Sizin anneniz de böyle mi?

Evin ilk çocuğu ya da en büyük kızı mısınız?
Çünkü annelerin tutumlarını bu da belirliyor.
Büyüklerde çok panik davrandı mesela bizimki, sürekli yönlendirmeye çalıştı ama benimkinde daha sakindi, o acemiliği attığı için.
Evet ilk çocuğum
 
Malesef ailelerde bu durum var, görmezden gelin bence. Yani illaki onlarda aslında iyilik olduğunu düşünerek söylüyorlar. Ama lise mezunu olup, kendi işini kurmuş zengin varlıklı insanlarda var. Mesela ben öğretmenim ama lise mezunu iş sahibi ticaretle uğraşan, kendisini geliştirmiş biriyle evlenebilirim. Çünkü memurlar çok kazanmıyor zaten. Her şey de diploma değil ama kültür de önemli . Lise mezunu höt höt biriyse olmaz tabiki
 
Evet ilk çocuğum

Aslında kendi çıkmazını yansıtıyor size.
Evlilik aşamasında evlada rehberlik stresli bir süreç, fayda sağlayım derken özgüveninizi etkilediğinin farkında değil.
Eğitimsel denklik noktasında haklısınız ama bunun istisnalarına da çok rastladım.
Mesela işim gereği çokça profesörle muhatap oldum, inanın bazı tanıdığım lise mezunu esnaf erbabından daha çiğ idiler.
Ben de otuzlu yaşların ortasındayım ve bugünkü aklımla tek filtrem eğitim değil artık.
Çünkü bazı nezih ailelerin lise mezunu çocukları (sonrasında aile işinin başına geçiyor mesela), cahil ailelerin profesör olmuş çocuklarından daha modern ve bilinçli.
O nedenle tamamen kişi bazlı düşünün derim, sizin eğitiminizi kompleks yapmayan varlıklı biri de iyi bir seçenek olabilir.

Öte yandan, annenize kibarca net olun. “Senin bu denli istekliliğin benim özgüvenimi zedeliyor, kendimi birine yamanmış gibi hissettiriyorsun” deyin. Bu kabalık değil. Bu süreçte herkes birbirine açık olmalı, evlilik ciddi bir mesele.
 
Aslında kendi çıkmazını yansıtıyor size.
Evlilik aşamasında evlada rehberlik stresli bir süreç, fayda sağlayım derken özgüveninizi etkilediğinin farkında değil.
Eğitimsel denklik noktasında haklısınız ama bunun istisnalarına da çok rastladım.
Mesela işim gereği çokça profesörle muhatap oldum, inanın bazı tanıdığım lise mezunu esnaf erbabından daha çiğ idiler.
Ben de otuzlu yaşların ortasındayım ve bugünkü aklımla tek filtrem eğitim değil artık.
Çünkü bazı nezih ailelerin lise mezunu çocukları (sonrasında aile işinin başına geçiyor mesela), cahil ailelerin profesör olmuş çocuklarından daha modern ve bilinçli.
O nedenle tamamen kişi bazlı düşünün derim, sizin eğitiminizi kompleks yapmayan varlıklı biri de iyi bir seçenek olabilir.

Öte yandan, annenize kibarca net olun. “Senin bu denli istekliliğin benim özgüvenimi zedeliyor, kendimi birine yamanmış gibi hissettiriyorsun” deyin. Bu kabalık değil. Bu süreçte herkes birbirine açık olmalı, evlilik ciddi bir mesele.
Benim de tek filtrem eğitim değil ama o benim için baraj gibi bir şey.
Ve ben şuna inanıyorum: eğer bir erkek kadının kendisinden daha tahsilli olmasını kompleks yapmıyorsa o zaman parası olduğu için kendini kadından üstün görüyordur ya da eğitimi küçümsüyordur. (Yukarıda bir arkadaşın yazdığı gibi) Tabii ki istisnalar vardır ama istisnayı bulucaz diye hepsini denemeye gerek yok. Diğer taraftan okumuş görgüsüz de çok evet ama dediğim gibi tek kriterim diploma değil. Bir de madem babasının işinin başına geçen kendini geliştirmiş, modern lise mezunları var, neden mesai saati zorunluluğu yokken ve kendi paralarını kazanabiliyorken üniversite eğitimi almayı düşünmüyorlar? Düşmez kalkmaz bir Allah, yarın öbür gün o şirket batsa bu insanlar ne yapıcak? Lise mezunu ve şirket batırmış birini kim işe alcak? Madem çok bilinçliler neden bu kadar basit bir şeyi düşünemiyorlar diye düşünüyor insan.
 
