- Konu Sahibi hidennisko
-
- #42.781
belki yorulmuştur,belki işyerinde sorun olmuştur vs
kendince haklı olabilir ama benim için kızı için güçlü olması gerek
sanki ben çok rahatım böyle yatıp insanlardan birşey istemekten
ben çalışıyorum yorgunluktan ölsemde onun canı bişey istediğinde hemen yapardım,koştur koştur eve gider beyimiz ev yapımı.... istiyor diye yapardım o gelmeden ayy ne salakmışım bidaha benden bişey isterse ona git şurdan sipariş ver dicem zıkkımın kökünü yesin.zır zır ağlarken zil çaldı kalktım açtım meğer babammış üst katta oturuyor bişey söylemeye gelmiş eşime uyuyor dedim benim gözle kıpkırmızı noldu dedi yok bişey dedim gitti.çok merak etmiştir dert olmuştur şimdi ona...
keşke hep babamın küçük şımarık kızı olarak kalsaydım,annem saçlarımı okşayarak uyutsaydı dizlerinde...
kusura bakmayın bunları yazarken kendimi aptal gibi hissediyorum ama dertleşebileceğim tek yer burası şuan...
doğurmadan geldim kızlar nst de bişey çıkmadı önce çatı muayenesi yaptı çok kötüydü ben tabi bahtsız bedevi bisezeryan bi normal derken bilin bakalım ne oldu meğer çatım darmış zorunlu sezeryan dedi ozaman dikişi almayalım dedim oda olmaz almamız lazım kafası tam dikişe dayalı zorlarsa sancıda başlarsa rahmi parçalar dedi ve dikişi aldıııııııherkesin aynı olurmu bilmem ama benim çok zor oldu ipi kesip çıkarırken hiç hissetmedim ama doktorun dikişe ulaşmak için verdiği çaba akıllara zarardı neyse öyle yada böyle aldı sonra tekrar açılma varmı diye baktı hiç açılma yoktu her ihtimale karşı 3 saat beklettiler tekrar nst ye bakıldı ondada bişey çıkmayınca haftaya çarşamba tekrar kontrole çağırdı ve eğer acil bişey olmazsa 38+4 te yani 22 nisan pazartesi sabahına gün verdi tabi ozamana kadar dikişsiz dayanabilirsek şimdi ufak ufak bel ağrım var bide tabi aşağıda zonklama sanki daha bi ağırlaştım dikişten sonra bu arada kızım 3.500 kg olmuş baş çevresi biraz büyükmüş ona çok üzüldüm 39 haftalık gibi dedi şu an 9.5 cm imiş zaten 10cm den sonrada zorunlu sezeryana alıyolarmış bu bi hastalık belirtisimi dedim ama onu doğmadan bilemeyiz dedi aynı durumda olan varmıdır acaba benle
şuan kocamı bir kaşık suda boğuveresim var.yorulmuş artık beyefendi ben çok rahatım sanki.şunu çok iyi anladım allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin.allahım kızımı zamanında sağlıklı bir şekilde kucaklamayı nasip etsin.
bu süreç bana ders oldu,bundan sonra daha bencil olucam,yok o üzülmesin bu kırılmasın yorulmasın diye herşeyi ben yapmayacağım sadece benim canımın istediklerini yapıcam.evde ekmek yok süt yok devirdi g..tünü uyudu zor bir gün geçirmiş çok yorgunmuş paşam.annemden isteyecekmişim neden anneme söyleyeyim evin erkeği kim.market internetten siparişle getiriyormuş canımın istediklerini sipariş edebilirmişim ne güzel yaaa niye evlendimki sanki.yıllarca bekar evimde bi başıma yaşadım şehirdışında herişimi kendim yatım...
offf çok doluyum tutamıyorum kendimi ağlıyorum o ise horul horul uyuyor.şeytan diyoki.......
of defol git başımdan şeytan
Merracığım seni çok iyi anlıyorum. En sinir bozucu yanı ise sen canının sıkıntısından uyuyamazken onun çoktan horlamaya başlamas.ı Ama erkekler üç aşağı beş yukarı benzer şeyler. Aslında ne kadar güçlü görünseler de aslında çok zayıf ve dayanıksızlar. Hatta bu dayanıksızlık anne karnından başlıyor düşük yapılan bebeklerin çoğun erkekmiş. Ama ne yapacaksın onlarla da olmuyor, onlarsız da. Bu arada erkek ve kadın farklılıklarını anlatan çok güzel bir kitap tavsiye ederim okudun mu bilmiyorum ama Erkekler Marstan Kadınlar Venüsten. keyifli bir kitap hem erkeklerin hem kadınların okuması gerek.
