• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Yeni evliyim evime alışamıyorum

Bende öyle hissetmiştim ilk zamanlar işe girene kadar devam ediyor bu durum. Bide malesef benim ailem başka şehirde olduğu için gidip kafamı da dağıtamıyordum çok sinir krizi geçirdiğim zaman oldu malesef ama bi işe girip kendinizi oyaladığınız zaman daha iyi oluyor. Sevdiğiniz şeyler varsa onlara da yönelebilirsiniz ben online fps oyunu seviyorum mesela sürekli oyun oynardım sıkılınca pasta börek yapardım film izlerdim dizi izlerdim vs vs
 
Merhaba hanımlar. Evleneli henüz 2 hafta oldu şu an çalışmıyorum. Evde tek başıma otururken içimi sıkıntı basıyor daralıyorum çok sıkılıyorum anne evime gidiyorum orda huzur buluyorum o evin her bir köşesi çok huzurlu geliyor bana oraya gittiğim zaman bu eve gelmek istemiyorum. Kendimi hiç boş bırakmamaya çalışıyorum ev işi yapıyorum tv izliyorum kitap okuyorum ama ne yaparsam yapayım içimdeki o sıkıntıdan kurtulamıyorum. Evliliğin ilk zamanları herkes yaşar mı böyle duygular?
Yaşınız küçük sanırım. İlk defa evinizden ayrı kalıyorsanız böyle hissetmeniz normal. Bir süre sonra bu hisleriniz düzelir. Ama benim size tavsiyem bir işe girin. Genç yaşta bütün gün evde oturursanız daha çok bunalırsınız.
 
Bir yetişkinkinin hala ailesiyle ebeveyn-çocuk ilişkisi içerisinde olması hiç sağlıklı bir durum değil.
Bu forumdaki sorunlu evliliklerin çoğunun altında yatan sebep de yetişkin sorumluluğundan uzak bireylerin aile olmayı denemesi.
Bu tamam basit bir örnek ama aileden kopamayan yetişkinker gerçekten kültürümüzün önemli bir sorunu.
Gelişmiş ülkelerde neden böyle durumlara az rastanıyor dersiniz? Çünkü bilinçli ebeveynler çocuklarını her zaman bakılması, pışpışlanması gereken varlıklar olarak görmüyorlar. Onlara erken yaşlarda ev, okul, spor vs gibi sorumluluklar yükleyerek sadece kronolojik olarak değil ruhsal olarak da büyüyen bireyler olmalarını sağlıyorlar.
Yazdıklarınız elbette doğru ama bu konunun, anlattıklarınızla bir ilgisi yok.
Ben buna şaşkınım.
Yeni evli bir insanın, ailesini, evini, alışmış olduğu ortamı özlemesi çok normal değil mi? İnsan doğup yaşadığı ya da ailesi olmaksızın alışkın olduğu ortamı özleyemez mi bocalayamaz mı? Her evini ve ailesini özleyeni bu şekilde mi yaftalayacağız, sorumsuz, ailesine bağımlı, birey olmaktan uzak diye.
Kaldı ki yastığımızı değiştirdiğimizde bile yadırgayan insanlarız. Bu normal bir duygu geçişi sadece.
 
Bence normal.
Ben de aile evinde yaşıyordum. Ama daha önce uzun zaman yalnız yaşadığım için aile evine çok düşkün değilim. Geri döndükten sonra neden bilmem, misafir olma hissim geçmemişti bir türlü. Üstelik ailemin evinde mutluydum ve rahatım yerindeydi.
Evlendikten sonra 2 tarafta da misafir gibi hissetmeye başladım. Oraya gidiyorum benim değil, buraya geliyorum benim değil. Garip hissettim. Ailemin evinden hiç ayrılmamış olsam oraya daha düşkün olur, sizin gibi hissederdim sanırım.
Evde zaman geçirdikçe, yaşanmışlıklar arttıkça o his azalıyor. Sonra tamamen yok olur. Kendinize biraz zaman tanıyın.
Ama annenizin yanına çok sık giderseniz alışmanız daha zor olur bence.
 
Merhaba hanımlar. Evleneli henüz 2 hafta oldu şu an çalışmıyorum. Evde tek başıma otururken içimi sıkıntı basıyor daralıyorum çok sıkılıyorum anne evime gidiyorum orda huzur buluyorum o evin her bir köşesi çok huzurlu geliyor bana oraya gittiğim zaman bu eve gelmek istemiyorum. Kendimi hiç boş bırakmamaya çalışıyorum ev işi yapıyorum tv izliyorum kitap okuyorum ama ne yaparsam yapayım içimdeki o sıkıntıdan kurtulamıyorum. Evliliğin ilk zamanları herkes yaşar mı böyle duygular?
Zamanla alisirsin diye dusunuyorum yeni bi duzen yeni bi ev sorumluluk falan agir gelmis olabilir ilerleyen zamanlarda da evinden cikmak istemeyeceksin sana ait senin duzenin cunku misafir cagir istersen sen bi yere gitmek yerine bu evini benimsemene yardimci olabilir kendin yemek yapar kendin agirlarsin misafirini isinirsin evine
 
Yazdıklarınız elbette doğru ama bu konunun, anlattıklarınızla bir ilgisi yok.
Ben buna şaşkınım.
Yeni evli bir insanın, ailesini, evini, alışmış olduğu ortamı özlemesi çok normal değil mi? İnsan doğup yaşadığı ya da ailesi olmaksızın alışkın olduğu ortamı özleyemez mi bocalayamaz mı? Her evini ve ailesini özleyeni bu şekilde mi yaftalayacağız, sorumsuz, ailesine bağımlı, birey olmaktan uzak diye.
Kaldı ki yastığımızı değiştirdiğimizde bile yadırgayan insanlarız. Bu normal bir duygu geçişi sadece.

