• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Yeni kararlar

Evli ama düşünce olarak yazdığımı anlamıştır sanırım çünkü kendi ailesine de takıyor.
Evet haklısınız doğrudur taktım bir süre ama şu anda öyle değil ben bu kadar takıntılı değildim zaten son 3 yıldır böyleyim sebebi de tüp bebek bunalttı işe girdim yine mutlu olamadım yeni toparlanıyorum eski halime dönüyorum. Rabbim herkese sağlıklı bir hayat nasip etsin...
 
Daha doğrusu birisinin sevip sevmemesi in önemi yok hayatımda etkisi yok ben sevdiysem görüşürüm. Ama baktım gerekli sıcaklığı alamadım yine görüşmem gerekiyorsa mesafeli samimi olmadan görüşürüm. Ama yine etkisi yok ki hayatımın merkezinde ben ve eşim var başkası yok olması da doğru olmaz dediğiniz gibi dışa bağımlılık olur...
Iste bunu bilinc duzeyinde söylüyorsunuz da içsellesmemiş
Mesela ben bunu söyleme gereği duymam bile çünkü olursa olur olmazsa napalim yani
Siz bilinç duzeyinde tamamsiniz da otomatik dusunce kalıplarını değiştirmek zaman alır bu da ilac ve uzun sureli terapi ile mümkün olabilir
 
Iste bunu bilinc duzeyinde söylüyorsunuz da içsellesmemiş
Mesela ben bunu söyleme gereği duymam bile çünkü olursa olur olmazsa napalim yani
Siz bilinç duzeyinde tamamsiniz da otomatik dusunce kalıplarını değiştirmek zaman alır bu da ilac ve uzun sureli terapi ile mümkün olabilir
Haklısın galiba otomatik düşünce kalıbı zamanla oturacak farkındalık var ama terapi şart...
 
Haklısın galiba otomatik düşünce kalıbı zamanla oturacak farkındalık var ama terapi şart...
Ben farkindalik da gormuyorum maalesef üzgünüm
Sadece çabanız var bunu da takdir ediyorum fakat çok takilarak /irdeleyerek /uzerinde dusunerek degil de adım adım giderseniz daha kalici sonuclar elde edersiniz
Simdi bilmem kac senelik travmalar aninda çözülmez önce onlari fark etmek, ardindan o travmalarla yüzleşip çözümlemek lazim. Yerine yeni ve olmasi gereken düşünce tarzini koyup hayata gecirmekse zaman alir. Bu söylediklerimin hepsi ayri birer terapi başlığı ve oyle birkac seansta değil belki 6 ayda belki 1 senede degisebilecek şeyler.
Siz biraz aceleci davraniyorsunuz ve ya hep ya hic kafasindasiniz. Hani hap bilgi derler yani bir bilgi alayim tum sorunlar şıp diye cozulsun dusuncesindesiniz. Ama hayat öyle değil. Istediginiz olmayinca da olmuyor diye dibe vuruyorsunuz.
Simdi size ne yazsam bos çünkü mantik olarak anlıyorsunuz ama içselleştiremediginiz için hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.
 
