Bir tane prenses tanıyorum henüz 5 yaşında. Büyüyünce sendromlu olacağını tahmin ediyorum. Anne baba sürekli prensesim diye sever, sabah uyanır uyanmaz en uyumlu, en güzel kıyafetlerini seçer giyinir. Bir yere gideceğinden değil şekerim, tarz meselesi. Bu sarışın maviş gözlü minik prensesimiz tüm tanıdıkları tarafından pohpohlanır. Büyüyünce çok can yakacaktır. Çocuğa özellikle çok çok güzel olduğu söylenir ki iyice beynine kazınsın. Ayna karşısında saatlerce kendini seyreder yavrucuk. Bir şey alınacaksa önce ona alınır, abi bekleyebilir çünkü o prenses. Benimkilerden daha çok çantası vardır, annesiyle ev gezmesine ya da güne giderken kıyafetine uygun olanı takar. Kreşe ya da anaokuluna gönderilmez çünkü daha çok küçük ve çok narindir, kıyamazlar. Sayı saymayı 10dan sonra bilmez ama hangi dantel nereye koyulmalı, hangi vazoya hangi çiçek koyulmalı bilir. Ve en güzeli büyüyünce ne olacaksın sorusuna "gelin" diye cevap verir. Ailede buna kahkahalar atar. Ortamda yakışıklı bir erkek varsa şekilden şekile girerek cilve yapar. İstediği olmadığında sinirlenip çantasını alıp gitmeye kalkar. Kocası ve çocuklarıyla oturacağı, büyük üç katlı evin hayalini kurar.
Prenses sendromlu bir genç kızın yaşamının ilk beş yılını okudunuz. 15 yıl sonra karşınıza beyaz atlı prensini bulmak için mini'siyle okula giderken çıkabilir. Sinyal vermezse çok üstüne gitmeyin sakın. Prensesimiz o bizim.