yasak aşk kadınları kendilerini haklı göstermek için ne kadar çaba harcarlarsa harcasınlar toplum onları daima dışlayacaktır...
Onlar daima "yuva yıkan kadın" olacaktır...arkasından hep böyle anılacaktır....başına bir hastalık bir musibet geldiği zaman herkes arkasından diyecek ki "OHHH iyi oldu, milletin yuvasını yıkarmısın Allah seni böyle cezalandırır..alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste"
yasak aşkı yasak aşk yaşayan kadınlardan başkası savunmaz..
yasak aşkı savunanlara diyeceğim tek şey; yasak aşk mağduru olmanızı diliyorum...
başınıza gelsin ki ne kadar can yakıcı ne kadar kavurucu ne kadar yıkıcı ne kadar travmatik olduğunu yaşayarak anlayın, atalarımız ne demiş "bir musibet bin nasihatten iyidir".
hayatınız hiç bir zaman eskisi gibi olmayacaktır, ölmek istersiniz, ölmek ve o yakıcı duygudan kurtulmak...ölmeyi deneme şansınız yoksa sabahlara kadar ağlar ağlar içiniz katıla katıla nefesiniz tıkanana kadar ağlarsınız soluğunuz o an kesilsiniz istersiniz, canınızdan çok sevdiğiniz kocanız erkeğiniz o an başka kadının yatağındadır, başka kadına değiyordur teni elleri bedeni...siz de çaresizce katıla katıla ağlarsınız, gelmeyeceğini bile bile kulağınız araba seslerindedir, binaya birisi girip elektriği yaktığı zaman o olmadığını bildiğiniz halde acaba mı diye kapı deliğinden bakarsınız...
içiniz o kadar yanıp kavrulmayacaktır yok olmasına gelmemesine ama o an başka kadın için gelmediğini bildiğiniz başka kadını kollarına alıp uyuduğunu bildiğiniz için acıyla yanar yanar kavrulursunuz.
aldatıldığım zaman kadını asla suçlamadım eşimi suçladım fakat yasak aşk kadınlarının masum melekler olarak görülmek için verdiği çabayı hep nefretle izledim.