Peki şimdi ne olacak? O Arap ben Türk!

Yapıcı yorumunuz için teşekkür ederim. Cümleyi tekrar okudum da evet haklısınız biraz fazla havai bir anlatım tarzı kullanmışım. Tabii ki benim de çekincelerim var özellikle adetler ve gelenekler konusunda. Kaldı ki bu konularda sık sık konuşur fikir alışverişinde bulunuruz onunla. Olabildiğince birbirimiz hakkında bilgi topluyoruz. Korkmuyor muyum? Deli gibi... Heyecan geçince ne olacak demiyor muyum? Her gece... Ama uzatmamak için atladığım çok ayrıntı var ki onlardan biri şudur. Her ne kadar birbirimize sessizce aşık olsak da aklımızdaki problemleri birbirimizi sıkıştırmadan ve yalın bir dille konuşabildiğimiz bir arkadaşlık bizimkisi. Muhattabımın yaşından daha olgun olması ve gözden kaçırdığım her ayrıntıyı bana hatırlatması da benim için ayrı bir yarar. Söylediğiniz şeylerde sonuna kadar haklısınız ve O'nun da beni en çok uyardığı konudur. Mesela, benim ülkemde giyim konusu şöyledir buna katlanabilecek misin? Ülkem savaşta oraya gitmek zorunda kalırsak yaşabilecek misin gibi beni cidden zorlayacak sorularla karşıma gelip bu konuda benim zihnimi sürekli canlı tutuyor.

Ben yaşayabilirim gibi geliyor derken şunu kastettim aslında, içtimai hayata alışmak zor olur eğer orada yaşarsak ama gelenek olarak bahsettiği şeylerin çoğunu hali hazırda yaşam tarzı olarak benimsemiş bir insanım. Belki dil problem olabilir ki güzel ilerlemeler kaydediyorum. Ama kolay mı? Hiç değil sonuna kadar farkındayım. Sevdiğim yanımda olduktan sonra derken de aslında onun bana bu konuda öncülük edebilecek olmasından bahsetmiştim. Alışma sürecinde hayatımı kolaylaştıracağını adım gibi biliyorum ve en başından beri bana karşı olabildiğince dürüst..

Biliyorum uzattım ama verdiğiniz cevaba gerçekten hayran kaldım ve açıklamak istedim.

Duygularınızı güzel ifade ediyorsunuz,sizi anlamakta güçlük çekmiyorum;
arkadaşınıza karşı yaşadığınız hisleri de anlayabiliyorum.

Çünkü ben de evlilik kararımı böyle güçlü hislerle aldım.
Ben ülke değiştirmedim ama bölge değiştirdim.
Yaklaşık 9 yıldır eşimin memleketinde yaşıyorum,buraya gelin geldim..
Ve gelenek farkının altını çizmem bu yüzdendi..
Ben aldığım karardan 1 gün bile pişman olmadım,10 yıl geriye gitsek,yine aynı kararları alırdım..
Ama ben bile evlenmeden önce defalarca düşündüm,hayatım nasıl olacak,başka bir şehir,uzaklık vs...

Onun için siz de düşünmelisiniz;
düşünüyorum demişsiniz zaten ama endişe etmek sizi çözüme ulaştırmayacaktır..
Aslında sizi sonuca ulaştıracak en doğru yol,ailesini ve arkadaşınızı kendi yerinde,evinde,çevresinde görmektir.
O zaman hem kendisi,ailesi ve yaşantısı hakkında daha net fikir sahibi olursunuz hem de ''eğer burada yaşamam gerekirse'' bakış açısına...

Giyim kuşama gelince;
Türkiye kadınları özgür..
Kapalı olmanın da açık olamın da kuralları yok.
Dileyen mini etek de giyebiliyor,istediği şekilde kapanabiliyor da..
İnsan kendi tercihlerini kendi yapabilmelidir elbette.
Orada giyim kuşam konusunda size aykırı gelebilecek bir tutum ve katı tavır varsa bu gerçekten can sıkıcı olacaktır,başta idare edersiniz,üstelemezsiniz ama sonra batmaya başlar...

Bu arada;
Bunları yazarken ve sizin yazdıklarınızı okurken,aklıma geçmişte okuduğum bir kitap geldi;
Meltem Vural - Şu Dağın Ardı İran

Yanlış hatırlamıyorsam sizin gibi iki akademisyenin (öğrenci de olabilir,net hatırlamıyorum) gerçek hikayesini anlatıyor.
Türk kız,İran'lı bir gençle Türkiye'de tanışır ve evlenmeden önce İran'da yaşama planları olmamasına rağmen,evlendikten sonra
İran'a gitmeye ikna edilir... ve sonra mücadele başlar... vs..
 
