sinifi susturamiyorum. agliycam

yıllardır tanırım kendisini, zannetmem öyle bir şey olacağını. hatta eğer sana özel mesaj atabiliyorsam özelden de bir anımı anlatacağım.

Ogretmen kokenli olan 20 kusur yildir yapilan nokta atis bir bakan olarak goruyorum (simdilik) kendisini.Birebir okullara gelip ogretmenlerin sikayetlerini de dinliyor.Bu ve bunun gibi yuzlerce veryansin dinledigine de eminim.Hani sizler icin garip gelen bu durumla sıklıklar karsilastigina eminim.O yuzden diyorum ki ogretmenle empati gucu cok fazla.Tam detayli okumadim ama genel cercevede cimerlik bir durum mu lutfen yani.
 
Ogretmen kokenli olan 20 kusur yildir yapilan nokta atis bir bakan olarak goruyorum (simdilik) kendisini.Birebir okullara gelip ogretmenlerin sikayetlerini de dinliyor.Bu ve bunun gibi yuzlerce veryansin dinledigine de eminim.Hani sizler icin garip gelen bu durumla sıklıklar karsilastigina eminim.O yuzden diyorum ki ogretmenle empati gucu cok fazla.Tam detayli okumadim ama genel cercevede cimerlik bir durum mu lutfen yani.

Yok yahu cimerlik durum demedim, ben burada yazım kurallarından haberi olmayan öğretmeni de okuttum ona. Benim insanları en geniş gözlemleyebildiğim yer burası, sohbet esnasında konusu açılınca tabi ki buradan örnek veriyorum. Yazıyorum şimdi sana da. :)
 
Vay benim evladıma mi

Valla benim çocuğum saygısızlık yapip yerini bilmezse öğretmenine karşı gelirse kulağı da çekilsin gerekirse disipline de gitsin yoksa daha çoook öğretmeninin yüzüne sigara dumanı üfleyen öğrencı, öğretmenini bıçaklayan öğrenci goruruz.
Şiddet ile duzelecekse bu dedikleriniz egitimin ne anlamı var öğretmenler aslan terbiyecisi mi ?
 
Şiddet ile duzelecekse bu dedikleriniz egitimin ne anlamı var öğretmenler aslan terbiyecisi mi ?
[/QUOTE
Siz öğrenciden gelen şiddeti savunuyor öğretmenin kulağı çekmesine siddetle karşı çıkıyorsunuz o halde..
Disipline gidince dövmüyorlar ki gerekirse kulağı da çekilsin dedim bu da onleyici olma adina bence cok da abartilmamasi gereken bir durum cocugumun kolu alcida gelse kafa goz yarilsa hakli ogretmeni diyecek halim yok ama 40 kişiye de sesin yükselmesi elzem yani hele de evde bir çocuğu terlikle kovalayanlarin yanında..
 
O kadar emek eden öğretmeni kötü insan ettiniz .
3 yıl boyunca mücadele ettik biz o çocuklarla. Sınıftan erkek hocalar bile yaka sirkerek çıkıyor. En son arkamdan gaz sesi cikararak dalga geçtiler. Ders anlatabilmemiz ne mümkün boğaz baş ağrısıyla çıkıyoruz okuldan . Velisi geldi myard dayakla tehdit etti . Çocuğum burdan mezun olacak o kadar diyip tehditler savurdu . Ben sınıftan ağlayarak çıktım. Diğer hocalarda aynı. Uyari mahiyetinde yapılmış gayri ihtiyari eylemi bu kadar anlamamak haksızlıktır. Empati kurun diyorum . Ben o gün boyunca arkamdan öyle sesler çıkarıp kahkaha attılar diye o kadar gururum incindi hüngür hüngür ağladım . Bu yorum yalanların hiçbiri bu yazdiklarima degindiniz mi . Çünkü biz insan değiliz . Bizim çocuğumuz insan degil. Onunla evde o psikojiyle ilgilenememek tahammul edememek yazik degil . Sizi aglayasiniz mi diye okuttum kızım diye üzülen annemiz insan degil .
Bunları size yazıyorum öğretmenin de yaşadıklarını bilin ne hale gelmişte yapmış bilin istedim . Artık ne anlarsanız anlayın.
Herkes el birliğiyle öğretmeni meslekten soğutma cabasinda Allah sonumuzu hayrede
 
