Salık verilemryen serbest dertler

bogurtlenkusu

Çay' bırak o day'mın.
Kayıtlı Üye
27 Mayıs 2013
4.845
8.803
248
http://m.youtube.com/watch?v=3WG3XiSaSAw

Aklımdan geçtikçe, içime oturdukça, bi sigara yaktıran dertlerimi yanıt gelmese bile, içimi dökmek için yazacağım / ya da belki de yazamayacağım başlık.

Sigara kullanmam ben halbuki. Ama bazı bazı kokusu bi hoş gelir, yağmurlu havalarda filan. Ya da bugünkü gibi, hafif rüzgarlı, temiz bi havada.
İçim sıkkın. İçim yüzyıldır nefessiz gibi. Ciğerlerim formaliteden inip kalkan eski model pistonlar gibi, alıp verdikleri nefesleri hiç hissetmiyorum. Ya da, hayatımın beş yaşlarında bir yerlerinde oyun oynarken, şakacıktan balık olmuşum da, yakın arkadaşım beni şakacıktan suya itmiş gibi. Yüzgeçlerimi vermeden. Kalmışım sonra orda.
Oksijen yokmuş gibi.

Sanki bişey eksik sürekli, ya da biri.
Sanki beş çayı için sofra kurmuşum da karşı sandalyeye oturacak bi hayaleti bekler gibi geçiyor hayat. Olmayan birşeylerin eksikliğini hissediyorum daima. Dönüp bakıyorum ardıma, her zamanki gibi. Elimden geleni yapmışım işte. Ya bu his, bu his ne o zaman.?

Yalnızca ben değil, hemen hemen herkesin içinden geçer ya bazen hani. Öyle bi uyusam ki x zaman kadar sonra uyansam.
Bu geçmiyor içimden, o eksik birşey hissi burada da peşimde. Ben uyursam o eksik şeye ne olacak? hissi. Klişe bir cümle bile kurdurmuyor bana. Zıkkım.

Klişeler oldum olası uzak ya gerçi. Çayını kekine katık ederken ettikleri sohbetlere özeniyorum bazı bazı insanların.
O çayla kek arasında anlatabilecekleri dertleri var. Çoğu klişe. Ama en azından anlatabiliyorlar. Kıskanıyorum, kim bilir ne güzel histir o anlatabilme. Rahatlatıcıdır herhalde.

Sonra bi de, çayla sigara arasında anlatılanları var. Biraz daha ağırlar onlar. Dinliyorum, arada bir mimik değiştirerek. İyi bir dinleyiciymişim, öyle derler.
Mimiklerim değişir çünkü. İyi terzi olurmuş benden derim hep.

Düşüncelerim beyaz puf çiçeği gibi. Adı ne o çiçeğin sahi? Bir nefeste dağılan hani.
Ne kadar asortik bi çiçek. Doğadan tek bir nefes darmadağın ediverebiliyor, soruyorum. a kızım sen niye var oldun? Her bir tohumun
Bir köşede bak. Bir sapın kaldı elle tutulur. O da artık asortik değil. Senin olayın beyaz pamuklarındı, onlar dağılınca, işe yaramazsın.
Kim bilir hangi hastalığa ne faydan vardır ezip suyunu çıkarsam, ama ille de atılacaksın işte.

Duvardaki saat sesi gibi nefes almak sanırım biraz da. Gün boyu yanından defalarca geçsen de duymazsın hiç ya, bi ara bi oturursun, tam sakinleşirsin, bi anda duymaya başlarsın. Tik tak. Tik tak. Tik. Tak.
Bütün gün aynı sesi çıkarıyor halbuki. Nasıl oluyor da duymuyorsun?
Ya da sonra nasıl oluyor da duyuyorsun?

Şu fotoğraf çerçeveleri de canımı sıkıyor.
Salonda, hayli görünen bir köşede bir çerçeve. İçinde ben, belki 4-5 yaşlarım. El sallarken elim havada kalmış. Ağzım açık, gülüyorken takılı kalmış bir an. Çekildiği anı anımsarım hala. Önemli bi anmış sanırım, biri bi çikolata tutuşturmuş elime, onun sevinciyle kameraya gülmüşüm.
O biri, en sevdiklerimden biri geçenlerde vefat ettiyse mesela, farzı mahal diyelim, o çerçeve ürkünç geliyorsa şimdi, haksız mıyım?
Anı dondurmak. Ürkünç işte. Ne haddimizeyse allasen.
On dakika öncesi bile yaşandı mı, emin olamıyorken şu an. Hepsi birer protein. Ne haddimize.
 