umarım ıstedınıgınız gıbı olur bır arkadasında belırttıgı gıbı nerde olursa olsun yasarım demıssınız.
erkekler baska bır sehırde yasarsa sorun olmuyor onlar ıcın cunkı ıs gıc derken zamanları gecıyor ya kadınlar oylemı ? kadınlar aynı sehırde baska semtlerde bıle kayınvalıde sorunları yasıyorken sız baska bır ulkede bılmedıgınız dılde ve adetlerde ıs ımkanı olmayan bır yerı secersenız bana gore hata yapmıs olursunuz.

yınede sızın tercıhınız hakkınızda hayırlısı olsun eger arkadasınız burada yasamayı secıyorsa anlattıklarınızdan bunu anladım sızın ıcın daha ıyı olur kendı ulkenızde kendı dılınızde bılmedıgın adetlerın dısında mutlu olma sansın daha cok...

Elhamdülillah burada kalmaktan sıkça bahsediyor ama hayat bu ya en kötüsü olursa mantığıyla düşündüğümüzde evet problemler olacaktır. İş imkanım her zaman var. Mesleğim akademisyenlik olduğundan üniversite olan her yerde iş bulurum Allah'ın izniyle ama dediğiniz doğru. Aklımda olacak konulardan biri de bu olacak.
 
bunun adı aşk Harmoni:16::16: ve aşktan korkulmaz. sana değer veren, hayatına yeni değerler katan, seni yarısı gören bi adam bulmuşsun ve bu tesadüf değil.. kendini bıraksanda zarar geleceğini düşünmüyorum.. burdan güzel haberlerini de alırız inşallah:34:
 

Duygularınızı güzel ifade ediyorsunuz,sizi anlamakta güçlük çekmiyorum;
arkadaşınıza karşı yaşadığınız hisleri de anlayabiliyorum.

Çünkü ben de evlilik kararımı böyle güçlü hislerle aldım.
Ben ülke değiştirmedim ama bölge değiştirdim.
Yaklaşık 9 yıldır eşimin memleketinde yaşıyorum,buraya gelin geldim..
Ve gelenek farkının altını çizmem bu yüzdendi..
Ben aldığım karardan 1 gün bile pişman olmadım,10 yıl geriye gitsek,yine aynı kararları alırdım..
Ama ben bile evlenmeden önce defalarca düşündüm,hayatım nasıl olacak,başka bir şehir,uzaklık vs...

Onun için siz de düşünmelisiniz;
düşünüyorum demişsiniz zaten ama endişe etmek sizi çözüme ulaştırmayacaktır..
Aslında sizi sonuca ulaştıracak en doğru yol,ailesini ve arkadaşınızı kendi yerinde,evinde,çevresinde görmektir.
O zaman hem kendisi,ailesi ve yaşantısı hakkında daha net fikir sahibi olursunuz hem de ''eğer burada yaşamam gerekirse'' bakış açısına...

Giyim kuşama gelince;
Türkiye kadınları özgür..
Kapalı olmanın da açık olamın da kuralları yok.
Dileyen mini etek de giyebiliyor,istediği şekilde kapanabiliyor da..
İnsan kendi tercihlerini kendi yapabilmelidir elbette.
Orada giyim kuşam konusunda size aykırı gelebilecek bir tutum ve katı tavır varsa bu gerçekten can sıkıcı olacaktır,başta idare edersiniz,üstelemezsiniz ama sonra batmaya başlar...

Bu arada;
Bunları yazarken ve sizin yazdıklarınızı okurken,aklıma geçmişte okuduğum bir kitap geldi;
Meltem Vural - Şu Dağın Ardı İran

Yanlış hatırlamıyorsam sizin gibi iki akademisyenin (öğrenci de olabilir,net hatırlamıyorum) gerçek hikayesini anlatıyor.
Türk kız,İran'lı bir gençle Türkiye'de tanışır ve evlenmeden önce İran'da yaşama planları olmamasına rağmen,evlendikten sonra
İran'a gitmeye ikna edilir... ve sonra mücadele başlar... vs..

Evet bu konuyu da konuştuk onunla. Yazın yıllık izinimi kullandığımda Irak'a gideceğiz birlikte. O kesinlikle sizin bakış açınıza sahip ve benim onunla yaşayabileceğimden emin olmadan kesinlikle bir adım atmayacaktır. Ayrıca ikinci ısrar konusu da benim ailemi ve arkadaşlarımı görmek mesela. Giyim kuşam konusunda Irak İran gibi değil. İran'da başörtüsüz gezmek yasak, ancak Irak'ta özgürlük var. Ama şöyle ki eğer mini etek giyip çıkarsanız dışarıya insanların size bakışı tamamen değişirmiş. Yine de kimse karşınıza gelip bu konuyla ilgili size hesap sormaz ancak hayatınızı buna göre düzenlemeniz gerekiyormuş. Bir de şöyle birşey var ki ben önceden kapalıydım. Bazı nedenler istemeye istemeye de olsa hicabı terk etmeme sebep oldu ve şu an biri bana dese ki başörtüsüyle yaşayacaksın inanın sevinçten takla atarım.