Ben farkindalik da gormuyorum maalesef üzgünüm
Sadece çabanız var bunu da takdir ediyorum fakat çok takilarak /irdeleyerek /uzerinde dusunerek degil de adım adım giderseniz daha kalici sonuclar elde edersiniz
Simdi bilmem kac senelik travmalar aninda çözülmez önce onlari fark etmek, ardindan o travmalarla yüzleşip çözümlemek lazim. Yerine yeni ve olmasi gereken düşünce tarzini koyup hayata gecirmekse zaman alir. Bu söylediklerimin hepsi ayri birer terapi başlığı ve oyle birkac seansta değil belki 6 ayda belki 1 senede degisebilecek şeyler.
Siz biraz aceleci davraniyorsunuz ve ya hep ya hic kafasindasiniz. Hani hap bilgi derler yani bir bilgi alayim tum sorunlar şıp diye cozulsun dusuncesindesiniz. Ama hayat öyle değil. Istediginiz olmayinca da olmuyor diye dibe vuruyorsunuz.
Simdi size ne yazsam bos çünkü mantik olarak anlıyorsunuz ama içselleştiremediginiz için hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.
Doğru siz beni anlamışsınız ben 9 aya yakın terapi aldım biraz ara verdim çok zorlandım. Beklentim yüksek ilişkide olduğum herkesin anlayışlı ve sevgi dolu olmasını bekledim tıpkı eşim gibi çok yüksek beklenti imiş... İş yerinde sosyal ortamda aile ortamında hatta kendi ailem hatta annem bile gergin kadındır onun sakin olmasını bekledim halbuki o hep öyleydi kişiliği. İstediğim gibi olmayınca da üzüldüm. Teoride kimse değişmez biliyorum ama bunu hayata geçirip bakış açısı hale getirmek zormuş. Çünkü ben hayatımda biri bana 1 tane laf soktu mu onu bile hayatımdan silip giden biriyim tamamen insanlı silerim keskin ve sertim.
Hayattan da beklentim yüksek evlendim istediğim zaman olucak zannettim sonra 5 yıldır da tüp bebek uğraşıyorum. Artık çok tükendim. Herkes le aram bozuldu annemler eşimin ailesi ile büyük kavgalar ettim ve boşanma haddesinie geldik uykusuz kaldım. Anladım ki benim dışarıdan beklentim çok yüksek hayattan da yüksek ve istediğim olmadıpında dibe vuruyorum. Halbuki tek değiştirmem gerek şey kendi bakış açım ve kişiliğimin zorluklarını törpülemek için cok uğraşıyorum.
Babamın sülalesine benziyorum halalarım onlar ailede herkes birbirine küs babam amcamı bir hatasında sildi.
Hiç tahammülü yok.
Çok keskin biri ve memnuniyetsiz bir adamdır bende yaş ilerledikçe 20 yaşımdan beri hassas ve memnuniyetsiz bir kişi olamaya başladım. Bunu fark ettim ama çözümlerini düşünüyorum..
 
Doğru siz beni anlamışsınız ben 9 aya yakın terapi aldım biraz ara verdim çok zorlandım. Beklentim yüksek ilişkide olduğum herkesin anlayışlı ve sevgi dolu olmasını bekledim tıpkı eşim gibi çok yüksek beklenti imiş... İş yerinde sosyal ortamda aile ortamında hatta kendi ailem hatta annem bile gergin kadındır onun sakin olmasını bekledim halbuki o hep öyleydi kişiliği. İstediğim gibi olmayınca da üzüldüm. Teoride kimse değişmez biliyorum ama bunu hayata geçirip bakış açısı hale getirmek zormuş. Çünkü ben hayatımda biri bana 1 tane laf soktu mu onu bile hayatımdan silip giden biriyim tamamen insanlı silerim keskin ve sertim.
Hayattan da beklentim yüksek evlendim istediğim zaman olucak zannettim sonra 5 yıldır da tüp bebek uğraşıyorum. Artık çok tükendim. Herkes le aram bozuldu annemler eşimin ailesi ile büyük kavgalar ettim ve boşanma haddesinie geldik uykusuz kaldım. Anladım ki benim dışarıdan beklentim çok yüksek hayattan da yüksek ve istediğim olmadıpında dibe vuruyorum. Halbuki tek değiştirmem gerek şey kendi bakış açım ve kişiliğimin zorluklarını törpülemek için cok uğraşıyorum.
Babamın sülalesine benziyorum halalarım onlar ailede herkes birbirine küs babam amcamı bir hatasında sildi.
Hiç tahammülü yok.
Çok keskin biri ve memnuniyetsiz bir adamdır bende yaş ilerledikçe 20 yaşımdan beri hassas ve memnuniyetsiz bir kişi olamaya başladım. Bunu fark ettim ama çözümlerini düşünüyorum..
Simdi hayat ya beyaz ya siyah diyerek insanlari da ya dost ya düşman gibi gormemeliyiz. Renk skalasinda grinin de tonlari var, pembe de var sari da ne bileyim nar çiçeği de. Yani farklılıklarla da barışık olmak gerekiyor.
Insanlar hata yapabilir kimse kusursuz degildir. Bir davranisi bize uymasa da o kisi bizim dostumuz/sevdiğimiz biri olabilir. Sadece bakis açısı farki ya da fikir ayrılığı olarak bakmak lazım. Direkt silmek yerine bu senin fikrin saygi duyarim ama ayni düşünmüyorum benim fikrim de bu diyerek gerekli sınırlar çizilir ve karsilikli saygi duyularak diyaloga devam edilir.
Biz cocukken anne/baba ya da bize bakan büyüten (hala/babaanne/bakıcı vs) kisileri modelleyebiliyoruz çünkü çocuk ne gorurse onu benimser. Psikolojik gelisim surecinin parcasidir aslinda bu ve sağlıklı davranis kaliplariyla buyuyen cocuk, yetiskinlikte farklılıkları tolere edebilir. Fakat travmalarla büyüyen ve yanlis modelleme yapan cocuklar da yetiskinlikte çeşitli sorunlar yaşarlar, sizin zorlandiginiz gibi mesela. Bu sizin bozuk psikolojiniz olduğu anlamina gelir ya da gelmez buna uzmanlar karar verir ama davranis kaliplarini degistirmeniz gerektigi anlami taşır. Yeni davranis kaliplari olusturmak icin daha once belirttigim gibi uzun bir terapi surecinden gecerek farkindaliginizi gelistirmeniz gerekiyor.
Beklentileri düşürmek de bir anda olmaz, kendinizi zorlamayin. Hatta kendinize zaman taniyin, basta insan kendine sefkat göstermeli. Hatalar olabilir, önemli olan hataları fark ederek telafi edebilmek.
Lütfen terapiye devam edin ara vermeyin.
Destek amaçlı da youtubeda psikolog Tülay Kök ve Beyhan Budak'ı tavsiye edebilirim. Bir de Özlem Tokgöz var onu da dinleyebilirsiniz. Tülay hanımın sınırlar serisini özellikle tavsiye ederim.
Bunlar tedavinize destek olur ama terapiyi aksatmayin lütfen o cok önemli sizin icin bu süreçte.
 