Hele bir de ölüm zıkkımı var ki.
Ölecektiyseler, doğmasaydılar ya madem? Mıçmışım doğasına, tabiatına. Sen gel doğ, birilerinin canı ol, ciğeri ol. Sonra bi ara öl. Yok ol.
Çünkü niye? Kural öyle.
Ne moktan hayat lan. Canın ciğerin birileri ölmeye başlayınca anlıyosun anyayı konyayı. Hayat döngüsünün saçmalığını, karamsarlığını. Anca birileri gidince.

Gömmek. Ne kadar ilkel.
Kalp denen organı duranlar, bekliyoruz, geri gelmiyorlar. Ayağa kalkmıyorlar tekrar. O zaman bunlar artık ölü. Başka bişey oldu bunlar.
Dünya mı? Dünyaya biz canlılar anca sığıyoruzcanım. Yeryüzü canlılar içinse yeraltı cansızların olmalı.
Ve toprağın altına koyuyoruz bu canına yandığımın düz, ilkel mantığı neticesinde.
İlkel.
Toprak altı.
 

Ölümü anlamak bu mantıkla çok zor...
İsyan etmek için birçok sebep var elbette..
fakat bunun terside mümkün.
 
Ölümü anlamak bu mantıkla çok zor...
İsyan etmek için birçok sebep var elbette..
fakat bunun terside mümkün.

Ben ölümü anladım. Lakin isyan etmemekten caydım.
Neye inanıyorsun diye sorsan, hani tarih boyunca insanlık en çok korktukları şeylere tapmış ya, ateşe, suya, güneşe. İşte ölüme inanıyorum derim ben de.
Lakin kendi ölümüme değil, ondan korkmuyorum.
Başkalarının ölümlerine.
 
Aci dolu sozler!!!
Ailenizi kucuk yasta kaybettiniz sanirim...


💞Eylül'de gelen hayat sevincim💞
 
Keşke ölen tek şey bedenlerimiz olsa... Bazen yaşarken de ölüyor insan başkalarının kalplerinde...
Keşke bin defa ölmek yerine bir defa ölseydim..
 

Isyan etse de insan ölum kendinden ödün vermiyor, bir kere olsun geri getirmiyor öleni...


Verzonden vanaf mijn iPhone met behulp van Kadınlar Kulübü
 
Yakın zamanda sevdiğiniz birini kaybettiniz sanırım . Ama ölüm yok olmak değil ki .
Her sonbahar dökülüp baharda yeniden açan çiçekler gibi bizde yeniden açacağız ölüme rağmen .
Hem bence bu dünyada ki en güzel şey en anlamlı şey ölümdür .
Ölünce dirilirsin sonsuz bir hayata .
 

Yalnızca kaybetmek değil insanın bir derdi.
Hoş, bilsem ki kaybolmak gerçekten bir başlangıç, yine bir nebze acımtrak da olsa gülümseyeceğim. Bilsem ki ruhları yaşıyor.
 
Isyan etse de insan ölum kendinden ödün vermiyor, bir kere olsun geri getirmiyor öleni...


Verzonden vanaf mijn iPhone met behulp van Kadınlar Kulübü

Keşke toplumumuz cenazelerin fotoğrafını çekebilecek kadar yozlaşmış olsaydı.
Ben yozlaştım cenazelere gitmeyecek kadar. Kayıp gidenleri hala son gördüğüm gibi hatırlıyorum bu sayede. Desensiz beyazlar içinde değil.
 

Hiç düşündün mü ölüm olmasaydı ???
Dünyadaki bu kusursuz devinim olmasaydı ???
Her canlı, insanı, hayvanı, bitkisi binlerce yıl yaşasaydı???
Sonunda ölüm olmadan hastalar yüzyıllarca can çekişseydi, herkes sağlıklı değil, bir de yaşlılık var tabi ...
Dünya nasıl bir yer olurdu o zaman
Ölüm insana tattırılmış en zor duygu ama benim inancıma göre insan öldüğünde yok olmuyor
Ahiret var, yeniden buluşmak var ve ölümle çetin bir sınav var
Çok değerlilerimi bir bir kaybettim, yaşayıp imtihanımı devam ettirmeme tek umut içimdeki inanç
 
Yazar olma durumları varmı sizde kaleminiz çok güçlü. Bir yerlerde ufak capli da olsa yaziyormusunuz? Sıradan insanlar gibi degil anlatımıniz beğendim ...
 
Yalnızca kaybetmek değil insanın bir derdi.
Hoş, bilsem ki kaybolmak gerçekten bir başlangıç, yine bir nebze acımtrak da olsa gülümseyeceğim. Bilsem ki ruhları yaşıyor.

Buna inanmanı çok isterdim . Hiçbir şeye inanma ama sadece buna inan ruhları yaşıyor huzurlu olmaları için dua edelim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…