- 2 Kasım 2013
- 7.796
- 37.040
- 748
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #161
Bizim oğluşlar da ruh ikizi ya İdrak. :)))
Gelişimleri gereği, soracaklar işte, senden öğrenip sonra bi de seni test ediyor/senden aldığı bilgiyi yine sende teyit ettiriyor. :) Yorucu-sevimli-bıktırıcı-tatlı-yıldırıcı-ya sabır-şükür böyle bir şey.
Bitmez maceraları. :)
Ben de örnek sorular bırakayım:
-Kedi ne demek istedi? (Miyavlayan kedinin tercümesini istiyor benden)
-Ben anladım, karnı acıkmış, onu söylüyor.
-Kaç yaşındayım ben?
-Ben neredeyim? (Düğün fotoğrafımızda kendini arıyor)
-Beni neden çağırmadınız? (Düğünde olmamasının hesabını sordu-trip attı uzunca bir süre bize)
-Ben senin karnında mıydım? Sen de benim karnımda mıydın? (Açıklıyorum anlayacağı dilde)
-Ben erkek miyim?
-Baba da mı erkek?
-Sen çişini nasıl yapıyorsun?
-Anne senin de mi pipin var? (Biz zor sorulara geçtik, sana da Allah kolaylık versin)
-Anneannenin pipisi var mı?
-Yıldız neden yukarıda?
-Nasıl düşmüyor?
-Güneş yere nasıl düşmüyor?
-Bulutlar nasıl çarpışıyor? (Gök gürültüsünü açıkladığımda gelen devamı)
-Bulutlar dikkat etmiyor mu? (Dikkatsiz oldukları için çarpışıyormuş bulutlar)
Ve senin verdiğin örnekler... :)
Sonsuz bir liste...
Erkek çocuğunun araba merakı genetik olduğu kanıtı
Benm oğlanların da öyleydi her araba ismini biliyorduTüm araba markalarını biliyor. Ne ara nasıl öğrendi ben de bilmiyorum. Araba markalarının amblemlerine özel ilgisi var :)
Ay o pipi mevzusu beni canımdan bezdirdi. Benim pipimin olmaması onu çok ürkütüyor ahsjsjjs. Anne senin neden pipin yok peki çiş nereden geliyor popondan mı diyor ahsjsjs. Şimdi ismi ile açıklama yapsam tutar toplum içinde "annemin pipisi yok kukusu var" der. Morarırım falan. Geçiştiriyorum şimdilik. Anne ben babayla erkeğim ama sen de erkek ol. Sen kadın değilsin annesin diyor. Kadınlıktan geçeli çok oldu da oğlum bile kadın olarak görmüyor ona yanarım.
ay konu süper çok güldüm yaaa okuyunca :)))hahah cok zekiymis masallah
benim kiz 4.5 yasinda
sen bebekken ben senin annen miydim diye soruyor.
zeka konusunda babaya cekti kesin
Akıl sağlığını için için yitirmekte olduğu bu kalabalık yalnızlık içinde olma ve yanlış yerde bulunma hislerini susturmak için, medet umduğu sigarasından bir dal çıkarıp, balkona doğru yönelerek efkarlı bir ifadeyle yakmıştı Şukufe;
-Kapa kız, balkon kapısını kapa, içeri geliyor dumanı. Şukufe, demiyim diyorum ama bir kadına hiç yakışmıyor şu hallerin. Erkek olsan olacakmış.
Eltisi Müyesser'in -ideal kadın nasıl olmalı- fikirli bu uyarısı üzerine, balkon kapısını dışarıdan çeken Şukufe, yönünü apartmanın trafik manzarasına çevirerek, yoldan gelip geçmekte olan arabaları izlemeye koyuldu, ideal kadın, ideal erkek neydi sahi? Esas soru, Şukufe ve Murtaza'nın, bir arada, birbirleri için ne kadar ideal olduklarıydı aslında...
Bugün, geçirmekte olduğu en boş günlerden biriydi; nitekim geçen günkü boşanma konuşmasının üzerine öküz yeteneklerini bir haftalığına gizleyerek normal insan gibi davranmaya çalışan Murtaza, "Şukufe elden gidiyeah" korkusu ile, ev işleri ve çocuk bakımını bir süre sırtlanmış, Şukufe'ye soluk aldırmaya karar vermiş ve "Annemlere, Müyesser geliyormuş, hadi git gez oralara doğru, birlikte alış-verişe gidersiniz isterseniz, cebinde bulunsun" diyerek eline üç-beş kuruş sıkıştırmış ve evden dışarı zorla itelemişti. Bu, tam da Şukufe'nin içini açacak türden bir soluklanma fikriydi, Murtaza için.
