BENİM SİNEMADAKİ İLK PROJEM KENDİMİM
İlk projeniz, Bir Muharririn Ölümü Tv filmi, nasıl gelişti, beklentilerinizi karşıladı mı ?
-Benim Sinemadaki ilk projem kendimim. Benim ilk uzun metraj filmim ise Bir Muharririn Ölümüdür. 1987 yılında, TRT ilk defa dış Prodüksiyonlara açılmışdı, Mehmet Turan Akköprülüye, (Trtnin o dönem dışarıya açılmasının mimarlarından), dışarıda bekleyen kuyruğu işaret ederek, lütfen beni dışarıda bekleyen diğer Prodüksiyoncularla karıştırmayın, bu projeyi kabul ederseniz, 3-4 ayımı alacak ve karşılığında şu anda Reklamcılıkda 3-4 günde kazandığım parayı alacağım, ben onlar gibi para kazanmak için gelmedim dedim. Peki niçin geldin diye sordu ? Ben hikaye anlatmak istiyorum, bütün bunları yapmamın nedeni hikaye anlatmak, ben bütün hayatımı buna göre dizayn ettim ve bunu besleyecek işler yaptım ve şimdi artık hikaye anlatmak istiyorum dedim ve sağolsun Mehmet Turan Akköprülü kabul etti ve ilk uzun metraj filmim BİR MUHARRİRİN ÖLÜMÜprojesi hayata geçti.
Deli Yürek, Kurtlar Vadisi, Pusat, Sakarya Fırat gibi sıra dışı projelerin Yapımcı ve Yönetmenisiniz, nasıl çıkıyor bu projeler ?
-Mesele özgün olmaktır, bu tabii ki hayata karşı duruşunuzla alakalı bir durum. Bizim işimizde herkes ister ki, yaptığı işi özgün ve trend olsun. Bir şey yaparsınız, yaptığınız şey size dair özgündür ve bu beğenilir trend yaratır, bu olayda bunun gibi. Hayata geçirdiğim projelerimde genelde özgün projeleri tercih ediyorum, bu benim aslında hayatımda yaşadıklarım ve gördüklerimle alakalı.
Deli Yürek ve Kenan İmirzalıoğlu. Biçilmiş kaftan tabiri kullanılıyor, projelerinizin cast süreçlerinde ne tür teknikler kullanıyorsunuz ?
-Benim öncelikli sistemim her zaman Senaryodur. Senaryo oluştuktan sonra, onu en iyi canlandırabilecek, ete kemiğe dönüştürebilecek aktör ve aktrist oyuncuları ararım. Bununla ilgili de ciddi çalışmalar yapıyorum, tanışıyorum, deneme çekimleri yapıyorum, uzun sohbetler yapıyorum ve böylelikle doğru kişiyi buluyorum. Bu kişi, bazen tanınmış biri olabilir, bazen de hiç tanınmamış kişi olur, önemli olan o rolün ağırlığını taşıyabilmesidir.
Kurtlar Vadisi- Deli Yürek- Pars serisi projelerinizde, ülkenin en dokunulmaz yaralarına dokundunuz, farklı çevrelerden bilinmedik tepkiler aldınız mı ?
-Bilindik tepkileri her zaman aldık, alması için yapıyoruz zaten, ama gizli bilinmedik tepkiler almadık.
90 DAKİKA İÇİNDEN 45 SANİYEYİ ALIP ELEŞTİRDİLER
Kılıç Günü diziniz reyting kurbanımı oldu ?
-Reyting kurbanı değil aslında, başladığı hafta itibarıyla Kılıç Gününden daha az reyting alan diziler halen devam ediyor. Kılıç Gününü kanalım devam etmek istemesine rağmen ben bitirmek istedim. Proje tam istediğim gibi olmadı, bizim bazı eksiklerimiz olmuş olabilir, diğer sebep ise, bi şey yanlış anlaşıldı, Kılıç Günündeki 90 dakikalık ilk bölümünün içersindeki 45 saniyelik bir sahne, filmin tümü izlenmeden, bir çok internet sitesinde yayınlandı ve ertesi gün ben 20 gazeteci arkadaşımdan, 8 Televizyon programından davet aldım. Hepsine aynı şeyi sordum, filmin tamamını izlediniz mi ? Hiç biri izlememişti, ne konuşacaktım ki, bu sebeple bütün röportaj ve program davetlerini reddettim.
