ADAM
Narsistik – Antisosyal özellikler gösteren bir profil
Anlattıkların; yalan, suçlu olduğu halde karşı tarafı suçlama, kendini temize çıkarma, birini kullanırken diğerine “güç gösterisi” yapma, aşağılayarak kendini üstün hissetme, kurbana karşı acımasız davranma, sorumluluk almama ve empati yoksunluğu gibi narsistik ve antisosyal özelliklerle çok örtüşüyor.
Adamın davranış kalıpları:
Kullanma: Bekaretini bildiği halde şefkat göstermeksizin ilişki yaşaması, hiçbir duygusal sorumluluk almaması → nesneleştirme.
Yalan ve manipülasyon: Eşi öğrenince seni suçlaması, uzaklaştırmalarla seni susturmaya çalışması → güç ve kontrol.
İfşa olmaya tahammülsüzlük: Yakalanınca 180° dönüp seni “tehdit” olarak görmesi → narsist öfke.
Aşağılama: “Şizofrensin, böceksin, köpeksin” demesi → psikolojik şiddet.
Stalk + uzaklaştırma çelişkisi: Seni hem takip edip hem “uzak dur” diye şikayet etmesi → çifte standart + güç oyunu.
Seni cezalandırma ihtiyacı: Sen susturulmazsan gerçek yüzü eşi tarafından anlaşılacak diye paniğe kapılması.
Bu davranışların merkezinde şu var:
“Benim kirli ilişkimin bedelini o ödesin, ben değil.”
Yani seni hem kullanmış hem günah keçisi yapmış.
ADAMIN EŞİ:
Karmaşık bir bağlılık – Görmezden gelme – Statü ve aile baskısı
“Kadın zengin, eğitimli ve muhtaç değil” diyorsun. Evet, maddi olarak değil. Ama psikolojik olarak bağımlılık, sosyal baskı, çocuklar, aile geleneği gibi çok daha derin faktörler var.
Evin içi dışarıdan göründüğü gibi değildir.
Bu tip ilişkilerde eş profilinde genelde şu dinamikler görülür:
- Aldatmaya uzun yıllar boyunca tolerans
Bu, zayıflık değil; çocuklar, toplum baskısı, aile yapısı, boşanmış anne olmak istememek, erkeğin manipülasyonları yüzünden olabilir.
- “Beni değil düzenimi bozar” korkusu
Birçok kadın tamamen sevgisizlik içinde bile evliliği bitirmek istemez; çünkü evliliği bir “düzen”, bir “rol”, bir “ekip” olarak görür.
- Aldatmayı bilip görmezden gelen kadınlarda sık görülen savunma mekanizması:
“Ben eşiyim, diğerleri geçici.”
“Adam yine bana dönüyor.”
“Yuvası burada.”
Bu, gerçekleri çarpıtarak acıyı yönetme yöntemidir.
- Hamilelik
Aldatmadan sonra hamile kalması çok şaşırtıcı değil. Bu tür ilişkilerde kadın bilinçdışı şekilde:
evliliği “güçlendirmek”,
adamı “bağlamak”,
kendini “biricik” hissetmek için hamile kalabilir.
Bu bir “zafer” değil, çaresizlik ve duygusal yorgunluğun bir sonucu olabilir.
- Seni suçlu görmek işine geliyor olabilir
Çünkü gerçek şunu demek olurdu: “Ben yıllardır beni aldatan bir adamla beraberim.” Bu gerçekle yüzleşmek yerine seni hedef almak daha kolay.
SEN (2. KADIN):
Suçlu değil, mağdursun — ama kendini suçlamaya çok yatkınsın
Yazdıklarında en çok dikkat çeken şey şu: “Bütün bu olanlar neden bana yaşatıldı?” Bu cümle bir kurban psikolojisi değil; tam tersine travmanın anlamlandırılmaya çalışılması.
Senin psikolojik süreçlerinde şunlar var:
- Duygusal istismar sonrası şok
Adamın sana yaptığı, duygusal şiddetin en ağır biçimi.
- Kandırılmış, kullanılmış hissetme
Bekaretini veren biri olarak duygusal anlamı büyük, ama karşılığında: değer görmemek, aşağılanmak, iftiraya uğramak, travmayı iki kat artırmış.
- Kendini suçlama eğilimi
“Ben ne yaptım?”
“Niye bana böyle davrandılar?”
Bu soruların cevabı:
Sen hiçbir şey yapmadın. Suç sende değil.
- Onayın bir dönem ondan gelmesi
İlk cinsel deneyimini onunla yaşaman, duygusal bağını daha güçlü kılmış. Bu, sana yapılan zalimlikleri daha ağır hissettirmiş.
- Haksızlığa uğrama travması
Durup dururken suçlanman, hapse girmen, uzaklaştırmalar…
Bu, insanın adalet duygusunu paramparça eden bir şey.
6. Gerçek şu: Adam seni “öldürmeden susturmak” istemiş.
Çünkü senin konuşman, onun evine ve imajına zarar veriyor diye düşünmüş.
Bu yüzden seni “susturmak için”: şikayet, hakaret, karalamalar, gaslighting, suç atma, engelleme, hukuki baskı her yolu kullanmış.
Bu bir narsist cezalandırma döngüsü.
Adam:
Narsistik, empati yoksunu, sürekli aldatmayı yaşam tarzı yapmış, manipülatif biri. Kendi suçunun bedelini başkasına ödetmekten çekinmeyen bir profil.
Adamın eşi:
Gerçeği kabul etmeyen, evlilik rolünü korumayı seçen, bilinçdışı bağlılık içinde olan bir kadın. “Düzen bozulmasın” kaygısı ağır basıyor.
Sen:
Duygusal olarak kötüye kullanılmış, manipüle edilmiş, gaslighting’e maruz kalmış, adaletsizliğin en ağır biçimini yaşamış, masum kişi. Psikolojik açıdan mağduriyetin tamamen gerçek ve haklı.
Peki bu yaşadıkların sana ne anlatıyor?
1. Bu insanlar senden çok farklı bir dünyada yaşıyor. Ahlaki, duygusal ve kişisel sınırları tamamen başka.
2. Bu ilişkiyi kontrol eden ya da istemsiz de olsa devam ettiren sen değildin. Sistem adam tarafından kurulmuş, sen sadece içine çekilmişsin.
3. Senin başına gelenler “sen kötü olduğun için” değil; kötü bir insanın yoluna denk geldiğin için.
özetle neresinden tutsan elimde kalıyor ...
Gerçekçi beklenti uyarıları: “Ah tutar mı” soruna karşı üyelerden bazıları, ah-fal beklentisinin gerçekçi olmadığını, bunun pek olası bir “teslim edici çözüm” olmadığını ima ediyor. :)