"Belki başka türlü buluşsaydık seninle, başka bir takvimde karşılaşsaydık mesela, başka bir iklimde açsaydık gözlerimizi birbirine, başka bir masalda alsaydı dudakların o emanet yangını dudaklarımdan, ikimizinde ismi aşk ihtimaliydi ... Aşk ihtilaliydi. Oysa bu 74 İstanbul’unda sen ve ben yasaklanmış kitaplar gibi terk ediliyorduk tüm ihtimallerden. O ihtimallerin kökünü kurutmalı diyorum ... alın yazımızı birleştiren bütün parşömenler yakılmalı. Adımızın yan yana anıldığı o anlar , o anlar darağacında sallandırılmalı. Hangi deniz, hangi gökyüzü, hangi martılar ve hangi İstanbul'sa bizi birbirimize getiren,şimdi kurşuna dizilmeli ...”