Simdi hayat ya beyaz ya siyah diyerek insanlari da ya dost ya düşman gibi gormemeliyiz. Renk skalasinda grinin de tonlari var, pembe de var sari da ne bileyim nar çiçeği de. Yani farklılıklarla da barışık olmak gerekiyor.
Insanlar hata yapabilir kimse kusursuz degildir. Bir davranisi bize uymasa da o kisi bizim dostumuz/sevdiğimiz biri olabilir. Sadece bakis açısı farki ya da fikir ayrılığı olarak bakmak lazım. Direkt silmek yerine bu senin fikrin saygi duyarim ama ayni düşünmüyorum benim fikrim de bu diyerek gerekli sınırlar çizilir ve karsilikli saygi duyularak diyaloga devam edilir.
Biz cocukken anne/baba ya da bize bakan büyüten (hala/babaanne/bakıcı vs) kisileri modelleyebiliyoruz çünkü çocuk ne gorurse onu benimser. Psikolojik gelisim surecinin parcasidir aslinda bu ve sağlıklı davranis kaliplariyla buyuyen cocuk, yetiskinlikte farklılıkları tolere edebilir. Fakat travmalarla büyüyen ve yanlis modelleme yapan cocuklar da yetiskinlikte çeşitli sorunlar yaşarlar, sizin zorlandiginiz gibi mesela. Bu sizin bozuk psikolojiniz olduğu anlamina gelir ya da gelmez buna uzmanlar karar verir ama davranis kaliplarini degistirmeniz gerektigi anlami taşır. Yeni davranis kaliplari olusturmak icin daha once belirttigim gibi uzun bir terapi surecinden gecerek farkindaliginizi gelistirmeniz gerekiyor.
Beklentileri düşürmek de bir anda olmaz, kendinizi zorlamayin. Hatta kendinize zaman taniyin, basta insan kendine sefkat göstermeli. Hatalar olabilir, önemli olan hataları fark ederek telafi edebilmek.
Lütfen terapiye devam edin ara vermeyin.
Destek amaçlı da youtubeda psikolog Tülay Kök ve Beyhan Budak'ı tavsiye edebilirim. Bir de Özlem Tokgöz var onu da dinleyebilirsiniz. Tülay hanımın sınırlar serisini özellikle tavsiye ederim.
Bunlar tedavinize destek olur ama terapiyi aksatmayin lütfen o cok önemli sizin icin bu süreçte.
Teşekkür ederim beni bayağı iyi anlamışsınız. Psikolojiye ilgili iz mi var yoksa psikolog musunuz bilmiyorum. Ama Tülay kökün sınırlar videosunu dinledim ama yeniden dinlemek istiyorum.... Peki devam etmeliyim. Daha önce bundan 5 sene öncede gitmiştim ama 3 ay yetti sandim bir de psikolog hamileydim. Eğer bu durumun bu kadar zor olduğunu bilsem gerekirse başka psikolog giderdim pişmanım.....
 
