TIP dünyasında aşı tartışması

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.001
Ordu’da yeni doğan ikiz bebeklerine aşı yaptırmadığı için Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından mahkemeye verilen cumhuriyet savcısı Hüseyin Ayyayla’nın hukuk zaferi, tıp dünyasında yeni bir tartışma başlattı.
aa.jpg

Yeni doğan çocuklara yapılan aşıların otizm hastalığını tetiklediğini iddia ederek ikiz bebeklerine aşı yaptırmayan savcı Hüseyin Ayyayla’nın 8 sayfalık savunması aşıyı tartışmalı hale getirdi.
Savcı Hüseyin Ayyayla, ABD başta olmak üzere İngiltere ve Danimarka gibi AB ülkelerinde cıvanın aşılardan çıkarıldığını, ancak Türkiye’de aşıda bulunan cıvanın otizme yol açtığını ileri süren herkesin tıp dünyası tarafından ‘aşı düşmanı’ ilan edildiğini vurguladı.

AŞIYA CIVA KONULDU, OTİZM ARTTI
1920'li yıllarda piyasaya çıkan timerosalın (cıva) 1940'lı yıllardan itibaren de aşılarda kullanılmaya başlandığını hatırlatan savcı Ayyayla, otizmin bir hastalık olarak tarif edildiği yılların, aşıların içerisine timerosal konulmaya başlandıktan hemen sonraki döneme denk geldiğine dikkat çekti.
Savcı Ayyayla, savunmasında, “Akut cıva zehirlenmesi ölüme yol açarken, kronik cıva zehirlenmesi kalp hastalığı, otizm, konuşma bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, havale gibi çok sayıda hastalığı neden olmaktadır. Bu rahatsızlıkların tamamı otizmde de görülmektedir” dedi.

“AŞI YAPILAN ÇOCUĞUN BEYİN VE SİNİR SİSTEMİ TAHRİP OLUYOR”
Savcı Hüseyin Ayyayla, savunmasında şu bilgilere yer verdi: “1980'li yılların ortalarında sadece karma (difteri-tetanos-boğmaca), çocuk felci ve kızamık aşıları uygulanıyordu ve bunlardan sadece karma aşı cıva (timerosal) içeriyordu. İki yaşına kadar 4 kez aşılanan çocuk ortalama 4x25=100 mcg timerosal alıyordu. 1990'lı yılların başında menenjit (HİB) ve sarılık (Hipatit B) aşıları da rutin aşılar arasına katıldı. Bu şekilde iki yaşındaki bir çocuğun enjeksiyon yoluyla aldığı cıva miktarı 100 mcg'den 237.5 mcg oranına yükselmiş oldu. Çoklu dozlarla yapılan karma aşılarda ise tehlike daha da büyüktür. Çünkü aşı şişesi iyice çalkalanmadı ise şişenin sonunda kalan bölümü alan çocuklardaki cıva miktarı daha da yükselmektedir. Cıva bileşiklerinin yağda erime özellikleri fazladır. Cıvadan en büyük zararı hücrelerinin büyük bölümü yağdan oluşan beyin ve sinir sistemi görmektedir. Cıva, özellikle zar yapısındaki proteinlere bağlanarak hücre zarlarının işlevlerini bozar, akıcılığı kaybolan zar sertleşerek hücrenin çabuk yaşlanmasına neden olur. Cıva, nörotübül yapısını sağlayan tubulin adlı yapıyı tahrip eder.”

“ÇOCUKLAR AŞIDAN UZAK TUTULMALI”
Savcı Ayyayla, önemli bir konuya da parmak basarak, savunmasında şu görüşlere yer verdi:
“Aşılar dışında almış olduğumuz gıdaların bir kısmı yolu ile de vücudumuza cıva girmektedir. Ağızdan alınan cıva sağlıklı gıdalar yiyen ve bağırsaktaki faydalı mikrop düzeni normal olan kişilerde kana geçmeden dışkı yolu ile dışarıya atılabilir. Buna karşılık aşılar iğne yolu ile yapıldığı için aşıların içerisinde bulunan ve aşının raf ömrünü uzatmak için kullanılan, insan sağlığı için çok büyük zararları yanında hiç bir faydası bulunmayan cıva doğrudan kana geçmektedir. Aşı olan bir bebek doğduğu günden itibaren cıva ile tanışmaktadır. Beyin gelişiminin çok hızlı olduğu hayatın ilk aylarında ağır bir metalin (cıva-alüminyum) ya da başka bir toksinin beyin üzerindeki hasarının çok daha fazla olduğu açıktır. Bu nedenle yeni doğan bebeklerin beyinleri üzerinde doğdukları andan itibaren büyük hasarlara neden olan ve içerisinde cıva (timerosal) ve alüminyum bulunan aşılardan uzak durulmalıdır.”

“GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MİKROPLARLA AŞI HAZIRLANIYOR”
Savcı Ayyayla’nın savunmasında diğer bilgiler şöyle:
“Aşılardaki bir başka sorun da aşı mikroplarının patentlenme sorunudur. Bilindiği üzere ilaç firmaları patentleriyle para kazanırlar. Doğal bakteri ve virüslerin patentlerini ise alamazlar. Bu yüzden genetiği değiştirilmiş mikroplarla aşı hazırlarlar. Bu aşıların uzun vadeli zararları hakkında, aşı olmamızı şiddetle tavsiye eden tüm hekimler dahil hiç kimsenin yeteri kadar bilgisi yoktur. Buradan da anlaşılacağı üzere aşıların insan sağlığı üzerinde yararlarından fazla zararları ortadadır.”

“HEKİMLER GERÇEĞİ SÖYLEMİYOR”
“Ancak biraz önce ifade ettiğim gibi şiddetle çocuklarımıza aşı yapmamızı tavsiye eden hekimler, hasta hakları yönetmeliğinin 15. maddesi gereğince tüm anne-babaları çocuklarına yaptıracakları aşı ile ilgili olarak, bu aşının içerdiği maddeler ve muhtemel risklerinin ne olduğu hususlarında bilgilendirme yükümlülükleri olduğu halde, hiçbir anne-babaya aşıların içeriği ve muhtemel riskleri hakkında bilgi verilmemektedir. Aşı yaptıran her çocukla ilgili olarak döner sermayeden alınacak maddi menfaatin hesabı yapılarak anne-babaların çocuklarına zorunlu olarak aşı yaptırmaları gerektiği noktasında baskılar yapılmaktadır.”

“AŞIYA CIVA YERİNE ALÜMİNYUM KONULMASI OTİZMİ DAHA DA ARTTIRDI”
“ABD’de aşılardan timerosal (cıva) çıkarıldı. Peki yerine ne koydular dersiniz? Tabi ki cıvadan hiç de masum olmayan ağır metal içeren alüminyum, cıva yerine aşıların raf ömrünü uzatmak üzere koruyucu olarak eklenmiştir. Aşılardan timerosalin çıkarılıp bunun yerine alüminyumun konulmasından sonra otizmde herhangi bir azalma söz konusu olmamış aksine otizm hastalığı artmaya devam etmiştir. Bu durumu fırsat bilen aşı firmaları ise ‘cıva otizm yapmıyor, cıva otizme neden olsaydı aşılardan cıva çıkarıldıktan sonra otizm sona ererdi’ şeklinde yorumlar yaparak cıvanın masumiyetini ifade etmeye çalışlarsa da durum bu şekilde değildir. Aşılardaki timerosalin yerini alüminyum almış ve otizmde hiç bir gerileme olmamış aksine otizm artmaya devam etmiştir”

“KOBAY HAYVANLARIN BEYNİ TAHRİP OLDU”
“Hayvanlar üzerinde yapılan bir deney sonunda; alüminyumun 6 mitokondriyal enzimin fonksiyonlarını azalttığı tespit edilmiştir. Tek bir alüminyum enjeksiyonunun bile beyin hücrelerinde iki yıla kadar aşırı aktivasyona yol açtığı saptanmıştır. İnsan vücudundaki en önemli alüminyum kaynağı aşılardır. Alüminyumun tek bir dozunun bile beyin hücrelerinde iki yıla kadar aşırı aktivasyona yol açtığı, bununda çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna (DEHAB) neden olduğu açıktır.”

“BÜYÜK OĞLUM HİPERAKTİF BOZUKLUĞUNA UĞRADI”
“Bu bağlamda 09/11/2003 doğumlu olan büyük oğlum Mahir Erdem Ayyayla 7 yaşından itibaren dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı nedeniyle yaklaşık 5 yıldır Strattera ve Rileptit isimli antidepresan iki ilaç kullanmaktadır. Birçok ailede çocuklarının çok hareketli olduğu, çocukların yerlerinde duramadıkları şikayetlerinde bulunulmaktadır. Bu şikayetlerin en önemli kaynağından birisi aşılar içerisindeki alüminyumdur.”

kaynak: http://www.iha.com.tr/haber-tip-dunyasinda-asi-tartismasi-473338/
 
Haberin içeriğinde bahsedilenler doğruysa büyük skandal. Ama bu konuda bilgi veren kişinin hiç tıp eğitimimi almamış bir savcı olması da güvenilirliği konusunda kafamda soru işaretlerine neden oldu. Bu kadar önemli bir konuda yetkililer sessiz mi kalacak acaba?
 
gerçekten önemli bir durum söz konusu. sağlık sektörü denilince akla binbir şüphe geliyor artık güvenilir değil para kazanmak uğruna insanların hayatları hiçe sayılıyor. bu söylenenler gerçekse neden kimse bir şey yapmıyor.
kime neye inanıcaz artık yazık
 
