Ailemin dostlarının kız çocukları hostes, erkek çocukları pilot oldular hep.
Çünkü işletme, iktisat gibi bölümlerde okuyup iş bulamayınca torpille bu alana yönlendiler.
En yakınen bildiğim ablamın arkadaşı hostes, hatta hostesti 5 senede bıraktı.
Çünkü bu sürede başlar başlamaz yurtdışı ve yurt içi uçtu.
Bir haftada maksimum 3 gün evde olabildiğini anlatıyordu.
Bu 5 senede İstanbul'un iyi bir semtinde ev, son model arabasını alıp ayrıldı.
Kabin amiri olduklarında ise gerçekten ağızları açık bırakan meblağlar kazanıyorlar.
Bana da zamanında çok ısrar ettiler hazır torpil de çok diye, bu kadar ayrıntıyı bilmemin sebebi bu.
Ama gerçekten çok zor bir meslek.
O kadar basınca maruz kalınca hem bedenen hem de ruhen her yıl ömrünüzden 5 yılmış gibi gidiyor.
Duyularınız köreliyor, cildiniz yaşlanıyor, beyniniz sürekli radrasyona maruz kalıyor.
Uçarken yediğiniz yıldırımlar sinir sisteminde ciddi sorunlara yol açıyor.
Uyandığın ülkeyi unutmak, hiçbir sosyalliğinin olamaması, sanılanın aksine değişik ülkelerde ancak oteldeki yatağı görebilecek kadar konaklıyor olmak da cabası.
Bir 15 sene önce çok avantajlıydı ama günümüzde hiç öyle değil, günde 3 ülke değiştirilebiliyor, sefer sayıları çok fazla.
Eğitim dediğiniz şey, birkaç aydan oluşuyor.
Gerekli görsellik boy kilo rakamı olarak +/-10 fark sınırı var.(20 miydi acaba

)
Her daim bakımlı ve temiz olmak zorundasınız.
Tabi ki dil bilmek çok önemli, yer hostesliğinde bile hiç yoktan orta üst düzey dil aranıyor.
Kısaca, o tanıdığınızın doğru söylüyor olma ihtimali çok yüksek.