Yetişkin insanların bir yere, bir şeye ya da birilerine bağlanmak gibi bir hakkı yok galiba.
Bazıları yetişkin olmayı duygusuzluk seviyesiyle ölçüyor. Oysa insan yeri gelir bir tişörte de bağlanır.
Bir evi ev yapan içindeki insanlardır, orada geçirilen zaman, biriken anılardır. İnsan 2 haftada ne yaşayabilir ki 4 duvara bağlansın? Henüz 2. market alışverişini bile yapmadığın bir yerin nesini benimseyeceksin?
Tamam insan bulunduğu ortama adapte olabilen bir canlı ama o kadar da değil yani.
 
Yetişkin insanların bir yere, bir şeye ya da birilerine bağlanmak gibi bir hakkı yok galiba.
Bazıları yetişkin olmayı duygusuzluk seviyesiyle ölçüyor. Oysa insan yeri gelir bir tişörte de bağlanır.
Bir evi ev yapan içindeki insanlardır, orada geçirilen zaman, biriken anılardır. İnsan 2 haftada ne yaşayabilir ki 4 duvara bağlansın? Henüz 2. market alışverişini bile yapmadığın bir yerin nesini benimseyeceksin?
Tamam insan bulunduğu ortama adapte olabilen bir canlı ama o kadar da değil yani.
Kesinlikle öyle çok haklısınız.. İnsan olmanın doğasında var hepsi..
Özlemek, alışamamak, hatta pişman olmak; hepsi bizi var eden duygular.
 
Yetişkin insanların bir yere, bir şeye ya da birilerine bağlanmak gibi bir hakkı yok galiba.
Bazıları yetişkin olmayı duygusuzluk seviyesiyle ölçüyor. Oysa insan yeri gelir bir tişörte de bağlanır.
Bir evi ev yapan içindeki insanlardır, orada geçirilen zaman, biriken anılardır. İnsan 2 haftada ne yaşayabilir ki 4 duvara bağlansın? Henüz 2. market alışverişini bile yapmadığın bir yerin nesini benimseyeceksin?
Tamam insan bulunduğu ortama adapte olabilen bir canlı ama o kadar da değil yani.
Hani çocukluktan itibaren evlilik hayalleri kuran tipler vardır ya, gelinlik giyeyim, pembik evim olsun, sunum tabakları hazırlayayım, kocişimle kahve keyfi diye story atayım hayalleri vardır. Bu sorunu heralde bi tek onlar yaşamıyordur hayallerine kavuştukları için. Yoksa yeni ev, yeni ortam herkes için zorlayıcıdır ilk başlarda.
 
Ben de evimden çıkmak istememiştim :KK70: mis gibi abur cubur film canım isteyince kalkıp yemek yapmak filan :KK70: ilk aylarda çalışıyordum yoğundum ama evden çıkmak istemiyordum iş için de.
Ancak ben ailemden ayrı yaşamayı bilen birisiyim. Öncesinde de yalnız yaşadığım süreçler oldu. Ev benim için kafa dinlemelik yer olmuştu. Eşimde aynı kafada bakınca iyi geliyorduk.
 
Hani çocukluktan itibaren evlilik hayalleri kuran tipler vardır ya, gelinlik giyeyim, pembik evim olsun, sunum tabakları hazırlayayım, kocişimle kahve keyfi diye story atayım hayalleri vardır. Bu sorunu heralde bi tek onlar yaşamıyordur hayallerine kavuştukları için. Yoksa yeni ev, yeni ortam herkes için zorlayıcıdır ilk başlarda.

Ya ben ilk haftalar "off acaba evi mi sevmedim, başka bir yer mi tutsaydık" dedim durdum -ki çok beğenerek tutmuştuk. Hala da beğeniyorum ama geçip oturunca yadırgadım. Öylesine gelmişim de gidecekmişim hissi oldu.
İlk zamanlar ev müze gibi oluyor zaten. Koltuklar bile sert, toto görmemiş, kıvama gelmemiş. Ev bana alışmamış ki ben eve alışayım.
Tüylü topuklu terlikler alsaydım böyle olmazdı belki bilemedim şimdi 😂
 
Ya ben ilk haftalar "off acaba evi mi sevmedim, başka bir yer mi tutsaydık" dedim durdum -ki çok beğenerek tutmuştuk. Hala da beğeniyorum ama geçip oturunca yadırgadım. Öylesine gelmişim de gidecekmişim hissi oldu.
İlk zamanlar ev müze gibi oluyor zaten. Koltuklar bile sert, toto görmemiş, kıvama gelmemiş. Ev bana alışmamış ki ben eve alışayım.
Tüylü topuklu terlikler alsaydım böyle olmazdı belki bilemedim şimdi 😂
Bütün hatamız tüylü topuklu terlik almamak olmuş demek ki bizim 😂
 
Back
X