2 yıl kadar önce ilerde çocuğum olursa aşı yaptırmayacağım demiştim hala çocuğum yok ama düşüncem değişmedi
aşı konusu uzun zamandır biliniyor aşıhakkında sitesinden öğrenmiştim ben de
 
sen zaten aykırı olacaksın ..rutin seni kesmez yavrumm
neee.. banamı didinnn napam şekerimm atlayıveriyorumm.. ona aşı buna aşıı ne oluyo dedim yaaa. bak bir kere işteyim aradılar beni oğlunuzun aşı zamanı gelmiş ne aşısı dedim..anlattı bana hemşire türkiyeye yeni gelmiş sağlık bakanlığı onaylamış.0. 5 yaş gurubuna vurulacakmışş.. ee dedim nerelerde görünüyor bu hastalık afrika bölgelerinde demezmii.. şaştım kaldım getirmedim tabii ne bu yaaa..
 
neee.. banamı didinnn napam şekerimm atlayıveriyorumm.. ona aşı buna aşıı ne oluyo dedim yaaa. bak bir kere işteyim aradılar beni oğlunuzun aşı zamanı gelmiş ne aşısı dedim..anlattı bana hemşire türkiyeye yeni gelmiş sağlık bakanlığı onaylamış.0. 5 yaş gurubuna vurulacakmışş.. ee dedim nerelerde görünüyor bu hastalık afrika bölgelerinde demezmii.. şaştım kaldım getirmedim tabii ne bu yaaa..
Aşı başına para mı alıyorlar acaba anlamadım ki .. Yada aşı firmaların dan prpomosyon hediye filan mı geliyor
 
Ben de hep aşı yaptirmam diyorum. Çünkü maalesef savcinin dedigi seylere cok yerde rastladim. Ve butun cocuklar nerdeyse hiperaktif... Bilemiyorum cocugum olunca ne olacak ama istemiyorum..
 
şu haberin hukuk zaferi adıyla verilmesi başlı başına skandal ya.
ayrıca bu karar yargıtaydan dönmüş, çocuklar aşı olacak.
yarın öbür gün hepatit b olup da siroz, karaciğer nakli, karaciğer kanserine kadar giderse görürüz o savcıyı.
bu aşı karşıtlığı modası yüzünden bulaşıcı hastalıklar hortladı.
suriyelilerin de katkılarıyla kızamık, çocuk felci tekrardan giriş yaptı ülkeye.
ayrıca aşılanmamış çocuklar sadece kendisi için değil çevresine bulaştırması açısından da büyük bir risk etkeni.
başkalarının da vebalini alıyorlar.
 
Ee bunu söyleyen arkadaş hastalıklardan korunmak için ne önermiş ?
Malum ülkemizde çocukların bağışıklık sistemi çok kötü nasıl kurtaracağız bela bir hastalık bulaştığında ? Mevcut olana laf edersin de senin çözüm önerin nedir diye sorarlar adama...
 
Aşı konusu son yılların en tartışılan konularından biri ve cıva yoğunluğu nedeniyle bazı uzmanlar otizmi tetikledigini düşünüyor. Çünkü otizmin nedenleri hala bilinmiyor ve cıva gibi maddelerin ve vücutta ağır metal birikiminin bu rahatsızlığa neden olduğu düşünülüyor.

Yalnız şu var ki eğer çocuklarını otizmden korumak için aşılamamayı düşünüyorsan o zaman hamile kalmadan önce de çift olarak vücudunuzda ağır metal temizliği de yaptırmaniz lazım. Yani bir şeyi sırf marjinal olmak için ya da kulaktan dolma bilgilerle değil tam yapmak lazım. O zaman koruyucu tedbirlerden bahsedebiliriz.

Aşıların koruyuculugu da var bunu atlamamak lazım.
 
Şu zamanda türlü türlü hastalık varken aşı olmamak nedir yaw...

Çocuğunu alıp dağın başında yaşayacaksan yaptırma tabi, ama o çocuk okula gidecek sosyal ortamlara girecek nasıl koruyacaksın hastalıktan. Çocuk felci, hepatit, verem, zatürre bunlardan nasıl korunacak çocuğun...
 
Ee bunu söyleyen arkadaş hastalıklardan korunmak için ne önermiş ?
Malum ülkemizde çocukların bağışıklık sistemi çok kötü nasıl kurtaracağız bela bir hastalık bulaştığında ? Mevcut olana laf edersin de senin çözüm önerin nedir diye sorarlar adama...

üstelik mevcut olan abartılı nüfus kalabalığında.. aşılanmayan Suriyeliler yüzünden kaç bin çocuğa yeniden çocuk felci aşısı yapıldı.. artık hastalıklar "doğal" hastalıklar değil.. laboratuvar ortamında oluşturulup yayılıyor.. benim bebekliğimde rota virüsü yoktu ama şimdi var.. bir yakalanıldığı zaman aylarca yatırıyor hastanede..

çözüm önerileri yok Elric, tek söyledikleri "vücut kendi kendisine savaşır" falan falan..
 
X