Yahu çocuğun canı yaniyormu yanıyor karşı taraf canını yakmak için yapiyormu evet hatta ozellikle can yakan bir bölge belirlemis ve kılıfını hazırlamış daha neyi tartışıyoruz anlamıyorum gerçekten üstelik bunu yaptığı öğrenciler 8. Sınıftan büyük te değildir olsada farketmez (belki kendini savunabilir ailesi eti senin kemiği benim demiyorsa ) hamileymissiniz de Allah sağlıkla kucaginiza almayi nasip etsin fikirlerinizi değiştirir belki
 
Öğrenciden gelen şiddeti de savunmuyorum tabiki onun da hakkı yok böyle birseye karşısındaki öğretmeni kendisinden büyük her şeyden önce insan ama belki yaşı belki psikolojisi doğru davranmasina izin vermiyor ogretmeninin onu bu konuda egitmesi gerekir onunla aynı yola başvurarak değil egiterek örnek olarak şiddet kolay yol isisxz isisxz
 
Son düzenleme:
Bu konuda aşağıda ki yazımı belki veliler beğenmeyecek ama yazmadan da edemedim. Konuda öğretmen ne demiş ne dememiş bilmiyorum belkide haksızdır ama yazımı ben yine de sizinle paylaşayım ;

İnsanoğlu sopa yemeyi arar mı ?
Arar hacı hemde mumla arar...

Bazen düşünüyorum bizim nesil acaba acıdan mı hoşlanıyordu diye ?

Düşünsenize ;
Düştüğünüz zaman anneniz sizi neden düştün diye terlikle döverdi !
Siz sopa yerken anne diye ağlardınız !
Bu nasıl bir manyaklık ?

Biz çocukken de gençken de hiperaktive diye bir rahatsızlık ta yoktu, Mahmut amcanın oğlu yaramaz derlerdi. Hiç öyle doktora filan da götürmezlerdi. Mahmut amcanın o yaramaz oğlu doktora gitmedi diye sapık ta olmadı, karısını da dövmedi çok enteresan o yaramaz çocuk askere gidip gelince tedaviyi olmuş gibiydi.

O kadar yaramaz çocuk vardı ama bugün ki gibi ; sapkınlık, seri katillik bir durum olmadı. Belki oldu ama sapkınlıkları iletişim ağlarının darlığı sebebi ile hiç duymadık biz.

Yeni nesil başka bir rahatsızlık ta "dikkat eksikliği" ! Arkadaş ben öğrenciyken hiç mi bu rahatsızlık yoktu ? Bence vardı da adı başkaydı. Adam bildiğin salak, dersi anlamıyor, derse katılamıyor bunun adı dikkat eksikliği. Neymiş benim çocuğum zehir gibi ama dikkat eksikliği var. Çocuğuna salak diyemiyor da dikkati dağılıyor diyor. Mübarek çocuğu görsen Einstein....

Yaşadığım köyde her velet ilkokulda takdirname alıyor, şunu oku diyorum adam ilk okul son sınıfta okuyamıyor ve bu öğrenciye takdirname veriliyor. Hadi annem hadi....

Öğretmenlerimizden köpek gibi korkardık, saygıda kusur asla etmezdik. Aradan 25 sene geçti torunlarımız olacak yaşa geldik hala yanlarında ne sigara içebiliriz, ne de bacak bacak üstüne atabiliriz. Bu köpek gibi korku benzetmemden değil de saygıdandı !

Bu arada saygı ısmarlama olan bir duygu da değil. Sopayla verilen bir duydu hiç değil. İçimizden gelirdi, annemizden babamızdan aldığımız ahlak duygusundan gelirdi. Sonrasında da öğretmenlerimizin bize verdikleri ile oluşan bir duyguydu.

Bir şimdi ki nesile bakıyorum, acaba diyorum biz mi hastalıklı yetiştirildik ?

Sorun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini ikiye bölen de ! Bol bol Din okulları açtık Dindar olduk ama ahlakımızı kaybettik....

Aslında sorun şimdiki nesilde ki saygısızlık değil, bu nesli yetiştiremeyen bizlerde...

Sorun X fakülteyi bitireni, öğretmen yapanda. Ne zaman ki öğretmen okulları kapatıldı, hiç bir öğretmen kusura bakmasın ama eğitim veremeyen, eli kolu bağlı bir yeni nesil öğretmen hortladı. Arkeolojiyi bitiren Matematik öğretmeni oldu... İş bulamayan, garanti iş arayan öğretmen oldu... tabi ortalık vasıfsız öğretmen doldu...