Canım,Aslında bu konu tam benim alanım değil ben bu sektörün çok yakın akrabası ile ilgili çalışıyorum :)) ama çok yakın arkadaşlarım bu işi yapıyor ve bende kıyısından köşesinden sürekli ilgileniyorum :)ve sonuçta yıllardır çok yakın olduğum için az çok biliyorum birde kendim 3 yıl önce yaptırırken o kadar kurcaladımki yapıkredi ve alianzı baya biliyorum ..Canım aslında sana yaptığı poliçeyi görmem lazım ama tahminen yardımcı olmaya çalışayım şimdi o büyük ihtimal doğum limiti olan bir poliçeyi bu sene yaptı ve 3 ay bekle dediki sen 3 ay bekleyince 9 ayda hamilelik olursa 2. Yıl yenilemeni yapacak ve o zaman 2.yıla geçtiği için doğum limitini kullan diye yapıkredi nin doğum limitleri 2000 yada 2500 3500 ve 7500 TL olarak poliçede seçebiliyorsun yine ihtimal olarak ilk yıl doğum ile ilgili hiç bir şeyi karşılamayacağı için bu yıl doğum limitini en düşük tutmuştur ama 2. Yıl limiti yükselttiğin an poliçe çok ciddi pahalanıyor (istanbul için böyle istanbul dışı farklıysa bilmiyorum ) Buda zaten nerdeyse sigortan olmasa doğuma ödeyeceğin para kadar oluyor benim kişisel fikrim doğum özellikle 7500 TL limiti seçiyorsan yapıkredi çok mantıklı değil (yine istanbul için konuşuyorum ) ama yapıkredininde kendine göre avantajları var mesela yapıkredi ile doğum yapan annenin bebeği yapıkredi bebeği oluyor ve doğar doğmaz sigortana ekleyebiliyorsunuz doğuştan gelen hastalığı olsa bile kabul ediyor..diğer sigortaların hemen hemen hepsinde bebeği 15 .gün sigortaya dahil ediyorsun ve doğuştan gelen hastalığı kabul etmiyorlar ..tam sürelerden emin değilim ama 4 yıldır yapıkredi sağlık sig olan bir anne o sigortayla doğum yaparsa bebeğe doğar doğmaz ömür boyu yenileme garantisi veriyorlar bence muhteşem bişey ..biraz karışık oldu ama sen poliçenin 2.yıl zamanı gelene kadar doğum Serklaj yani doğumla ilgili hiçbirşeyi kullanamazsın ama sonuçta o bir sağlık sigortası hamilelik bebek ile ilgili birşey 1.yıl kullanamazsın ama Allah korusun onun dışında sağlık ile ilgili herşeyde kullanabilirsin ayrıca ayakta limitin varsa hamilelik öncesi kadın doğum doktoruna vs gidebilirsin ama bu yıl hamile kaldığın an 2. Yıl Yenilemen gelene kadar hiçbirşeyini karşılamaz sigorta poliçene bakıp bana doğum limitini ve poliçenin adını yazarsan sana daha fazla yardımcı olmaya çalışırım :)))
Canım maşallah bebis gayet iyi kilolu yalnız ben şeyi anlamadım sana doktorun açılma var diye dikiş atmamismiydi neden simdi açılma yok sezaryen dediler kafam karıştı bebeğinin sağlığı gayet iyidir hiç üzülme çünkü atilla ultrason konusunda iyidir bir sıkıntı olsa anlardı oda riskli gebelik uzmanı canım yani zamanı gelince sagsalim bebegini kucaklicaksin
Gunaydin kizlar ..
Merra cnm o tipten bende de var insan o anda bogasi geliyor inan ama biraz sakinlesince hepsi geciyor bide benim esin annesi vefat etti ben artik bana ilgi gostermiyor bizi sevmiyor diye diye aglama manyagi oldum sonra gelsin kasilmalar onun icin olan sana ve bebegine oluyor bos ver onu sen ...
