- 29 Şubat 2012
- 61.512
- 62.458
- Konu Sahibi Huy Meselesi
- #1
Nörologlara göre; hamilelik döneminde beynin yapısında çeşitli değişiklikler gözlenmeye başlıyor.
Yeni anne olmuş kadınlardaki davranış değişiklikleri yüzyıllardır gözlemleniyor; ancak bilim insanları annenin davranış biçimiyle prefrontal korteks, orta beyin, parietal lob ve beynin diğer bölümleri arasındaki bağlantıyı yakın zamanda keşfetti.
Elde edilen verilere göre hamilelik döneminde beyindeki gri madde daha yoğunlaşmış hale geliyor. Beynin empati, anksiyete ve sosyal etkileşimi kontrol eden bölümlerinde de aktivite artışı gözleniyor.
Hamilelikte ve doğum sonrası dönemde hormon seviyelerinde gözlenen artışının harekete geçirdiği bu değişiklikler, kadını anneliğe hazırlıyor.
Başka bir deyişle, beyinde yoğun bir sevgi, şiddetli koruyuculuk ve sürekli endişe gibi anneliğe özgü duyguların ortaya çıkmasına neden olan reaksiyonlar görülüyor.
Elde edilen verilere göre, doğum yapan her 6 kadından biri, doğum sonrası (postpartum) depresyona yakalanıyor.
Anne beyniyle ilgili yapılan araştırmalar aynı zamanda, pek çok kadının doğum sonrası neden şiddetli anksiyete ve depresyon yaşadığı sorusuna da ışık tutabilir.
Araştırmacı Pilyoung Kim şöyle diyor:
"Anneler kontrol edemedikleri şeyler hakkında yoğun bir biçimde düşündüklerini bildiriyor. Sürekli bebeği düşünüyorlar. Acaba sağlıklı mı? Hasta mı? Tok mu? Doğum sonrası dönemde hem insanlar hem de hayvanlar çocuklarıyla ilgilenmek için müthiş bir arzu duyuyor."
Doğumdan sonraki aylarda, beynin korku ve anksiyete gibi duyguları yöneten amigdala bölümünde görülen büyüme, annenin davranışlarını etkiliyor ve onu bebeğine karşı daha duyarlı hale getiriyor.
Amigdaladaki aktivite aynı zamanda annenin kendi bebeğiyle diğer bebeklere verdiği tepkiyle de ilişkili. 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre; kendi bebekleri ile yabancı bebeklerin fotoğraflarına bakan annelerin verdiği tepkilerdeki farklılık beyin aktivitelerinde gözlenebiliyor.
Araştırmacı Ruth Feldman, hamilelik ve doğum sonrası dönemde tüm memeli canlılarda oksitosin seviyesinde dramatik bir artış gözlendiğini belirtiyor.
Bilim adamları anne olmanın beyindeki etkisinin bu açıdan aşık olmaya benzediği görüşünde.
Beyindeki bu tip değişiklikler yalnızca annelerde değil, çocuklarıyla yoğun bir biçimde ilgilenen babalarda da gözlense de, kadınlardaki gibi büyük davranış değişikliklerine yol açmıyor.
Kadınların erkeklerden bir farkı da, bebek sahibi olmadan önce bile anneliğe özgü davranışların beyinde hazır bulunması.
Bu açıdan annelik beyinde keşfedilmeyi bekleyen gizli bir yer olarak adlandırılabilir. Araştırmacılara göre, "Evrim, babalar için farklı adaptasyon yolları yaratmış ve bu alternatif yollar pratik, duruma adapte olma ve günlük bakıcılık ile ortaya çıkıyor."
