Sıkıntı Bende Mı? Kotu anne miyim ben ?

Bir annenin görevi aslında onu hayata hazırlamaktır prenses muamelesi yapıp hiç bir iş gördürmeyip öğretmeyince kızı evlendiğinde ondan bundan iş bekliyor ve bütün hayatı bu şekilde başkalarına bağımlı geçiyor düşünün yetmiş yaşına gelmiş yemek yapmasını bilmiyor temizlik yapmıyor (çünkü hep annesi yaptı ve kardeşi yaptı) inanın böyle insan tanıyorum ve siz diyorsunızki keşke bu kadın zamanında annesinden temiz bir dayak yeseydi( şiddete karşıyım ama o an için gerçekten hak ettiği düşünüyorsunuz)belki böyle olmazdı diyorsunuz ben anne değilim ama çevrende anne olan arkadaşlarım var arkadasım kızını kesinlikle şımartmıyor iş gördürüyor ve görünüşte oğluna göre daha az seviyor oğlunu da şımartıyor daha çok seviyor neden böyle yaptığı sordum kız el kapısına gidince beni çok aramasın yoksa ben onu çok severim ama göstermem oğlumda el içine çıkacak çalışacak erkeklerin içinde olacak pasif sinik olmasın dedi bence çok haklı yeni nesil annelik bende beğenmiyorum çocuğa annecim yada babaysa babacım teyzeyse teyzecim diye hitap etmek bile doğru değil uzman açıkladı ismiyle hitap edin diye çünkü bireyselleştiriyor diğerleri sanki çocuk senin bir uzvunmuş gibi çocuk sana bapımlı oluyor öyle bir algı oluşturuyor düşünün hitapta bile böyleyse gerisini hesap edin
Sen bir zahmet bu kafayla anne olma zaten.Yazık çocuklara
 
Siz şimdi yüzde yüz doğru olduğuna inandığınız şeyleri söylemiş ve övgü beklemişsiniz iç vicdanınızı rahatlatmak için. Kimse zaten çocuğa fanusa koyan, insanlığını unutan, çocuğundan 1 adım önde gidip her zerreyi kontrol eden insanlara doğru demez değil mi?

3 aylıkken çocuğu bırakıp çalışmanızı gerektirecek olay benim yorumumda kilit nokta. Eşiniz yoktur, gelir sağlayabilecek bir aile büyüğünüz yoktur, çok zorda sefalet içinde kalmışsınızdır anlarım. Ama 6 ayı bile beklemeden işe başlamış olmak normal şartlarda asla doğru değil.

Ben ben ben diyen anneleride eleştiriyorum ayrıca. Hayatınıza kaldığınız yerden devam edemezsiniz. Yeni bir statünüz var; annelik. Her bakımdan size muhtaç olan bir çocuğun karşısına geçipte “e sen insansın da ben değil miyim?” diyemezsiniz. Özellikle ilk 2 yıl çocuğun annesine çok ihtiyacı var. Bu bağımlılık değil, ihtiyaç.

Velhasıl; siz başkalarını yermeyin. Kendi hayatınızı ve koşullarınızı değerlendirin. İç huzurunuz varsa kim ne derse desin devam edersiniz zaten bildiğinizi yapmaya.
 
Ben de öyle değilim, olmak da istemem. Prenses yetiştirmiyorum. Bu dünyada prenses olmak zor. Ben ninja yetiştircem bu ülkeye inşaALLAH. Anca ona yarar. Ve bu yeni nesil ne olacak bilmiyorum :/
:))))
O ninjalık veya prenseslik biraz da çocuğun karakteriyle alakalı, çocukları yetiştirir, onlara kendi metodlarımızla yaklaşırken, naiflik, zerafet veya ne bileyim güçlü bir kimlik oluşturmaya çalışırken çocuğun karakterini hesaba katmıyoruz, ben ağaç tepesinden inmeyen, annelerin laf dinlemiyor, yaramaz, yıldım dediği çocuklardandım, benden asla bir prenses olmazdı, kardeşimse naif, sevimli tatlı kız çocuklarındandı, al biblo gibi oturt akşama kadar prensesim diye sev :) Neyse zaman geçti ikimizde evlendik, çocuklarımız oldu, benim kızım aynı teyzesi gibi naif, kardeşimin kızıysa tıpkı ben, yetiştirirken öyle sakınan bir anne de değildim, kardeşimse herşeyine dikkat ederdi, çocuklarımız bizim zıttımız oldu :)
 
Siz şimdi yüzde yüz doğru olduğuna inandığınız şeyleri söylemiş ve övgü beklemişsiniz iç vicdanınızı rahatlatmak için. Kimse zaten çocuğa fanusa koyan, insanlığını unutan, çocuğundan 1 adım önde gidip her zerreyi kontrol eden insanlara doğru demez değil mi?