Kültür meselesi söyledikleriniz arasında en çok kafama takılan oldu ki Irak'tan döner dönmez ona sunacağım ilk konu bu olacak.

Kitabı da merak ettim. Sanırım okuyacağım.
 
Konuyu okudugumda Arakorya arkadasim gibi yorum yazmayi dusunuyordum onunla ayni fikirdeyim
Lutfen ask mesk guzel seyler ama bir sure sonra bitiyor yerini sevgi aliyor
tabiki kimse 5-10 sene sonrasini göremez bilemez, ama bu isin icine biraz da mantik giriyor
neden size bunu söyluyorum ?? cunku basimdan gectigi icin deneyimli oldugum icin

ben evlenirken isin icine zerre kadar mantik koymadim hatta Turkiyeden arap biriyle evliyim. cok farkliyiz bunu anca seneler gectikce ögrenebiliriz.
ileride skintilar yasiyabilirsiniz sizi sevmeyenler yuvanizi bozmak isteyenler karsiniza cikabilir
inanin bana koca turkiyede tek o kisiyle mutlu olacaginizi sanip bir yola girmeyin iyice dusunmedikce
keske bir kac sene daha birbirinizi taniyip oyle evlilik hayalleri kursaniz cunku kimsenin benim yaptigim hatayi yapmasini istemem :50:

eklemek istiyorum hakkiniz da hayirlisi olsun insaallah
 
Evet bu konuyu da konuştuk onunla. Yazın yıllık izinimi kullandığımda Irak'a gideceğiz birlikte. O kesinlikle sizin bakış açınıza sahip ve benim onunla yaşayabileceğimden emin olmadan kesinlikle bir adım atmayacaktır. Ayrıca ikinci ısrar konusu da benim ailemi ve arkadaşlarımı görmek mesela. Giyim kuşam konusunda Irak İran gibi değil. İran'da başörtüsüz gezmek yasak, ancak Irak'ta özgürlük var. Ama şöyle ki eğer mini etek giyip çıkarsanız dışarıya insanların size bakışı tamamen değişirmiş. Yine de kimse karşınıza gelip bu konuyla ilgili size hesap sormaz ancak hayatınızı buna göre düzenlemeniz gerekiyormuş. Bir de şöyle birşey var ki ben önceden kapalıydım. Bazı nedenler istemeye istemeye de olsa hicabı terk etmeme sebep oldu ve şu an biri bana dese ki başörtüsüyle yaşayacaksın inanın sevinçten takla atarım.

Kültür meselesi söyledikleriniz arasında en çok kafama takılan oldu ki Irak'tan döner dönmez ona sunacağım ilk konu bu olacak.

Kitabı da merak ettim. Sanırım okuyacağım.

Kültür en önemli konu inanın bana;
ırktan bile..
Çünkü armut dibine düşer,siz erkek arkadaşınızın her ne kadar tam size göre olduğunu düşünseniz de
ailesini,yetişme şeklini tam bilmeden tam size göre olup olmadığını bilemezsiniz...
Ve kültür farkınız illaki vardır,olmaması mümkün değil..
Önemli olan bunlar neler,ne kadarını tolere edebilir,ne kadarını benimseyebilirim...
Aynı şekilde siz de ona farklısınız...
O Türkiye'de tanıştı sizinle,sizin ülkenizde... ve siz burada ona farklı değilsiniz,çünkü diğer Türk kadınlarına benziyorsunuz..
Ama ya kendi ülkesinde Türk gibi bir kadın istemezse,kendi ülkesinde Iraklılaştırdığı bir kadın isterse..
Ya buradaki akademisyen kimliğiniz,orada sadece kayınvalisedi,kayınpederi,eltileri ve çocuklarıyla yaşaması gereken bir kadınsa...

Amacım sizi ürkütmek değil,ama insan yürürken adımlarına bakmalı düşmemek için..


Yine giyim kuşama gelirsek;
biri size kapan ya da açıl demesin..bunu ''yapacaksın'' demesin..
Biri size birşeyi dayatır ve mecbur bırakırsa onu yapmaktan mutlu olunur mu?
özgür irade... :34:
 
eklemek istiyorum hakkiniz da hayirlisi olsun insaallah

Böyle bir konuda tecrübeleriniz benim için çok değerli. İnanın hiçbir söylediiniz boşuna gidiyor değil. Hassasiyetiniz için teşekkür ederim. Allah razı olsun.
 
