canım arkadaşım sana bizimle benzer olayı yaşamış bir annenin hikayesini yazıyorum.sende lütfen umudunu yitirme canım sadece sabırla beklemek gerekiyor.
Bir Doğum Hikayesi
Ben onun parmağına dokundum ,o benim yüreğime
Sizede hiç oldu mu tüm duygularınızı yitirdiğiniz,tüm heyecanlarınızın bittiği?
Kalbinizin küt küt atmadığı ve tüm bu duyguların yerini koca bir “hiç”in kapladığı ..
Hayatımın işte o bilmediğim hiçle kaplandığı ve hatta tüm dünyanın da o “hiçe” sığacağı bir boşluk anı….
Hiçbir şey hissetmediğim tüm hislerimin kaybolduğu an…
Ne sevinc, ne gözyaşı, ne üzüntü, ne keder, ne mutluluk ,sadece koca bir “hiç”…..
Soğuk koridorlardan ameliyathaneye ilerlerken sadece 4 ay önce anneme 7 haftalık hamile olduğum haberini vermiştim.O sırada da yüzüme telefonun ahizesinden gelen ses saskindi .Ta uzaklardan hissetmiştim, o duyguyu ve o sesin ne hissettiğini cunku o ses benim herşeyimdi.
Doktorlarin oradan oraya koştukları soğuk odada tavanda asılı parlak ışığın altında sorulan sorulara verdiğim cevaplar dilimden başka bir ses olarak çıkıyordu.
Anestezi uzmanı ığne yapmaya calişırken sadece ”it hurts-acıyor” diyebiliyordum.Ne gozyasi kalmisti akacak, ne bir aci,ne de korku icimde,hersey akip gitmisti icimden yerine koca bir "hic"… gelmisti.
Birden isiklar sondu,hersey sustu,tum kargaşa ve koşuşturmacanın yerini yine başka bir boşluk doldurmuştu..
Öyle çok üşüyordum ki beni ısıtacak tek şey annemdi,herzamanki gibi elimi tutacak hersey geçecekti ve ben bu uykudan uyandığımda herşey bitecekti,tüm acılar dinecekti.
Uyanmaya çalışırken hiç tanımadığım bir ses bana “-Wake up Esra wake up- uyan Esra” diyordu ama ben uyanmak istemiyordum. Elim sıcacıktı ama ben cok üşüyordum.Üşüyorum dedikce üstümü örtüyorladı ama ben daha çok üşüyordum.Gözümü açtığımda,eşim yanımdaydı elimi sıkı sıkı tutuyordu o ışık hala yanıyordu sadece.O parlak isigin altinda esimin yanaklarinda kalan gozyaslari parliyordu.
Hemşire ,eşim ve o ışık vardı şimdi ama o boşluk ve hiçsizlik hissi hala kalmıştı ,hiç bırakmamıştı beni….
Üşüyorum ,içim titriyor donuyorum.
Elimi ısıtan eşimin elleride üşüyordu, yüzüme bakmıyordu, bakamıyordu
Sadece saçlarımı okşuyordu .
Yine annemi istedim, annemi sordum “geldi mi “ diye, “geldi" dedi
O gelince elimi tutacak,herşey geçecekti,tum acilarim dinecekti
Benim anneme, kimbilir belki bebeğimin bana ihtiyacı vardı
Bebeğim neredeydi peki…
İşte o koca boşluk yine geldi…
Hissizlik hissi yine geldi…
Uzun koridorlardan odama götürülürken bebeğimi göstereceklerini söylediler.
Hiç bir his yokken ne hissedeceğimi bilmeden yatağımda gidiyordum soğuk buz gibi koridordan , ve donuyordum.
Kapı açıldı koca koca parlak ışıklardan burada da vardı.O kadar çok doktor, hemşire vardı ki bebekler nerdeydi peki?Ne kadar cok kuvoz vardi peki neden üzerleri örtülüydü?
Neden kimse beni görmüyordu?
Yatağımla bir küvezin başına geldiğimde icimdeki boşluk büyüdü büyüdu büyüdü sanki, tüm odayı yutacaktı.
Hemşire “baby K” dedi ,oğlumu tanıştırdı bana,
Oglum.
Canimdan canim ,
Biz onunla aylar once tanismistik zaten, birbirimize kenetlenmistik degil mi?
Önce küvezin örtüsü sonra kapısı açıldı
Ve “ona”dokundum
Ben parmağımı uzattım, o elini.
Ben onun parmağına dokundum o benim yüreğime..
İşte şimdi boşluk doldu ,tüm duygular geri geldi,.Sıcacık eli bana dokundu sıkıca tuttu elimi,yuregim isindi ve tum bedenimde
“ben geldim hiç gitmeye niyetim yok”dedi.
Ben ona dokundum o benim yüreğime..
Şimdi boşluk doldu….
30 Mart 2004 salı günü saat 16.00 yı gösterirken dünyaya geldi Alperen, 24.cü haftada ve 627 gr olarak.
Yaşadığım böbrek taşı ağrıları sırasında taşın yarattığı enfeksiyon dolayısıyla erken doğum olabilme ihtimali olduğu oğrenildi.Yapılan hiçbir müdahale işe yaramayınca şiddetli kanamayla 24 haftalıkken dünyamıza geldi oğlumuz.
5 ay hastahanede damla damla büyümesini seyrettik oğlumun eşimle. Gözlerimizdeki yaşları belli etmeden birbirimize.kah yalan söyledik “iyiyim” dedik kah “sevinç gözyaşı” dedik akıp giden yaşlara. O yaşlar bize oğlumuzu evimizin,yuvamızın sevgimizin “anlamını” verdi.Yaşanması, anlatılması, yazılması çok zordu,yasandi,yazildi ve bitti!
Her zorluk gibi o günlerde geçti şimdi sadece "anı"olarak hafizalarda kaldi.
Oğlumuz, cesur yüreğimizin yaşadığı sıkıntılı günlerden geriye sadece duyma sorunu ile mücadele etmek zorunda kaldı.Geçirdiği göz ameliyati(ROP)sayesinde görmeme ihtimali ortadan kalktı.
Hala kanindakiyuksek kalsiyum sorunu ve bobreklerindeki sist ile ilgili olarak surekli kontrol altinda.Aylarca eve gelen pek cok uzman sayesinde simdi kulağında kulaklıklarıyla her zamanki aceleciliği ve inatçılığıyla,3.5 yaşıni koşarak adimliyor her sabah.
Ve bizde her sabah mucizemizle oldugumuz her ana sukur ederek geciriyoruz gunlerimizi,bize verdigi boncuk gozler icin,mutlulugumuz icin.
Tüm bebeklerin zamanında ve sağlıkla doğması dileğiyle.
Cesur yüreğin annesi