Bir harf öğretenin 40 yıl ....

anladınız siz beni ....

hocam saygıyla ellerinizden öperim...
1989 4BT/506



Görevini layıkıyla yapan öğretmenleri tenzih ederim .....
 
Şunu da iliştireyim

VIH18D2Lx1zHk9P4-636639929674465771.webp
 
Bu konuda aşağıda ki yazımı belki veliler beğenmeyecek ama yazmadan da edemedim. Konuda öğretmen ne demiş ne dememiş bilmiyorum belkide haksızdır ama yazımı ben yine de sizinle paylaşayım ;

İnsanoğlu sopa yemeyi arar mı ?
Arar hacı hemde mumla arar...

Bazen düşünüyorum bizim nesil acaba acıdan mı hoşlanıyordu diye ?

Düşünsenize ;
Düştüğünüz zaman anneniz sizi neden düştün diye terlikle döverdi !
Siz sopa yerken anne diye ağlardınız !
Bu nasıl bir manyaklık ?

Biz çocukken de gençken de hiperaktive diye bir rahatsızlık ta yoktu, Mahmut amcanın oğlu yaramaz derlerdi. Hiç öyle doktora filan da götürmezlerdi. Mahmut amcanın o yaramaz oğlu doktora gitmedi diye sapık ta olmadı, karısını da dövmedi çok enteresan o yaramaz çocuk askere gidip gelince tedaviyi olmuş gibiydi.

O kadar yaramaz çocuk vardı ama bugün ki gibi ; sapkınlık, seri katillik bir durum olmadı. Belki oldu ama sapkınlıkları iletişim ağlarının darlığı sebebi ile hiç duymadık biz.

Yeni nesil başka bir rahatsızlık ta "dikkat eksikliği" ! Arkadaş ben öğrenciyken hiç mi bu rahatsızlık yoktu ? Bence vardı da adı başkaydı. Adam bildiğin salak, dersi anlamıyor, derse katılamıyor bunun adı dikkat eksikliği. Neymiş benim çocuğum zehir gibi ama dikkat eksikliği var. Çocuğuna salak diyemiyor da dikkati dağılıyor diyor. Mübarek çocuğu görsen Einstein....

Yaşadığım köyde her velet ilkokulda takdirname alıyor, şunu oku diyorum adam ilk okul son sınıfta okuyamıyor ve bu öğrenciye takdirname veriliyor. Hadi annem hadi....

Öğretmenlerimizden köpek gibi korkardık, saygıda kusur asla etmezdik. Aradan 25 sene geçti torunlarımız olacak yaşa geldik hala yanlarında ne sigara içebiliriz, ne de bacak bacak üstüne atabiliriz. Bu köpek gibi korku benzetmemden değil de saygıdandı !

Bu arada saygı ısmarlama olan bir duygu da değil. Sopayla verilen bir duydu hiç değil. İçimizden gelirdi, annemizden babamızdan aldığımız ahlak duygusundan gelirdi. Sonrasında da öğretmenlerimizin bize verdikleri ile oluşan bir duyguydu.

Bir şimdi ki nesile bakıyorum, acaba diyorum biz mi hastalıklı yetiştirildik ?

Sorun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini ikiye bölen de ! Bol bol Din okulları açtık Dindar olduk ama ahlakımızı kaybettik....

Aslında sorun şimdiki nesilde ki saygısızlık değil, bu nesli yetiştiremeyen bizlerde...

Sorun X fakülteyi bitireni, öğretmen yapanda. Ne zaman ki öğretmen okulları kapatıldı, hiç bir öğretmen kusura bakmasın ama eğitim veremeyen, eli kolu bağlı bir yeni nesil öğretmen hortladı. Arkeolojiyi bitiren Matematik öğretmeni oldu... İş bulamayan, garanti iş arayan öğretmen oldu... tabi ortalık vasıfsız öğretmen doldu...

Bir harf öğretenin 40 yıl ....

anladınız siz beni ....

hocam saygıyla ellerinizden öperim...
1989 4BT/506



Görevini layıkıyla yapan öğretmenleri tenzih ederim .....
Okumamışsın madem söyleyelim.
İlk nicki ile Aysegul239 bu arkadsş öğretmenmiş. Ara sıra çocuklar çok çığırından çıkınca saçlarını çekermiş ama pişman olurmuş üzülürmüş sonra.(!)
Başka bir öğretmen arkadaşada aynı tavsiyeyi veriyor.
"Sende çek saçlarını yakalanırsan inkar edersin delil yok ortada" diyor.
Buyrun cenaze namazına.
 
