- 3 Temmuz 2013
- 894
- 3.019
- 313
İstemeyedebilirsiniz fakat burada linç edilirsiniz. Mesela bir sürü kadın eşinin annesiyle sorun yaşar, görüşmez hatta boşanmaya dek iş gider. Ama kimse çıkıp "evlenirken annesi olduğunu bilmiyor muydun?" demez. Ya da eşin yeğeni ile ilgili maddi-manevi zaman nakit ayırma eve gelip kalma konuları açılır, o yeğen en kısa sürede gönderilir. Fakat burada boşanmış çocuklu anneler ya da bir gün boşanırsam ne olur diye düşünen anneler olduğu için "çocuk" meselesi tabudur.
Ben bu tabudan bağımsız olarak konuşayım sizinle, istemek zorunda değilsiniz, başta istemiş iyi niyetle ilişki bile geliştirmek istemiş olabilirsiniz. Fakat üvey çocukla (hele de eski eş köstek oluyorsa) üvey anne meselesi zaten sıcak bir ilişki kaynağı olamaz, hatta şöyle söyleyeyim çoğu çocuk idrak edecek yaşa gelene dek ailenin bitiş sorumlusunu bile bilinçaltında üvey anne olarak görür, "o olmasaydı belki de anne babam beraber olacaktı" diye düşünür. Bunu ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyor. Ve bu çok normal bir süreçtir. O nedenle çocuğun iyiliğini açısından diyerek bir çocuğu da eşi de zemini olmayan bir ilişkiye zorlamak (hele de doğuran annenin köstek olduğu durumlarda) hiç akıllıca değildir. Ama teoride herkes lanetleyerek, beddua eder.
İkincisi çocuk doğuran anne ve babanın sorumluluğundadır. Biyolojik anneye belki depresyondadır, belki geçinemiyordur diyerek mağdur pozisyonu yaratarak yeni eşi sorumlu kılmak sadece duygusal mastürbasyondur. Teorik olarak, evet istesindir istemek zorundadır, ama istemez. Hele de babalar ayrıldıktan sonra bekarsa, ya babaanne ya hala figürü devreye girer. Erkeklerin de baştan bakıcı olarak anlaşarak evlendiyse ne ala, ama diğer durumda "madem evlendim, o halde hemen çocuğu alayım, ya da eski eşin "aa evlenmiş, göndereyim de eşşek gibi baksın" deme lüksü yoktur. İyi insan, yapılması gereken teorilerinin hepsini geçelim. Sonra birbirimizi ağırlarız. Baba çalışır, evde yoktur, sorumluluk çoğunlukla ne olursa olsun yeni eşe kalır. Anne her haftasonunu artı binbir sebeple hafta içi "bekar, özgür, güçlü kadın" olarak takılırken siz sizden nefret eden çocuğun tavırlarını sabır çekerek alttan alırsınız. Üzerine de eş de belki siz olmasanız zaten bu şekilde bakamayacakken, sizden güç alıp baba rolü oynar. Dolayısıyla "evlenmeden önce" şartlarınızı, sınırlarınızı konuşursunuz. Çocuğa bakarsınız, anlaşabiliyor musunuz, eski eş (anne) ne kadar yapıcı rol üstleniyor yeni ailede çocuğun yeri için. Bunlar pozitif faktörlerse ikili ilişki kurulur. Buradakilerin anlamadığı "zorlama" insan ilişkisi olmaz. Bugün ben 36 yaşındayım, annem vefat etse babamın yeni eşi olsa, gider onda az kalırım, koca kadın olduğum halde. Bir de çocuğu düşünün. Bu komplike olaydır.
Ne olursa olsun, evlenmeden her şey konuşulmalı. Az önce dediğim gibi buradaki pek çok kadın da eşinin onu doğuran, büyüten, hayattaki en değerli varlığı annesi olan bir eşle bilerek evleniyorlar. Ama sonra karşılıklı denge yoksa, ilişki gitmiyorsa iş "anneni görmek istemiyorum" sonunda da senden boşanıyorum'a dek gidebiliyor. Kimse kimseyi zorlayamaz aynı kandan bir ilişki var diye. Çünkü seçme şansı da var insanlar da. Babalığa gelmişken, baba evet isteyebilir, erkekler karılarıyla anneleri de iyi anlaşsın isterler mesela, ama hep aynı senaryo olmaz. Çocuk için de bu böyledir. Babanın önünde de seçenek var o halde baba hiç evlenmeyebilir, kendini çocuğuna adar ya da baştan mantık evliliği yapar anne rolünü üstlenecek biriyle. Ama hem aşk evliliği yapayım, hem de olmayanı oldurayım, hepsi benim olsun mentalitesi insanı yanıltır.
"Annesinin bakmadığına ben neden bakayım, annesinin annelikten istifa hakkı varsa bu çocuğa el olan benim ne sorumluluğum olabilir?" Gayet de adil. Bu kimseyi "şeytan" yapmaz. Bilerek evlendi diyenler, adamın annesi babası ablası yeğeni sorumsuz kankası olduğunu da bilerek evleniyorsunuz. Neden peki sonunda susup oturmuyorsunuz. Çünkü teoride öyle olmuyor değil mi?
Son olarak başka değişik bir biyolojik anne türü de vardır, ki adam velayeti isterken asla vermez, ne zaman adam evlenir "elinden alınırsa ölünecek çocuk" birden zorla o eve sokulmaya başlanır. Üvey anne ile ilişki ne, çocuk o evde iyi mi, mutlu mu düşünülmez. Anne rahatça doğurduğundan istifa edebilirken, yeni eş istifa edemez, annenin istifası bırakılır, yeni eşe yüklenilir.