3 aylıkken çocuğu bırakıp çalışmanızı gerektirecek olay benim yorumumda kilit nokta. Eşiniz yoktur, gelir sağlayabilecek bir aile büyüğünüz yoktur, çok zorda sefalet içinde kalmışsınızdır anlarım. Ama 6 ayı bile beklemeden işe başlamış olmak normal şartlarda asla doğru değil.

Ben ben ben diyen anneleride eleştiriyorum ayrıca. Hayatınıza kaldığınız yerden devam edemezsiniz. Yeni bir statünüz var; annelik. Her bakımdan size muhtaç olan bir çocuğun karşısına geçipte “e sen insansın da ben değil miyim?” diyemezsiniz. Özellikle ilk 2 yıl çocuğun annesine çok ihtiyacı var. Bu bağımlılık değil, ihtiyaç.

Velhasıl; siz başkalarını yermeyin. Kendi hayatınızı ve koşullarınızı değerlendirin. İç huzurunuz varsa kim ne derse desin devam edersiniz zaten bildiğinizi yapmaya.
Duygularıma tercüman:KK68:
 
Bir oglum var fanusta yetistirmiyorum ama ustune dusuyorum. Her seyi guzel olsun , en iyisi olsun diye cabaliyoruz esimle. Hijyenine, kiyafetlerine , kitaplarına , kullandigimiz islak mendile herseyine A dan Z ye dikkat ederim. O benim evladim . Benim icin ondan degerli hic birsey yok şu hayatta.
Hayatimizin tam merkezinde.
Herkesin dogrusu farklidir. Bu konu çok hassas bir konu. O yuzden anneligi kiyaslamak dogru degil.
 
Bence de,konu sahibinin icinde biryerlerde huzursuzluğu var ki.sorgulamaya başlamiş. Cevap ariyor.
Anne cocugu cocuk anneyi yönlendiriyor bence.
 
Ben yeni nesil anneleri gayet takdir ediyorum valla. Benim annem beni çok geleneksel yetiştirdi ve bu geçmişe dönüp baktığımda hoşuma gitmiyor. “Prenses” olmam gerekirdi bence küçükken ama o muameleyi hissetmedim. O yüzden çocuğum olursa tabi ki ona dünyadaki tek çocuk benim çocuğummuş gibi davranacağım çünkü ben doğurdum :D niye dertlendiniz anlamadım
 
Sevgili Dislektik Anne! Nickinize bakıyorum sonra da konunuza bakıyorum da sanırım herkesten önce sizin içinize kendi anneliğiniz sinmiyor. Zira her anne farklı her çocuk özeldir. Siz çocuğu ile size göre fazla ilgilenen birinini buldumcuk olarak görürsünüz, başkaları sizi sorumsuz yada ilgisiz anne olarak görür. Anne çocucuğu ile ilgilenir pimpirikli olur, özgür yetişsin der misafirlikliklerde rahat kadın diye arkasından konuşulur. Aslına bakarsanız asıl sorun kimin nasıl anne olduğundan ziyade başka anneleri tam da sizin bu konuda yaptığınız gibi eleştiriyor olmaktır. “Ben bu annelere sinir oluyorum siz de oluyor musunuz?” diye konu açarak içinizi rahatlatmaya çalıştığınızı düşünüyorum ama bu işe yaramaz. Kendinize iç sesinize ve çocuğunuza yönelin kendinizle ilgili içinize sinmeyen şeyler neyse değişime ordan başlayın. Eminim bu tarz endişeler taşıdığınıza göre çok iyi bir annesinizdir sadece içinizi rahatlatmak için bu konuyu açarak yanlış bir yöntem seçmişsiniz. :) Sevgiler.
 
Bende de küçük çocuk yok büyüttüm, tecrübeli anne statüsündeyim :) annelik söz konusu olunca tabii kimse diğerinin anneliğine söz söylemesin, herkes evladı için en doğrusunu yapmaya çalışıyor, anneliğin tek doğrusu olmaz ama en iyi anne benim hayır benim, onlar kötü anne kavgası çıkıyor hep, oysa her anne kendi yavrusunun mükemmel annesidir.
Kimseye kötü anne demek ne haddimee. Hepsi birey olurlar umarım diyorum.
 