Türkiyede hiçbir şey detaylı tartışılmıyor, grup halinde tartışılıyor.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜ TEMSİL EDEN DEĞERLERİ ÖNEMSERİM
Ne tür tepkiler aldınız ?
-Filmi tümüyle izlemeden ve anlamadan 3 ayrı grup tarafından protesto edildim. Bunlardan biri, Muhafazakar Aile Koruma Dernekleri, ki benim adım Osman Sınav, belli bir anlamda muhafazakar ve ahlaki duruşu olan biriyim, bu ülkede herkesin izlediği Ekmek Teknesini de ben yaptım. Benim için Türk Kültürünü temsil eden değerler önemlidir, bunlara eleştiride getiririm ama temel itibarıyla önemserim. Yine aynı sahneden ötürü Alperen Ocakları ve Gay Lezbiyen Dernekleri tepki gösterdi. Ben, bu üçünü de bir araya getiren nedir, halen çözebilmiş değilim. Ben araştırmacı olsaydım, bu konuyu araştırırdım. Ve aynı hafta bu kez Sakarya Fırat dizisi sebebiyle, BDP tarafından protesto edildim. Biz o sahneyi koyalım mı koymayalım mı diye 3 ay kendi içimizde tartıştık, hatta yayınlayan kanalın Gazetesi, yayın günü bir cover yapmıştı, ve o coverda o sahnenin ufacık fotoğrafını koymuşlardı, ben kabul etmedim biz bunla tanıtım yapmıyoruz dedim. Osman Sınav, ucuz şeylerle reyting yapacak biri değildir,
Özetle, Kılıç Günü filminde biz Gay ilişkisini anlatmıyorduk, orda gerçek bir olayı izleyice aktardık, filmde 5 tane daha hayat vardı, film bir bütün olarak izlendiğinde ne demek istediğim daha net anlaşılacaktır.
Sakarya Fırat diziniz 3.sezonda devam ediyor, reytingler ne durumda, film nasıl gidiyor, nerede çekiliyor, ?
-Reytingler gayet iyi, senaryo sıkıntımız yok, bir yorulma yaşamıyoruz tam tersine giderek en zirve noktasında devam ediyoruz. Filmimiz Isparta Atağbey ve çevre ilçelerinde çekiyoruz, Gelincik dağlarının eteğinde bir karakol kurduk.
En son, 2006 yılında Pars: Kiraz Operasyonu sinema filmini çektiniz ve 5 senedir sürekli yeni projeleriniz konuşuluyor ama yoksunuz, Yalnız Kurt- Kanadı Ateş Kuşlar- Suret-i Aşk bu projeleriniz spekülasyonmuydu, yoksa şimdilik bekletmeyemi aldınız ?
-3 yıldır arka arkaya bu projeleri tam çekme aşamasına geldik ama bi takım nedenlerden ötürü durdurduk.
Yalnız Kurt: Çekimlerine giriyorduk, mekanlar tutuldu, oyuncu kadrosunun büyük çoğunluğu tamamlandı ve ciddi bir para harcadık, o aşamada başrol oyuncusu içime sinmediği için durdurdum.
Suret-i Aşk: Uluslar arası bir yapım olması sebebiyle, yabancı oyuncularının olduğu ve % 70i İngilizce çekilecek bir filmdi, orda da son ana kadar anlaştığımız yabancı oyuncunun Hollywoodda bir projesinin başlaması sebebiyle, sözleşme aşamasında ayrıldı ve bu sebeple filmi durdurdum.
Kanadı Ateş Kuşlar: Veli Çelikin hikayesi, filmi Veli Çelik çekecekti, senaryosu üzerinde beraber çalıştık, ben yapımcısıyım, onda da benzer nedenlerden ötürü çekmedik.
Yine bu yıl, henüz basında duyulmamış olan Aşk Kırmızıdır isimli filmimizi çekmek üzereydim, yine bu filmde de oyuncu meselesinden iptal ettim.
Ama tüm bu projeler, halen masamda ve zamanı geldiğinde bunları da yapacağız. Birde, ortak Uluslar arası yapım projemizde var, Bulgaristanla ortak çekeceğiz, filmin % 90ı Bulgaristanda çekilecek, şu anda henüz hazırlık aşamasında ama önümüzdeki sene planlarımda yer alıyor.
Ve yeni bir projeniz var, Uzun Hikaye Sinema filmi, proje kesinleştimi ?