Bu nedenle burayı okuyanlara da konu sahibini de önerim, kimsenin etkisi altında kalmadan (eşin, ailesi de dahil) kendi doğrularını düşün, ve kendi sınırlarını çiz, bırak kalanlar ona göre yol alsın. İstemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. Herkes her şey hakkında ahkam keser konuşur zaten, birilerini dinleyerek rota çizilmez.
Bol şans.
Ben bu tabudan bağımsız olarak konuşayım sizinle, istemek zorunda değilsiniz, başta istemiş iyi niyetle ilişki bile geliştirmek istemiş olabilirsiniz. Fakat üvey çocukla (hele de eski eş köstek oluyorsa) üvey anne meselesi zaten sıcak bir ilişki kaynağı olamaz, hatta şöyle söyleyeyim çoğu çocuk idrak edecek yaşa gelene dek ailenin bitiş sorumlusunu bile bilinçaltında üvey anne olarak görür, "o olmasaydı belki de anne babam beraber olacaktı" diye düşünür. Bunu ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyor. Ve bu çok normal bir süreçtir. O nedenle çocuğun iyiliğini açısından diyerek bir çocuğu da eşi de zemini olmayan bir ilişkiye zorlamak (hele de doğuran annenin köstek olduğu durumlarda) hiç akıllıca değildir. Ama teoride herkes lanetleyerek, beddua eder.
İkincisi çocuk doğuran anne ve babanın sorumluluğundadır. Biyolojik anneye belki depresyondadır, belki geçinemiyordur diyerek mağdur pozisyonu yaratarak yeni eşi sorumlu kılmak sadece duygusal mastürbasyondur. Teorik olarak, evet istesindir istemek zorundadır, ama istemez. Hele de babalar ayrıldıktan sonra bekarsa, ya babaanne ya hala figürü devreye girer. Erkeklerin de baştan bakıcı olarak anlaşarak evlendiyse ne ala, ama diğer durumda "madem evlendim, o halde hemen çocuğu alayım, ya da eski eşin "aa evlenmiş, göndereyim de eşşek gibi baksın" deme lüksü yoktur. İyi insan, yapılması gereken teorilerinin hepsini geçelim. Sonra birbirimizi ağırlarız. Baba çalışır, evde yoktur, sorumluluk çoğunlukla ne olursa olsun yeni eşe kalır. Anne her haftasonunu artı binbir sebeple hafta içi "bekar, özgür, güçlü kadın" olarak takılırken siz sizden nefret eden çocuğun tavırlarını sabır çekerek alttan alırsınız. Üzerine de eş de belki siz olmasanız zaten bu şekilde bakamayacakken, sizden güç alıp baba rolü oynar. Dolayısıyla "evlenmeden önce" şartlarınızı, sınırlarınızı konuşursunuz. Çocuğa bakarsınız, anlaşabiliyor musunuz, eski eş (anne) ne kadar yapıcı rol üstleniyor yeni ailede çocuğun yeri için. Bunlar pozitif faktörlerse ikili ilişki kurulur. Buradakilerin anlamadığı "zorlama" insan ilişkisi olmaz. Bugün ben 36 yaşındayım, annem vefat etse babamın yeni eşi olsa, gider onda az kalırım, koca kadın olduğum halde. Bir de çocuğu düşünün. Bu komplike olaydır.
Ne olursa olsun, evlenmeden her şey konuşulmalı. Az önce dediğim gibi buradaki pek çok kadın da eşinin onu doğuran, büyüten, hayattaki en değerli varlığı annesi olan bir eşle bilerek evleniyorlar. Ama sonra karşılıklı denge yoksa, ilişki gitmiyorsa iş "anneni görmek istemiyorum" sonunda da senden boşanıyorum'a dek gidebiliyor. Kimse kimseyi zorlayamaz aynı kandan bir ilişki var diye. Çünkü seçme şansı da var insanlar da. Babalığa gelmişken, baba evet isteyebilir, erkekler karılarıyla anneleri de iyi anlaşsın isterler mesela, ama hep aynı senaryo olmaz. Çocuk için de bu böyledir. Babanın önünde de seçenek var o halde baba hiç evlenmeyebilir, kendini çocuğuna adar ya da baştan mantık evliliği yapar anne rolünü üstlenecek biriyle. Ama hem aşk evliliği yapayım, hem de olmayanı oldurayım, hepsi benim olsun mentalitesi insanı yanıltır.
"Annesinin bakmadığına ben neden bakayım, annesinin annelikten istifa hakkı varsa bu çocuğa el olan benim ne sorumluluğum olabilir?" Gayet de adil. Bu kimseyi "şeytan" yapmaz. Bilerek evlendi diyenler, adamın annesi babası ablası yeğeni sorumsuz kankası olduğunu da bilerek evleniyorsunuz. Neden peki sonunda susup oturmuyorsunuz. Çünkü teoride öyle olmuyor değil mi?
Son olarak başka değişik bir biyolojik anne türü de vardır, ki adam velayeti isterken asla vermez, ne zaman adam evlenir "elinden alınırsa ölünecek çocuk" birden zorla o eve sokulmaya başlanır. Üvey anne ile ilişki ne, çocuk o evde iyi mi, mutlu mu düşünülmez. Anne rahatça doğurduğundan istifa edebilirken, yeni eş istifa edemez, annenin istifası bırakılır, yeni eşe yüklenilir.
Bu nedenle burayı okuyanlara da konu sahibini de önerim, kimsenin etkisi altında kalmadan (eşin, ailesi de dahil) kendi doğrularını düşün, ve kendi sınırlarını çiz, bırak kalanlar ona göre yol alsın. İstemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. Herkes her şey hakkında ahkam keser konuşur zaten, birilerini dinleyerek rota çizilmez.
Bol şans.