Kimsenin kimseye karışmasına hak vermiyorum..
Özellikle de, o kadın eve gelin geldi diye, emir kulu olmadı, bunu anlamalarını istiyorum..
Ama yine de aklım diyor ki, bırak yemeğine karışsın, bırak çayına çorbana karışsın.. O gidince yap istediğini, bu seferlik de onun dediği olsun, bir sürü melek insan portresi çizebilecek düşüncelere sahip olmaya çalışıyorum..
Aman elleme snejanka, evine eteğine karışsın diyorum.
Ama çocuk!
İşte orada, eşim bile duracak yeri geldiğinde..
Ev hanımı bir anne olmayı planlıyorum, hoş çalışsam da, çocuğumun yatma kalkma, yemek yeme, hatta göz kırpma saatine bile ben karar veririm eşimle.. Az önce de dediğim gibi, eşim bile bana uymayan bir düşüncede ise, onla da karar vermem.
Herkes kendi çocuğundan mesul..
Kayınvalidelerimiz, kendi çocuklarını yetiştirmiş, Allah razı olsun bin kere, beğenmişiz almışız..
Onun devri orada kapandı ama, bu çocuk benim...
Çok yakın çevremizde bu çocuk yatma saatiyle ilgili kavgalar kıyametler oldu, o yüzden çok doluyum, burası denk geldi.. :)
(Evli değilim, çocuğum yok.) :)
Konuya gelince de; karşılıklı anlayışla beraber de oturulabilir ama ev ev üstüne olmuyor diyorlar, var bir bildikleri büyüklerimizin.. İnsanın eşek saati de var, eşref saati de, aynı evde, kırılmalar tabiiki olur..
Sadece yatma saatti de değil, banyosuna, giydirdiğime, yedirdiğime veya yedirmediğime, oyuncaklarına, sacına, kuralarıma. Karışmadığı birsey yok.. Gelde sinir olma..