Kültür en önemli konu inanın bana;
ırktan bile..
Çünkü armut dibine düşer,siz erkek arkadaşınızın her ne kadar tam size göre olduğunu düşünseniz de
ailesini,yetişme şeklini tam bilmeden tam size göre olup olmadığını bilemezsiniz...
Ve kültür farkınız illaki vardır,olmaması mümkün değil..
Önemli olan bunlar neler,ne kadarını tolere edebilir,ne kadarını benimseyebilirim...
Aynı şekilde siz de ona farklısınız...
O Türkiye'de tanıştı sizinle,sizin ülkenizde... ve siz burada ona farklı değilsiniz,çünkü diğer Türk kadınlarına benziyorsunuz..
Ama ya kendi ülkesinde Türk gibi bir kadın istemezse,kendi ülkesinde Iraklılaştırdığı bir kadın isterse..
Ya buradaki akademisyen kimliğiniz,orada sadece kayınvalisedi,kayınpederi,eltileri ve çocuklarıyla yaşaması gereken bir kadınsa...

Amacım sizi ürkütmek değil,ama insan yürürken adımlarına bakmalı düşmemek için..


Yine giyim kuşama gelirsek;
biri size kapan ya da açıl demesin..bunu ''yapacaksın'' demesin..
Biri size birşeyi dayatır ve mecbur bırakırsa onu yapmaktan mutlu olunur mu?
özgür irade... :34:

Her kelimesine katiliyorum, ayni dili konustugum esimle bile o kadar farkliyiz ki ve bunu insan anca zaman gectikce ögrenebiliyor malesef cicim aylarinda hersey gulluk gulistanlik :6:
 
Her kelimesine katiliyorum, ayni dili konustugum esimle bile o kadar farkliyiz ki ve bunu insan anca zaman gectikce ögrenebiliyor malesef cicim aylarinda hersey gulluk gulistanlik :6:

Aynı olmak mümkün olabilir mi?
Onu başka anne baba,seni başka anne baba büyütüyor,ilk fark bu zaten.
Çok uzağa gitmeye gerek yok;
İki kardeşin çocukları bile,aynı soyadı taşıdıkları halde,onları büyüten farklı kadınlar olduğu için bambaşka oluyor.
Amca çocukları bile bir noktada ayrılıyor..

Kaldı ki evlendiğin kişinin senle aynı olması....
Demek ki;aranızdaki farklar birbirinizdeki eksikleri tamamlamamış,daha büyük boşluklar yatarmış malesef..
 
Kültür en önemli konu inanın bana;
ırktan bile..
Çünkü armut dibine düşer,siz erkek arkadaşınızın her ne kadar tam size göre olduğunu düşünseniz de
ailesini,yetişme şeklini tam bilmeden tam size göre olup olmadığını bilemezsiniz...
Ve kültür farkınız illaki vardır,olmaması mümkün değil..
Önemli olan bunlar neler,ne kadarını tolere edebilir,ne kadarını benimseyebilirim...
Aynı şekilde siz de ona farklısınız...
O Türkiye'de tanıştı sizinle,sizin ülkenizde... ve siz burada ona farklı değilsiniz,çünkü diğer Türk kadınlarına benziyorsunuz..
Ama ya kendi ülkesinde Türk gibi bir kadın istemezse,kendi ülkesinde Iraklılaştırdığı bir kadın isterse..
Ya buradaki akademisyen kimliğiniz,orada sadece kayınvalisedi,kayınpederi,eltileri ve çocuklarıyla yaşaması gereken bir kadınsa...

Amacım sizi ürkütmek değil,ama insan yürürken adımlarına bakmalı düşmemek için..


Yine giyim kuşama gelirsek;
biri size kapan ya da açıl demesin..bunu ''yapacaksın'' demesin..
Biri size birşeyi dayatır ve mecbur bırakırsa onu yapmaktan mutlu olunur mu?
özgür irade... :34:

Öncelikle söylemeden geçemeyeceğim, eğer sizinle gerçek hayatta tanışıyor olsaydım emin olun başınızı çok ağrıtırdım. Mükemmel bir bakış açınız var.

Irak'a gitme fikri aslında benim istediğim birşey değildi ancak bu her ikimiz içinde (görünen o ki) en iyisi olacak. Ben bu fikri ortaya attığında sadece benim için söyledi sanmıştım ama sizin söylediklerinizi de düşününce sanırım o da bir Türk Kadını Irak'ta nasıl durur sorusunun cevabını arıyor.

