Popüler Konu Verimli Rutin

Çocuğuma iyi bir anne olmaya çalışırken, kadınlığımı, insanlığımı unutmamak için kendimi beslemeye, kendime bakmaya, hayata sıkı sıkı tutunup, kürekleri çekmeye devam ediyorum. Hayattaki ana hedefim “Daha az tüketmek. Daha mutlu yaşamak.” olarak özetlenebilir. Bu hedefi gerçekleştirmek için günlük rutinimde, aşağıda belirttiğim konu başlıklarında kendimi geliştirmeye, yeni şeyler öğrenmeye ve bu öğrendiklerimi uygulamaya gayret ediyorum.
  • Sağlıklı Yaşam

  • Mümkün Olduğunca İyi Annelik

  • Düzenli ve Sade Bir Ev

  • İyi Görünmek

  • Verimli İş Hayatı

  • Para Yönetimi

  • Toplumsal Fayda
Burada paylaşacaklarım, bu hedeflere ulaşma yolculuğumun, 34 yılda öğrendiğim ve deneyimlediğim şeylerin bir dökümü. Ayrıca bir şeylerin konsantrasyonumu bozmasına izin vermeden “bugün”ü üretken, amaçlarım doğrultusunda ve keyifli geçirmek için gün içerisinde yaptıklarım.

Sadece gündelik hayatlarımızın değil, dünyanın da gidişatı gösteriyor ki sorgulamadan kabul ettiğimiz doğrular, belki de sandığımız kadar doğru değil. Doğrunun ve yanlışın ötesinde başka türlü bir şey isteyenler için temiz bir sayfa açabilmek umuduyla...

Güne Başlarken

Güne iki ayağım bir pabuca girmiş başlamak yerine sakin ve huzurlu olmayı hedefliyorum. Sakin bir sabah ritüeli için 07:00’de kalkmış olmam gerekiyor. Bunun önündeki en önemli engel ise alarmın “ertele” düğmesi. Ne zaman o erteleme düğmesine basarak kendimi 5 dakikalık anlamsız uykularla avutursam o günüm yorgun ve keyifsiz geçiyor. Koşturmalı ve gergin bir sabah yaşıyorum ve bu durum tüm güne yansıyor.

Bedenimiz kendi isteğiyle uyanacağı zaman vücut ısısını ona göre dengeliyor ve uykuyu hafifletiyor ancak alarmla uyandığımızda bu doğal yolu sabote etmiş oluyoruz. Bir de üzerine erteleme düğmesine bastığımızda bedenimize kalkmasına gerek olmadığı mesajını veriyoruz, bu da o güne başlamak için bedenen ve ruhen kendimizi hazır hissetmemizi daha da imkansız kılıyor. Erteleme sayısı arttıkça beden ve beyin iyice karışıyor. “Kalkıyor muyuz yoksa uykuya mı dönüyoruz?” İşte bu karmaşa tüm gününüzü etkiliyor. O yüzden “ertele” düğmesini bir an önce hayatımdan çıkarmaya karar verdim. Benim için günün ilk hedefi “ertlele” düğmesine basmadan 07:00’de kalkmak.

Kalktıktan sonra öncelikle dişlerimi ve dilimi fırçalıyorum. Gece boyunca ağzımda biriken bakterilerin, sindirim sistemine girmesini engellemek amacı ile yapıyorum bunu. Dilimi diş fırçası ile fırçalıyorum. Florür içermeyen bir diş macunu kullanıyorum. Dil fırçası daha önce kullanmadım. Bu ay alıp denemeyi düşünüyorum.

Ağız temizliğinden sonra, mutfağa gidip koca bir bardak ılık suyun içerisine limon sıkıp, yavaş yavaş içiyorum. Sindirim sistemim temizlensin ve rahatlasın, güne yavaştan bir başlangıç yapsın diye. Daha sonra kahvaltıyı hazırlamaya başlıyorum. Karatay kahvaltısı yapmaya gayret ediyorum. Sabah kahvaltımızda haşlanmış yumurta veya tereyağında omlet, peynir, zeytin, ceviz, mevsim yaz ise domates ve salatalık, kış ise havuç bulunuyor. Kahvaltı bitiminde 1 tatlı kaşığı soğuk sıkım zeytinyağının içerisine D3+K2 damlasından damlatıp içiyorum. Bunun amacı bu vitaminlerin yağda çözünüyor olması ve her sabah içilen zeytinyağının kabızlığı önlüyor olması.