Prens ve prenses çocuklarla rahat annelerin çocukları aynı okula gidecek dimi :)
 
:))))
O ninjalık veya prenseslik biraz da çocuğun karakteriyle alakalı, çocukları yetiştirir, onlara kendi metodlarımızla yaklaşırken, naiflik, zerafet veya ne bileyim güçlü bir kimlik oluşturmaya çalışırken çocuğun karakterini hesaba katmıyoruz, ben ağaç tepesinden inmeyen, annelerin laf dinlemiyor, yaramaz, yıldım dediği çocuklardandım, benden asla bir prenses olmazdı, kardeşimse naif, sevimli tatlı kız çocuklarındandı, al biblo gibi oturt akşama kadar prensesim diye sev :) Neyse zaman geçti ikimizde evlendik, çocuklarımız oldu, benim kızım aynı teyzesi gibi naif, kardeşimin kızıysa tıpkı ben, yetiştirirken öyle sakınan bir anne de değildim, kardeşimse herşeyine dikkat ederdi, çocuklarımız bizim zıttımız oldu :)
Çok tatlı anlatmışsın, gülümsedim valla :) haklısın abla ben de öyle ninjalardandım karakter ve yapı da önemli. Korkuyor insan hele de bu ülkede bir kız annesi olmak cidden korkutuyor. En azından zorluklara karşı, kötülere ve haksızlıklara karşı o prenseslerin içinden bi cadı çıksa bunu bilsem rahatlayacağım. Haksızlığa gelemese yeter. Uğraşacağız artık, prenses de olsa en azından hayata hazırlıklı olsa yeter valla :(
 
Çok tatlı anlatmışsın, gülümsedim valla :) haklısın abla ben de öyle ninjalardandım karakter ve yapı da önemli. Korkuyor insan hele de bu ülkede bir kız annesi olmak cidden korkutuyor. En azından zorluklara karşı, kötülere ve haksızlıklara karşı o prenseslerin içinden bi cadı çıksa bunu bilsem rahatlayacağım. Haksızlığa gelemese yeter. Uğraşacağız artık, prenses de olsa en azından hayata hazırlıklı olsa yeter valla :KK43:

O hazırlıklı olmaları kısmında anne babaları olarak sizlere düşüyor iş, hayatın bir mücadele olduğunu, her istediğine mücadele etmeden erişemeyeceğini, hayatın evden ibaret olmadığını öğreteceksiniz.
Anne babasına karşı bile hakkını savunmayı, kendini ifade edebilmeyi, yeri geldiğinde tırnaklarını çıkartması gerektiğini sizlerden öğrenecek.

Bizler biraz da nerede hata yapıyoruz biliyor musun çocuk adına herşeyi düşünüp karar veriyoruz, 5-6 veya 7-8 yaşlar için demiyorum, mesela çocuk hangi liseye gideceğine kendi karar veremiyor, hangi mesleği seçmek istediği sorulmuyor, ne yiyip ne içeceğine, hangi okula gideceğine kadar herşeyi biz düşünüyoruz, ilkokula başlıyor A harfini yapmaktan yoruldu diye onun yerine ödevini biz yapıyoruz, açlığı tokluğunun kararı bile bize ait.


Oysa çocuk ödevini yapmadıysa bunun sonucunu yaşayarak görsün, acıkmadıysa yemesin, fen lisesine gitmek istemiyorsa gitmesin, hukukçu olmak istemiyorsa olmasın, çocukların arkasında olmalıyız ama çok müdahale etmeden, çocuk düşe kalka büyür tabiri vardır ya, çocuk da aynı bizim anneliği bebeğimizle öğrendiğimiz gibi kim olduğunu, gelecekte ne olacağını, hayattan ne istediğini deneme yanılmayla öğrensin, biz zaten temel eğitimlerini elimizden geldiğince veriyoruz, gerisini çocuk çabalayarak yapsın.
 
O hazırlıklı olmaları kısmında anne babaları olarak sizlere düşüyor iş, hayatın bir mücadele olduğunu, her istediğine mücadele etmeden erişemeyeceğini, hayatın evden ibaret olmadığını öğreteceksiniz.
Anne babasına karşı bile hakkını savunmayı, kendini ifade edebilmeyi, yeri geldiğinde tırnaklarını çıkartması gerektiğini sizlerden öğrenecek.

