Başlığa istinaden;şükrediyorum.
Bugünüme,görme duyum var sevdiklerimi görebiliyorum,duyabildiğime şükrediyorum sevdiğim insanların sesini duyuyorum güzel müzikler sözler kuş sesleri güzel tınılar bunları duyabiliyorum, güzel şeylerin tadını alabildiğime,sevdiğime dokunabildiğime çok şükür..
Dışarıdan herkesin hayatı olduğu gibi gözükmez, çok çıkmazda hissediyorum bazen. Diyorum ki şimdi ne yapacağım, hiç birşeyin anlamı kalmadı ne yapsam boş yaşamak bile boş günlerce sürüyor. Sonra ''Kalk silkelen en güzel şeyler beklenmedik anda olur,canın yerinde insan kendine de iyi gelemezse kimse ona iyi gelemez, sen elinden geleni yap sadece,bu hayatta herşey bizim için üzülmesek acıyı tatmasak nasıl mutluluğu hakkıyla yaşarız'' diyorum. Kötü bir tadı tatmadan güzel tatlı şeylerin, kötü bir koku duymadan güzel kokan şeylerin nasıl ki hakkını vererek kıymetini bilemezsek acı çekmeden kötü günler görmeden güzel günlerin de kıymeti bilinmez

Zirveye giden yol dahi engebeli,riskli,yolunda taş dolu. Yağmur yağmadan gökkuşağı açmaz,umut da ümit de üzüntü de pişmanlık da öfke de çaresizlik de hayattaki olağan hisler, mutluluk gibi mutsuzluk da normal. Ama geçiyor,inanın geçiyor, uyanın sabah ve şunu düşünün:Uyuduğum bi yatağım, yatağımın olduğu bir odam evim var, ya olmasaydı? Şimdi kalkıp yüzümü yıkayacağım,çayımı koyup kahvaltımı edeceğim,ne büyük bir zenginlik ve şükür sebebi. Bunlara sahipsek bir de temiz bir kalbimiz ve rahat bir vicdanımız varsa bizden zengini yok.. Gülün, güldürün, ve umudu bırakmayın