Benim de tek filtrem eğitim değil ama o benim için baraj gibi bir şey.
Ve ben şuna inanıyorum: eğer bir erkek kadının kendisinden daha tahsilli olmasını kompleks yapmıyorsa o zaman parası olduğu için kendini kadından üstün görüyordur ya da eğitimi küçümsüyordur. Tabii ki istisnalar vardır ama istisnayı bulucaz diye hepsini denemeye gerek yok. Diğer taraftan okumuş görgüsüz de çok evet ama dediğim gibi tek kriterin diploma değil. Bir de madem babasının işinin başına geçen kendini geliştirmiş, modern lise mezunları var, neden mesai saati zorunluluğu yokken ve kendi paralarını kazanabiliyorken üniversite eğitimi almayı düşünmüyorlar? Düşmez kalkmaz bir Allah, yarın öbür gün o şirket batsa bu insanlar ne yapıcak? Lise mezunu ve şirket bastırmış birini kim ile alcak? Madem çok bilinçliler neden bu kadar basit bir şeyi düşünemiyorlar diye düşünüyor insan.
Size sitem etmiş gibi yazmışım ama inanın sitemim size değil
 
Ne olursa olsun ben okumamışla okumuşu kazancına göre denk görmem.
Dört sene bir üniversitede eğitim alan insanla lise mezunu kültür anlamında asla denk değildir.
Ben tercih etmem
Üniversiteye, bölüme bakan biri olarak ben de denk görmem ama bundan dolayı da üniversite var üniversite var. Bazı lisans mezunları gerçekten lisans mezunu olmayan, kampüse adımını atmamış kişiler için biçilmiş kaftan.
Buradaki asıl mesela konu sahibi evlenmek için yanıp tutuşmuyor. Böyleyken de üstüne beklentilerinin uyuşmayacağı birinin gelmesi artı annenin tutumu insanı iyice delirtiyor.
Öte yandan yaşadığı yeri ve ailesini tarif etme biçimine göre çok farklı seçeneği olduğunu da düşünmüyorum.
 
Malesef ailelerde bu durum var, görmezden gelin bence. Yani illaki onlarda aslında iyilik olduğunu düşünerek söylüyorlar. Ama lise mezunu olup, kendi işini kurmuş zengin varlıklı insanlarda var. Mesela ben öğretmenim ama lise mezunu iş sahibi ticaretle uğraşan, kendisini geliştirmiş biriyle evlenebilirim. Çünkü memurlar çok kazanmıyor zaten. Her şey de diploma değil ama kültür de önemli . Lise mezunu höt höt biriyse olmaz tabiki
Zengin olsa bile güvenilmez çünkü aşağılık kompleksi olabilir. Mesela erkek lise mezunu zengin olsa kız üniversite mezunu olsa erkek kızı "Sen o kadar okumuşsun ama ben senden daha çok kazanıyorum" diyerek kucumseyebilir. Bu ihtimal de var maalesef.
 
Benim de tek filtrem eğitim değil ama o benim için baraj gibi bir şey.
Ve ben şuna inanıyorum: eğer bir erkek kadının kendisinden daha tahsilli olmasını kompleks yapmıyorsa o zaman parası olduğu için kendini kadından üstün görüyordur ya da eğitimi küçümsüyordur. (Yukarıda bir arkadaşın yazdığı gibi) Tabii ki istisnalar vardır ama istisnayı bulucaz diye hepsini denemeye gerek yok. Diğer taraftan okumuş görgüsüz de çok evet ama dediğim gibi tek kriterim diploma değil. Bir de madem babasının işinin başına geçen kendini geliştirmiş, modern lise mezunları var, neden mesai saati zorunluluğu yokken ve kendi paralarını kazanabiliyorken üniversite eğitimi almayı düşünmüyorlar? Düşmez kalkmaz bir Allah, yarın öbür gün o şirket batsa bu insanlar ne yapıcak? Lise mezunu ve şirket batırmış birini kim işe alcak? Madem çok bilinçliler neden bu kadar basit bir şeyi düşünemiyorlar diye düşünüyor insan.

Bunları annenizle de paylaştınız mı?
 