Benim esim oyle yapinca ben sesleniyorum hemen bak ben kalkiyorum almaya diye o kalkarsan kalk diyo bende kalkiyorum yalandan kasilmam oldu diye bagirinca hemen kalkiyor bi dene istersen :))))
Sonra kalkmisken bi lavaboya gideyim diyoruz sonrada kizimla babasinin panik haline gizlice guluyoruz:))))
Dene bu taktigi bizim adam da ise yariyor bence seninkinde de ise yarar ...
kızlar sizlerde haklısınız hamileligin verdigi stres adama yetiyorgurbetçi canım alemsin:)))
küsüp ondan hiç bir şey istememeye karar verdim.anneme aldırcam istediklerimi yediğim kadar yicem sonra saklıcam,akşamda annemden bana yeteklik yemek yapmasını isticem o tok gelecekmiş derim.o da kendi yemeğini kendi yasın:)))
ay ben böyle diyom ama gelir iki laf ederse hiç dayanamam barışırım hemen...
tencere bile tıkırdıyor yemek yaparken oluyor işte bazen böyle şeyler,sanırım dün benimkinin eşşek saatiydi:))))
Evladın ölümüne sabır
Sual: Küçük çocuğumuz öldü. Ana-baba olarak çok ağladık. Bize günah oldu mu?
CEVAP
Ağlamak merhametten ileri gelir. Ağlamak günah olmaz. Bağırıp çağırıp isyan etmek günahtır. Çocuğun ölmesi, malın elden çıkması, gözün kör, kulağın sağır olması, bir uzvun telef olması gibi, insanın isteği ile ilgisi olmayan musibetlere sabretmekten daha faziletli sabır yoktur. Sabredenlere verilen sevabın miktarını Allahü Teâlâdan başkası bilmez.
Musibetlere sabır, sıddıkların derecesidir. Bunun için Peygamber efendimiz (sav) şöyle dua ederdi:
(Ya Rabbi, bana öyle yakîn ver ki, musibetler bana kolay gelsin!) [Tirmizi]
Oğlu İbrahim ölünce de, (Ya İbrahim, ölümüne çok üzüldük. Gözlerimiz ağlıyor, kalbimiz sızlıyor. Fakat, Rabbimizi gücendirecek bir şey söylemeyiz) buyurmuştu.
(Bir çocuk ölünce, Allahü teâlâ, bildiği halde, meleklerine sorar:
- Kulumun çocuğunu aldınız, kalbinin meyvesini kopardınız. Peki kulum buna ne dedi?
- Ya Rabbi, hamd edip teslimiyet gösterdi. Inna Lillah ve Inna ileyhi raciun
- O kuluma Cennette bir ev yapıp, adını da, “Hamd evi” koyun!) [Tirmizi]
Bunları Cennete götürün
Kıyamette Allahü teâlâ, müminlerin çocukları için, (Bunları Cennete götürün) buyurur. Melekler, çocukların Cennete girmesini söylerler. Çocuklar, (Ana-babamız hani?) derler. Melekler, (Onlar sizin gibi günahsız değildir. Görülecek hesapları var) derler. Çocuklar ağlaşır, (Ana-babamızı almadan girmeyiz) derler. Cenab-ı Hak, çocuklara buyurur ki:
(Ey yavrular, haydi gidin, ana-babanızı da alıp Cennete girin!) [Nesai]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Küçükken ölen çocuklar, ana-babaları ile karşılaşınca, ellerinden tutup, ana-babaları Cennete girinceye kadar, onlardan ayrılmazlar.) [Müslim]
(Hiçbir Müslüman yoktur ki, büluğa ermemiş bir çocuğu ölsün de, Allahü teâlâ, bol rahmeti sebebiyle, onu Cennete koymasın.) [Buhari, Nesai]
(Üç evladı ölmüş olan bir Müslüman ateşe girmez.) [Buhari, Müslim]
(Kimin bâlig olmamış üç evladı ölmüşse, bu çocuklar, onu ateşten koruyan bir kale olur, ölen evlat iki, hatta bir olsa da...) [Tirmizi]
Peygamber efendimiz, (Üç çocuğu ölen, Cennete girer) buyurdu. Oradakiler, (İki çocuğu ölen de mi?) diye sual edince, (İki çocuğu ölen de Cennete girer) buyurdu. (Ya bir çocuğu ölen?) diye tekrar sual edilince, buyurdu ki: (Allah’a yemin ederim ki, bir çocuk doğup hemen ölse, annesi sabredip sevabını Allahü teâlâdan beklerse, annesini Cennete götürür.) [Taberani]
Yine buyurdu ki:
(Alan da, veren de Allahü teâlâdır. Çocuğu ölen o kadına taziyede bulunun. Sabretsin, ecrini görecektir.) [Müslim]
Musibete uğrayanı teselli etmelidir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çocuğu ölen kimseyi teselli edene Cennet hırkası verilir. Musibete uğrayanı teselli eden, onun sevabı kadar sevap kazanır.) [Tirmizi]
Resulullahın taziyesi
Resulullah efendimizin taziye mektubu şöyledir:
Allahü teâlâ sana selamet versin! Ona hamd ederim. Herkese iyilik ve zarar, yalnız Ondan gelir. Allahü teâlâ, sana çok sevap versin. Sabretmeni nasip eylesin! Onun nimetlerine şükretmenizi ihsan eylesin! İyi bilmeliyiz ki, kendi varlığımız, mal, servet, kadın ve çocuklarımız, Allahü teâlânın, sayısız nimetlerinden, tatlı ve faydalı ihsanlarındandır.
