Bulunduğum sokak biraz tenha, gün içinde boş olabiliyor, kimse yoksa kenara çekiyorum maskemi. Karşı kaldırımda bile bir insan olsa takıyorum. Üstelik astımım var, maskeyle bu sıcaklarda nefes almakta çok zorlanıyorum. Antalya’nın nemli sıcakları meşhurdur, bilirsiniz.
Şaka gibi yasak kalkmadığı halde marketlere maskesiz girenler var

. Ben maskesiz insan görünce vebalı gibi kaçıyorum açıkçası, yerde maske görünce de

. Kalabalığa olabildiğince girmemeye özen gösteriyorum çift maske bile olsa. İnsanlar maskesiz kalabalığa nasıl giriyor anlamış değilim. Kendi bahçemize bile insem -tamamen boşken- maske olmazsa bir rahatsız hissediyorum, güvensiz hissediyorum. Bir şey unuttum, bir şey eksik diye alarm veriyor beynim.
Vaka sayıları aşıyla birlikte iyice artacak. Çünkü aşı olanlar taşıyıcı olabiliyor. Önemli olan hasta sayısı ve ölümler bence. Bunların giderek azalacağını düşünüyorum zamanla.
Aslında aşı olmayanlar kalabalığa karışmasın derken de onları düşündüğümüz için diyoruz, aşı olanlarda hastaneye yatma ve ölüm oranları çok çok düşük. Aşı olmayanlar hem kendilerini hem de toplum sağlığını riske ediyor. Aşı olanlardan aşı olmayanlara bulaşa bulaşa daha güçlü mutasyonlara sebep olup aşıların etkililiğinin de düşmesi çok olası maalesef. Geçtiğimiz birkaç yılda basit aşılarla engellenen çocuk hastalıklarında salgınlar oluştu mesela aşı karşıtları yüzünden

. Herkes aşılanmadan maskeyi atmak imkansız.
İnsanlarda bencillik de hat safhada. Ben başından beri hep genç bir birey olarak farkında olmadan korona kapıp taşıyıcı olursam bünyesi zayıf birine bulaştırıp ölümüne sebep olurum korkusuyla evden çıkmadım. İnsanlar şimdi aşı oldum hasta olmam deyip maskeyi atıyor

aşı olmayanları düşünmüyor.