Bizler biraz da nerede hata yapıyoruz biliyor musun çocuk adına herşeyi düşünüp karar veriyoruz, 5-6 veya 7-8 yaşlar için demiyorum, mesela çocuk hangi liseye gideceğine kendi karar veremiyor, hangi mesleği seçmek istediği sorulmuyor, ne yiyip ne içeceğine, hangi okula gideceğine kadar herşeyi biz düşünüyoruz, ilkokula başlıyor A harfini yapmaktan yoruldu diye onun yerine ödevini biz yapıyoruz, açlığı tokluğunun kararı bile bize ait.


Oysa çocuk ödevini yapmadıysa bunun sonucunu yaşayarak görsün, acıkmadıysa yemesin, fen lisesine gitmek istemiyorsa gitmesin, hukukçu olmak istemiyorsa olmasın, çocukların arkasında olmalıyız ama çok müdahale etmeden, çocuk düşe kalka büyür tabiri vardır ya, çocuk da aynı bizim anneliği bebeğimizle öğrendiğimiz gibi kim olduğunu, gelecekte ne olacağını, hayattan ne istediğini deneme yanılmayla öğrensin, biz zaten temel eğitimlerini elimizden geldiğince veriyoruz, gerisini çocuk çabalayarak yapsın.
Harika yazmışsın abla. Benim kızım 3 aylık ben de becerirsem bunları istiyorum işte. Ama insan korkuyor, yapabilir miyim diyorum. O çocuk emanet ve yeri geldiği zaman bırakmamız lazım ki kendi hayatını yönlendirsin. Sahibi gibi davranmak istemiyorum. Hayırlısı olur inşaALLAH. Herkesin çocuğu için.
 
15 aylık bir kızım var.3 aylıkken anneanneye bırakıp çalışmaya başladım.Oyunlar oynarız vs gelişimi güzel bir bebek aslında.Ama benim etrafında gördüğüm birşey var ve bu beni sorgulamaya itiyor ister istemez.yeni dönem annelerinde bir yavrum evlâdım hayatı ondan ibaret görme durumu mevcut. Evet evlâdım icin en iyisini yapmaya çalıştım şartlar dahilinde ama hiç olurum biterim diyen buldumcuk bir anne olmadım.Bagimli bir birey olmasını istemiyorum kızımın ilerde.Genelde serbest bıraktım ama saldım çayıra mevlam kayıra şeklinde değil kendimin de bir hayatım olduğunun çalışma şartlarımın zor olduğunun farkında olarak bu telkinle yaşıyorum.Fanusta büyümüyorum çocuğu.sizinde cevrenizde gördüğünüz böyle örnekler var mi doğru olanı mi yapıyorum yoksa ilgisiz anne miyim ben doğrularım çok birbirine girdi :KK43: ve hep dogumdan önce kendimi şartlarım ben eleştirdiğim annelerden olmayacağım diye ve şimdi kafam ve vicdanım çok karisiyor


Bu arada size nacizane önerim, çocuğunuzun ilerde bağımlı bir birey olmasını istemiyorsanız ilk iki yıl özellikle onunla bağımlı bir hayat yaşamanız önerilir. İlk iki yıl güvenli bağlanabilen, anne ile yakın iletişim kurabilen koşulsuz sevgi ile kabul gören (şımartılmaktan bahsetmiyorum) çocuklar ileriki yaşlarında daha özgüveni yüksek ve bağımsız olabilirler. Yanlış anlamayın bu yalnızca kendi fikrim değil uzman pedagogların tavsiyesi.
 
Harika yazmışsın abla. Benim kızım 3 aylık ben de becerirsem bunları istiyorum işte. Ama insan korkuyor, yapabilir miyim diyorum. O çocuk emanet ve yeri geldiği zaman bırakmamız lazım ki kendi hayatını yönlendirsin. Sahibi gibi davranmak istemiyorum. Hayırlısı olur inşaALLAH. Herkesin çocuğu için.