Giyinme ve Makyaj

Kahvaltıdan sonra işe uygun giyinme kısmı başlıyor. Geçen yıla kadar dolabın karşısına geçip boş boş yığınla kıyafetime bakıp, giyecek hiçbir şeyim olmadığına karar verirdim. Elim sürekli aynı kıyafetlere gider, hızlıca bir şeyleri kombinleyerek evden çıkardım.

2016 yılı içerisinde bu konuda epey çaba sarf ettim ve şu an 5 dakika içerisinde kıyafetime karar verip, hazırlanabilir duruma geldim. Bu konuda yaptıklarımı ayrıca detaylı olarak yazacağım.

İşe Gidiş

Havaalanında çalışıyorum ve gidiş-geliş toplam 130 km araba kullanıyorum. Sabah ve akşam 50’şer dakikalık zaman dilimini araba sürerek geçiriyorum. Bu zaman zarfını değerlendirmek için araştırmalarım devam ediyor. Sesli kitapları ve Adem Güneş’in pedagoji okulu videolarını telefonuma indirip yol boyu dinlemeyi düşünüyorum. İki tane de müzik klasörü oluşturdum. Biri slow diğeri hareketli parçalardan oluşuyor. En sevdiğim şarkıları bu klasörlere kaydediyorum ve yol boyu dinliyorum. Bir de çocuk şarkıları klasörüm var. Kızımla bir yerlere giderken eline telefon/tablet vermek yerine usb’den çocuk şarkıları dinlemek iyi bir alternatif bence.

İş Hayatı ve Zaman Yönetimi

Havaalanının içerisinde bir uçak bakım merkezinde Kalite ve Uçuş Emniyeti Müdürü olarak görev yapıyorum. Oldukça fazla parametrenin ye aldığı ve hataya yer olmayan bir iş kolu olduğu ve ben de tüm prosesslerin düzgün yürüdüğünden emin olması gereken kişi olduğum için iş saatlerimi verimli bir şekilde kullanmak için bazı yöntemler geliştirdim.

Ne kadar çok iş yaparsa o kadar iyi mantığını bir kenara bırakarak gün içerisinde kafası kesik tavuk misali ordan oraya koşturmak yerine “Pareto Prensibi” ni hayatıma soktum. Bu prensibi iş-başarı temelinde yorumlarsak “Yaptığın işlerin %20’si başarının %80’inin oluşturuyor.”

Burada ilk adım olarak öncelikleri belirlememiz gerekiyor.

  • Acil ve önemli işler
  • Acil fakat önemli olmayan işler

  • Acil olmayan önemli işler

  • Acil olmayan ve önemsiz işler
Her gün kendime bir “en önemli iş” seçiyorum ve günün kaosuna dalmadan önce tamamlamak için elimden geleni yapıyorum. Biliyorum ki, yapamazsam beynim onu iyice büyütecek ve ben bırakın o işi bitirmeyi, yapmam gereken diğer şeyleri de yarım yamalak bir konsantrasyonla yapmaya çalışacağım. Çok net söyleyebilirim ki, hiçbir işi yapmanın yorgunluğu bitmemiş işlerin insana yüklediği ağırlığı geçemez.

Günün en önemli işini, 50 dakikalık çalışma seansları ve 10 dakikalık molalarla tamamladığımda (bu işin türüne göre 2 seans olabildiği gibi 5 seans da olabiliyor) diğer işlerime geçiyorum. Güne bunu yaparak başladığımda, bir şey başarmış olmanın verdiği tarifsiz duyguyu gün boyu yaşıyorum.

Diğer küçük işler içinse çoğunlukla 10, 20, 30 tekniğini kullanıyorum. Yapmam gereken maksimum 4 işi yazıp yanlarına 10, 20, 30 yazıyorum. Telefonumun kronometresini 10 dakikaya ayarlayıp listemdeki ilk işe konsantre oluyorum. Bu tekniği hayata ilk geçirdiğimde 10 dakika neye yetecek diye düşünmüştüm (birçoğunuzun aklından geçirdiği gibi). Oysa uzun süre ses çıkmayan kronometrenin bozuk olduğundan endişelenerek telefonu kontrol ettiğimde yalnızca 4 dakika geçmiş olduğunu gördüm. Evet dört. Sanırım zaman algımın başka bir boyut kazandığı andı bu. İşte bu yüzden dakikaları hiçbir zaman küçümsememeyi ve bir işi yapmak için “birkaç saat boşluğum olduğunda yaparım” yanılsamasına bir daha düşmemeyi öğrendim.

