvalet, yemek,vs.)+ 7 saat uyku=22 saat..

24-22 =2 saat için yaşıyoruz bir günde, daha uzun mesailerde, uykumuzdan, temizliğimizden vs. çalıyoruz. Bu da iş verenlere yetmiyor cumartesi günleride çalıştırıyorlar. Hani kendime vakit, dinlenebilmek, tatil yapabilmek, alış veriş yapabilmek, sevdiklerime ve arkadaşlarıma vakit ayırabilmek. Hani sosyallık. Robot gibi bir yaşam. 21. yüzyılın bize önerdiği hayat. Kariyer sitelerinde hiç böyle bir analiz gördünüz mü?
 
Aynen, 8 saate şükrediyoruz. Yunanistan halkı tembelmiş de, o yüzden kriz vurmuş da, yok işten 3te çıkarlarmış da...Adamlar adam gibi yaşamayı talep ediyor haklı olarak. Biz büyük şehirlerde insan olduğumuzu unutuyoruz. Sanıyoruz ki doğayla temaz pazar günü gidilen piknik, deniz kenarında bardağı 5 liraya içilen çay....Kim ömründe bir ağaç dikti, ağaç budadı, bitki çapaladı, biberi dalından koparıp yedi? Biz halen şark'ın lüks sandıklarını gelişmişlik sanıyoruz. Koca plazalar, asansörlü binalarda yaşayınca, arabadan inmeden çişe gidince, tatili 5 yıldızlı otelde yoğurda bulanmış makarna, mayoneze bulanmış makarna, hiçbişeye bulanmamış makarnalı "sınırsız açık büfe"li yerlerde tatil yapınca kendimizi "olduk" sanıyoruz. Lüks tatil budur sanıp o 2 haftalık ( o da o kadar izin varsa) "herşey dahil " için 50 hafta çalışıyoruz.

Köyü olanlar gitsin de baksın, hayat ne kadar da yavaş, sakin, neşeli, kuralsız.
 
Geri kalmışlığın yada ekonomik krizin sebebi iyi yönetilmemektendir. Türkiye geri kaldıysa bu osmanlı zamanda atalarımızın çalışmadığı için değil elbette. Çalışmak ile gelişmek olsaydı vietnam , kamboçya gibi ülkeler son 30 yılda çok büyük aşama kaydederlerdi. Çünkü orda inanlar nerdeyse 20 saate yakın çalışmakta ( bizde bu yöne gidiyoruz) çalışmak ise üretime dayalı bir sanayi ile sağlanabilir. Yoksa montajçılık yada ithalata sabahlara kadar çalışsan ne yazar.

Biz bu dünyaya ne için geldik, yaşamaktaki amaçımız ne. Bir kısır döngüye girmişiz yaşamayı es geçiyoruz. Baktım annem babam yaşamamış, denlerde, ondan öncekilerde.Daha doğrusu yaşadığımızı zannetmişiz. Okulu bitir işe başla evlen, çocuk doğur onları büyüt , mürvetlerini gör. sonra huzur evine git, sonrada toprak altına. Bu arada 65 yaşına kadar seni çalıştırmayı düşünen zihniyeti meydanlarda alkışla.

Başka bir konuda arkadaş dertli başka bir soruna var ama yurt dışında türkiye ye gelmiş ve 6 hafta izinleri var. 6 hafta izin düşüne biliyormusunuz :))
Biz ise 1 yada bulursak 2 hafta izin için göbek atarız. Onuda 5 yıldızlı otele giderek, geri kalan 50 hafta taksitleri ödeyerek harcarız. Haftada 6 gün çalışırız 1 gün rahat etmek için, 50 hafta çalışırız 2 hafta tatil için. Yemin ediyorum cilalı taş devrinde bile insanlar bu kadar zor şartlarda yaşamıyorlardı..
 
Arkadaşlar ne diyosunuz bu özel sektörde saatler hepmi böyle gidecek hiç düzelmeyecekmi, Hep böyle ömrümüz iş yerinde mi geçecek. Ne olacak bizim bu halimiz dayanamıyorum kaldıramıyorum ben bu tempoyu
 
bende katyılıyorum. özellikle kamuda 8 den 5 e kadar işyerinde kalmakla bişey olduğu hazır elektirk masrafı. sıkıntıdan kağıt masrafı çıkıyor. birde üstüne kamudakiler boş boş oturuyor muhabbeti oluyor. e hani iş olsa valla yapacaz. :)

1,5 sene özelde çalıştım sadece 23 gün sigortam yattı. her gün uyandığımda işyerinden nefret ediyorum dedim. nefret ederek 6 ya kadar çalıştım. berbattı bence.