Teşekkür ederim beni bayağı iyi anlamışsınız. Psikolojiye ilgili iz mi var yoksa psikolog musunuz bilmiyorum. Ama Tülay kökün sınırlar videosunu dinledim ama yeniden dinlemek istiyorum.... Peki devam etmeliyim. Daha önce bundan 5 sene öncede gitmiştim ama 3 ay yetti sandim bir de psikolog hamileydim. Eğer bu durumun bu kadar zor olduğunu bilsem gerekirse başka psikolog giderdim pişmanım.....
Psikolog degilim, bu alanda uzman da değilim ama is yeri psikolojisi ve mobbing konusunda egitimlerim var tabii, egitmenligim de. Ayrica ben de pandemi döneminde anksiyete tedavisi gördüm o yüzden de psikoloji ile ilgiliyimdir.

Psikolojik destek bir anda iyilestirmez bırakmanıza sebep psikologunuz mu iyilestiniz dedi yoksa siz mi yeter dediniz? Size 3 ay yetti gibi gelse de bazi seyler eksik kalmış olabilir ben hala kendimi gelistirmeye çalışıyorum
 
Psikolog degilim, bu alanda uzman da değilim ama is yeri psikolojisi ve mobbing konusunda egitimlerim var tabii, egitmenligim de. Ayrica ben de pandemi döneminde anksiyete tedavisi gördüm o yüzden de psikoloji ile ilgiliyimdir.

Psikolojik destek bir anda iyilestirmez bırakmanıza sebep psikologunuz mu iyilestiniz dedi yoksa siz mi yeter dediniz? Size 3 ay yetti gibi gelse de bazi seyler eksik kalmış olabilir ben hala kendimi gelistirmeye çalışıyorum
İlk gittiğim psikolog tedavi yöntemi bilişsel davranışçınterapi çok çözemedim.
Şimdi ise şema terapi aldım üstüne kitap okuyorum.
Ben kendim karar verdim yetti sandım meğerse hiç bir şey anlamamışım. Biraz da ön yargı var malum. Sonra baktım düzelen bir şey yok tüp bebek tutmuyor. Dr psikolojik tedavi görmemi söyledi. Sonra da tekrar dan başka bir psikoloğa gittim ama o kadar sancılı geçti ki dönem öfkem den 9 ay boyunca gözümün yaşı kurumadı geçmiş deşildikçe ben de bittim. Sonra kusurluluk şeması ve bağımlılık şeması olduğunu bulduk orayı çözdük ama belli ki yok daha devam edilecek yani...
 
İlk gittiğim psikolog tedavi yöntemi bilişsel davranışçınterapi çok çözemedim.
Şimdi ise şema terapi aldım üstüne kitap okuyorum.
Ben kendim karar verdim yetti sandım meğerse hiç bir şey anlamamışım. Biraz da ön yargı var malum. Sonra baktım düzelen bir şey yok tüp bebek tutmuyor. Dr psikolojik tedavi görmemi söyledi. Sonra da tekrar dan başka bir psikoloğa gittim ama o kadar sancılı geçti ki dönem öfkem den 9 ay boyunca gözümün yaşı kurumadı geçmiş deşildikçe ben de bittim. Sonra kusurluluk şeması ve bağımlılık şeması olduğunu bulduk orayı çözdük ama belli ki yok daha devam edilecek yani...
Önyargilariniz size ait ama hic bir psikolog da size zorla gel diyemez sizin istemeniz lazim
Bilissel davranisci terapi yukarida benim söylediğim seyin bilimsel adi zaten hani dedim ya travmayi farkedip olumsuz dusunce kaliplarini yeni ve dogru olan dusunce kaliplariyla degistirmek. Bundan fayda gormedim diye kestirip atmayin sizde direkt doktor gibi tani koymaya ve hemen sonuc almaya çalışıyorsunuz. Bin tane psikologa da gitseniz hic biri mucize değil sinirli degnegi yok. Onlar bildiği tüm yöntem ve teknikleri uygular ama sizin yanit vermeniz gerekir.
Şema terapi de farkli bir yöntem. Bir yöntemin işe yararligi sizin alginiza bagli değil once bunu kabul edin. Sizin iyilesmeye ve cabalamaya gönlünüz olmalı. Kendinizi uzmana teslim edip dediklerini yapin, yargilamayin yorumlamayin sorgulamayin kafa yormayin sadece uygulayin. Zaman icinde fayda gorursunuz ama yarim birakmayin sakın
 