Bu konuda aşağıda ki yazımı belki veliler beğenmeyecek ama yazmadan da edemedim. Konuda öğretmen ne demiş ne dememiş bilmiyorum belkide haksızdır ama yazımı ben yine de sizinle paylaşayım ;

İnsanoğlu sopa yemeyi arar mı ?
Arar hacı hemde mumla arar...

Bazen düşünüyorum bizim nesil acaba acıdan mı hoşlanıyordu diye ?

Düşünsenize ;
Düştüğünüz zaman anneniz sizi neden düştün diye terlikle döverdi !
Siz sopa yerken anne diye ağlardınız !
Bu nasıl bir manyaklık ?

Biz çocukken de gençken de hiperaktive diye bir rahatsızlık ta yoktu, Mahmut amcanın oğlu yaramaz derlerdi. Hiç öyle doktora filan da götürmezlerdi. Mahmut amcanın o yaramaz oğlu doktora gitmedi diye sapık ta olmadı, karısını da dövmedi çok enteresan o yaramaz çocuk askere gidip gelince tedaviyi olmuş gibiydi.

O kadar yaramaz çocuk vardı ama bugün ki gibi ; sapkınlık, seri katillik bir durum olmadı. Belki oldu ama sapkınlıkları iletişim ağlarının darlığı sebebi ile hiç duymadık biz.

Yeni nesil başka bir rahatsızlık ta "dikkat eksikliği" ! Arkadaş ben öğrenciyken hiç mi bu rahatsızlık yoktu ? Bence vardı da adı başkaydı. Adam bildiğin salak, dersi anlamıyor, derse katılamıyor bunun adı dikkat eksikliği. Neymiş benim çocuğum zehir gibi ama dikkat eksikliği var. Çocuğuna salak diyemiyor da dikkati dağılıyor diyor. Mübarek çocuğu görsen Einstein....

Yaşadığım köyde her velet ilkokulda takdirname alıyor, şunu oku diyorum adam ilk okul son sınıfta okuyamıyor ve bu öğrenciye takdirname veriliyor. Hadi annem hadi....

Öğretmenlerimizden köpek gibi korkardık, saygıda kusur asla etmezdik. Aradan 25 sene geçti torunlarımız olacak yaşa geldik hala yanlarında ne sigara içebiliriz, ne de bacak bacak üstüne atabiliriz. Bu köpek gibi korku benzetmemden değil de saygıdandı !

Bu arada saygı ısmarlama olan bir duygu da değil. Sopayla verilen bir duydu hiç değil. İçimizden gelirdi, annemizden babamızdan aldığımız ahlak duygusundan gelirdi. Sonrasında da öğretmenlerimizin bize verdikleri ile oluşan bir duyguydu.

Bir şimdi ki nesile bakıyorum, acaba diyorum biz mi hastalıklı yetiştirildik ?

Sorun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini ikiye bölen de ! Bol bol Din okulları açtık Dindar olduk ama ahlakımızı kaybettik....

Aslında sorun şimdiki nesilde ki saygısızlık değil, bu nesli yetiştiremeyen bizlerde...

Sorun X fakülteyi bitireni, öğretmen yapanda. Ne zaman ki öğretmen okulları kapatıldı, hiç bir öğretmen kusura bakmasın ama eğitim veremeyen, eli kolu bağlı bir yeni nesil öğretmen hortladı. Arkeolojiyi bitiren Matematik öğretmeni oldu... İş bulamayan, garanti iş arayan öğretmen oldu... tabi ortalık vasıfsız öğretmen doldu...

Bir harf öğretenin 40 yıl ....

anladınız siz beni ....

