Evet yaşama devam etme motivasyonum azalıyor . Bu bir intihar notu değil fakat sonumu iyi görmüyorum .
Çoğunuza dert mi bu da diyebileceğiniz iç sıkıntılara sahibim . Yaşamım anlamsız bir çizgi üzerine devam ediyor. Kafamdaki ben ile fiziki dünyadaki ben arasındaki uçurum beni hayattan koparacak uçurum Birgün kendimi oradan aşağı bırakacağım sanırım .
Çabaladım fakat olmuyor. Hiçbir şeyi yoluna koyamadım. Beden sağlığım dışında elimde hiçbir motive edici veri yok. Ailemle aram idare eder. Ama onları da fazlasıyla mutsuz ediyorum. Sorarım size kendi içinde mutlu olamayan bir aciz nasıl olur da başkasını mutlu edebilir ki ?
Son sınıfım okuduğum bölümü çokta sevmiyorum. Konuştuğum biri var o da beni pek sevmiyor uzak mesafe ilişkisi olmazmış o yüzden bana ısınmak istemiyor fark ediyorum. Arkadaşlığını kaybetmek istemiyorum o yüzden hala konuşuyorum. O kadar acınası bir insanım ki eyvallah çekip yoluma bakamıyorum. Biliyorum ki olmayacak bu iş ama sohbetini seviyorum.
İçime kapandım. Konuşmayı unuttum neredeyse. İnsanlarla yüzyüze gelince sohbet edebilen biri değilim kaybettim bu özelliğimi. Bu böyle oldukça da daha çok kapandım içime. İçim ise kapkara .
Kendimi artık güzel de bulmuyorum. İnancımı kaybetmiş gibiyim fakat hala başımı örtüyorum. Açmaya cesaretim de yok bir de insanların aşağılayan bakışlarını kaldıramam diye açamadım.
Örtüye saygımdan hala tesettürü yerine getiriyorum makyaj yapmıyorum fakat dedim ya inancım yok gibi. Sadece inananlara karşı saygımdan düzgün kullanıyorum. Sonuç olarak kendimi güzel de bulmuyorum. Özgüvensizim. Cesaretsizim.
Kocaman bir ah çekmek istiyorum. 22 yaşındayım ama ömrümü heba ediyorum. Nereyi düzeltmeye çalışsam elimde kalıyor. Yaşamam manasız geliyor.
Kız arkadaşlarımı dinliyorum bana sevgililerinin onlara yaptıkların sürprizleri anlatıyorlar gözleri parıl parıl parlayarak. İçimden umarım hep mutlu olursunuz diyorum fakat evde yalnız kalınca sessiz sessiz ağlıyorum neden ben bunları hak etmiyorum diye. Bir başkası sevgilisiyle yurt dışına yerleşme hayali kuruyor. Vay be diyorum birbirlerinin hayalinde yerleri var. Bense geleceğim kapkara oturup ağlıyorum sadece.
Ne kimsenin hayalindeyim ne de artık olma ihtimalim var. Mutsuz birini kim ne yapsın ?
Hadi diyorum kalk ayağa yoluna koyalım bir şeyleri .
İlk olarak nasıl istiyorsan öyle görün sonra bitir okulunu yeniden gir sınava sevdiğin bir mesleği yap hep hayalin olan yurtdışına git orada yaşa. Seni seven biri de çıkar elbet bu arada.
Sonra dönüp bakıyorum elimdeki hayata
diyorum ki istediğin gibi giyinemezsin insanlar seni yargılayacak, yeniden okul okusan bitince yaşın 26 olacak kim seni işe alsın artık, seni seven kimse de çıkmayacak seni sevseler bile sen onları sevemeyeceksin.
Ve yine başa dön kısır döngü ...
Mutsuzluk umutsuzluk bolca karanlık .
Anlatacak kimsem kalmadı buraya yazıp iç dökmek istedim.
Çoğunuza dert mi bu da diyebileceğiniz iç sıkıntılara sahibim . Yaşamım anlamsız bir çizgi üzerine devam ediyor. Kafamdaki ben ile fiziki dünyadaki ben arasındaki uçurum beni hayattan koparacak uçurum Birgün kendimi oradan aşağı bırakacağım sanırım .
Çabaladım fakat olmuyor. Hiçbir şeyi yoluna koyamadım. Beden sağlığım dışında elimde hiçbir motive edici veri yok. Ailemle aram idare eder. Ama onları da fazlasıyla mutsuz ediyorum. Sorarım size kendi içinde mutlu olamayan bir aciz nasıl olur da başkasını mutlu edebilir ki ?
Son sınıfım okuduğum bölümü çokta sevmiyorum. Konuştuğum biri var o da beni pek sevmiyor uzak mesafe ilişkisi olmazmış o yüzden bana ısınmak istemiyor fark ediyorum. Arkadaşlığını kaybetmek istemiyorum o yüzden hala konuşuyorum. O kadar acınası bir insanım ki eyvallah çekip yoluma bakamıyorum. Biliyorum ki olmayacak bu iş ama sohbetini seviyorum.
İçime kapandım. Konuşmayı unuttum neredeyse. İnsanlarla yüzyüze gelince sohbet edebilen biri değilim kaybettim bu özelliğimi. Bu böyle oldukça da daha çok kapandım içime. İçim ise kapkara .
Kendimi artık güzel de bulmuyorum. İnancımı kaybetmiş gibiyim fakat hala başımı örtüyorum. Açmaya cesaretim de yok bir de insanların aşağılayan bakışlarını kaldıramam diye açamadım.
Örtüye saygımdan hala tesettürü yerine getiriyorum makyaj yapmıyorum fakat dedim ya inancım yok gibi. Sadece inananlara karşı saygımdan düzgün kullanıyorum. Sonuç olarak kendimi güzel de bulmuyorum. Özgüvensizim. Cesaretsizim.
Kocaman bir ah çekmek istiyorum. 22 yaşındayım ama ömrümü heba ediyorum. Nereyi düzeltmeye çalışsam elimde kalıyor. Yaşamam manasız geliyor.
Kız arkadaşlarımı dinliyorum bana sevgililerinin onlara yaptıkların sürprizleri anlatıyorlar gözleri parıl parıl parlayarak. İçimden umarım hep mutlu olursunuz diyorum fakat evde yalnız kalınca sessiz sessiz ağlıyorum neden ben bunları hak etmiyorum diye. Bir başkası sevgilisiyle yurt dışına yerleşme hayali kuruyor. Vay be diyorum birbirlerinin hayalinde yerleri var. Bense geleceğim kapkara oturup ağlıyorum sadece.
Ne kimsenin hayalindeyim ne de artık olma ihtimalim var. Mutsuz birini kim ne yapsın ?
Hadi diyorum kalk ayağa yoluna koyalım bir şeyleri .
İlk olarak nasıl istiyorsan öyle görün sonra bitir okulunu yeniden gir sınava sevdiğin bir mesleği yap hep hayalin olan yurtdışına git orada yaşa. Seni seven biri de çıkar elbet bu arada.
Sonra dönüp bakıyorum elimdeki hayata
diyorum ki istediğin gibi giyinemezsin insanlar seni yargılayacak, yeniden okul okusan bitince yaşın 26 olacak kim seni işe alsın artık, seni seven kimse de çıkmayacak seni sevseler bile sen onları sevemeyeceksin.
Ve yine başa dön kısır döngü ...
Mutsuzluk umutsuzluk bolca karanlık .
Anlatacak kimsem kalmadı buraya yazıp iç dökmek istedim.