-Proje kesinleşti, hazırlığını yapıyoruz, Mart- Nisan aylarında çekimlerini yapacağız, ve önümüzdeki sene 19 Ekimde (Kurban Bayramı haftasında) vizyona çıkarmayı planlıyoruz.
BU FİLM, KENAN İMİRZALIOĞLU İLE BERABER 11 SENELİK HAYALİMİZ
Uzun Hikayeler filminin konusunu ve oyuncu kadrosunu öğrenebilirmiyiz ?
Başrol oyuncumuz Kenan İmirzalıoğlu, casting çalışmaları halen devam ediyor, Kenan dışında henüz sözleşmesi yapılmış bir oyuncu yok, görüşmelerimiz sürüyor, önümüzdeki aylarda bu isimleri de paylaşıyor olacağız. Film, Mutlu Kutlunun UZUN HİKAYE adlı hikayesinden uyarlama, proje ben ve Kenanın 11 senelik hayalimiz. 1960-70 yıllara ait dönem filmi, adı gibi Uzun Hikaye. Bir Tren hattı İstanbul ve sonrası 3 hatta geçiyor. Bilecik, Eskişehir, Kütahya şehirlerinde yerleri seçiyoruz.
Türk Sinemasının yeni yapımlarını nasıl buluyorsunuz ?
-Türk Sinemasında ilginç bir deneyim yaşanıyor, yapılmamış denenmemiş şeyler deneniyor, bu hemen kitlesel Sinema hareketine dönüşmeyebilir, ama birkaç sene içersinde çok iyi meyveler vereceğini düşünüyorum. Ama sadece bunlarla Sinema Endüstrisi büyümez, Örneğin ülkemizde hep marjinal şeyler yapılıyor, Komedi, Aşk ve Korku filmleri yapılırken diğer taraftan bu ivmenin ortasında yer alan Klasik dramlar, polisiye, aksiyon çalışmalarına yönelmiyoruz, bence Sinemayı bir bütün olarak ele aldığımızda, ivmenin tüm aşamalarından türler çıkartmalıyız.
Festivallere katılan filmlerimiz olmasına rağmen, yurtdışında halen vizyona girmek konusunda sıkıntı yaşıyoruz, siz buna katılıyormusunuz ?
-Pazar başka bişeydir, festivallerde kırmızı halıda yürümek başka bişeydir. Pazarla ilgili uğraşan kişiler, çok fazla Kırmızı halıyı görmezler. O Festivallerin arkasındaki Pazarlarda dolaşmak gerekiyor ve o pazarlarda dolaşabilecek yapımlarınızın olması gerekiyor. Bizim Pazarlarda dolaşacak filmlerimiz yok, bu yüzden de yurtdışında vizyona giremiyoruz.
Ata Demirer, Şahan Gökbakar, Yılmaz Erdoğan, Mehmet Günsur, Cem Yılmaz gişede dikkat çeken oyuncular, takip ediyormusunuz, nasıl buluyorsunuz ?
-Takip ediyorum ve aynı zamanda görüşüyorum da. Başarılı buluyorum, Sinemada gişe sağlayacak, seyirciyi salona çekecek bu isimlerin çoğalması gerektiğini düşünüyorum.
DÜNYADA TARİHİYLE İLGİLİ EN AZ FİLM YAPAN ÜLKE BİZİZ
Tarihimizin filmleri için son zamanlarda önemli çalışmalar var, Muhteşem Yüzyıl dizisi olağan üstü bir beğeni kazandı, diğer yandan Fatih Sultan Mehmetin İstanbulun fethini konu alan FETİH 1453 filmi de yakında görücüye çıkacak, bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz ?
-Ben prensip olarak, aynı sektördeki arkadaşlarımın işlerini isim zikreterek eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Ben olaya nerden baktığımla ilgili bişey söylemek isterim. Dünyada Tarihiyle ilgili en az film yapan ülke bence biziz. İddia ediyorum ki; bizim kadar, Sinemanın kendi tarihinden beslenebilecek kadar, geniş bir tarihi olan Dünya üzerinde başka bir ülkede yoktur. Diğer yandan, bizim kadar kendi tarihinden hemen hemen hiç film yapmamış bir ülke de yoktur. Bu sebeple, bu dizinin çok başarılı reytingler almasını, bir patlama olarak nitelendirmek doğru değil, bu filmleri biran evvel çoğaltmamız lazım.