Sonrasında tekrar beni haklı çıkardınız bakış açılarınızın paralelliği konusunda ki bu konuyu da konuştuk. Ben onun bakış açısını anlamak amacıyla bir gün evlilikten sonra kadının çalışması konusunu açtım. Benim birşey dememe fırsat vermeden kendisi açıklamayı yaptı zaten. Eğer ben çalışmam dersen amenna ben çalışır seni yaşatırım ama bana kalırsa, okumuş bir yerlere gelmiş insansın. Belli bir emeğin var ve sonuna kadar gitmeyi hakediyorsun. Bilmiyorum nasibin ben miyim bilmem ama kim olursa olsun kimsenin seni işinden mesleğinden kendi özgürlüğünden alıkoymasına izin verme dedi. Ayrıca şunu da ekledi ki eşinin çalışmasını tercih edeceğini ama aynı zamanda evinin kadını olması gerekitiğini, ikisinin de bir arada götürülebileceğini herkese göstermesini istediğini söyledi. Zira kendisi de akademisyen bir babanın çocuğu ilmin emeğin kıymetini biliyor ve bu konuda köstek değil destek olacak bir bakış açısı var. Ayrıca kız kardeşlerinin tamamı okumuş kültürlü insanlar hatta bir tanesi Dubai'de mimar bir diğeri Londra'da gazeteci.

Giyim kuşam kısmında da şu var, ben daha önce kapalı olduğumu O'na çok sonraları söyledim. İlk hicap konusu konuşulduğunda eşine bu konudaki tavrının nasıl olacağını sordum. Verdiği cevap şuydu, tabi ki eşimin kapalı olmasını tercih ederim ancak bu onun özgür iradesi kapanacak olan ve o örtüyü taşıyacak olan kendisidir. İsteğimi dile getiririm ama karar ona ait. Bunu dese bile içten içe bu konuyla iligi rahatsızlığının farkındayım. Ama dediğim gibi zaten Türkiye'de yaşasam bile inşallah bir kaç sene içinde tekrar kapanacağım ki bu konudan haberdar, baskı değıl destek olacaktır diye düşünüyorum.

**Ekleme: Ayrıca önceden kapalı olduğumu öğrendiğinde yaptığımız konuşmalar ve onun mutluluğu aslında sizi haklı çıkarıyor. Benim yerimde başı açık biri olsaydı bu konuda bariz bir problem yaşardı diye düşünmeden edemedim.
 
Son düzenleme:
Farkli olmakla kastim suydu
daha dun tv de konusulan bir konuyu actik, eger kiz cocugum olursa ve bi erkekle kacmayi dusunurse gözunun yasina bakmam hakki ölum olur dedi
Dusuncelerimiz ve bakis acilarimiz cok farkli ki onu tanidigimda böyle degildi

 
Öncelikle söylemeden geçemeyeceğim, eğer sizinle gerçek hayatta tanışıyor olsaydım emin olun başınızı çok ağrıtırdım. Mükemmel bir bakış açınız var.

Irak'a gitme fikri aslında benim istediğim birşey değildi ancak bu her ikimiz içinde (görünen o ki) en iyisi olacak. Ben bu fikri ortaya attığında sadece benim için söyledi sanmıştım ama sizin söylediklerinizi de düşününce sanırım o da bir Türk Kadını Irak'ta nasıl durur sorusunun cevabını arıyor.

Sonrasında tekrar beni haklı çıkardınız bakış açılarınızın paralelliği konusunda ki bu konuyu da konuştuk. Ben onun bakış açısını anlamak amacıyla bir gün evlilikten sonra kadının çalışması konusunu açtım. Benim birşey dememe fırsat vermeden kendisi açıklamayı yaptı zaten. Eğer ben çalışmam dersen amenna ben çalışır seni yaşatırım ama bana kalırsa, okumuş bir yerlere gelmiş insansın. Belli bir emeğin var ve sonuna kadar gitmeyi hakediyorsun. Bilmiyorum nasibin ben miyim bilmem ama kim olursa olsun kimsenin seni işinden mesleğinden kendi özgürlüğünden alıkoymasına izin verme dedi. Ayrıca şunu da ekledi ki eşinin çalışmasını tercih edeceğini ama aynı zamanda evinin kadını olması gerekitiğini, ikisinin de bir arada götürülebileceğini herkese göstermesini istediğini söyledi. Zira kendisi de akademisyen bir babanın çocuğu ilmin emeğin kıymetini biliyor ve bu konuda köstek değil destek olacak bir bakış açısı var. Ayrıca kız kardeşlerinin tamamı okumuş kültürlü insanlar hatta bir tanesi Dubai'de mimar bir diğeri Londra'da gazeteci.

Giyim kuşam kısmında da şu var, ben daha önce kapalı olduğumu O'na çok sonraları söyledim. İlk hicap konusu konuşulduğunda eşine bu konudaki tavrının nasıl olacağını sordum. Verdiği cevap şuydu, tabi ki eşimin kapalı olmasını tercih ederim ancak bu onun özgür iradesi kapanacak olan ve o örtüyü taşıyacak olan kendisidir. İsteğimi dile getiririm ama karar ona ait. Bunu dese bile içten içe bu konuyla iligi rahatsızlığının farkındayım. Ama dediğim gibi zaten Türkiye'de yaşasam bile inşallah bir kaç sene içinde tekrar kapanacağım ki bu konudan haberdar, baskı değıl destek olacaktır diye düşünüyorum.

