Dün söz vermiştim yazarım diye. Ancak oturabildim, çok iş var. Berivan sana özelden mesaj attım, müsait olduğunda bir bak canım. Seni hedefine birlikte taşıyalım

)
Kızlar eğer sorularınız varsa seve seve yanıtlarım. Yalnız QueenD'nin konusunu baltalıyor gibi olmak istemem. Bir de maalesef bu konuda yazılan her şeyi okuyamadım. Vaktim çok dar

Hanginiz zayıflamanın hangi aşamasındasınız bilmiyorum. O yüzden de nereden başlayayım bilemedim. Bir sürü diyet sistemi, egzersiz programı, tanışılan konuşulan doktorlar, diyetisyenler, spor hocaları, gittiğim kurslar, dersler, okuduğum kitaplar, katıldığım tartışma grupları... Yani benim için o kadar uzun bir yoldu ki. Ve çok zorluydu. Nereden başlanır ki şimdi :)
En iyisi, genelde gördüğüm ve bu forumda çok rastladığım hatalarla ilgili önerilerimi paylaşarak başlayayım:
- En sinir olduğum şey, tek tip beslenme öneren diyetler. Maalesef o kadar reklam yapıyorlar ve albenisi olan laflar ediyorlar ki, çok popüler oluyorlar. Onların cebi doluyor, peki biz kilo verebiliyor muyuz? Hayır. En büyük kural şu: Kalıcı zayıflık için tek tip beslenmeden kesinlikle uzak durun. Her gün aynı şeyi yiyerek, aynı besinleri alarak diyet olmaz!
- Hiçbir yiyecek veya içecek "mucize" değildir. Hepsi içinde mucize barındırır ve hepsi lütufdur, ama tek başına hiçbiri yeterli değildir. Bir bakıyorsunuz kahve popüler olmuş, herkes kahveyle zayıflıycam diyor. Bir bakıyorsunuz altın çilek popüler olmuş. Anladınız siz beni
- Yabancı diyetleri takip ederken özellikle şuna bakın: Diyetin çıktığı ülke bizimkine ne kadar benziyor? Dukan diyeti mesela, adam Fransız ve hep hayvansal ürünler öneriyor. Et falan. Neden? Çünkü protein almamız lazım; protein yağ yakıcıdır ve zayıflatır. Peki başka yerden protein alamaz mıyız? Alırız. Barbunya, kuru fasülye ve mercimek gibi. Ispanak ve karalahana gibi. Ama Dukan illa et diyor, çünkü Fransızlar ve Dukan'ın diyetini satmak istediği Amerikalılar etoburun önde gideni. Ülkemizin nimetlerinden faydalanalım
- Her acıktığınızda kendinize şunu sorun: Gerçekten aç mısınız? Ben aşırı yemeyi sigaradaki dudak tiryakiliğine benzetiyorum. Bu noktada, blogumda yazdığım bir şeyi aynen buraya copy paste ediyorum: “Sadece acıktığımız için yediğimiz günler geride kaldı. Çocukluğumuzda! Yemek için, duygusal gel gitler, sosyal hayatımız, yeni lezzetlerle tanışma dürtümüz gibi başka sebepler de var. Eğer yemeğin en temel fonksiyonuna odaklanırsanız, aşırı yeme eğiliminin önüne geçebilirsiniz. Önce şunu tekrarlayın: Bedenim ve zihnim düzgün çalışsın diye yiyorum; yemek sadece bir araç, asla amaç değil.”
- Egzersiz yapın. Kolay, basit, evde yapabileceğiniz bir sürü hareket var. Yeriniz ve paranız müsaitse eliptik bisiklet alın. Veya en azından hayatınıza minik hareketler katın. Dans edin, merdiven çıkın, yürüyün.
- Atıştırın. Sabah – öğlen – akşam yeme sistemi kadar metabolizmayı yavaşlatan bir şey yok. Metabolizmanızın çalışması için midenize 4 saatte bir birşeyler girmesi lazım. Kuru meyveler, rokalı tereli salatalar, süzme yoğurt, yağsız peynir gibi.
- Canınız tatlı mı istiyor? Kendinize işkence etmeyin. Şöyle bir tarifim var (yine blogumdan): 1 adet muzu ve 1 adet tatlı patatesi birlikte ezin. Akçaağaç şurubu -diğer adıyla krep şurubu- ekleyin. Bundan daha sağlıklı bir diyet tatlısı olamaz!
Amaç, zararlı yiyecekleri hayatımızdan çıkarmak. Onların yerine yararlı şeyler koymak. Benim için diyet yiyecekler ikiye ayrılıyor:
1.Kilo aldırmayanlar
2.Kilo verdirenler
Ne yememiz gerektiğini bilirsek ve bol bol hareket edersek bu iş olur, hedefe ulaşırız. Umarım yukarda yazdıklarımın faydasını görürsünüz kızlar. Sorularınızı seve seve yanıtlarım.