hanımlar selam, konuyu kısa ve öz anlatmaya çalışacağım.
ben küçükken annemi kaybettim, beni anneannem büyüttü. annemin iki kız kardeşi, yani teyzelerim var: ayşe ve fatma olsun adları. annem yaşarken tüm ailesine, özellikle bu iki kardeşine hem maddi hem manevi çok destek olmuş. ayşe’nin çocuklarına her hafta gider, ihtiyaçlarını karşılarmış. fatma’yı ise evine alıp adeta annelik yapmış.
annem vefat edince ben anneannemin köy evinde kaldım. 14 yaşıma kadar alaturka tuvalette duş aldım, imkânsızlıklar içinde yaşadım her gece böcekler üzerimde gezinirdi bacaklarım paramparça olurdu kalkar yalvarırdım allahım bu sineklerin böceklerin belasını ver diye çocuk aklı o kadar canım acıyodu. babamın da beni yanına alacak durumu yoktu. fatma teyzem beni evlatlık almaya çalıştı ama bu da kendi çıkarı içindi. babamın gönderdiği paraları anneannem fatma teyzeme gönderiyodu direkt ben fark edene büyüyene kadar ama ben günlük 1 lirayla geçinmek zorunda kaldım. ayşe teyzem annem öldükten sonra çok çok zenginleşti köy camisine klima taktırırken şov yaparken başkalarına burs verirken bana bir kuruşluk faydası olmadı. üstelik annem ölüm döşeğindeyken ayşe teyzem çocuğuna kim bakacak demiş, annem de o haliyle kanserken ona vurup sen varsın ya ne güne duruyosun demiş.
14 yaşında babamla yaşamaya başladım ama hem okula gidip hem tüm evin yükünü taşıdım. ve yaşadığımız şehrin en tehlikeli mahallesinde yaşadım 9 yıl. üniversite kazandığımda ayşe teyzem bana “üniversiteye giden kızlar o*** oluyor, inşallah sen öyle olmazsın” dedi. (olmadım:))) bir gün ayşe teyzemlerin evinde bilgisayarım bozuldu dumanlar çıktı sonra büyük kuzenim asıl iş adamı olan çıkardı bana ucuz yollu ama işimi görecek bir bilgisayar hediye etti annen de ilk çıktığında bana atari almıştı dedi. sonra ayşe teyzem gelip nasıl denk geldi de bozdun bilgisayarı burdayken dedi bana. geçen yıl kızının düğününde üşüttüm hastalandım, dedi ki ay bana bulaştırmadan bi gitseydin..
sürekli beni herhangi bi sebepten ne olursa olsun ezmeye çalışıyorlar. insan içinde değil ama aile ortamında.ayşe teyze sürekli kızıyla beni kıyaslar onun benden daha iyi olacak bi yönünü bulmaya zorlardı bana dedi ki bi ara sen küçükken de salaktın (üzgün olduğumdan annemi kaybettiğim için mahzun durduğumdan bahsediyo) ben bunu unutmadım, ve salaklık olacak hiçbir şey de yapmadım.kendi kızını zengin koca bulması için yetiştirdi ve gün sonunda 3. evliliğini yapan çocuklu biri ile evlendi kızları ve çok mutsuz, bu sefer ona salak diyorlar. en son geldiklerinde dedim ki durduk yere teyzem,kızı ve damadının yanında benim yerime eğer salak bir kız olsaydı elli kere kocaya kaçmıştı.başka birisi benim gibi mücadele edemezdi bütün mahalledekiler tehlikeli insanlar hepsi hükümlü ve bütün bunların arasında ben kendimi korudum tek başıma dedim bu çok zorlarına gitmiş ahlaksızmışım terbiyesizmişim laf çarpıyormuşum :)
zamanla daha çok yarama tuz bastılar. bir seferinde ayşe teyzeye yemeğe gittim, benden 10 yaş büyük annemin en sevdiği yeğeni olan kızı bana “eee nasılmış yalnız yemek yememek?” dedi. bunu hiç unutamıyorum. o dönem beslenme bozukluğundan 45 kiloya düşmüştüm ama teyzem tam ben kapıdan girince kendi çocuğuna “annenin yemeklerini özledin mi kuzumm kilo mu verdin sen annenin yemekleri olmayınca?” diye gözüme sokuyordu açık açık bilerek. geçen yıl yine ayşe’ye gittiğimde bir komşusu “sana küpe yollamıştım, beğendin mi?” dedi. küpeyi ben hiç görmedim, ama sonra kuzenimin eşinin kulağında gördüm. üç kuruşluk şeyi bile benden saklayıp kendilerine alıyorlar. şimdi ise “sen evlenince düğününü biz yaparız(maddi değil insan gücü olarak), annenin hakkını ödeyemeyiz, bizden kopma, damat arkanın güçlü olduğunu görsün” gibi şeyler söylüyorlar. hatta geçenlerde ayşe açık açık “ilerde belki bana sen bakacaksın, o yüzden iyi geçinmek istiyorum” dedi. ben de “ben sadece bana bakan kişiye bakarım” dedim. baba tarafım geniş ama çocukluğum onlarla geçmediği için çok yakın değilim, yine de beni severler. konu biraz o onu dedi bu onu dedi gibi oldu ama anlamışsınızdır asıl mesele diyaloglar çünkü.
ben bu insanlardan artık tiksiniyorum. sürekli çıkar peşindeler, samimi değiller. içimde öyle bi kin ve intikam isteği oluşmaya başladı ki size anlatamam tek bana durduk yere böyle bir şey yapmış olsalar neyse ama annemin o kadar emek vermesi ve arkasında bıraktığı tek emanete böyle olması zoruma gidiyor.