Önyargilariniz size ait ama hic bir psikolog da size zorla gel diyemez sizin istemeniz lazim
Bilissel davranisci terapi yukarida benim söylediğim seyin bilimsel adi zaten hani dedim ya travmayi farkedip olumsuz dusunce kaliplarini yeni ve dogru olan dusunce kaliplariyla degistirmek. Bundan fayda gormedim diye kestirip atmayin sizde direkt doktor gibi tani koymaya ve hemen sonuc almaya çalışıyorsunuz. Bin tane psikologa da gitseniz hic biri mucize değil sinirli degnegi yok. Onlar bildiği tüm yöntem ve teknikleri uygular ama sizin yanit vermeniz gerekir.
Şema terapi de farkli bir yöntem. Bir yöntemin işe yararligi sizin alginiza bagli değil once bunu kabul edin. Sizin iyilesmeye ve cabalamaya gönlünüz olmalı. Kendinizi uzmana teslim edip dediklerini yapin, yargilamayin yorumlamayin sorgulamayin kafa yormayin sadece uygulayin. Zaman icinde fayda gorursunuz ama yarim birakmayin sakın
Haklısınız ilk psikolog gittiğimde o kadar kötü bir kafayla gittim ki algılama seviyem düşüktü. Ama ikinci gidişimde dedim ki tamam ya bu iş çözülür yada ben bu evliliği bitirince çünkü bu hayat bana zor gelmeye başlamıştı. Evliliği bitirmeyi bırak kendime zarar vermeyi intiharı bile düşündüm çok tehlikeli...
Siz dediniz ya teori de biliyorsunuz ama içselleştirimemişsiniz diye. Tam da böyle ben evliliğimi evlilik gibi içselleştiremedim. Bir türlü evliliğimi kabullenemedim. Eşim çok iyidir bu arada ailem sen uzağım komşuluk ilişkisi pek yok. Bir kere apartmanım da cocuk lu 1 aile var onun dışında aile yok hep bekar ya dul o kadar bir aile sıcaklığı yok. Hep bir dışa bağımlılık var galiba beklentim yüksek. Eşimin ailesi de aynı şekilde sevmememin sebebi beklentimin farklı olması böyle hep sıcaklık bekledim. Aile gelinleri sürekli eleştiriyor sürekli yargılıyor. Bir abisi 3.evliliği diğer abisi ve yengesi desem buz gibi yakın olmamıza rağmen ne ararlar sorarlar buz gibiler belki yapıları öyledir. Ama kafamda hep sıcak bir aile bekledim olmayıncada üzüldüm.... Beklentim yüksek biliyorum. 5 kere tüp bebek denedim o da olmadı eşimle bir sıcak aile olamadık istediğim gibi bir türlü eşimi sevmeme rağmen sıcak bir aile olmayı beceremedik. Eşim ilk defa sıcaklığı bende gördü ailesinden hiç bu sıcaklığı görmedi.... Ben normalde sıcK kanlı bir insandım. Girişken konuşkan ama evlendikten sonra öyle bir soldum ki o kadar takıntılı ve mutsuz bir hale geldim ki ben bile kendimi tanımaz hale geldim. Evlenmeden önce kıpır kıpır olan ben sonra buz gibi olmaya başladım. Eşim hiç bir türlü aile ortamına girmiyor. Her şeyi benden bekliyor. Böyle bir evlilik beklemiyordum galiba yine eşimden beklentim yüksek. Yine ben çabalamalıyım her şey için ben çaba göstericem eşim sadece işe gidiyor ve geliyor bu kadar.....
 