Tekniğe dönersek, listenizdeki ilk işe 10 dakika ayırdıktan sonra kronometrenin sesiyle birlikte her ne yapıyorsanız bırakıyor ve listedeki 2. işe geçiyorsunuz. 10 dakika ona ayırıp, 3. ve 4. iş için de aynı şekilde devam edip listenizdeki ilk işe dönüyor ve bu defa kronometreyi 20 dakikaya ayarlıyorsunuz. Uzun zamandır aklınızda dönüp dolaşan o iş için yarım saatin (konsantrasyon dolu 10+20 dakika) size yettiğini fark edip şaşırabilirsiniz. Yetmiyorsa da üzülmeyin, her birine ayıracak bir 30 dakikanız daha var. Yine bitmemiş olursa, her bir iş için yüksek konsantrasyonla tam 1 saat çalışarak yol katetmiş olmanın tadını çıkarın ve ardından bir tur daha yapın.

Hangi tekniği kullanırsanız kullanın, zaman yönetiminin kilit noktası konsantrasyondur. Örneğin bir yazı yazmaya çalışırken onu 2 e-mail, 3 whatsapp mesajı, 1 telefon konuşması gibi etkinliklerle bölerseniz günü bitirip iki kelimeyi bir araya getiremediğinizi farkedebilirsiniz. Konsantrasyonunuz bir yerden bir yere geçtiğinde normalde harcayacağınız enerjinin neredeyse iki katını boşa harcamış olursunuz.

Zaman yönetimi size kaliteli işler getirdiği gibi keyif çatacak vakit de bırakır. Bundan sonra “zamanım yok” cümlesini kullanırken, bir daha düşünün, var olanın hakkını gerçekten verebildiniz mi?

Herkese merhaba:)
Oncelikle elecda elecda ya verdigi faydali bilgiler icin tesekkur ederim. Ozellikle zaman yonetimi yontemlerini uygulamaya calisacagim. Benin sıkıntim telefonla:olamaz:

Topige bir goz attim cok guzel paylasimlar var:KK200: bastan okumaya baslayip hepinizin deneyinlerinden faydalanacagim:rapci: insallah.

Son olarak da bu topigi tavsiye eden @sahra8482 ye de tesekkur ederim:KK200:
 
merhaba... günlük rutinimize iyi gelecek, hayatımıza pozitif bir bilinç ve bakış açısı katacak, mutluluğu anlamlandırma yolunda faydalandığım kitaplardan bir kaç tavsiye sunmak istedim ben de:) akşam bir kitaba bakarken buradaki yazışmalar aklıma geldi:)

pozitif gücün büyüsü- louise hay
bilinçaltının gücü- joseph murphy


bu iki kitabı bilinç kazanma ve temel olarak düşünebiliriz.

tavuk suyuna çorba, hayallerinizdeki hayatı yaşayın- j. canfield, m.v. hansen
mutluluk, mavi bölgeler yöntemiyle mutluluğu bulmak- dan buettner

bu iki kitap daha günlük ve akıcı dilde yazılmış ve hikayeler döngüsüyle farkındalığımızı artırma anlamında tercih edilebilir.

mutlu haftasonları diliyorum hepinize... :KK200:
 
elecda elecda paylaşımlarını çok sevgiyle takip ediyorum, ve iyi ki sana rastlamışım diye düşünüyorum..
Not almak, günlük işlerin takibi yapmak benim için çok zor, plansız, programsız ve bir okadar da verimsiz geçiyor günler... Seninle birlikte aydınlandıgımı fakat, harekete geçmeyi beceremediğimi belirtmek istiyorum...
Öncelikle, ilk hedefim haftalık planlayıcı ile başlamak olduguna karar verdim...
Dün ki topiğinden gezintimden sonra dosyayı indirip, yazdırdım. ve günlük olarak yazmaya başladım...
Dün yapılacak listemi ve notlarımı yazıp akşam buzdolabına astım...
Ve her yaptıgım güncel işlerimi, yaptıgımda tikledim.. Çok motive oldum.
Ve şimdi, akşam eve gidince yapılacakları yazdım, oda listeme eklenecek... Bu haftayı tamamladıgımda listemi de sizlerle paylaşacağım...
Bunu 21 gün yaparsam alışkanlık haline ve devamlılıga dönüştereceğime inanıyorum...
Bu listeyi sizlerinde istifade etmesi için şuraya koyuyorum.. :KK200:
 