**Ekleme: Ayrıca önceden kapalı olduğumu öğrendiğinde yaptığımız konuşmalar ve onun mutluluğu aslında sizi haklı çıkarıyor. Benim yerimde başı açık biri olsaydı bu konuda bariz bir problem yaşardı diye düşünmeden edemedim.


:17:
Sadece mantıklı ve objektif olmaya çalışıyorum.
Burada laf olsun diye yazmıyorum,gerçekten düşündüğüm şeyleri yazıyorum,hayatımla ilgili kararları alırken kendime karşı da
böyleyim...
gerçekçi,belki bazen birazcık acımasız..
Ama bakış açım mükemmel değil,sadece sizin kafanızdaki soruları size yeniden sormuşum..
Ayrıca tanışmıyor olabiliriz ama her zaman başımı ağrıtabilirsiniz sorun yok...
Dilediğiniz zaman özel mesaj da gönderebilirsiniz :34:

Bakın;arkadaşınız hakkında yeni şeyler öğrenmiş olduk,
bu da fikir yürütmek için daha çok bilgi demek..
Çalışmanız konusundaki fikirleri,kardeşleri ve meslekleri konusunda size umut verdiğinin farkındayım..siz yine de Irak'a gidin ve görün,söyledikleriyle
gözlemledikleriniz paralel mi ona bakın..

Yine giyim kuşama geldim;
Evet siz daha önce kapalı olduğunuz ve yeniden kapanmayı düşündüğünüz için mutlu olmuş ve ''baskı yapmam'' demiştir gibi geliyor.
Kapanmanın aranızda problem yaratacağını düşünmüyorum,çünkü sizin de istediğiniz bu gelecekte;
ancak siz hazır olmadan baskı yapmaya kalkar da,sizde aksi tepki yaparsa onu bilemem..
özgür irade dedim ya..
 
Farkli olmakla kastim suydu
daha dun tv de konusulan bir konuyu actik, eger kiz cocugum olursa ve bi erkekle kacmayi dusunurse gözunun yasina bakmam hakki ölum olur dedi
Dusuncelerimiz ve bakis acilarimiz cok farkli ki onu tanidigimda böyle degildi


Bekara karı boşamak...
Kızınız olursa,o zaman yeniden sorarsınız...
Hayır,onu tanıdığınızda da böyleydi ama şimdi görüyorsunuz :34:
 
çevremde çok fazla arap var ve en yakin iki arkadasim arap, onun ailesi sizin turk olmanizi sorun yapmaz çunku araplar için onemli olan musluman olmaniz..
Araplarin yasam tarzi ve kulturu bizimkine çok çok benziyor, hatta bize en yakin irk onlar... bence gerçekten seviyorsaniz iliskinize bir sans vermelisiniz, zamanla iliskinizin gidisati hakkinda daha net dusunceleriniz olur ve ne yapacaginiza daha kolay karar verirsiniz...
bir yakin arkadasimin abisi arap bir kizi zeviyordu fakat ne olduysa baska biriyle evledi (akrabasi) ama kiza dokunmamis bile zaten dugunden bir kaç gun sonra kiz babasinin evine dondu ve evlendikleri gibi bosandilar ve su an o arap kizla evli yeni bebekleri oldu... benim kardesimin de kiz arkadasi yabanci ama o kadar seviyorlarki birbirilerini oyle bir bakislari var ki birbirilerine insan hiç kiyamiyor ve ben kardesimin bir daha hayati boyuca bir kiza oyle bakabilecegini dusunmuyorum o yuzden tabi ki destekleriyorum...
siz de eger ASK'i buldugunuza inaniyorsaniz, iliskinizi doya doya yasayin ve zamana birakin...
 
Kültür en önemli konu inanın bana;
ırktan bile..
Çünkü armut dibine düşer,siz erkek arkadaşınızın her ne kadar tam size göre olduğunu düşünseniz de
ailesini,yetişme şeklini tam bilmeden tam size göre olup olmadığını bilemezsiniz...
Ve kültür farkınız illaki vardır,olmaması mümkün değil..
Önemli olan bunlar neler,ne kadarını tolere edebilir,ne kadarını benimseyebilirim...
Aynı şekilde siz de ona farklısınız...
O Türkiye'de tanıştı sizinle,sizin ülkenizde... ve siz burada ona farklı değilsiniz,çünkü diğer Türk kadınlarına benziyorsunuz..
Ama ya kendi ülkesinde Türk gibi bir kadın istemezse,kendi ülkesinde Iraklılaştırdığı bir kadın isterse..
Ya buradaki akademisyen kimliğiniz,orada sadece kayınvalisedi,kayınpederi,eltileri ve çocuklarıyla yaşaması gereken bir kadınsa...

