- 23 Ağustos 2012
- 51.846
- En iyi cevaplar
- 1
- 241.469
- 898
sikayette bulunabileceginiz bir ust merciniz yokmu?
her is yerinde oldugu gibi devlettede bu boyle yaniO isler genelde korler sagirlar birbirini agirlar seklinde oluyor maalesef. Yoneticinin de gevsek olmadigi bir yerde bu sekilde davranmak mumkun olmuyor. Balik bastan kokuyor yani.
Hakliysaniz cimer var. Devlet dairesi kimsenin babasının mali değil. Şikâyet edeceksin. Yada sende bir siyasi bulup derdini anlatacan. Ama bu mv hiç hoş değil aynı konu bütün devlet birimlerinde var ne yazıkki.Öncelikle konuyu kendim için değil eşim için açıyorum ve onun adına yeterince gerginim.
kendisi benim birkaç kat üzerimde bir birimde çalışıyor. içlerinden bir kadın çalışan da zamanında arkadaş olduğumuz biri. Aylar önce düşmanlığa sebep olan olay şuydu; adı geçenin eşime ağzına geleni sayıp (abartmıyorum, eşimin ne ruh hastalığını, ne adiliğini, ne yalancılığını bıraktı. hepsi benim gözümün önünde oldu ve en az bu tartışma kadar boş sebeplerle. ben dumur olup kalmıştım o esnada, şuan olsa böyle sessiz kalmazdım. arkadaşlık kisvesi altında öyle saydırınca ne olduğunu şaşırmıştım.) Neyse, eşimin de o hakaretlere karşı en azından senin gibi yalaka değilim demesi üzerine bu kişinin manipüle aşaması tamamlanmış oldu ve gözyaşlarıyla gidip olayı anlatması gereken kişilere anlattı, birim yetkilisi dahil. 2 yetkili var ve onlarla arası iyi olduğundan eşimin haksız duruma düşmesi zor olmadı. Kendini yakın hissettirip karşıdakinin zaaflarını, hayatını öğrenen ve bir olayda içinde biriktirdiği nefreti kusup bu öğrendiklerini kendince kullanan insan tipi, evet hayattaki en tehlikeli insan tipi budur. Ben bunu öğrenmiş oldum. Bu arada eşimin sarfettiği cümleyi de savunmuyorum, o da yanlıştı ve olmaması gerekirdi ama karşı tarafın tavrı, hareketleri karşısında bu cümle masum bile kalmıştı o an. Olay özeti bu şekilde.
Güncel duruma gelecek olursak kendisi işle ilgili rapor yazarken bağırış çağırışla şarkı söyleyip eşi dostu eşliğinde poğaça börekle işyerinde ve mesai saatinde gün yapmalarını anlatıyor bazen. Bura bizim çöplüğümüz diyerek koridorda gerinerek yürümelerini.. Devletin makamı değil kendilerine sonsuz tahsis edilmiş alan gibi davranmaları.. işleri aksattıkları halde ve yetkililerin de bunu bilip el ense şu işleri yapın demeleri.. Eşim yaptığında tolere edemedikleri her şeyi kendi aralarında yokmuş gibi görmeleri. İl Müdürünü bile kendilerine çekmişler, eşim mesai dışında İl Müdürüne x bey diye hitap etttiği için yanına çağırıp yaptığın hadsizlik bile demişliği var. Genelde müdür bey diye hitap ettiği halde.. toplanıp sigara bile içiliyor o odada, İl Müdürü eşliğinde. Lise gibi .Ve bunları yapan 25-40 yaş aralığında insanlar. Evlenmeden önce kurum misafirhanesinde kalıyordu eşim, bu işle ilgilenen görevli kalmadığı dönemin parasını istiyormuş, sürekli soruyorlar sizin kattan bana aldın mı parayı diye. Bu durumun bile peşindeler, birbirlerini dolduruşa getirip eşimin açığını arıyorlar. Daha bilmediğimiz neler var kimbilir. Eşim birgün patlasa dahi haksız ilan edilecek, sesini çıkarmamaya devam etse daha çok üstüne gidilecek. Bu nasıl bi durum böyle bilmiyorum. Açıkca yazmak istemiyorum ama bazı uzantıların kurumlara karışmasına karşı olsam da, geçen hafta kurumda başka bir olay için mv den biri arayınca çil yavrusu gibi dağıldılar. anladıkları dil bu mu gerçekten? şu durumda ne yapmalı ?
ilgili şikayet biriminin işe yaradığını pek düşünmüyorum çünkü benzer iş yapıyorum. devranın dönmesine bakacağız artıkHakliysaniz cimer var. Devlet dairesi kimsenin babasının mali değil. Şikâyet edeceksin. Yada sende bir siyasi bulup derdini anlatacan. Ama bu mv hiç hoş değil aynı konu bütün devlet birimlerinde var ne yazıkki.