Zaten Şukufe'nin derdi başka ne olabilirdi ki? Ev işleri ve çocuk bakımından bunalmıştı en fazla, bir de alış-verişi gelmişti, iki parça etek çorap alsa kendine gelirdi, yoksa yediği önünde, yemediği arkasındaydı ve Murtaza gibi zarif, ilgili ve iç açıcı muhabbetleriyle ülke şartlarında ideal koca olmanın vücut bulduğu bir erkeğin, kocası olduğuna şükürsüzlüktü. Şukufe, elindekinin kıymetini hiç bilmezdi zaten, eh napsındı, Murtaza'nın imtihanı da Şukufe'siydi, O'nu seviyordu, eserekli hallerine, huzur batmasına da katlanıverecekti, o olgun bir erkekti, Şukufe zamanla bunu anlayacaktı nasıl olsa.
Tam bir zarafet örneği sergileyerek, koltuk tepelerine doğru sapan gibi çekerek attığı çorapları, bir hafta boyunca kirli sepetine atmayı başarmış, "Şuku, arabayı değiştirelim mi? Bak totoya'nın modelleri baya hoş, fonda siviç de bir klasiktir" şeklinde Şukufe'nin ilgi alanına teğet geçen muhabbetlere O'nu da katmış, "Muckk"lu el şakalarını ve "Şukufe bak bi" diyerek ansızın çektiği nahları azaltmış, izlemelere doyamadığı kalaşnikoflu mafyalı her karesinden oluk oluk kültür, sanat ve bilgi akan dizilerinden bir miktar koparak, Şukufe'ye "Nüge Hanlı'da neler oldu kız bugün? Yine kim kime atlamış?" diye sorabilmişti. Daha ne yapsındı Murtaza? Daha ne istiyor olabilirdi Şukufe?
Kadir kıymet bilmez Şukufe, kocası Murtaza bu kadar büyük bir gayret gösterirken, elbette kendi vicdansız-merhametsiz, doymak bilmez yapısı yüzünden sinirleniyordu sadece. Birbirlerini bu evliliğin içinde, gerçekte ne kadar tanıdıklarını sorguluyor olması, Şukufe'nin kendi huzursuzluğu ile ilintiliydi, yoksa Murtaza gibi kocayı kim kaybetmişti de bulacaktı?
Evlenmeliler miydi acaba gerçekten?
Şukufe sık sık bunu düşünürdü, aslında evlilik Şukufe'ye göre değildi; ancak bunu kendine itiraf ettiğinde artık evli ve çocuklu bir kadındı. Kocası Murtaza'ya ise, tek oklava savurmasıyla 3 yufkayı aynı anda açacak yetenekte, kurabiyenin ne kadar helmeleneceği üzerine kendini geliştirmiş, yüzünden gülücüğü eksik etmeyecek, mutluluğu daim koruyacak yapıda ve evcimen ruhta bir kadının lazım olduğunu fark ettiğinde ise anlamıştı ayrı dünyaların insanları olduklarını, Murtaza tam bir geleneksel evlilik tipi erkekti.
Şukufe ile Murtaza birer yiyecek olsa; Şukufe kahveli makaron, Murtaza bol soğanlı et dürüm olurdu.
Murtaza ile aralarında ortak ne görüp de evlenebildiğini kendine sormadan edemiyordu bazen, ne kadar farklıydılar oysa... Şukufe kendini, yıllarca neye-nasıl inandırmış, kendine bu kadar yabancı kalmayı nasıl başarmıştı?
-Şukufeeğ, Murtazağn geldi kııız. Ay kadın baca gibi tüttür tüttür bitiremedi, eline de hiç yakışıyor mu ya?
Eltisi Müyesser'in uyarısıyla, kül tablası olarak kullandığı çay tabağına sigarasını basıp, "Oyh" diyerek içeri geçti ve Murtaza'nın yanına doğru yürüdü.
Doğru söyle beynime çip mi yerleştirdin? Mobil kameramı açacak korsan program mı yolladın ne yaptın? Her satırını ben yazdım sanki :)
Bu gülüş bir anda Murtaza ile olan evliliğini sorgulamasını bıçak gibi kesmiş, çocukluk yıllarına götürmüştü Şukufe'yi. Semiramis hanım, Şukufe'yi hiç anlamamış, onun boş felsefe yaptığına inanmış, aşırı ciddiyetine takılıp durmuştu. "Filozof olacaağ benim kızımm" der kahkahayı basardı Semiramis hanım. Nemrutluğuyla evde kalacağına inandığı kızını Murtaza isteyince en çok o sevinmiş olmalıydı. Şukufe çocukluğuna dair pek az şey hatırlar, genelde bir köşede dergi ve gazetelerin anlayamadığı siyasi, edebi, ilmi ne varsa boyuna okur dururdu. Sonra da eline resim defterini alır, karikatür çizerdi..her seferinde annesini resmederdi Şukufe.. elinde toz bezi, kabarık hacimli saçları oraya buraya savrulmuş, fistanlı annesini tam o sıralarda Samiramis hanım Şukufe'ye bağırır "bi de kız çocuğu olacak kız şukuuu bırak gazetelerii elinden kahrolmayasıcaa" sözüyle kendine gelir, karikatürünü hiç tamamlayamazdı Şukufe. Belki de annesini çizmeye çalışmasının cezasıydı Allah tarafından. Bir yeteneği baltalanırken taş olmadığına dua ediyordu Şukufe.-hoşgeldin Murtaza.