Eklentiler

  • bubble.webp
    bubble.webp
    64,6 KB · Görüntüleme: 212
  • icecek.webp
    icecek.webp
    60,2 KB · Görüntüleme: 196
  • kedili.webp
    kedili.webp
    68,7 KB · Görüntüleme: 205
  • panda.webp
    panda.webp
    46,7 KB · Görüntüleme: 189
  • plants.webp
    plants.webp
    48,1 KB · Görüntüleme: 194
  • unicorn.webp
    unicorn.webp
    47,1 KB · Görüntüleme: 207
eşinin eğlenceli olması neden kaynaklanabilir hiç düşündün mü roasanayma:) ben biraz ciddi bir insanım galiba(hatta bazen fazla-hele iş anlamında). sempatik bulunmama rağmen bunu nasıl başarıyorum ben de anlamıyorum, da senin gözlemlerinden kendi adıma pay biçmek isterim:)


Bilmem çok düşünmedim galiba. Sadece öyle bir insan deyip geçiyorum. Aslında zaman zaman konuşuruz bu konuda. O modunu düşürmemek için ekstra çaba sarfedebiliyor, çok yorgun olsa da arkadaşlarla buluşmalarını veya maçlarını asla iptal etmiyor. Telefonda arkadaşları ve kardeşleri ile sık konuşuyor, hep kakara kikiri yapıyor. Bu enerjik hali akşamları beni sinir eder bazen. Sabah benim afyonum geç patlar, O uyanır uyanmaz türkü söylemeye başlıyor, yine sinir olurum ama bişey demem tabii. Aslında şanslı olduğumun farkındayım ama enerjik bir insan beni ara ars geriyor.
 
sade ve basit ve mutlu yaşam kitaplarını okumadım. açıkçası Türk yazarlar beni kişisel gelişim alanındaki kitaplarıyla çekmiyor, bu yüzden sanırım okumadım. minimalizm anlamında bana katacağı şeyleri kaçırmış olabilir miyim diye de size sormadan edemedim arkadaşlar:) ne dersiniz bu konuda? kitapları kısaca bir değerlendirirseniz memnun olurum

Minimalizmle ilgili daha önce kitap okumadım. Sade kitabını okudum. Oldukça beğendim. Çok sade ve net bir kitap. Lafı uzatmadan söylemek istediklerini söylemiş yazarlar. Ben yararlandım.
 
2,5 aydır oda oda, çekmece çekmece evi elden geçirdim. Bu süreçte aklıma gelen yerleri telefonumdaki listeye ekledim, yaptıkça tikledim. Çok eşyası olmayan bir insandım sözde. Ama torba torba eşya çıkardım bu süreçte. Listedeki son yeri bugün hallettim. 3 defa aşağı indim çıktım, elden çıkarttım yine 6 torba eşya. Şu an kendimi çok huzurlu ve rahatlamış hissediyorum. Listemi bitirdiğim için çok mutluyum.

Şimdi ikinci tura başlayacağım kısmetse.
 
2,5 aydır oda oda, çekmece çekmece evi elden geçirdim. Bu süreçte aklıma gelen yerleri telefonumdaki listeye ekledim, yaptıkça tikledim. Çok eşyası olmayan bir insandım sözde. Ama torba torba eşya çıkardım bu süreçte. Listedeki son yeri bugün hallettim. 3 defa aşağı indim çıktım, elden çıkarttım yine 6 torba eşya. Şu an kendimi çok huzurlu ve rahatlamış hissediyorum. Listemi bitirdiğim için çok mutluyum.

Şimdi ikinci tura başlayacağım kısmetse.


Okuyunca ben rahatladım darısı başıma :)
 
teşekkür ederim cevapların için roasanayma. yazım tarzın elecda ile ne kadar benziyor, onu okur gibi oldum:)

dün okuduğum güzel bir sözü sizinle de paylaşmak istedim:
"iyi şeylerden başka şey düşünme. çünkü düşünce suret dokumasının ipliğidir..."
Mevlana hz.

o zaman çok güzel bir pazartesi olsun diyelim, düşünelim herkes için... :)
 
elecda elecda sen ne güzel bir kadınsın,ne mükemmelsin:KK200: eşin ,kızların ve biz çok şanslıyız,iyiki varsın:)

Sevgili elecda elecda sana bir şey danışmak istiyorum.