hocam saygıyla ellerinizden öperim...
1989 4BT/506



Görevini layıkıyla yapan öğretmenleri tenzih ederim .....
👏🏻👏🏻👏🏻
 
disiplin ve öğrenci profili açısından çok kötü okullarda da çalıştım iyi okullarda da çalıştım.Naçizane tecrübelerim sonucunda yazıyorum: 1.sakın öğrenciyi sınıftan atmayın 2.sınıfta olduğu halde yok yazmayın. 3.sakın ha sakın öğrenciye hakaret etmeyin, rencide etmeyin (fiziksel şiddeti yazmama gerek yok sanırım) 4. müdüre ve yardımcısına öğrenci göndermeyin o sınıfta otoriteniz sarsılır bir daha da geri gelmez ama rehberlik servisine gönderebilirsiniz. 5. öğrenciyi notla tehdit etmeyin itici oluyor. ki etseniz de zaten çoğunun not kaygısı yok. 6.sınıfta kalırsın demeyin çünkü sınıfta kalmak için çok çoook üstün çaba göstermesi gerekiyor.yani sınıfta kalmak tarih oldu. 7.disipline vereceğim demeyin verecekseniz direkt dilekçeyi yazın verin. ama şunu da bilerek verin: disiplin cezalarının hiçbir yaptırımı yok çocuğa ödül gibi bir şey boşuna kendinizi yorarsınız. sene sonunda da ceza silinir zaten. 8. Dersinizi isteksizce anlatmayın severek anlatın gülümseyerek diyalog kurarak anlatın 9. en sessizinden en şımarığına kadar hepsinin adını bilin ve adlarıyla hitap edin. 10. her bir öğrenciyi derste aktif hale getirecek etkinlikler yapın, oyunlar oynayın. 11.hep birlikte ders içi ve ders dışı faaliyetler yapın. ( gezi,piknik,sinema,tiyatro,spor...) 12. en önemlisi onları sevin sevdiğinizi hissettirin tabi bu zamanla olacak birden olmaz. 13. Mümkünse özellikle ailevi sorunları olan çocukları ve sorunlarının ne olduğunu bilin. 14. Sınıfta sorun çıkaran öğrenciyi karşınıza alın onu yargılamadan onun için üzüldüğünüzü hissettirerek etkili bir konuşma yapın. 15. olumlu ya da olumsuz aynı davranışı sergileyen öğrencilere tepkiniz aynı şekilde olsun, net ve tek olsun.öğrenci neye kızacağınızı neyden rahatsız olacağınızı ve neyi takdir edeceğinizi bilsin.16. branşınızla ilgili kendinizi sürekli yenileyin geliştirin derse hazırlıklı gidin öğrencilerin size sorabilecekleri soruları tahmin ederek gidin. 17. Kitap okuyun güncel gelişmeleri takip edin genel kültürünüz olsun bilgilerinizle konuşmalarınızla onları kendinize hayran bırakın. 18.öğrencilerin yeteneklerini keşfedin o yetenekleriyle ilgili onlara yol gösterin ve imkanınız varsa yeteneklerini kullanabilecekleri etkinlikler yapın.19.Öğrenciler dersinde çok konuştukları rahat şımarabildikleri öğretmenlerden çok, dersini disiplinli bir şekilde işleyen, sınıfa hakim olan, davranışı net olan öğretmeni daha çok sever ve ona daha çok saygı duyar bunu unutmayın. 20.öğrenciler cin gibidir her şeyi tartarlar hangi öğretmenin nasıl olduğunu, neye nasıl tepki vereceğini, çok iyi bilirler. onlardan bir şey kaçmaz. 21.öğretmenlik dışarıdan göründüğü gibi, her önüne gelenin ahkam kestiği gibi bir iş değildir.öğretmenlik gerçekten hakkıyla yapıldıktan sonra çok çok ciddi, önemli bir iştir. nihayetinde günün en az 8 saatini bizimle geçiren öğrencileri geleceğe hazırlıyoruz.ve sadece öğretim değil aynı zamanda da bir eğitimdir bu iş.eğitim de öğretimden çok daha önemlidir.

başka da vardır muhakkak ama bunlar benim tecrübe ettiklerimden.
 
Son düzenleme:
Okumamışsın madem söyleyelim.
İlk nicki ile Aysegul239 bu arkadsş öğretmenmiş. Ara sıra çocuklar çok çığırından çıkınca saçlarını çekermiş ama pişman olurmuş üzülürmüş sonra.(!)
Başka bir öğretmen arkadaşada aynı tavsiyeyi veriyor.
"Sende çek saçlarını yakalanırsan inkar edersin delil yok ortada" diyor.
Buyrun cenaze namazına.
Siz de Kazen'in yazdıklarını okumamışsınız sanırım. Biraz genele bakalım..
Ben de öğretmenim, henüz hiç şiddet uygulamadım, uygulamam da öğrencilerime.. Ama bazen derste kalbime ağrı saplandığı olur. Ya şimdi sınıfta kalp krizi geçirirsem dediğim de çok olmuştur. Bir yerden sonra aldığınız tüm eğitimler boş.. Karşınızda günümüz çocukları varken hiçbir şeyin işe yaramadığı zamanlar oluyor. Saç baş kavga eden çocukların velilerini çağırdığınızda size "İyi olmuş, demek ki hak etmiş" diyebiliyorlar. Bir veli çocuğunun yanında bunu söylerse o çocuğa bundan sonra kim ne diyebilir? O çocuğa öğretmenin sözü işler mi? Ah ah yazılacak sayfalarca şey var ama hangi birini yazayım ki?
 