-hoşbuldum şukum.
Yıllar içinde dudaktan öpüp "hoş geldin aşkım", boynuna sarılıp "hoş geldin canım" karşılamaları zamanla soğuk bir "hoş geldin Murtaza" ya dönüşmüştü. Neden ne ara böyle olmuşlardı, şukufe'nin de bir fikri yoktu. Aslında biliyordu da, diğer çiftlerde sorun olmayan mevzuların, onların evliliğini nasıl yıprattığına mana veremiyordu. Murtaza'ya göre rahat batıyordu, oysa ki şukufe boğuluyordu.
Bazı zamanlarda şukufe'nin sevgisi kabarıyor, Murtaza'yı neden sevdiğini hatırlıyordu. Belki de sorun şukufe'de yahut Murtaza'da değildi. Asıl sorun evlilikti. İkisi de ayrı ayrı iyi insanlardı. Çok iyi arkadaş olabilirler, birbirlerine çok şey katabilirlerdi. Ancak onlar aşkın geçici büyüsüne kapılıp, olmamaları gerekirken çift olmuşlardı. Yanlış buradaydı. Zamanla beklentiler farklılaşmış, ebeveynlik yükü ağır gelmiş, birbirlerinden iyice uzaklaşmışlardı.
Oysa her şey ne kadar farklıydı eskiden. Şukufe'nin gözünden akan bir iki damla yaş için kendini parçalayan o adam şimdi çığlıkları duymaz olmuştu. Murtaza için tüm ailesini karşısına alan şukufe, Murtaza'nın parkelere düşen kıvırcık kıllarına lanet ediyordu.
Şukufe Murtaza'nın da onu eskisi gibi sevmediğini biliyordu. Tuhaf bir bağımlılık, bağlılık geliştirmişti. Şukufe'yi kaybetmekten korkuyor ancak kurulu yuvasını düzenini kaybetmekten daha çok korkuyordu. Oysa şukufe öyle değildi. Hayatını bir anda değiştirmeyi göze alabilirdi. Monotonluk kabusundan kurtulmak yuva yıkmaya değerdi belki de. Peki neden korkuyordu? Murtaza'sız bir hayatın bilinmezliğinden mi? Kaybedince kıymet bilenlerden olduğu için sonunu bilmediği maceraya atılmaktan mı korkuyordu? Yoksa azmancan mı engelliyorsun onu? Bunların cevabını hiçbir zaman öğrenemeyecekti. Çünkü tıpkı Murtaza gibi, şukufe de anlamsızca bağımlı olmuştu bu evliliğe.
-ay ah çifte kumrular sizi. Ay bu ne soğukluk ayol. Gençsiniz siz. Valla biz sizin zamanınızdayken abiniz beni hiç boş bırakmazdı hihihi sizin içiniz geçmiş.
-detaya girme abla. Dört çocuktan anlaşılıyor boş bırakmadığı.
-ahahahaha ay sen çok yaşa Ahahahaha.
Şukufe yüzündeki dehşet ifadesine engel olmaya çalışırken, abartılı kahkahaları yerli yersiz sunan insanların deli olduğu düşüncesinde ne kadar haklı olduğunu fark etmişti. Ruh sağlığı bozuk insanlar bunu yapıyordu. En başta da annesi. Semiramis hanım da abuk bir cümleye dakikalarca anırarak güler, şukufe'yi dehşete düşürürdü. Yanında olmadığı zamanlarda da güldüğü mevzuları anlatır, yine korkunç biçimde gülerdi. Oysa ki şukufe çok az şeye gülerdi. Bir hocası "insanların zekasını anlamak için neye güldüklerine bakın" demişti de, o zamanlar anlayamamıştı hocasını. Şimdilerde anlıyordu. Karşısında bademcik yapısını göstererek gülen müyesser'in gerçekten neyi bu kadar komik bulduğunu merak ediyordu.
Ajsjsjsj doğru diyorsun hep ayarı kaçırıyorum bak :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?