Elde edilen veriler, bebekle ilgilenmenin ebeveynlerin beyninde keşfedilmemiş odalara benzeyen yeni sinirsel yolların ortaya çıkmasına sebep olduğunu ortaya koyuyor.
https:// onedio . com/haber/yapilan-arastirmalara-gore-annelik-beyinde-asik-olmaya-benzer-bir-etki-yaratiyor--717252
Yeni anne olmuş kadınlardaki davranış değişiklikleri yüzyıllardır gözlemleniyor; ancak bilim insanları annenin davranış biçimiyle prefrontal korteks, orta beyin, parietal lob ve beynin diğer bölümleri arasındaki bağlantıyı yakın zamanda keşfetti.
Elde edilen verilere göre hamilelik döneminde beyindeki gri madde daha yoğunlaşmış hale geliyor. Beynin empati, anksiyete ve sosyal etkileşimi kontrol eden bölümlerinde de aktivite artışı gözleniyor.
Hamilelikte ve doğum sonrası dönemde hormon seviyelerinde gözlenen artışının harekete geçirdiği bu değişiklikler, kadını anneliğe hazırlıyor.
Başka bir deyişle, beyinde yoğun bir sevgi, şiddetli koruyuculuk ve sürekli endişe gibi anneliğe özgü duyguların ortaya çıkmasına neden olan reaksiyonlar görülüyor.
Elde edilen verilere göre, doğum yapan her 6 kadından biri, doğum sonrası (postpartum) depresyona yakalanıyor.
Anne beyniyle ilgili yapılan araştırmalar aynı zamanda, pek çok kadının doğum sonrası neden şiddetli anksiyete ve depresyon yaşadığı sorusuna da ışık tutabilir.
Araştırmacı Pilyoung Kim şöyle diyor:
"Anneler kontrol edemedikleri şeyler hakkında yoğun bir biçimde düşündüklerini bildiriyor. Sürekli bebeği düşünüyorlar. Acaba sağlıklı mı? Hasta mı? Tok mu? Doğum sonrası dönemde hem insanlar hem de hayvanlar çocuklarıyla ilgilenmek için müthiş bir arzu duyuyor."
Doğumdan sonraki aylarda, beynin korku ve anksiyete gibi duyguları yöneten amigdala bölümünde görülen büyüme, annenin davranışlarını etkiliyor ve onu bebeğine karşı daha duyarlı hale getiriyor.
Amigdaladaki aktivite aynı zamanda annenin kendi bebeğiyle diğer bebeklere verdiği tepkiyle de ilişkili. 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre; kendi bebekleri ile yabancı bebeklerin fotoğraflarına bakan annelerin verdiği tepkilerdeki farklılık beyin aktivitelerinde gözlenebiliyor.
Araştırmacı Ruth Feldman, hamilelik ve doğum sonrası dönemde tüm memeli canlılarda oksitosin seviyesinde dramatik bir artış gözlendiğini belirtiyor.
Bilim adamları anne olmanın beyindeki etkisinin bu açıdan aşık olmaya benzediği görüşünde.
Beyindeki bu tip değişiklikler yalnızca annelerde değil, çocuklarıyla yoğun bir biçimde ilgilenen babalarda da gözlense de, kadınlardaki gibi büyük davranış değişikliklerine yol açmıyor.
Kadınların erkeklerden bir farkı da, bebek sahibi olmadan önce bile anneliğe özgü davranışların beyinde hazır bulunması.
Bu açıdan annelik beyinde keşfedilmeyi bekleyen gizli bir yer olarak adlandırılabilir. Araştırmacılara göre, "Evrim, babalar için farklı adaptasyon yolları yaratmış ve bu alternatif yollar pratik, duruma adapte olma ve günlük bakıcılık ile ortaya çıkıyor."
Elde edilen veriler, bebekle ilgilenmenin ebeveynlerin beyninde keşfedilmemiş odalara benzeyen yeni sinirsel yolların ortaya çıkmasına sebep olduğunu ortaya koyuyor.
https:// onedio . com/haber/yapilan-arastirmalara-gore-annelik-beyinde-asik-olmaya-benzer-bir-etki-yaratiyor--717252