Çalışan bir annenin çocuğu olduğum için bu koşturmacalarınızı öyle iyi anlıyorum ki,
Allahtan şanslı azınlıktanım da,eşim evle ilgili her aktiviteye fazla hevesli:)
Hikaye erkek annelerinin aşırı koruyucu ve şımartan tutumlarından başlıyor.
Kadın işi- erkek işi ayrımı malesef erkeklerimizi bu kadar bencilleştiriyor yıllar sonra.
Çalışmadığım halde en yakın zaman örneğimi vereyim size;
yarın akşam misafirimiz var,bu akşamdan temizliğe kalkıştım.
Eşim sabah 5:30'ta kalkmasına rağmen,
salonun temizliği ondaydı,yatak odası ve banyonun bende,
süpürge ve vileda onda toz alma bende.
En son buzdolabını birlikte temizledik.
Bütün bunlar olurken,akşam yemeği hazırlama,bulaşıklar,çamaşırları makinaya atma,
çıkarınca tele asma,balkonları temizleme kısmını da kendim üstlenip aradan çıkardım.
Gecenin sonunda kendimi''daha az yorgun,şanslı ve daha iyi''hissettim:)
Bizde iş paylaşımı esas ama çalışmayan biri olarak eşine devamlı iş yaptıran,
gestapo tipli biri de değilim.
Ama durum şu,ben çalışmayan bir ev hanımı ve hali hazırda bir öğrenciyken,
eşime aksatmadan her akşam mükellef bir akşam sofrası,sabah kahvaltısı,
temiz çamaşırlar,ütülü gömlekler,her türlü konfor ve rahatı sunarken;
birlikte yaşadığımız alanı güzelleştirme işinde de kusura bakmasın ama yardım beklerim:)
Yukarıda da bir arkadaş demiş,''çalışmıyorum her akşam yemek yapmıyorum sizde yapmayın''
Tabi ki bu da çözüm değil.Yemek pişmeyen,işler yürümeyen bir ev ne kadar ''ev'' dir...
Ama madem ki ortak bir hayat bu yaşadığımız,eşler kolaya kaçıp,çamura yatıp
elini eteğini çekseler bile diretin lütfen.
Tavır yapın,surat asın,gerekirse tartışın ama sırtınızda ki yüklerin ne denli ağır geldiğini de
sık sık hatırlatın onlara.
Öyle eline kumandayı alıp köşesine çekilmekle olmaz...ohh ne güzel istanbul...
Eve her ay aynı parayı getirip,bütün evin işlerini de tek başına üstlenmek,
hem içerde hem dışarda fiziken ve beynen yıpranıp,eşlik ve annelik vazifelerinide
yerine getirmek inanın bir 20 sene sonra kadını şimdi olduğundan çok daha fazla
yoracak ve yıpratacak bir tempo...
Dünyaya bir kere geliyoruz ve bunun amacı sadece onlara kendilerini iyi,güzel
rahat hissettirmek için değil...
Bizler de mekanik değiliz ki,hani onlardan daha narin daha zayıf daha güçsüzdük?
Nerde o hikayeler:)
maşallah her kadın birer kahraman oldu(her kadın değil tabi:))
Sorumluluk almasını öğrenene kadar diretin.
İlk başta umursamayacaklardır,''böyle gelmiş böyle gider,iki söylenir yine yapar işlerini''
diye düşünürler ama yılmayın lütfen.
öyle ya da böyle bu işler bölüşülmeli ki hayat iki kişi içinde yaşanır bir hal alsın.
Evlilik tek kişinin huzuru,rahatı,lüksü değil...