Siz de Kazen'in yazdıklarını okumamışsınız sanırım. Biraz genele bakalım..
Ben de öğretmenim, henüz hiç şiddet uygulamadım, uygulamam da öğrencilerime.. Ama bazen derste kalbime ağrı saplandığı olur. Ya şimdi sınıfta kalp krizi geçirirsem dediğim de çok olmuştur. Bir yerden sonra aldığınız tüm eğitimler boş.. Karşınızda günümüz çocukları varken hiçbir şeyin işe yaramadığı zamanlar oluyor. Saç baş kavga eden çocukların velilerini çağırdığınızda size "İyi olmuş, demek ki hak etmiş" diyebiliyorlar. Bir veli çocuğunun yanında bunu söylerse o çocuğa bundan sonra kim ne diyebilir? O çocuğa öğretmenin sözü işler mi? Ah ah yazılacak sayfalarca şey var ama hangi birini yazayım ki?
Ben o bayan hariç hiç kimse tek kelime yazmadım. Bunu böyle bir platformda korkmadan söyledi birde başkasına önerdi.. Benim takıldığım bu..
Çok yaramaz öğrenciler var ben bunu inkar etmiyorum kızıyorumda hemde çok.. Ams o çok yaramaz öğrenciler emin olun saçlarının çekilmesine müsaade etmezdir etki tepki olarak gençlik cahilliklerine güvenip aynı tepkiyi verebilirler. Ben 5 yaşında 1 sınıfa gittim hala nedenini hatırlamıyorum çok kötü kulağımı çekmişti öğretmenim onu hiç sevmedim.
Çok sıra dayağından geçtim o 30 cmlik cetveller en çok o işe yarardı çünkü(!)
Lisede arkadaşımız eteği kısa idareye yakalanmadan kaçayım okuldan derken ben ve bir kaç arkadaşım yapma diye peşinden koşarken bizi kaçıyoruz sandılar okul sınırları içindeyken hatta ana kapının girişindeyken, derdimizi anlatamadık sınıfın ortasında tahtada dayak yedik dudağım patladı benim.
Hakkımı savunmadım ama başkası savundu obunda kulak zarı zedelenmişti.
Şimdi demek istediğim şu asıl suçu işleyen bir şekilde sıyrılıyor olan mazlumlara oluyor.
 