Merhaba. 30+ yaşında ünv mezunu çalışan bekar bir kadınım. Hiçbir zaman evlenecek birini aramadım, olursa olur olmazsa canım sağolsun modundayım. Son 4-5 yıldır etraftan eş dostla haber gönderiyorlar görücü gelmek için. (Ki ben görücü usulüne karşıyım) Gelecek olanlar da hep lise mezunu işçi vs. (Bunu küçümsemek için yazmadım sorun annemin tutumu) Annem sanki kız tarafı değilmiş de oğlanın annesiymiş gibi oğlanı bana yamamaya çalışıyor. Yok evi varmış, yok şöyle iyiymiş böyleymiş falan filan. Zoruma gidiyor artık insan çocuğunu en iyisine en güzeline layık görmez mi? Bir de kız tarafı üstelik. Utanmasa biz istemeye gidelim diycek. Tamam padişah torunu istemiyoruz da en azından kendi dengim biriyle evlenmek isterim evlenceksem. Bir de ben anlamıyorum eskiden millet ünv mezunu kızı istemeye gitmezdi çekinirdi vermezler zaten diye. Kusura bakmayın ama bu cüret artık benim sinirimi bozuyor. Okumuş gelin istiyorsanız oğlunuzu okutsaydınız arkadaş. Ne değişti anlamıyorum yaşımdan dolayı mı bu cesaret ya da artık ünv okumanın değerinin kalmamasından mı?
İşi iyiyse evi varsa boşver mezuniyetini😀
 
Benim dönemimde üniversite kazanmak zordu, üniversite sayısı belliydi. Lise mezunu gerçekten üniversite mezununa yakıştırılmazdı. Artık değişti. Benim dönemim için hala aynı şey geçerli gerçi. Şimdi ben Ankara üniversitesi Hukuk fakültesi kazanmışım 2000 senesinde, yıllarca mesleği icra etmişim, kimse kusura bakmasın ama denk değiliz tabi ki. Eski sevgilim lise mezunuydu, çok sevmiştim ama gerçekten denk değildik. Ne kadar kendini geliştirmiş olursa olsun, olmuyor. Ayrıca sadece okul mezuniyeti değil, aileden gelen entellektüel birikim de oldukça önemli bence. Ailede ne görürse kişi, nereyi bitirirse bitirsin o gördüğünü uyguluyor. Birçok bileşen var yani aslında bu durumda.
 
Ben hiç lise mezunu entelektüel bir insan görmedim eski kuşak dışında. Çünkü bu zamanda okula ulaşım sınıf geçmek mezun olmak vs çok kolay. Bir şekilde okurdu.

Ayrıca Türkiye’de yaşıyoruz buranın doktoru mühendisi yüksek lisansı yapani bile ne kadar entelektüel de lise mezunu entelektüel olsun
 
Size sitem etmiş gibi yazmışım ama inanın sitemim size değil

Ben sizi anlıyorum, yani anladığımı düşünüyorum.
Annenizle de, sunduğu ihtimallerin mantıksızlığı üzerinden değil de, sizde bıraktığı hisler üzerinden konuşursanız sizi anlayacağını düşünüyorum. Çünkü mantık yarışına girerseniz orası dipsiz kuyu, egosal üstünlük savaşı çıkar.
Basit ama açıkça “Anne otuzlu yaşlarda olduğum için beni dezavantajlı görüyor ve panikliyorsun, anlıyorum ama ben bu konuda kendime güveniyorum ve iyi bir nasibim çıkacağına inanıyorum. Artık evlilik yaşı otuzlara kaydı, birçok arkadaşım bekar. Benden daha çok istekli davranman bende direnç oluşturuyor ve beni evde kalmışım kaygısına itiyor. Bu sizin kuşağa ait kaygılar, benim vaktim var ve bana bu konuda inandığını görmek en büyük destek”
Bunları nazikçe söylediğiniz halde sıkboğaz ederse, kendinizi çeker ve mesafe koyarsınız.
 
Ben sizi anlıyorum, yani anladığımı düşünüyorum.
Annenizle de, sunduğu ihtimallerin mantıksızlığı üzerinden değil de, sizde bıraktığı hisler üzerinden konuşursanız sizi anlayacağını düşünüyorum. Çünkü mantık yarışına girerseniz orası dipsiz kuyu, egosal üstünlük savaşı çıkar.
Basit ama açıkça “Anne otuzlu yaşlarda olduğum için beni dezavantajlı görüyor ve panikliyorsun, anlıyorum ama ben bu konuda kendime güveniyorum ve iyi bir nasibim çıkacağına inanıyorum. Artık evlilik yaşı otuzlara kaydı, birçok arkadaşım bekar. Benden daha çok istekli davranman bende direnç oluşturuyor ve beni evde kalmışım kaygısına itiyor. Bu sizin kuşağa ait kaygılar, benim vaktim var ve bana bu konuda inandığını görmek en büyük destek”
Bunları nazikçe söylediğiniz halde sıkboğaz ederse, kendinizi çeker ve mesafe koyarsınız.
Teşekkür ederim
 