Bu nimetleri, bizde sonsuz kalmak için değil, emanet olarak kullanmak, sonra geri almak için vermiştir. Bunlardan, belli bir zamanda faydalanırız. Vakti gelince, hepsini geri alacaktır.
Allahü teâlâ, nimetlerini bize vererek sevindirdiği zaman, şükretmemizi, vakti gelip geri alınca da, sabretmemizi emreyledi.
Senin bu oğlun, Allahü teâlânın tatlı, faydalı nimetlerinden idi. Geri almak için sana emanet bırakmış idi. Şimdi, geri alırken de, sana çok sevap, iyilik verecek, acıyarak, doğru yolda ilerlemeni, yükselmeni ihsan edecektir.
Bu ihsana kavuşabilmek için sabretmeli, Onun yaptığını hoş görmelisin! Kızar, bağırır, çağırırsan, sevaba kavuşamazsın ve sonunda pişman olursun.
İyi bil ki, ağlamak, sızlamak, belayı geri çevirmez, üzüntüyü dağıtmaz. Kaderde olanlar başa gelecektir. Sabretmek, olmuş bitmiş şeye kızmamak gerekir. Allahü teâlâ, hepinize selamet versin!
Sual: Çocuğum yok veya öldü diye fazla üzülmek uygun mu?
CEVAP
Hayır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ sevdiği kulu kendisine bağlar. Çoluk çocuğu ile meşgul etmez.) [Deylemi]
Belanın geliş sebepleri
Sual: Bazı hadis-i şeriflerde, Peygamberi sevenin, çeşitli musibetlere maruz kalacağı ve Ona düşmanlık edenin ise, mal ve evladının çok olacağı bildiriliyor. Bunların açıklaması nasıldır?
CEVAP
İnsanlara dert, bela, musibet birkaç bakımdan gelir:
1- Bunlardan birisi işlediğimiz günahlar sebebiyledir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Belaların gelmesine sebep günah işlemektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Size gelen musibet, işlediğiniz [günahlar] yüzündendir.) [Şura 30]
(Sana gelen kötülük, kendindendir, [günahların yüzündendir.]) [Nisa 79]
(Bir millet, kendini bozmadıkça, Allah onların hallerini değiştirmez.) [Rad 11]
2- Bela, hastalık ve musibetler, günahların kefareti [affolması] için gelir. Dünyada musibetlere maruz kalıp da güzelce sabreden kimse, ahirete günahsız gider.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Her musibet, affedilecek bir günah için gelir.) [Ebu Nuaym]
(Mümine gelen her sıkıntı, günahlarına kefaret olur.) [Buhari]
(Müminin günahları affoluncaya kadar bela ve hastalık gelir.) [Hakim]
İnsan kendisine gelen beladan hoşlanmaz. Halbuki günahları affolacak ve güzel sabrederse ahirette büyük nimetlere kavuşacaktır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Hoşlanmadığınız bir şey, belki de sizin için hayırlıdır.) [Bekara 216]
3- Cennette yüksek derecelere kavuşması için mümine musibet gelir. Bunun için Peygamberlere çok bela gelmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Nimete kavuşması için insana musibet gelir.) [Buhari]
(Musibet, kavuşulacak bir derece için gelir.) [Ebu Nuaym]
(Allahü teâlânın hayrını murad ettiği kul, belaya maruz kalır.) [Taberani]
(Kişi, hep sıhhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helakı için kâfi gelirdi.) [İ.Asakir]
(Mümin, keler deliğine saklansa, ona, eza edecek biri musallat olur.) [Beyheki]
(Dünya, [Cennetteki nimetlerin yanında] mümine zindandır.) [Müslim]
(Allah’ı ve Resulünü seven, belaya [hazırlıklı olsun] zırh giysin!) [Beyheki]
(En şiddetli bela, Peygamberlere, velilere ve benzerlerine gelir.) [Tirmizi]
Demek ki belanın en şiddetlisi, Allahü teâlânın çok sevdiği kimselere geliyor. Belalara sabır, sıddıkların derecesidir. Peygamber efendimiz, kendisine gelecek musibetlere karşı dayanma gücü vermesi için Allahü teâlâya dua ederdi.