Önyargilariniz size ait ama hic bir psikolog da size zorla gel diyemez sizin istemeniz lazim
Bilissel davranisci terapi yukarida benim söylediğim seyin bilimsel adi zaten hani dedim ya travmayi farkedip olumsuz dusunce kaliplarini yeni ve dogru olan dusunce kaliplariyla degistirmek. Bundan fayda gormedim diye kestirip atmayin sizde direkt doktor gibi tani koymaya ve hemen sonuc almaya çalışıyorsunuz. Bin tane psikologa da gitseniz hic biri mucize değil sinirli degnegi yok. Onlar bildiği tüm yöntem ve teknikleri uygular ama sizin yanit vermeniz gerekir.
Şema terapi de farkli bir yöntem. Bir yöntemin işe yararligi sizin alginiza bagli değil once bunu kabul edin. Sizin iyilesmeye ve cabalamaya gönlünüz olmalı. Kendinizi uzmana teslim edip dediklerini yapin, yargilamayin yorumlamayin sorgulamayin kafa yormayin sadece uygulayin. Zaman icinde fayda gorursunuz ama yarim birakmayin sakın
Haklısınız belki de ilk tedavi yöntemine tam kendimi teslim edemedim. İçselleştiremedim ben beceremedim.....
 
Simdi hayat ya beyaz ya siyah diyerek insanlari da ya dost ya düşman gibi gormemeliyiz. Renk skalasinda grinin de tonlari var, pembe de var sari da ne bileyim nar çiçeği de. Yani farklılıklarla da barışık olmak gerekiyor.
Insanlar hata yapabilir kimse kusursuz degildir. Bir davranisi bize uymasa da o kisi bizim dostumuz/sevdiğimiz biri olabilir. Sadece bakis açısı farki ya da fikir ayrılığı olarak bakmak lazım. Direkt silmek yerine bu senin fikrin saygi duyarim ama ayni düşünmüyorum benim fikrim de bu diyerek gerekli sınırlar çizilir ve karsilikli saygi duyularak diyaloga devam edilir.
Biz cocukken anne/baba ya da bize bakan büyüten (hala/babaanne/bakıcı vs) kisileri modelleyebiliyoruz çünkü çocuk ne gorurse onu benimser. Psikolojik gelisim surecinin parcasidir aslinda bu ve sağlıklı davranis kaliplariyla buyuyen cocuk, yetiskinlikte farklılıkları tolere edebilir. Fakat travmalarla büyüyen ve yanlis modelleme yapan cocuklar da yetiskinlikte çeşitli sorunlar yaşarlar, sizin zorlandiginiz gibi mesela. Bu sizin bozuk psikolojiniz olduğu anlamina gelir ya da gelmez buna uzmanlar karar verir ama davranis kaliplarini degistirmeniz gerektigi anlami taşır. Yeni davranis kaliplari olusturmak icin daha once belirttigim gibi uzun bir terapi surecinden gecerek farkindaliginizi gelistirmeniz gerekiyor.
Beklentileri düşürmek de bir anda olmaz, kendinizi zorlamayin. Hatta kendinize zaman taniyin, basta insan kendine sefkat göstermeli. Hatalar olabilir, önemli olan hataları fark ederek telafi edebilmek.
Lütfen terapiye devam edin ara vermeyin.
Destek amaçlı da youtubeda psikolog Tülay Kök ve Beyhan Budak'ı tavsiye edebilirim. Bir de Özlem Tokgöz var onu da dinleyebilirsiniz. Tülay hanımın sınırlar serisini özellikle tavsiye ederim.
Bunlar tedavinize destek olur ama terapiyi aksatmayin lütfen o cok önemli sizin icin bu süreçte.
Hah tam da yukarıda dediğiniz süreç ben annem babam ve akrabalarım çok yakın ilişkideyiz ve köyde yaşıyoruz. Ve ailem dediğiniz gibi farklılıklara saygunduyan bir aile değil kendi yaşam tarzları doğru kendi siyasi görüşleri doğru kendileri farklılıklarlara saygı duysalar bile bir kere görüşüp diyolopu sürdürmüyorlar mesela köye dışarı dan gelen bir aile olsa örnek veriyorum biz egede yaşıyoruz. Konyalı olsun yada doğu tarafının insanı olsun. Konuşuyorlar ama yinede samimi olamazlar. Hep bir mesafeli oluyorlar.
Eşimin ailesi de egeye yerleşmiş başka bir kültürden doğu kültüründen gelmiş bir aile ve onlarda çok keskin kuraları var egede oturmalarına rağmen insanlar sürekli mesafeli sürekli bana siyasi görüşünü empoze etmeye çalışıyor farklı oldupumu kabul etmeye tahammülü yok.
