Hep böyle şeyler erkeğe boyun eğen, aman üzülmesin, aman kırmasın, aman kaybetmeyeyim diye düşünen kadınların başına geliyor.
Birakin üzülsün, bırakın kırılsın, kaybedin ya neden korkuyorsunuz ki? Dimdik kendini savunarak kaybetmek mi yoksa böyle kapının önüne koyulmuş gibi hissederek mi? İkisinde de kaybediyorsun işte ama canın daha çok acıyor ve basın dik duruyor.
Ayrıca emin olun (istisnalar hariç) resti çeken, erkeği kapının önüne koymaya meyilli kadınlar erkeklerin vazgecemedigi kadınlar oluyor. Çünkü erkeklerin hepsi asla büyümeyecek küçük çocuklar. Ne münasebet bir erkek düzgün yürü, düzgun giyin diyecek ya! Kusura bakma ama kendi kıllı göbeğine bak deseydin keşke.
İmkanın var mı bilmiyorum, umarım vardır. Git bir kuaföre kendine biraz bakım yaptır, üstüne başına güzel şeyler al ya da olanlardan değerlendir. Bunu kendin için yap. Umrunda da olmasın söyle bir havan değişsin. Azalttığı özguvenini tazele bi güzel, arkadaşınla çık biraz dolaş kendini güzel hisset. İnsanin enerjisi değişince görmese bile karşı tarafa yansıyor sanki, sen güçlü hissettiğin anda inanıyorum ki o seni arayacak.
Ona onsuz da yapabildiğini kanıtla. Kaybedersem diye korkarsan kaybedersin. Kaybedersen de, yalnız da kendinin degerli olduğunu hatırla. İnşallah bin pişman olarak ayaklarına kapandığını yazarsın buraya