Yakıcam!

Çocuğunuza sesinizi yükseltmeyi istemezsiniz tabi yeterince yanlış bir davranış ama pişman olduğunuzda karşısında ağlamak yerine sakince yapması gerekeni gösterin ona. Her ağlayıp mızmızlandığında yüzüne bakıp kıyamayıp istediğini yapmayın. İlgilenmeyin bir süre o haldeyken başaramadığını görünce tek çaresi sizi dinlemek olur. Küçük demeyin gerçekten zehir gibiler.
 
Pasif agresyon yapacaksınız. Papağan gibi gözünüz üzerinde, sinirlenmeden ama katı ve ciddi bir şekilde, tepkisini sallamadan gözünün içine bayık bayık bakarak “hayır, uzak dur, dokunma. Sonra sürekli hayır, hayır....” diyeceksiniz. Sürekli, bıkmadan, usanmadan. O bıkana kadar. Eğer bir defa lanet olsun, yap derseniz bitti. Her istenmeyen durumda böyle. Kızmak, bağırmak vs yapılmamalı. Kendini yere atar, ağlarsa oralı olmamalısınız.
Bunuda denedim ama resmen beni hiç duymuyor gibi davranıyor. Ama tekrar deneyeyim. Teşekkür ederim.
 
Çocuğa bin kere güzellikle konuş canım cicim de , bir kere sinirlenip raydan çıktığında bunların hepsi sıfırlanıyor.
O yüzden tut derim kendini. Benim annem hiç sevgisini sakınmaz, bizim ne kadar kıymetli olduğumuzu,bizim için yaşadığını vs vs söyler durur ben kendimi bildim bileli. Ama öfkesine hakim olamayıp bazen çok daha başka şeyler de söylediği ve küçüklüğümden beri onun bazı öfke nöbetlerine tanık olduğum icin iyiyken istediğini söylesin, inanamıyorum beni sevdiğine.
Emeğinize yazik. Madem iki senedir iyi anne oldunuz neden çocuğa bagiriyorsunuz? Ha şimdi 'bagirmadan çocuk mu büyütülür' diyenler gelecektir ama babam otuz yıllık baba, daha öfkesini -hıncını -bıktım dediğini görmedim.

Hayalleriniz çok güzel ama sonucta dünyaya gelmeyi o istemedi. Siz genç yaşta evlendiniz, siZ biyolojik olarak çocuk oluşmasını sağlayacak bir münasebete /önlem almadan girdiniz. Bu çocuk tamamen sizin ve eşinizin sorumluluğunda.
Sizi anlıyorum çünkü ben de çocuğa hazır hissetmiyorum. Spontane yaşamayı, kafam esince kimseye düşünmeden yola cikmayi seviyorum. Sanki hayatım bambaşka olabilir gibi geliyor, Avrupa gönüllü hizmetleriyle bir huzurevinde çalışabilirim, işten istifa edip biriktirdigim para bitene kadar tüm Asya'da dolaşabilirim, parasız kalıp yolda çocukların yüzünü boyayabilirim...
Her şey ihtimal dahilinde... Gözüm bu kadar disaridayken, hayattan alamadığım seyler varken benim ne evliliğimden hayır gelir ne anneliğimden. O yüzden evlenmeyip urememeyi tercih ettim,biyolojik saatim çalmasına rağmen.
Siz de madem çıktınız bu yola, iki yıldır da güzel devam etmişsiniz, 'dobarlan biragma gendini' diyorum size
Eki Görüntüle 2609982
Çok haklısınız, ama ben zaten çok seyahat ettim çok gezdim tozdum sadece bu konuda doyumsuzum. Hayalgücümde fazla geniş o yüzden bunun bir dur noktası olmayacaktı ve biyolojik saatimde geldiği için artık yapıverdim. Birde tatlı birde tatlı ki pamuğum. 2 yaş sendromunu bir atlatalım hayırlısı ile ozaman belki daha düzeliriz ve hiç bağırmam inşallah.
 
Çocuğunuza sesinizi yükseltmeyi istemezsiniz tabi yeterince yanlış bir davranış ama pişman olduğunuzda karşısında ağlamak yerine sakince yapması gerekeni gösterin ona. Her ağlayıp mızmızlandığında yüzüne bakıp kıyamayıp istediğini yapmayın. İlgilenmeyin bir süre o haldeyken başaramadığını görünce tek çaresi sizi dinlemek olur. Küçük demeyin gerçekten zehir gibiler.
İlgilenmediğim de çok oluyor aslında ama bu sefer elimden tutup çekiştiriyor ilgimi çekmek için elinden geleni yapıyor. Sanırım tam bu noktada güçsüz davranıyorum.
 
Bunlar şu sıralar çok normal düşüncüler.. Ben de bir güzel delirdim 3 yaşındaki çocukla evde..
 
Evde durmaktan ayarlar attı tabi hep sebep bu 😁
Bu arada çocuğa konulmuş hiperaktif teşhisi yoksa kendinize göre boyle tanımlamayın bu çok yalnış bişey.
Daha sendromlarin alasi var annesi inşallah bu süreçte korona derdi biter yoksa sağlam tirlaticak anneler.😊
 
3,4,5 yaşı var daha bacım dur. Büyüme atakları falan derken hepimiz net delirdik. Ben geçen hafta bugün bir akşam huni taktım kafama ciddi ciddi yatana kadar evde öyle dolaştım. Öyle büyük şeylerin altında eziliyoruz ki, dert bitmiyor yani. Hepimiz çocuklarımıza kızıp, bağırabiliyoruz. Robot değiliz biz, insanız. Hislerimiz, duygularımız var ve bastırdıkça bir yerden sonra patlıyor. İnsansın kısacası. Sen de bir insansın, makine değil. Önemli olan geri dönülemeyecek hatalar yapmaman, çocuğunu telafisi olmayacak şekilde incitmemen. İsteyen istediği kadar ben öyleyim böyleyim desin; beni kimse, bir annenin 7/24 pammık şekeri gibi olduğuna inandıramaz. Öyle bir anne modeli yok çünkü.
 
Back
X