Amacım sizi ürkütmek değil,ama insan yürürken adımlarına bakmalı düşmemek için..


Yine giyim kuşama gelirsek;
biri size kapan ya da açıl demesin..bunu ''yapacaksın'' demesin..
Biri size birşeyi dayatır ve mecbur bırakırsa onu yapmaktan mutlu olunur mu?
özgür irade... :34:

Turkler arasindada çogu kez daglar kadar kultur farki var, ornegin kimi kiz çocugu diskotege de gidiyor eve erkek arkadasini da getiriyor kimi de erkek arkadasi oldugu ogrenilince eve kapatiliyor...

Benim en yakin iki kiz arkadasim arap, biri evli ve hayati benim hayatima çok benziyor (is hayati, giyimi, ev hayati..) digeri ise bekar ve benim evlenmeden onceki hayatima inanilmaz benziyor (çalisiyor, ailesine çok duskun, ailesinden birsey saklamaz aksam disari çiksa da kiminle nereye gittigi kousunda kesinlikle dogruyu soyler vs), bunun yaninda birde çocukluktan kalma turk arkadaslarim var kimi kapanmis 5 vakit namaz kiliyor ve kuçucuk kizina dini seyler empoze ediyor kimi ise gece hayatindan dolayi en son ailesiyle ne zaman kahvalti yaptigini bile hatirlamiyor... ve ben artik onlarla pek gorusmuyorum ayni irktan ama ayri dunyalarin insanlari gibiyiz...

Onemli olan konu sahibinin ve sevgilisinin hayata bakis açisi ki sevgilisi turk olsa yine acaba kultur farki nedir diye dusunmeli insan...

Bencede Turkiyede yasanmasi en dogrusu, erkeklerin yabanci ulkelere adapte olmasi çok daha kolay, maalesef bayanlar için daha zor, çogu kez ev kadini olmak zorunda kaliyor ve hayati esinden çocuklarindan ibaret oluyor.. Turkiyede yasamaniz durumuda herseye daha hakim olursunuz..
 
onun ailesinin kabulu dışında bir problem yok diyorsanız bence o da bir problem değil.
onun ailesinde eğitimli kişiler, ileri gelenler de mi illaki tanıdıkla evlensin görüşündeler?

aşkınızı yaşarken, mantık tamamen devreden çıkmamışsa, uzun süre aynı duyguları paylaşacağınıza inanıyorsanız, kendinize ve sevginize güveniyorsanız, kalan sorunlar da halledilir. sevginize sahip çıkın...

bence, hem siz, hem de sevdiğiniz kişi, ailelerin karşı çıkması halinde onların lafına gelip ayrılığı mı seçer, yoksa kalbinin ve mantığının sesini dinleyip sevdiğini mi seçer, onu anlayın en önce.

baskıları kaldıramayacaksanız, ikna etmeyi beceremem diyorsanız, daha fazla kendinizi kaptırmadan araya mesafe koymalısınız.

eğer, ilişkinizie sahip çıkabilecek 'yürek' ikinizde de varsa, şimdiden mutluluklar dilerim.
 
Aklımdaki bir çok soruya yanıt olmadınız değil. Ben savaşabilirim ama o ne yapacak onu tam bilemiyorum. Ayakları benden daha sağlam basıyor yere ve bu yüzden haydi olsun bitsin diye değil de yavaş yavaş düşüne düşüne hareket ediyor. Yine de bu korkmama engel değil tabi. Tam olarak nasıl bir yol izlemem gerektiğine sanırım o dönüp de konuştuğumuzda karar vereceğim.
 
Ah kalbim durmuyor.

4 ay önce tanıştığım benim için imkansız görünen o adam benim artık. Nereden başlayayım bilemiyorum.

En başta da söylediğim gibi en büyük problemlerden biri onun ailesiydi. Arap geleneklerine göre onlarda erkekler sadece aile büyüklerinin uygun gördüğü ve akraba olan biriyle evlenebiliyor. Onun dışındakilere aile izin vermiyor. Ancak her şerde bir hayır var misali şeyler oldu. O'nunla ilk tanıştığımızda durum çok çıkmazdaydı yansak da kimse kimseye sevdiğini söyleyemedi. Sonra aniden ailesinde problemler çıkmaya başladı. Önce yeni evli erkek kardeşi arkasından diğer erkek kardeşi, en son da 3 çocuklu olan kız kardeşi boşandılar. Bunların hepsi de bu tarz evlilikler yapmış insanlar.

Sevdiğim adam da daha önce üniversite yıllarında bir kızı çok sevmiş evlenmek istemiş ancak aile bu gelenekten dolayı kesinlikle karşı çıkmış ve ayırmışlar zorla. Ama bu boşanma olaylarından sonra özellikle anne ve abilerinin tavrı değişmeye başlamıştı. Aynı baskıları sana yapmayacağız istediğin biriyle evlen bari sen mutlu ol diyorlardı. Ama yine de biz ihtimal vermiyorduk Türk birine sıcak bakacaklarına.