sonrasında kamuya atandım.
- önce il e atandım. bir ay uyuklayarak geçti. çünkü memur fazlalığı vardı. müdüre söyledim. yerimi değiştirseniz. ben burda bişey öğrenemiyorum diye ama kimse oralı olmadı.
- ama bu il de bir kaç kişi dışında herkes 8 -5 e riayet ediyordu. turnikelerden saat kaçı kaç gece işe gelmiiz bakanlıktn takip ediliyordu. rezil bir durum bence :)
- sonrasında başka ilçeye tayin oldum. orda resmen kek ti işler. çünkü herkes gerçekten işini yapıyordu. ses gürültü yoktu. kimse kimseye işini atmıyordu.
- daha da sonrasında başka ilçeye tayin oldum. bu ilçe özelde çalıştığım günbleri hatırlattı. ilk günden daha önce hiç görmediğim 5 bölümü birden bana yükledi. sebebide ortamda tek bayanım. hareket alanım kısıtlı ellerinden gelse diğer evtaklarıda bana vereceklerdi. çünkü diğer memurlar yok sigara molası yok çay molası diyerek yakındai pastaneye oturduklarından...
-il de şefler de yazı işi yaparken burdaki şef yazı yazmazmış. o yöneticiymiş. (sadece m harfini küçük yapmışınız. iki kelime arasında boşluk fazla olmuş tarzı şeylere karışan şef diyeyim.)
- ama neyseki buraki macera bitiyor. gelecek hafta tekrar il e geçiyorum.

- iş yapmaya hevesli olursan bütün işleri sana getiren memurlar çok fazla.
- iş yerinde bişey eleştiremezsin. e çünkü hemen hemen hepsi siyasetle gelmiş vekil müdürle dolu. ha zaten birde yönetmelikte şöyle şöyle der diye bir başlarlar siz eleştirdiğiniz şeyi unutursunuz.
- hizmetliye evrak arattırırsın bakacağım der. bakmaz gözüne gözükmez bile...
- iki üniv bitirdim. evet ne işime yarayacak. hiç bir değerin yok. e bir tayin hakkın bilr yok. sen kimsinki değil mi?
- yinede çok şükür...
 
Offf kızlar bizim eşimle gündemde olan konumuz buydu eşim devlet kurumunda ben özel ve ben sabah 7,30da evden çıkıyorum o uyuyor ben akşamalrı 8de evde oluyorum o beni dışarda beklemek zorunda kalıyor o cmtsileri mışıl mışıl uyuyor ben sabahın köründe yollara dökülüyorum sonuç ne mi beni işten çıakrtmayı düşünüyor her akşam bunun kavgasını yapıyoruz sen normal 5te işten çıksan eve yetişriisn yemeğini yaparsın birde görüyor kendime hiç vakit ayıramıyorum örngeğin bir dr bile gidemiyorum oda sıkılıyor bu duruma ne yapıcam bilmiyorum bende zorlanıyorum ne evle ne kendimle ilgilenebiliyorum ama çalışmadanda duramam işten çıkmak yada çıkmamak üfff ya karar veremiyorum
 
Arkadaşlar ne diyosunuz bu özel sektörde saatler hepmi böyle gidecek hiç düzelmeyecekmi, Hep böyle ömrümüz iş yerinde mi geçecek. Ne olacak bizim bu halimiz dayanamıyorum kaldıramıyorum ben bu tempoyu

Malesef canım, artan nüfus, aç gözlü patronlar ve devlet denetimi lafta olduğu sürece giderek şartlarımız daha da kötüleşecek.
 
Son düzenleme:

madidi olarak çok büyük sıkıntı olmayacakca çıkın işten nolacakki. ben bile istifa düşünüyorum. ocakta doğum olacak. ücretsiz izin kullanacağım. sonrasında belki tekrar başlamam bile. gerçi benim nedenlerim farklı...
 
Dün akşam 19,30 da cıktım burdan. Evde yemek yok. Zaten yemek yapmayı bilmiyorum yapana kadar 21,30 oldu, o saatte yediğim yemek löp löp yağ olarak bana geri geldi. 1,5 saat sonra uykum geldi zaten. Bir de cocugum olsa "anneeee annneeee" diye yırtar kendini herhalde.

E hani ben memur olmuştum, e hani akşam beşte servisimde güle oynaya evime gidecektim, iki üc hafta izin patlatıp keyif yapıcaktım.

İmkansız yahu....

Sizin de anlattığınız gibi ülkemizde insana değer verilmiyor. Kamusu özeli olmamalı belli bir çalışma saati olmalı, aşması halinde fazla mesai maaşıma yansımalı, ben eğer istemiyorsam mesaiye kalmamalıyım vs vs.

İnanın 30 gün boyunca mutlu olduğum 1 gün var; 15 i :)))) Maaşımı aldığım gün
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…