Merhaba. 30+ yaşında ünv mezunu çalışan bekar bir kadınım. Hiçbir zaman evlenecek birini aramadım, olursa olur olmazsa canım sağolsun modundayım. Son 4-5 yıldır etraftan eş dostla haber gönderiyorlar görücü gelmek için. (Ki ben görücü usulüne karşıyım) Gelecek olanlar da hep lise mezunu işçi vs. (Bunu küçümsemek için yazmadım sorun annemin tutumu) Annem sanki kız tarafı değilmiş de oğlanın annesiymiş gibi oğlanı bana yamamaya çalışıyor. Yok evi varmış, yok şöyle iyiymiş böyleymiş falan filan. Zoruma gidiyor artık insan çocuğunu en iyisine en güzeline layık görmez mi? Bir de kız tarafı üstelik. Utanmasa biz istemeye gidelim diycek. Tamam padişah torunu istemiyoruz da en azından kendi dengim biriyle evlenmek isterim evlenceksem. Bir de ben anlamıyorum eskiden millet ünv mezunu kızı istemeye gitmezdi çekinirdi vermezler zaten diye. Kusura bakmayın ama bu cüret artık benim sinirimi bozuyor. Okumuş gelin istiyorsanız oğlunuzu okutsaydınız arkadaş. Ne değişti anlamıyorum yaşımdan dolayı mı bu cesaret ya da artık ünv okumanın değerinin kalmamasından mı?
Üniversite okumamış olması sizin sadece akademik anlamda denginiz olmadığını gösterebilir. Okumadığı halde kendini sosyal ve kültürel anlamda geliştiren çok başarılı insanlar var. Okumus gelin istediklerini nerden çıkarıyorsunuz ayrıca bekar kız olan her eve haber gelir evlilik konusunda. Görücü usulü istemiyorsanız bunu annenize ve haber gönderen insanlara söylersiniz.
 
Üniversite okumamış olması sizin sadece akademik anlamda denginiz olmadığını gösterebilir. Okumadığı halde kendini sosyal ve kültürel anlamda geliştiren çok başarılı insanlar var. Okumus gelin istediklerini nerden çıkarıyorsunuz ayrıca bekar kız olan her eve haber gelir evlilik konusunda. Görücü usulü istemiyorsanız bunu annenize ve haber gönderen insanlara söylersiniz.
Ben kimsenin tek başına, üniversitenin sağladığı sosyal çeşitliliği kendi kendine sağlayabileceğine inanmıyorum. Oturduğunuz yerden sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi yaşamayan kuzeydeki, güneydeki, doğudaki, batıdaki insanlara saygı duymak ayrı birşey; aynı odada kalıp, aynı masada yemek yiyip, aynı dersliği paylaşmak ayrı bir şey. Tiyatroya gidip sizin gibi tiyatroya gitmeyi seven insanlarla aynı ortamı paylaşmak, sizin gibi düşünmeyen insanlarla aynı ortamı zorunlu olarak paylaşıp asgari düzeyde geçinebilme becerisi kazandırmaz. Lise ve üniversite mezunlarının birlikte çalıştığı küçük ölçekli işletmelerde aradaki fark bariz şekilde belli oluyor. Saçma sapan tribe girip küsüyorlar. Yahu orası işyeri. Beni sevmek zorunda değilsin ama konuşmak zorundasın. Bu insanlarla sağlıklı bir iş hayatı bile geçiremiyorken kaldı ki evlenmek, çocuk büyütmek...
 
Konu sahibi çalıştığınız için söylüyorum; sosyal alanınızı genişletin ,hafta sonları spora ata binmeye gidin. Çevrenizde sevdiğiniz güvendiğiniz biri varsa ona kendinize denk biri ile tanıştırmasını söyleyin ,belki çevresinde size uygun biri vardır .
Sosyal etkinliklere katılın olabildiğince güzel giyinin bakımlı olun yemeğe kahve içmeye çıkın .
Umarım çevrenizden istediğiniz gibi biri çıkar karşınıza ...
 
Back
X