Ta ki annesi ile birlikte Türkiye'ye gelene kadar...

Bildiğim kadarıyla annesine hiç birşey söylemedi bizimle ilgili ama, o ülkesindeyken her gün konuşuyorduk onunla saatlerce. Türkiye'deyken hep benimle birlikteydi, annesine "çok yakın bir arkadaşım, Türkçe öğrenmeme yardımcı oluyor" diye çok bahsetmişti. Kadın pek merak etmişti beni. Ayın 14 ünde beraber Türkiye'ye geldiler. Ben o hafta izinde olduğum için ailemin yanındaydım. Sevdiğim adam da tutturdu geri gel hadi izninin son günlerini bizimle geçir diye çok ısrar etti. Zaten 1 aydır görmüyordum hemen atladım otobüse ve hemen geri geldim. Cumartesi sabahı erken bir saatte kapım çaldı. Bir baktım O. Elinde süslü kocaman bir paket ve sıcak ekmekle kapımdaydı. Dakikalarca hiç birşey söylemeden sadece sarıldık kapının önünde. Çok güzel bir kahvaltı yaptık sonra. Ülkesinden çeşit çeşit hediyeler getirmişti. Sevgililer gününde yanında olamadım özür dilerim dedi. Sonra ilk defa alnımdan öptü, sen benim kadınımsın dedi. Elim ayağım titredi.

Kahvaltıdan sonra hadi giyin dışarı çıkacağız dedi. Önce söylemek istemedi ama sonra annesiyle tanışacağımı söyledi. Şaka yaptığını sandım ama ciddiydi. Sanki koşa koşa gittim. O evin kapısından girdiğimde nefes bile alamadım. Kadıncağızı görünce elim ayağıma dolaştı çok korktum ya sevmezse beni ya istemezse ya soğuk davranırsa derken bir anda kollarında buldum kendimi. Öyle güzel sarıldı ki. Ve sonra alnımdan öptü. Ne olduğunu anlamadım önce sonra öğrendim ki onlarda sadece değerli olan insanlar alından öpülürmüş. Sonra dışarı çıktık bütün gün kolumdan hiç bırakmadı annesi. Fotoğraflar çektik güldük eğlendik. Akşam olup evime gidecekken ısrar ettiler eve gel çay içelim diye. Gittik. O ev bana yabancı bir ev değil zaten, hemen çay koydum vesaire derken. Bunlar bilgisayardan ablasını aradılar sevdiğimin. Sonra annesinin ısrarları üzerine kameradan beni gösterdiler. Ne yapacağımı şaşırdım. Sonra çay içerken annesi benim ve ailem hakkında bir sürü şey sordu. Daha sonra bizi O'nunla yalnız bıraktı ve sevdiğimin söylediği tek şey "seni çok sevdi" oldu. Ertesi gün yine sabah buluştuk beraber kahvaltı yaptık gezdik yine. Bütün gün beni seyretti kadın. Sevdi sarıldı. Onların ülkesindeki kadınlara benzediğimi söyledi. Akşam yine onlardaydık yine biz yalnız kalınca detaylı konuştuk bu kez. Bir sürü şey anlattı bir sürü soruma cevap oldu.

Bugün işteydim. Öğle arasında beni okuldan aldı ve gezindik biraz. En son otururken beni bulduğu için Allah'a her gün şükrettiğini söyledi. Gözlerimden öptü. Rabbim bizi birbirimize nasip etsin dedi. Ben daha "biz neyiz?" sorusuna cevap verememişken, onun bu ciddiyetle hareket etmesi beni benden aldı. Akşam olunca evime geldim. Pek görüşemedik ve az önce aradı sevdiğim. Annem seni soruyor görmek istiyormuş dedi. Gidemedim ama nasıl mutlu oldum.

Kızlarrr biliyorum çok uzun oldu ama konuyu baştan okuyanlar bilir. Kafamda öyle sorular, sorunlar vardı ki. Belki de en büyük sorunlarımdan biriydi ailesi ama şu an iki ablası annesi ve bir abisi beni biliyor. Beni seviyorlar. ALLAHIM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN.

Çok mutluyum çok..
 
Ben bu habere bayıldımmmmm :46::46:

Kutluyorum sizi. Zaten herşeyin yoluna gireceğini düşünüyordum. Tahminimde yanılmadım ve çok sevindim. İnşallah herşey en az bu kadar güzel olur.
 
çok sevindim gerçekten. hadi bakalım allah tamamına erdirsin, nikah tarihini de yazdığın gün gelir inşallah :34:
 
Back
X