arkadaşlar hepimize moral olsun dıye işte yaşadıklarını bir siteye anlatan kadının öyküsü;
Nereden başlasam diye çok düşümdüğüm şu an için umut olan ama bir dönem sancılarla geçirdiğim çok başlangıcım oldu...
İlk başlangıç eşimle tanışmak ona evet demek olabilir belki de. O evet sonrası yeni bir başlangıç oldu. Belki de burada sizinle en çok buluşma ma sebeb olan da bu başlangıç oldu....
Evlenmeden önce eğitimim devam ettiği için, eşimle 5 yıl kadar çocuk sahibi olmama kararı almışdık. Bunun için önce iyi bir aile planlama merkezine gitmeye karar verdik. Aslında iyi olmadığını iyilerini görünce anladım. Kadın doğumcu bize bilgilendirme yapdı sonra da dedi ki isterseniz bir sperm testi yapalım eğer ki bir problem var ise boşuna 5 yıl kadar zaman kaybı olmamış olsun. Daha sonra, benden bir kaç çeşit test isteyeceğini söyledi. Eşim testi yaptırdı . Sonucu almaya gittiğimizde, eşimin adını söylediğimizde labarotuvarda ki kişiler de bile bir anormallik vardı. Test sonucu belirten kağıdı hemen açtık, kağıtta olması gereken değerler yazıyordu. Ben bir anlam veremedim. Doktorumuz, test sonucuna göre canlı dokusu bulamadığını bunun için acil olarak üroloğa gözükmemizin iyi olacağanı ve bizlerden bir takım testler isteyeceğini falan söyledi. O konuşdu ben içli içli dinledim. Hem çok anlamsız gelen sözler hem de o onda sorgulamaya başladığım bir hayatım. Lafın sonunda ise hiç çekinmeden "bebek isteyen bir çift iseniz bu birlikdeliği gözden geçirin" dedi. Aslında sonradan yapılan itiraflarımızda daha ilk cümlede gözden geçirdiğimiz çok şey olduğunu öğrendik. El ele girdiğimiz yerden eşim benden uzaklaşarak indi ve bu iş bitti dedi. Öylece kala kaldığıma mı yanayım aldığım habere mi anne olmama ihtimalimle birlikde seçmekte olduğum bir çok şeye mi. Evli olsam üstesinden gelmem daha kolay olabilirdi. Gitmesine izin mi vermeliydim ? yoksa beklemeli?. O gün o gece nasıl geçti anlatamam. Acaba anneme söyleyeyim mi ?eşimi arayayım mı? falan filan..... Ama bir gerçek var ki o gün çok ağladım... Zaten bir daha istesem de o kadar hür ağlayamadım....
İlk bir hafta zor geçti tabi eşim evlilik planlarını ertelediğini söyledi. Ben kararımı vermiştim, kesinlikle evleneceğiz. Ama nasıl ikna edicem! arada yaşadığım gel gitler de cabası... Dedim ki tamam evlenelim hem de evlat edinmek için gerekli araşdırmaları yapalım. "Ne olcak herkez doğurcak değil ya "dedim. Zar zor ikna ettim. Evlendik...
Evlenmeden önce ise, hazırlıklarımızla birlikte yapılması gereken testler yaptırdık. Hormonlar temiz hiç problem yok. Her şey çok iyi ama sperm üretimi yok. Sonuç olarak ameliyatla kanalara girilip canlı dokusu aranacak. Artık durum çok belli idi ama hepsinden önemlisi eşim çok büyük bir değişiklik yaparak durumu kabullendi.
Evliliğimiz ilk aylarında bir kere bile konuşmadık bu konuyu. Sağa sola, eşe, dosta da 5 yıl çocuk yok dedik bir nevi zaman kazanma isteğiydi bizim ki. Yaşadığımız şehir çok küçük, imkanlar belli. Yaşım çok küçük toyum, cahilim eşim deseniz kime gitsin kime sorsun? Ne yapmalı ne etmeli düşüncesiyle süren sessizliğimizi bir akşam yemeğinde pazarlık yaparak son buldurmuşdum. Dedim ki "olursa olur olmazsa bir yavruya sahip çıkarız ama var mısın ? Hazırmısın?" Ürogünloğa yeniden gittik. Her şey çok normal olduğu için doktorumuz vücudun sperm üretimini sağlaması için ilaç yüklemsi yapıp,sperm üretmeyi öğreticem yani dedi. Yeni bir sperm üretimin olması için yetmiş küsür gün olması gerekdiğini bunun için de ilaçın 4 ay kadar kullanmamazı gerektiğini söyledi. Tabi kullandık. Sabah bir akşam bir ilaç alıyordu. Test yapdırdık süre dolunca ise sıfır yani hiçbir değişiklik yok idi. Sonradan öğrendim ki o dönemde yani 2001 yılında iken ilaç zararlı olduğu gerekçesiyle tam 12 yıl önce piyasadan çekilmiş. Ya da biz öyle sanıyoruz.... Düşünün nasıl geriden geliyoruz tedavi için ve kimlere umut bağlıyoruz.... Zaman hızla akıp geçmiş 2 yıl geride kalmıştı bile. Artık istanbulla tanışma zamanı gelmiş bu tanışmışlıkla birlikde şaşkınlıklarımız da başlamıştı...