disiplin ve öğrenci profili açısından çok kötü okullarda da çalıştım iyi okullarda da çalıştım.Naçizane tecrübelerim sonucunda yazıyorum: 1.sakın öğrenciyi sınıftan atmayın 2.sınıfta olduğu halde yok yazmayın. 3.sakın ha sakın öğrenciye hakaret etmeyin, rencide etmeyin (fiziksel şiddeti yazmama gerek yok sanırım) 4. müdüre ve yardımcısına öğrenci göndermeyin o sınıfta otoriteniz sarsılır bir daha da geri gelmez ama rehberlik servisine gönderebilirsiniz. 5. öğrenciyi notla tehdit etmeyin itici oluyor. ki etseniz de zaten çoğunun not kaygısı yok. 6.sınıfta kalırsın demeyin çünkü sınıfta kalmak için çok çoook üstün çaba göstermesi gerekiyor.yani sınıfta kalmak tarih oldu. 7.disipline vereceğim demeyin verecekseniz direkt dilekçeyi yazın verin. ama şunu da bilerek verin: disiplin cezalarının hiçbir yaptırımı yok çocuğa ödül gibi bir şey boşuna kendinizi yorarsınız. sene sonunda da ceza silinir zaten. 8. Dersinizi isteksizce anlatmayın severek anlatın gülümseyerek diyalog kurarak anlatın 9. en sessizinden en şımarığına kadar hepsinin adını bilin ve adlarıyla hitap edin. 10. her bir öğrenciyi derste aktif hale getirecek etkinlikler yapın, oyunlar oynayın. 11.hep birlikte ders içi ve ders dışı faaliyetler yapın. ( gezi,piknik,sinema,tiyatro,spor...) 12. en önemlisi onları sevin sevdiğinizi hissettirin tabi bu zamanla olacak birden olmaz. 13. Mümkünse özellikle ailevi sorunları olan çocukları ve sorunlarının ne olduğunu bilin. 14. Sınıfta sorun çıkaran öğrenciyi karşınıza alın onu yargılamadan onun için üzüldüğünüzü hissettirerek etkili bir konuşma yapın. 15. olumlu ya da olumsuz aynı davranışı sergileyen öğrencilere tepkiniz aynı şekilde olsun, net ve tek olsun.öğrenci neye kızacağınızı neyden rahatsız olacağınızı ve neyi takdir edeceğinizi bilsin.16. branşınızla ilgili kendinizi sürekli yenileyin geliştirin derse hazırlıklı gidin öğrencilerin size sorabilecekleri soruları tahmin ederek gidin. 17. Kitap okuyun güncel gelişmeleri takip edin genel kültürünüz olsun bilgilerinizle konuşmalarınızla onları kendinize hayran bırakın. 18.öğrencilerin yeteneklerini keşfedin o yetenekleriyle ilgili onlara yol gösterin ve imkanınız varsa yeteneklerini kullanabilecekleri etkinlikler yapın.19.Öğrenciler dersinde çok konuştukları rahat şımarabildikleri öğretmenlerden çok, dersini disiplinli bir şekilde işleyen, sınıfa hakim olan, davranışı net olan öğretmeni daha çok sever ve ona daha çok saygı duyar bunu unutmayın. 20.öğrenciler cin gibidir her şeyi tartarlar hangi öğretmenin nasıl olduğunu, neye nasıl tepki vereceğini, çok iyi bilirler. onlardan bir şey kaçmaz. 21.öğretmenlik dışarıdan göründüğü gibi, her önüne gelenin ahkam kestiği gibi bir iş değildir.öğretmenlik gerçekten hakkıyla yapıldıktan sonra çok çok ciddi, önemli bir iştir. nihayetinde günün en az 8 saatini bizimle geçiren öğrencileri geleceğe hazırlıyoruz.ve sadece öğretim değil aynı zamanda da bir eğitimdir bu iş.eğitim de öğretimden çok daha önemlidir.

başka da vardır muhakkak ama bunlar benim tecrübe ettiklerimden.
Hocam ellerinizden öpüyorum.. Allah razı olsun
 
Siz de Kazen'in yazdıklarını okumamışsınız sanırım. Biraz genele bakalım..
Ben de öğretmenim, henüz hiç şiddet uygulamadım, uygulamam da öğrencilerime.. Ama bazen derste kalbime ağrı saplandığı olur. Ya şimdi sınıfta kalp krizi geçirirsem dediğim de çok olmuştur. Bir yerden sonra aldığınız tüm eğitimler boş.. Karşınızda günümüz çocukları varken hiçbir şeyin işe yaramadığı zamanlar oluyor. Saç baş kavga eden çocukların velilerini çağırdığınızda size "İyi olmuş, demek ki hak etmiş" diyebiliyorlar. Bir veli çocuğunun yanında bunu söylerse o çocuğa bundan sonra kim ne diyebilir? O çocuğa öğretmenin sözü işler mi? Ah ah yazılacak sayfalarca şey var ama hangi birini yazayım ki?
Siz öğretmen, ben veli olarak yazayım, kızım kız meslek lisesinde okudu, bazen keşke karma lise tercih etseydi dediğim anlar oldu, herkesin evladı kıymetlidir, kimsenin evladına şiddet uygulanmasın elbette ama kız meslek liselerinde çalışmış öğretmenlerimiz kızların birbirinden nasıl haraç aldığını, öldüresiye kavgalar ettiklerini çok iyi bilirler, Veli toplantıları olurdu, sınıf öğretmenimiz velilere kızların okul çantalarında ders kitabı yerine düzleştirici, makyaj malzemeleri, sigara olduğunu, okuldan kaçtıklarını kızlarını takibe almalarını söyleyince, veliler öğretmeni bastıran kızlarını haklı çıkaran sözler sarf ederlerdi.