4- Bela, imtihan için de gelir. Bakalım kul, Allahü teâlânın gönderdiği belaya razı olacak mı, olmayacak mı? Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Şüphe edilen altın, ateşle muayene edildiği gibi, insan da bela ile imtihan olur.) [Taberani]
(Ya Rabbi, beni sevene, hayırlı mal ver! Bana düşmanlık edene de çok mal, çok evlat ver!) [İbni Asakir]
(Sizin çokluğunuzla, diğer ümmetlere karşı iftihar ederim) ve (Velud [doğurgan] kadınla evlenin) hadis-i şerifleri, evlenmeyi teşvik etmektedir. Gerekli İslami terbiye verilemediğinden gençler, namaz kılmamakta, dinden uzaklaşmakta, hatta bir kısmı dinsiz ve anarşist olmaktadır. Peygamber efendimiz elbette, böyle gençlikle övünmez. İbni Asakir’in bildirdiği (İki yüz yılından sonra en iyiniz, hanımı ve çocuğu olmayandır) hadis-i şerifi, ortam müsait olmayınca, çoluk çocuk sahibi olmamanın daha iyi olduğunu göstermektedir.
Sual: Küçük çocuklar da ölürken sıkıntı çeker mi?
CEVAP
Bir Müslümanın çocuğu, ölüm döşeğinde iken, 360 melek gelir, o masumun karşısında durup, (Ya masum, müjdeler olsun sana, bugün, ölmüş olan, âbâ ve ecdadını ve bütün komşularını, Hak teâlâdan dile) derler.
Melekler, başına bir şefaat tacı ile gayret ve kuvvet gömleğini giydirip, gözünün perdesini kaldırırlar. Perdeler kalkınca, tâ Hazret-i Âdem aleyhisselamdan beri, geçmiş ecdatlarını görür. Onların bazısı için hazırlanan azabı görünce, haykırıp titrer. Bunu bilmeyenler can çekişiyor zanneder.
Can alıcı melekler gelirler, (Ya masum, âlemlerin yaratıcısı sana selam söyleyip, “Ben onu yarattım, yine bana gelsin. O ruh emanetini ben verdim, yine bana versin. Onun karşılığında ona Cennet ve didar vereyim” buyurdu. Haydi yüzünü çevir, bak) dediklerinde, o masum da, bakar, melekleri görür. Sevinçten coşup titrer ve döşeğinde can vermeye atılır.
Yine o azap içindeki ecdatları gözüne erişince, yine canını vermek istemeyip, (Ey melekler! Allahü teâlâ, akraba ve ecdadımı bana bağışlasın) der. Allahü teâlâ da, (İzzim hakkı için bağışladım) buyurur.
Melekler, (Ya masum, sana müjdeler olsun, Hak teâlâ, imanı olanların günahlarını bağışladı ve bütün dileklerini kabul eyledi) dediklerinde, masum sevinçli iken, masumun anası ve babası suretinde iki huri gelip, kollarını açarak, (Ey evladımız, bizimle gel, biz Cennette sensiz olamayız) derler.
Masumun eline bir Cennet meyvesi verirler. Masum, meyveyi koklarken Azrail aleyhisselam, kendi gibi, bir güzel masum olup, habersizce canını alır ve Cennete götürür.
Orada, yeşil bir sahra vardır. Masum, (Beni buraya niçin getirdiniz) diye sorar.
Melekler şöyle cevap verirler:
Kıyamet yeri vardır. Çok sıcaktır. Bu sahrada, 70 bin rahmet pınarı vardır. Resul-i ekremin havzının başında durup, nurdan bardakları görürsün.
Anan, baban kıyamet yerine geldiklerinde, bu bardakları su ile doldurup, onlara verirsin ve onları bırakma ki, Cehennem yoluna gitmesinler. Çünkü, senin duan, Hak katında makbuldür. Cuma geceleri, yeryüzüne inersin. O vakit Allahü teâlânın selamını, Müslümanlara ulaştırırsın.
gözyaşlarıyla okudum...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?