İyi bir hastanede micro tese yapılmasına karar verdik. Ben tüp bebek için hazırlık yapmadım. Daha doğrusu doktorumuz yönlendirmedi, "Önce sperm bulalım , bir kere bulursak hep buluruz" dediler. O gün yerdeki döşemeleri kaç kez saydığımı bile unutmadım aslında. Nasıl bir bekleyiş olduğunu, ne giydiğimi, kimle kaç cümle kurduğumu bile hatırlıyorum hala. Yalnızdım yine....Doktorumuz gözükdü kapıdan. Suratta öyle başkalarının dediği gibi hüzün ya da başka bir şey yokdu. Donuk mat anlamsız bakan bir ifade. Belki o gün bir şeyler değişecek olsa yine aynı ifade ile evet bulduk diyecekdi. .... "Hanım eşinizde her hangi bir canlı dokusu bulunmadı, şu ana dinleniyor birazdan ayılır, ameliyat sonrası için gayet iyi kendileri" dedi... Valla ne yalan söyleyeyim şöyle hokkalı bir küfür salladım kendisine. EEE dedim ne yapayım adamın peşinden mi koşup soru sorayım eşime mi bakayım... Odasına gittim ve bana "uğraşmayın" dedi. Dönor kullanın ya da evlat edinin dedi. Çok ağlamak istedim ama ağlayamadım asıl görev şimdi başlıyordu. Eşim haber bekliycek sorucaktı. Bir müddet sonra odasına aldılar, gittim sarıldım . Çok sıkı öptüm dudaklarından içim kıpırda dı, dedim ki "evet bu iş daha bitmedi biz bunu başarıcaz". Ameliyat sonrası bir birlerini bu kadar arzulu öpen kaç çift vardır dünya da ..... Eşim hiç soru sormadı bende olmadı demedim. Evimize geldik ve işgüç kaldığı yerden devam etti ama bu olay evliliğimizi çok daha kutsal yaptı. Savaşa devam ederken ve kararlığım devam ederken ,eşimde sperm olamdığı haberinden sonra ,bir gece daha bu kadar hür ağladığım ikinci gecem daha oldu. O gece ilkinden de daha çok acıtır canımı.
Amcamın kızı doğum yapmıştı. Bebek mevlüdüne gittik. Hani adettendir ya bebeğe hediyesi takılır kucağa alınır vermedi kızını bana. Senin çocuğun hala yok dedi. Ayyy nasıl çıktım o gün, o evden nasıl evime gittim bilemedim. Zaten bu sitesi ile tanışmam da bu olay vesile oldu. O gece yine derin derin ağladım. Geçen 3 yıla yakın zamana karşı değişmeyen şeylere ağladım.... Kendi kendime içlenmeme ağladım...... Neden diye sorup ağladım...... İçim deki irin akana kadar ağladım..... Hem susdum hem ağladım....
Doner meselesi gündeme geldi. Aklımın bir köşesinde nasıl olur acaba? sorusu. Acaba dedim eşimle yerlerimizi değiştirsek ne hissederdim? Ama yinede internet üzerinden araştırma yaptım. Genellikle bu tür vakalarda sağlıklı evlilik yürüten çiftlerin pek olmadığı olanların 1 ila 3 yıl arasında evliliklerini bitirdiklerini okudum. Yine internet üzerinden bunu denemiş çiftlerle görüşme fırsatım oldu. Türkiye için durum nedir bilemiyorum ama yurt dışında bu konuyu rahatlıkla aşmışlardı. Artık kabul ediniş kendisini daha çok hissettirirken CAN düşdü kucağımıza. İlk göz ağrım canım benim... Hayatımızı tamamen değiştiren sürme gözlü oğlum.