46 aylık bir kızım var ve anaokuluna gidiyor,5- 6 aydır (benim hatırladığım bu belki daha geçmiş zamandır) her akşam yemeğimiz kavga içerisinde geçiyor.

kızım sandalyeye poposunun bir kısmını koyuyor tam oturmuyor,bir ara kaşık çatalı sürekli fırlatıyordu, yemeği döküyordu,(kilosu da iyi zayıf bir çocuk değil ) uyarınca da ağlıyor beni sevmiyormusun annecim lütfen mutlu ol diyerek ağlıyor.Sofrada sürekli mızırdama halinde ,sofra dışındada bişey soylesin ve anlamayım ya da istediği şekilde cevap vermeyim hep kavga ve ağlamayla bitiyor bu süreç.

benim için de çok yıpratıcı olmaya başladı.Sürekli kendimi sorguluyorum neyi yanlış yapıyorum diye,vicdan azabı çekiyorum kızıyorum diye.

bu konuda bir tavsiyen olur mu?
Merhaba,

Öncelikle çok teşekkür ederim.

Ben genel olarak olumsuz davranışlarına prim vermemeye çalışıyorum. Çünkü çocuk olumlu veya olumsuz bir tepki aldığında ilgi gördüğünü düşünerek hareket ediyor. Olumsuz davranış karşısında bir kere uyarıp, devam etmesi durumunda hem beden dili hem de konuşma anlamında tüm iletişimimi kesiyorum. Saçmalamayı bıraktığında "Bittiyse konuşalım" diyerek, yaptığı davranışı konuşuyor ve yere döküp attıklarını ona temizletiyorum. Ancak ertesi gün masada güzel davrandı ve problem çıkarmadı ise "Yemeğini güzelce ve sorunsuz yediğin için, ailecek güzel vakit geçirmiş olduk" gibi cümlelerle olumlu davranışı takdir etmeye gayret ediyorum.

Kesinlikle kolay değil ve insanın sabrı çok zorlanıyor. Elinizden geleni yapın ancak kızınca da vicdan azabı çekmeyin. İnsanların bir sınırının olduğunu evinde öğrenmesi, dışarıda öğrenmesinden çok daha iyidir.
 
elecda journal bullet nasıl gidiyor ?
Fena gitmiyor aslında. Benzer bir sistemi iş için excelde kurup, insanlar ile paylaşabilir miyim gibi çalışma içerisindeyim. Ortak bir iş planı gibi. Böylece hangi iş yapıldı, hangisi ertelendi, ilgli taraflar ile beraber takip edebiliriz.

Yalnız her ay onun çizimi ile uğraşmak zor. Bu nedenle 2019 yılının tamamını Aralık ayında çizip hazılrlayayım istiyorum.
 
Herkese merhaba:)
Oncelikle elecda elecda ya verdigi faydali bilgiler icin tesekkur ederim. Ozellikle zaman yonetimi yontemlerini uygulamaya calisacagim. Benin sıkıntim telefonla:olamaz:

Topige bir goz attim cok guzel paylasimlar var:KK200: bastan okumaya baslayip hepinizin deneyinlerinden faydalanacagim:rapci: insallah.

Son olarak da bu topigi tavsiye eden @sahra8482 ye de tesekkur ederim:KK200:
Hoş geldiniz:KK50:
 
Hanımlar merhaba,

Cuma günleri kızımla iş başı yapıp, hafta sonu da iki çocuğun elinde kaldığımdan mütevellit, buraya uğrayamadım.
Hafta sonu mesaisi sabah 06:15 itibariyle başlayıp, akşam 21:00'e kadar arasız sürüyor.:ruh:

Bu hafta ikea'dan mıknatıslı pano ve mıknatıs sipariş etmiştim. Eşim cumartesi günü duvara monte etti ve dün itibariyle kullanmaya başladık. Öncelikle haftalık planı astım. Küçük kağıtlara da her bir iş tek kağıtta olacak şekilde yazıp astım. Bir "alınacaklar" listesi astım. Alınacaklar listesini bugün halledeceğim. Diğer küçük işler de mutfağa gidip geldikçe gözümüze çarpacak ve atlamayacağız diye umuyorum. Kapsam olarak, Ela'nın okuldan istenenler, ev ile ilgili yapılacaklar, doktor randevuları gibi şeyleri yazacağım. Görseli ekliyorum.

Sevgiler:KK200:
 
Çok teşekkür ederim. Sevgiler:KK200:
Bayağıdır okuyorum.
Etrafima öfkelenmektense hayatın anın tadını çıkarmaya basladigimi gördüm.
Yavaş yavaş duzeltiyorum kendimi.
Kötü bir olayda yada oğlumun eşimin davranışından bu en hasarsız nasıl atlayabilirim bunu dusunuyorum.

Peki çocuk eğitimi ile alakalı tavsiye edeceğim kitaplar bloglar yazarlar videolar var mı acaba
 
Back
X