Ben kimsenin tek başına, üniversitenin sağladığı sosyal çeşitliliği kendi kendine sağlayabileceğine inanmıyorum. Oturduğunuz yerden sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi yaşamayan kuzeydeki, güneydeki, doğudaki, batıdaki insanlara saygı duymak ayrı birşey; aynı odada kalıp, aynı masada yemek yiyip, aynı dersliği paylaşmak ayrı bir şey. Tiyatroya gidip sizin gibi tiyatroya gitmeyi seven insanlarla aynı ortamı paylaşmak, sizin gibi düşünmeyen insanlarla aynı ortamı zorunlu olarak paylaşıp asgari düzeyde geçinebilme becerisi kazandırmaz. Lise ve üniversite mezunlarının birlikte çalıştığı küçük ölçekli işletmelerde aradaki fark bariz şekilde belli oluyor. Saçma sapan tribe girip küsüyorlar. Yahu orası işyeri. Beni sevmek zorunda değilsin ama konuşmak zorundasın. Bu insanlarla sağlıklı bir iş hayatı bile geçiremiyorken kaldı ki evlenmek, çocuk büyütmek...