Sizin de. Öyle demeyin, benim hastalığı hazmedecek buna alışacak çok zamanım oldu sadece. Başlarda ben çok daha kötü haldeydim. Sevindim şimdilik bakımlık hali olmamasına. Diş fırçalama, duş alma, saç tarama gibi şeyleri yapabiliyor mu? Bu küçük şeyleri dahi rutin olarak yaptırmak çok önemli.
Bizimkini de benim orada olmam mı etkiliyor, bilmiyorum. Ben onun yanındayken banyoya kendisi gidiyordu ama külodunu indirmeden oturuyordu tuvalete

şimdi onu da düzgün yapıyormuş ben yokken. 1.5 ayda daha bir kaza olmadı dedi babam. Ben oradayken her gün batırıyordu evi. Bazen ilgi çekmek için yapıyor bazı şeyleri, fark ediyoruz evde. Kendi aramızda konuşmamızı falan istemiyor hiç. Bu da öyle gibi geliyor bana biraz.
Anneden kızına direkt geçen bir gendeki bir bozukluk erken yaşta çıkmasına sebep oluyormuş. Ben de B12 oranlarımı yüksek tutmaya başladım. Annemin doktoru 700-800’ün altına düşmesin dedi bende 300 bile yoktu, 500’lere çektim şimdilik, daha da yükselecek umarım, takviyelerime dikkat ediyorum.
Hırçınlık bizde de son iki yılda çıktı öncesinde yoktu. Klasik belirtileri birebir olmadı hiç. Beyninde sarı benek veya beyinde küçülme durumları hâlâ daha yok. Beynin bir görselini görmüştüm, en iç kısmı eski anıları hatıraları saklıyormuş. Bu hastalıklar da beynin dışından içine doğru giderek etki ediyormuş. O yüzden önce geçmişte yaşamaya başlıyor hastalar.
Bizimkini doktora götürmek dahi çok zor bu ara, doktorları hemşireleri dövüyor, mr çekilecekti dikildi oturmadı. Küfürler, insanları itmeler babam zor sakinleştirdi. Bir de korkum normal hastalıklarını bile fark edemeyecek olmamız. Sık düşüyor bir yerini acıtsa söyleyemiyor. Bacağını çarpıyor “elim acıdı” deyip acıyla elini tutuyor mesela. Normal bir grip bile olsa ağır geçiyor, ilaç zaten zor, suda eritip meyve suyuyla içirebiliyoruz anca. Her ilaç da eritilmiyor sonuçta. Çok zor çok.