Becerirsin neden beceremeyesin, anneler olarak şunu yapmamız lazım, anneliğimizi çocuğumuza göre güncelleyip tek doğru budur demeyeceğiz, çocuğumuzu büyütürken karşılaştığımız herhangi bir durumda olası diğer doğrulara da açık olacağız, birde kendimize kutsiyet yüklemeyeceğiz, ben kutsalım herşeyin en doğrusunu bilirim dedikçe hata yapma olasılığımız artıyor.
Çocuklarını arkasında görünmez gölge gibi olmak da fayda var ama düşüp de yardım edelim diye elini uzatmadıkça biraz bırakıp ne yaptıklarını gözlemlemek lazım.
Zaten daha doğduğundan itibaren vermek istediğiniz tüm eğitimleri çocuğa doğru aktarmışsanız zamanı gelince ne yapacağını biliyor, önceleri biraz emeklerler ama sonra yürümeyi öğrenecekler, bizler yürümeyi öğrenmedik mi:)
 
Çok tatlı anlatmışsın, gülümsedim valla :) haklısın abla ben de öyle ninjalardandım karakter ve yapı da önemli. Korkuyor insan hele de bu ülkede bir kız annesi olmak cidden korkutuyor. En azından zorluklara karşı, kötülere ve haksızlıklara karşı o prenseslerin içinden bi cadı çıksa bunu bilsem rahatlayacağım. Haksızlığa gelemese yeter. Uğraşacağız artık, prenses de olsa en azından hayata hazırlıklı olsa yeter valla :KK43:
Ay benim kızın içinde biraz var o cadılık:KK45:
Prenseslik filan hak getire:halay:
Takışıyoruz ara ara bu yüzden ama,o kadar bir "kar"ı olsun bari,kaynanama mı çekti nedir:-)
 
Becerirsin neden beceremeyesin, anneler olarak şunu yapmamız lazım, anneliğimizi çocuğumuza göre güncelleyip tek doğru budur demeyeceğiz, çocuğumuzu büyütürken karşılaştığımız herhangi bir durumda olası diğer doğrulara da açık olacağız, birde kendimize kutsiyet yüklemeyeceğiz, ben kutsalım herşeyin en doğrusunu bilirim dedikçe hata yapma olasılığımız artıyor.
Çocuklarını arkasında görünmez gölge gibi olmak da fayda var ama düşüp de yardım edelim diye elini uzatmadıkça biraz bırakıp ne yaptıklarını gözlemlemek lazım.
Zaten daha doğduğundan itibaren vermek istediğiniz tüm eğitimleri çocuğa doğru aktarmışsanız zamanı gelince ne yapacağını biliyor, önceleri biraz emeklerler ama sonra yürümeyi öğrenecekler, bizler yürümeyi öğrenmedik mi:)
Ah mune ah:KK51:
Aktardığımızdan emin olsak rahatlayacağız da:KK51:
Anne yüreği kavak yaprağı gibi hep titrermiş ya,vallahi doğru:(
Annelik ölene kadar,ama en azından sonlara doğru inşallah biraz gamsız günlerimiz olur:)
 
Bu konuda evrensel bir doğru mu var canım. Üstelik siz kendiniz gibi olmayan anneleri bu kadar eleştirirken ne diye kafanız karıştı o da manidar olmuş. Sanki birileri hayır sen mükemmel annesin onlar tü kaka desin diye konu açmış gibi yazmışsın...
Biri vardır annesiz büyümüştür anneden çok şiddet görmüştür bunun etkisiyle çocuğuna kendini daha değerli daha sevgi dolu hissettirme ihtiyacı duyar. Biri vardır annesinden ne gördüyse aynını uygular onu doğru kabul eder. Ama istisnai durumlar dışında sağlıklı hiç bir anne çocuğuna kötülük olsun diye bir davranışta bulunmaz diye düşünüyorum.
Bir de artık çocukları mutlu etmek için şeker falan getirmesek toplum olarak minik kuru yemiş paketleri hazorlasak bir meyveyi sarıp sarmalayıp hediye etsek süper olmaz mı ya bu kısım genel bir serzeniş olsun...
Hay ağzınıza sağlık ya, şuraya kadar okudum biri de çıkıp "siz acaba yapmadıgınız için kendinize destekçi mi arıyorsunuz" dememiş diye sinirlenip durdum. Anneliğin sorgulanması kimsenin haddine değil, çocuğum aman hasta olur aman sağlıksız beslenir aman kötü huylar edinir diye surekli endişe duymak hiç bir annenin isteyeceği bisey değil cünkü hakikaten zor bisey gerektiginde uykudan gezmekten hatta yemekten ödün vermek,.. Anne yüreği diye bişey var.. kendinden olanı kendinden daha fazla sevmek bence herkesin yapacağı bişey de değil..
 
Back
X