zorunlu durumlar dışında görüşmüyorum ama yine de yılda bir denk geliyoruz. ve bu arada her şey yolunda okul ev vs her şeyi tek başıma öğrendim hallettim onlarla eşit düzeyde ev hanımlığı bilgisine sahibim
o konuda bir problemim yok zaten bi faydaları da yok ama sizce bu insanlarla tüm bağı koparmalı mıyım, yoksa mesafeyi koruyarak dozunda mı tutmalıyım? dünyanın binbir türlü hali var diye şuanda hiçbir şey yapmadan mesafeli duruyorum. ve her gün allaha yalvarıyorum ilahi adalet dönsün diye...
ben küçükken annemi kaybettim, beni anneannem büyüttü. annemin iki kız kardeşi, yani teyzelerim var: ayşe ve fatma olsun adları. annem yaşarken tüm ailesine, özellikle bu iki kardeşine hem maddi hem manevi çok destek olmuş. ayşe’nin çocuklarına her hafta gider, ihtiyaçlarını karşılarmış. fatma’yı ise evine alıp adeta annelik yapmış.
annem vefat edince ben anneannemin köy evinde kaldım. 14 yaşıma kadar alaturka tuvalette duş aldım, imkânsızlıklar içinde yaşadım her gece böcekler üzerimde gezinirdi bacaklarım paramparça olurdu kalkar yalvarırdım allahım bu sineklerin böceklerin belasını ver diye çocuk aklı o kadar canım acıyodu. babamın da beni yanına alacak durumu yoktu. fatma teyzem beni evlatlık almaya çalıştı ama bu da kendi çıkarı içindi. babamın gönderdiği paraları anneannem fatma teyzeme gönderiyodu direkt ben fark edene büyüyene kadar ama ben günlük 1 lirayla geçinmek zorunda kaldım. ayşe teyzem annem öldükten sonra çok çok zenginleşti köy camisine klima taktırırken şov yaparken başkalarına burs verirken bana bir kuruşluk faydası olmadı. üstelik annem ölüm döşeğindeyken ayşe teyzem çocuğuna kim bakacak demiş, annem de o haliyle kanserken ona vurup sen varsın ya ne güne duruyosun demiş.
14 yaşında babamla yaşamaya başladım ama hem okula gidip hem tüm evin yükünü taşıdım. ve yaşadığımız şehrin en tehlikeli mahallesinde yaşadım 9 yıl. üniversite kazandığımda ayşe teyzem bana “üniversiteye giden kızlar o*** oluyor, inşallah sen öyle olmazsın” dedi. (olmadım:))) bir gün ayşe teyzemlerin evinde bilgisayarım bozuldu dumanlar çıktı sonra büyük kuzenim asıl iş adamı olan çıkardı bana ucuz yollu ama işimi görecek bir bilgisayar hediye etti annen de ilk çıktığında bana atari almıştı dedi. sonra ayşe teyzem gelip nasıl denk geldi de bozdun bilgisayarı burdayken dedi bana. geçen yıl kızının düğününde üşüttüm hastalandım, dedi ki ay bana bulaştırmadan bi gitseydin..

zamanla daha çok yarama tuz bastılar. bir seferinde ayşe teyzeye yemeğe gittim, benden 10 yaş büyük annemin en sevdiği yeğeni olan kızı bana “eee nasılmış yalnız yemek yememek?” dedi. bunu hiç unutamıyorum. o dönem beslenme bozukluğundan 45 kiloya düşmüştüm ama teyzem tam ben kapıdan girince kendi çocuğuna “annenin yemeklerini özledin mi kuzumm kilo mu verdin sen annenin yemekleri olmayınca?” diye gözüme sokuyordu açık açık bilerek. geçen yıl yine ayşe’ye gittiğimde bir komşusu “sana küpe yollamıştım, beğendin mi?” dedi. küpeyi ben hiç görmedim, ama sonra kuzenimin eşinin kulağında gördüm. üç kuruşluk şeyi bile benden saklayıp kendilerine alıyorlar. şimdi ise “sen evlenince düğününü biz yaparız(maddi değil insan gücü olarak), annenin hakkını ödeyemeyiz, bizden kopma, damat arkanın güçlü olduğunu görsün” gibi şeyler söylüyorlar. hatta geçenlerde ayşe açık açık “ilerde belki bana sen bakacaksın, o yüzden iyi geçinmek istiyorum” dedi. ben de “ben sadece bana bakan kişiye bakarım” dedim. baba tarafım geniş ama çocukluğum onlarla geçmediği için çok yakın değilim, yine de beni severler. konu biraz o onu dedi bu onu dedi gibi oldu ama anlamışsınızdır asıl mesele diyaloglar çünkü.
ben bu insanlardan artık tiksiniyorum. sürekli çıkar peşindeler, samimi değiller. içimde öyle bi kin ve intikam isteği oluşmaya başladı ki size anlatamam tek bana durduk yere böyle bir şey yapmış olsalar neyse ama annemin o kadar emek vermesi ve arkasında bıraktığı tek emanete böyle olması zoruma gidiyor.
zorunlu durumlar dışında görüşmüyorum ama yine de yılda bir denk geliyoruz. ve bu arada her şey yolunda okul ev vs her şeyi tek başıma öğrendim hallettim onlarla eşit düzeyde ev hanımlığı bilgisine sahibim

Son düzenleme: