Yapıcı yorumunuz için teşekkür ederim. Cümleyi tekrar okudum da evet haklısınız biraz fazla havai bir anlatım tarzı kullanmışım. Tabii ki benim de çekincelerim var özellikle adetler ve gelenekler konusunda. Kaldı ki bu konularda sık sık konuşur fikir alışverişinde bulunuruz onunla. Olabildiğince birbirimiz hakkında bilgi topluyoruz. Korkmuyor muyum? Deli gibi... Heyecan geçince ne olacak demiyor muyum? Her gece... Ama uzatmamak için atladığım çok ayrıntı var ki onlardan biri şudur. Her ne kadar birbirimize sessizce aşık olsak da aklımızdaki problemleri birbirimizi sıkıştırmadan ve yalın bir dille konuşabildiğimiz bir arkadaşlık bizimkisi. Muhattabımın yaşından daha olgun olması ve gözden kaçırdığım her ayrıntıyı bana hatırlatması da benim için ayrı bir yarar. Söylediğiniz şeylerde sonuna kadar haklısınız ve O'nun da beni en çok uyardığı konudur. Mesela, benim ülkemde giyim konusu şöyledir buna katlanabilecek misin? Ülkem savaşta oraya gitmek zorunda kalırsak yaşabilecek misin gibi beni cidden zorlayacak sorularla karşıma gelip bu konuda benim zihnimi sürekli canlı tutuyor.
Ben yaşayabilirim gibi geliyor derken şunu kastettim aslında, içtimai hayata alışmak zor olur eğer orada yaşarsak ama gelenek olarak bahsettiği şeylerin çoğunu hali hazırda yaşam tarzı olarak benimsemiş bir insanım. Belki dil problem olabilir ki güzel ilerlemeler kaydediyorum. Ama kolay mı? Hiç değil sonuna kadar farkındayım. Sevdiğim yanımda olduktan sonra derken de aslında onun bana bu konuda öncülük edebilecek olmasından bahsetmiştim. Alışma sürecinde hayatımı kolaylaştıracağını adım gibi biliyorum ve en başından beri bana karşı olabildiğince dürüst..
Biliyorum uzattım ama verdiğiniz cevaba gerçekten hayran kaldım ve açıklamak istedim.
Duygularınızı güzel ifade ediyorsunuz,sizi anlamakta güçlük çekmiyorum;
arkadaşınıza karşı yaşadığınız hisleri de anlayabiliyorum.
Çünkü ben de evlilik kararımı böyle güçlü hislerle aldım.
Ben ülke değiştirmedim ama bölge değiştirdim.
Yaklaşık 9 yıldır eşimin memleketinde yaşıyorum,buraya gelin geldim..
Ve gelenek farkının altını çizmem bu yüzdendi..
Ben aldığım karardan 1 gün bile pişman olmadım,10 yıl geriye gitsek,yine aynı kararları alırdım..
Ama ben bile evlenmeden önce defalarca düşündüm,hayatım nasıl olacak,başka bir şehir,uzaklık vs...
Onun için siz de düşünmelisiniz;
düşünüyorum demişsiniz zaten ama endişe etmek sizi çözüme ulaştırmayacaktır..
Aslında sizi sonuca ulaştıracak en doğru yol,ailesini ve arkadaşınızı kendi yerinde,evinde,çevresinde görmektir.
O zaman hem kendisi,ailesi ve yaşantısı hakkında daha net fikir sahibi olursunuz hem de ''eğer burada yaşamam gerekirse'' bakış açısına...
Giyim kuşama gelince;
Türkiye kadınları özgür..
Kapalı olmanın da açık olamın da kuralları yok.
Dileyen mini etek de giyebiliyor,istediği şekilde kapanabiliyor da..
İnsan kendi tercihlerini kendi yapabilmelidir elbette.
Orada giyim kuşam konusunda size aykırı gelebilecek bir tutum ve katı tavır varsa bu gerçekten can sıkıcı olacaktır,başta idare edersiniz,üstelemezsiniz ama sonra batmaya başlar...
Bu arada;
Bunları yazarken ve sizin yazdıklarınızı okurken,aklıma geçmişte okuduğum bir kitap geldi;
Meltem Vural - Şu Dağın Ardı İran
Yanlış hatırlamıyorsam sizin gibi iki akademisyenin (öğrenci de olabilir,net hatırlamıyorum) gerçek hikayesini anlatıyor.
Türk kız,İran'lı bir gençle Türkiye'de tanışır ve evlenmeden önce İran'da yaşama planları olmamasına rağmen,evlendikten sonra
İran'a gitmeye ikna edilir... ve sonra mücadele başlar... vs..