AÇ KALMAMAK İÇİN FAHİŞELİK YAPTI
1976'da Aileen'ın kardeşi intihar etti ve ona 10 bin dolar miras bıraktı. Aileen bu paranın hepsini alkole ve uyuşturucuya yatırdı. Kötü bir evliliğin ardından Aileen bir barda tanıştığı Moore ile ilişki yaşamaya başladı ve yaşamlarını Aileen'ın fahişelikten kazandığı parayla sürdürdüler. Fakat aşırı alkol ve uyuşturucu Aileen'ın görünümünü bitirmişti. Bu yüzden yeterince müşteri bulamıyordu.
BEŞ KİŞİYİ ÖLDÜRDÜ
Bir gün Aileen, Richard Mallory adlı bir müşterinin arabasına bindi. Birlikte Daytona Plajı'na doğru yola koyuldular. Aileen onu 22 kalibrelik bir silahla göğsünden vurdu ve yakalandığı 1992 yılına kadar 5 kişiyi daha öldürdü. Amerika'nın ilk kadın seri katili olarak nam salan Aileen hemcinslerinin aksine kurbanlarını öldürene dek tanımıyordu ve öldürmek için silah kullanıyordu.
ÖLÜME GİDEN ÇILGIN
1993 yılında Aileen'la röportaj yapmak isteyen bir muhabir şöyle dedi: 'Bu röportajdan, bugün bir çılgını ölüme gönderdiğimiz sonucunu çıkarıyorum. İşte aklını tamamen yitirmiş biri.'
TRAJİK ÖYKÜ OSCAR GETİRDİ
Aslında Aileen Wournos'un trajik yaşam öyküsünü dünyada milyonlara kişi Patty Jenkins'in imzasını taşıyan Monster (Cani) adlı filmle öğrendi. Ünlü yıldız Charlize Theron bu film için tamamen değişti ve bu dokunaklı öykü ona bir Oscar kazandırdı.
MADAGASKAR'IN KANLI MERYEM'İ
1820'lerde yaşayan Madagaskar Kraliçesi Ranavalona tarihin gördüğün en vahşi kadınlardan biri. Biraz önce öyküsü anlatıan Aileen Wuornos'un belki caniye dönüşmek için haklı sebepleri vardı. Ama Kraliçe Ranavalona için aynı şeyi söylemek pek kolay olmasa gerek. Madagaskar'da 1820'lerde son misyonerin öldürülmesine dek süren yabancı ayıklamalarının en vahşi örneğini Kraliçe I. Ranavalona ortaya koydu.
KAYALARDAN ATARAK ÖLDÜRDÜ
Ranavalona aşırı derecede Hıristiyanlık karşıtıydı. bir konuşmasında halkına; İncil'in şeytani olduğunu, Tanrı'nın yeni bir kral ve İsa'nın da onun başbakanı olduğunu söyledi. Bütün misyonerler ve İncil okuyan herkes yüksek kayalardan atılarak, kazığa bağlanıp yakılarak, boynu vurularak ya da haşlanarak öldürüldü.
BÖYLE İŞKENCE GÖRÜLMEDİ
Bu idam türlerinden en vahşi olanı ise birkaç kurbanı bir arada boyunlarından ağır bir demir çembere bağlayarak ve ardından o insanları yabana bırakarak açlıktan ölmeye terk etmekti. Bu durumdan kurtulmak için çabalayan biri ancak yanındakinin boynunu kırarak bunu başarabilirdi.
CANİ ÇİFTE KUMRULAR
Kitapta yer alan en ilginç isimlerden biri de Karla Hamolka. Aslında onun hikayesi tek kişilik değil. İşin içinde kocası Paul Bernordo da var. Ve elbette burada da inanılmaz bir vahşet var. 'Aşk kuşları'nın ilk işi Bernordo'nun Hamolka'nın kız kardeşi Tammy'yle cinsel ilişkiye girmek istemesiydi. Hamolka verdiği ifadelerde her zamanki gibi kocasından korktuğu için bunları yaptığını söylese de yardımlarını esirgemeyip kocasına uyku ilacı sağlamıştı.
KIZKARDEŞİNİ SEKS KÖLESİ YAPTI
Kız kardeş Tammy ilacın etkisine girdikten sonra Bernordo vahşetin ilk adımlarını attı. Kendisi Tammy'le ilişki halindeyken Hamolko'dan da kız kardeşine oral seks yapmasını istedi. Bu olayın ardından aşk kuşları ortalığı toparlarken Tammy şiddetli bir kusma nöbetine girdi ve bunun sonunda da boğularak can verdi. İkili için cinayetler hemen hemen aynı yöntemlerle 15 yaşında iki kızı öldürerek devam etti ta ki yakalanana kadar.
:1shok:
Alıntı : Hürriyet