Evet hepimiz çocuklarımızı seviyoruz, evet dayakla terbiye olmaz fikrine sonuna kadar katılıyorum ama disiplin ve kuralların gerekliliği de kulak ardı edilmemeli, bizim zamanımızda yani ben yaştakiler liseliyken öğretmenlerimize saygı duyardık ve çok çekinirdik, saçlarımız örgülü değilse, okul kural ve disiplinine aykırı bir tavrımız olursa utancımızdan yüzümüz kızarırdı ama şimdi üzülerek söylüyorum 13 yaşında çocuğun saçları ombreli, ayağında topuklu ayakkabılar, ağzında sigara, bir dolu küfür ediyor öğretmene, çok değil şurada 4 yıl kadar oluyor sanırım, dersleri çok kötü, asla okula gelmeyen, her dakika çocuklardan haraç alan kavgacı bir liseli öğrenci okul müdürünün boğazına bıçak dayadı, oğlan müdüre hanımı tek başına öldüremez diye babası da yardıma geldi.

Mesleğini layıkıyla yapmayan eğitimcileri beraber kınayalım ama biz velilerde biraz çuvaldızı kendimize batıralım.
 
Siz öğretmen, ben veli olarak yazayım, kızım kız meslek lisesinde okudu, bazen keşke karma lise tercih etseydi dediğim anlar oldu, herkesin evladı kıymetlidir, kimsenin evladına şiddet uygulanmasın elbette ama kız meslek liselerinde çalışmış öğretmenlerimiz kızların birbirinden nasıl haraç aldığını, öldüresiye kavgalar ettiklerini çok iyi bilirler, Veli toplantıları olurdu, sınıf öğretmenimiz velilere kızların okul çantalarında ders kitabı yerine düzleştirici, makyaj malzemeleri, sigara olduğunu, okuldan kaçtıklarını kızlarını takibe almalarını söyleyince, veliler öğretmeni bastıran kızlarını haklı çıkaran sözler sarf ederlerdi.

Evet hepimiz çocuklarımızı seviyoruz, evet dayakla terbiye olmaz fikrine sonuna kadar katılıyorum ama disiplin ve kuralların gerekliliği de kulak ardı edilmemeli, bizim zamanımızda yani ben yaştakiler liseliyken öğretmenlerimize saygı duyardık ve çok çekinirdik, saçlarımız örgülü değilse, okul kural ve disiplinine aykırı bir tavrımız olursa utancımızdan yüzümüz kızarırdı ama şimdi üzülerek söylüyorum 13 yaşında çocuğun saçları ombreli, ayağında topuklu ayakkabılar, ağzında sigara, bir dolu küfür ediyor öğretmene, çok değil şurada 4 yıl kadar oluyor sanırım, dersleri çok kötü, asla okula gelmeyen, her dakika çocuklardan haraç alan kavgacı bir liseli öğrenci okul müdürünün boğazına bıçak dayadı, oğlan müdüre hanımı tek başına öldüremez diye babası da yardıma geldi.

Mesleğini layıkıyla yapmayan eğitimcileri beraber kınayalım ama biz velilerde biraz çuvaldızı kendimize batıralım.

Mune dediklerinin bir çoğunu biz de yaşıyoruz ne yazık ki.. Kızı okula gidiyorum deyip okul çevresinde yabancı kimselerle takılıyor diye gerçekten iyi niyetle uyardığımız veliden "Benim kızımın ne yaptığından size ne?" diye tepki alıyoruz. Uyarmasak bu sefer başına bir şey gelse Allah korusun, yine biz suçlu oluruz eminim.
Saçını kıpkırmızı boyayan öğrenciyi uyardığımızda öğrenci "Annem babam izin veriyor size ne?" diyebiliyor. Ve bu çocuğa uygulayabileceğimiz hiçbir yaptırım yok. Zaten olsa da olay milli eğitime gittiği an veli olay çıkarmasın diye sindirilen yine biz öğretmenler oluyoruz.
Çocukların dizisi varmış, ertesi günkü sınava çalışamazlarmış diye sınav tarihini değiştirmemi talep eden, değiştirmediğim için de beni veli gruplarında çekiştiren veliler de mevcut..
Dediğim gibi hangi birini anlatayım ki?
2 hafta hastanede yattım, geçen hafta taburcu oldum. Taburcu olduğumun ertesi günü okula başladım. Neden? Çünkü idare sıkıştırıyor, veliler öfkeyle geliyormuş da bu hoca neden bu kadar zamandır gelmiyor diye soruyorlarmış. Kaldı ki velilerime haber verdim hastanede yatıyor olduğumu..
Bu gidişat nereye ben bilemiyorum artık..
 
Back
X