Valla bence kariştirin. Dogruluk da bi yere kadar. Dogru olmak suan bi isinize yariyor mu? Hayir tabii ki. Bu memlekette isler boyle yuruyor o yuzden ben olsam bunu yapmaktan hic gocunmam. Onlar da kuralina gore oynasalardi. Hic kendinizi yiprattiginiza degmez. İnsan sinir hastasi olur boyle size yazik degil miumarım kalmaz, eşime öyle beddualar etti ki bu kadın. Dilerim layığını bulsun. böyle insanların düşmanlığından korkarım ben. dostlukları bile yapmacıkmış çünkü. kendi karakterindekiler rahatsız olmuyor demek ki söylemlerinden, ya da yaptığı yağcılıktan kurtarıyor.
inanın ben de çok sinirleniyorum, eşim onlarla ilgili bişey yazdığı zaman. ve ordaki herkesin karakterini bu ve benzeri olaylarla gördüğüm için haklı olduğumuzu biliyorum ama sayılı kişilere derdimi anlatabilmek.. kimin umrundaki.. eşimin ulaşabileceği kişiler var ama açıkcası bu duruma karıştırmak doğru gelmiyor.ki değil zaten.
Öncelikle konuyu kendim için değil eşim için açıyorum ve onun adına yeterince gerginim.
kendisi benim birkaç kat üzerimde bir birimde çalışıyor. içlerinden bir kadın çalışan da zamanında arkadaş olduğumuz biri. Aylar önce düşmanlığa sebep olan olay şuydu; adı geçenin eşime ağzına geleni sayıp (abartmıyorum, eşimin ne ruh hastalığını, ne adiliğini, ne yalancılığını bıraktı. hepsi benim gözümün önünde oldu ve en az bu tartışma kadar boş sebeplerle. ben dumur olup kalmıştım o esnada, şuan olsa böyle sessiz kalmazdım. arkadaşlık kisvesi altında öyle saydırınca ne olduğunu şaşırmıştım.) Neyse, eşimin de o hakaretlere karşı en azından senin gibi yalaka değilim demesi üzerine bu kişinin manipüle aşaması tamamlanmış oldu ve gözyaşlarıyla gidip olayı anlatması gereken kişilere anlattı, birim yetkilisi dahil. 2 yetkili var ve onlarla arası iyi olduğundan eşimin haksız duruma düşmesi zor olmadı. Kendini yakın hissettirip karşıdakinin zaaflarını, hayatını öğrenen ve bir olayda içinde biriktirdiği nefreti kusup bu öğrendiklerini kendince kullanan insan tipi, evet hayattaki en tehlikeli insan tipi budur. Ben bunu öğrenmiş oldum. Bu arada eşimin sarfettiği cümleyi de savunmuyorum, o da yanlıştı ve olmaması gerekirdi ama karşı tarafın tavrı, hareketleri karşısında bu cümle masum bile kalmıştı o an. Olay özeti bu şekilde.
Güncel duruma gelecek olursak kendisi işle ilgili rapor yazarken bağırış çağırışla şarkı söyleyip eşi dostu eşliğinde poğaça börekle işyerinde ve mesai saatinde gün yapmalarını anlatıyor bazen. Bura bizim çöplüğümüz diyerek koridorda gerinerek yürümelerini.. Devletin makamı değil kendilerine sonsuz tahsis edilmiş alan gibi davranmaları.. işleri aksattıkları halde ve yetkililerin de bunu bilip el ense şu işleri yapın demeleri.. Eşim yaptığında tolere edemedikleri her şeyi kendi aralarında yokmuş gibi görmeleri. İl Müdürünü bile kendilerine çekmişler, eşim mesai dışında İl Müdürüne x bey diye hitap etttiği için yanına çağırıp yaptığın hadsizlik bile demişliği var. Genelde müdür bey diye hitap ettiği halde.. toplanıp sigara bile içiliyor o odada, İl Müdürü eşliğinde. Lise gibi .Ve bunları yapan 25-40 yaş aralığında insanlar. Evlenmeden önce kurum misafirhanesinde kalıyordu eşim, bu işle ilgilenen görevli kalmadığı dönemin parasını istiyormuş, sürekli soruyorlar sizin kattan bana aldın mı parayı diye. Bu durumun bile peşindeler, birbirlerini dolduruşa getirip eşimin açığını arıyorlar. Daha bilmediğimiz neler var kimbilir. Eşim birgün patlasa dahi haksız ilan edilecek, sesini çıkarmamaya devam etse daha çok üstüne gidilecek. Bu nasıl bi durum böyle bilmiyorum. Açıkca yazmak istemiyorum ama bazı uzantıların kurumlara karışmasına karşı olsam da, geçen hafta kurumda başka bir olay için mv den biri arayınca çil yavrusu gibi dağıldılar. anladıkları dil bu mu gerçekten? şu durumda ne yapmalı ?
