Valla bir tane daha güzel ağaç göreyim diye yaşamayı isteyecek bir insanım. Artık romantiklik mi, salak mı denir, bakana göre değişir. Oysa 16'ımda bütün ailemi kaybettim. İnsan böyle bir acının üstüne yaşamayı ister mi, ben istiyorum. Hayatta hiçbir zaman feci büyük planlarım, hayallerim olmadı, küçük şeyler beni mutlu ediyor. Yalnız bunların yanında bir şey istiyorsam yaparım, üşenmem, sızlanmam. O yüzden kilo mu vermek istiyorsun, yakınıp durma, kaldır totonu spor yap, diyetisyene git senin için bu kadar önemliyse. Arkadaşların seni dışlıyor mu, dünyada insan kıtlığı yok, çevreni değiştir. Bu dışlamada bir kötü niyet seziyorsan, böyle sığ insanlarla ne işin olur zaten. Her sevdiğin seni sevmek zorunda değil, bu da seni kimse sevmeyecek anlamına gelmiyor. Bunları çoğu insan yaşıyor. Okulun bitmiş, sınava hazırlanıyorsun, ne güzel bir hedefin var. Çaresiz bir hastalığa tutulmuş değilsin, yapabileceğin çok şey var. Evet doğuyoruz ve ölüyoruz, bu kadar, böyle bakmak istiyorsan.... Ama Allah gecinden versin diyelim, bugün doğup yarın ölmüyoruz, yıllarımız var ve kocaman bir dünyada yaşıyoruz. Ölürken ne hayattı be, güzel yaşadım diye gitmek var. Bir de huzursuz, tatmin olmamış, olgunlaşmadan ağacından düşen meyve gibi gitmek var. Hangisi daha iyi?