Buraya yazdıklarınızı Düzenleyip aynen Cimere gönderin ,bir teftiş onları rahatlatacaktır.Öncelikle konuyu kendim için değil eşim için açıyorum ve onun adına yeterince gerginim.
kendisi benim birkaç kat üzerimde bir birimde çalışıyor. içlerinden bir kadın çalışan da zamanında arkadaş olduğumuz biri. Aylar önce düşmanlığa sebep olan olay şuydu; adı geçenin eşime ağzına geleni sayıp (abartmıyorum, eşimin ne ruh hastalığını, ne adiliğini, ne yalancılığını bıraktı. hepsi benim gözümün önünde oldu ve en az bu tartışma kadar boş sebeplerle. ben dumur olup kalmıştım o esnada, şuan olsa böyle sessiz kalmazdım. arkadaşlık kisvesi altında öyle saydırınca ne olduğunu şaşırmıştım.) Neyse, eşimin de o hakaretlere karşı en azından senin gibi yalaka değilim demesi üzerine bu kişinin manipüle aşaması tamamlanmış oldu ve gözyaşlarıyla gidip olayı anlatması gereken kişilere anlattı, birim yetkilisi dahil. 2 yetkili var ve onlarla arası iyi olduğundan eşimin haksız duruma düşmesi zor olmadı. Kendini yakın hissettirip karşıdakinin zaaflarını, hayatını öğrenen ve bir olayda içinde biriktirdiği nefreti kusup bu öğrendiklerini kendince kullanan insan tipi, evet hayattaki en tehlikeli insan tipi budur. Ben bunu öğrenmiş oldum. Bu arada eşimin sarfettiği cümleyi de savunmuyorum, o da yanlıştı ve olmaması gerekirdi ama karşı tarafın tavrı, hareketleri karşısında bu cümle masum bile kalmıştı o an. Olay özeti bu şekilde.
Güncel duruma gelecek olursak kendisi işle ilgili rapor yazarken bağırış çağırışla şarkı söyleyip eşi dostu eşliğinde poğaça börekle işyerinde ve mesai saatinde gün yapmalarını anlatıyor bazen. Bura bizim çöplüğümüz diyerek koridorda gerinerek yürümelerini.. Devletin makamı değil kendilerine sonsuz tahsis edilmiş alan gibi davranmaları.. işleri aksattıkları halde ve yetkililerin de bunu bilip el ense şu işleri yapın demeleri.. Eşim yaptığında tolere edemedikleri her şeyi kendi aralarında yokmuş gibi görmeleri. İl Müdürünü bile kendilerine çekmişler, eşim mesai dışında İl Müdürüne x bey diye hitap etttiği için yanına çağırıp yaptığın hadsizlik bile demişliği var. Genelde müdür bey diye hitap ettiği halde.. toplanıp sigara bile içiliyor o odada, İl Müdürü eşliğinde. Lise gibi .Ve bunları yapan 25-40 yaş aralığında insanlar. Evlenmeden önce kurum misafirhanesinde kalıyordu eşim, bu işle ilgilenen görevli kalmadığı dönemin parasını istiyormuş, sürekli soruyorlar sizin kattan bana aldın mı parayı diye. Bu durumun bile peşindeler, birbirlerini dolduruşa getirip eşimin açığını arıyorlar. Daha bilmediğimiz neler var kimbilir. Eşim birgün patlasa dahi haksız ilan edilecek, sesini çıkarmamaya devam etse daha çok üstüne gidilecek. Bu nasıl bi durum böyle bilmiyorum. Açıkca yazmak istemiyorum ama bazı uzantıların kurumlara karışmasına karşı olsam da, geçen hafta kurumda başka bir olay için mv den biri arayınca çil yavrusu gibi dağıldılar. anladıkları dil bu mu gerçekten? şu durumda ne yapmalı ?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?