Etsiz yemek yapıyorum. Neden etsiz diye sorguluyorlar. Eşim halbuki bütün her şeye açık bir insan bütün görüşlere saygılı yemek konusunda asla ben etli yemeğe alıştım bunu yapacaksın demez.
Yani özetle iki ailede o kadar ön yargılı ki
Farklılıklara saygı duyuyoruz dese de keskinler kuralcılar. Ben bu evliliği yaparken çok kaygılı başladım. Ya kültür çatışması yaşanırsa diye bir türlü içime sindiremedim. Çok karıştıkları için belkide aile olacağımıza bebeklerim olacağına bir türlü aklım kesmedi ve ikna olamadım sindiremedim. Çünkü ben de kendi ailemden etkileniyorum. Ama eşim sizin tam da dediğiniz gibi farklılıklara saygı duyan kendi kültürünü asla diretmeyen biri o konuda çok şanslıyım.
Belki de eksikliğim bu eşim gibi olamadım. Kendi ailem gibi hala keskin kurallarım var galiba... Yada onlarla yaşadığım için onların doğrusunu doğru kabul edip diğer insanların kini yanlış görüyorum bilmiyorum.
Esnemem gerekiyor. Ailemden uzakta oturuyorum ve eşimin ailesi daha yakında ve bu durumu bile çok zor sindirdim çok zor kabul ettim. Çünkü başta öyle bir şey yoktu biz evlendik 2 yıl sonra bize yakın yerde ev alınmaya karar verildi.....
Eşim de hep söyler bulunduğun ortama sahiplenme yok sende yada sindirme belki de....
İşim olsun istiyorum ama iş arkadaşı böyle eleştirmeyen iyi kalpli biri olsun istiyorum yada yönetici böyle biri olabilir ama olmaya da bilir. İş ortamı sıcacık olsun istiyorum böyle tüm zamanımı orada geçirecem para kazanacağım yere mutlu gitmeliyim. Mutlu dönmeliyim sadece kişilerden değil hayattan da beklentim yüksek galiba.... Kafamdaki gibi olmayınca mutsuz oluyorum her şey bana batıyor işe gitmek bile....
Evlendim aileme le aynı şehirde oturmak istiyordum olmadı ailem eşimi sevdi başka şehirde oturmamıza işi orda orda rızlınız dedi kabul etti ben kabul edemedim. İçime hiç sindiremedim....
Daha yeni yeni sindiriyorum.....
Yani özetle bulunduğum ortamı o ortamdaki insanı böyle içime bir türlü sindiremiyorum..... Sonrada mutsuz oluyorum hiç bir şey yapamıyorum. Beklediğim gibi olmuyor.....
Halbuki ne kadar yanlış ve yorucu yıpratıcı....
Sonra da odaklanamıyorum hayata önceliklerime halbuki benim odaklanmam gereken evlilikte eşime ve kendime odaklanmam lazım.
Eşini içine sindirsin mi peki dersen sadece onu içime sindirdim.
Biliyorum böyle şikayet gibi oluyor ama insanlara ve hayata çok anlam yüklüyorum galiba.... Halbuki benim değiştirebileceğim tek şey kendimim tek odak noktam kendimim ve eşim ikimizi ortaya koyup bundan sonraki hayati yargılamadan bağımlı olmadan beklentimi minumuma düşürerek yaşamam gerekiyor......
Eşim farklıdır hiç bir şeyden şikayet ettiğini duymadım ne işinden ne iş arkadaşlarından ne de ailesinden halbuki o da sevmiyor ama yargısız bir şekilde başlamış hayata işe girmiş ailesi bu ne biçim iş çık buradan seni köle gibi çalıştırıyorlar demişler.... Eşim hayır demiş bu benim işim ve rızkım sen ne dersen de... Sonra çok iyi bir firmaya girmiş yine demişler gecen belli değil bu nasıl iş diye o da demişki hayır iş zor ama rızkım kesilene kadar burdayım. O da ortamı sevmemiş o da yaşadığı şehri sevmemiş ama onlara bağlanmamış. Hayır demiş benim rızkım bu elimden geldiğince ben bu işi yapıcam demiş o anda bakış açısına hayranım.... Beni de çok eleştiriler hayır ben bu kızı sevdim bitti dedi...
Kendisiyle barışık farklılıklara saygı duyan uyum sağlayan keskin ve çok kuralcı ve ön yargılı bir ailede yetişmesine rağmen kendini o aileden kurtaran çok farklı bir düşünce yapısı var.....
Benim gibi Beklentisi yüksek olan ailesi ve abileri mutsuz Ken o kendi içinde hep mutlu....
Benim ailem de kendi içinde Beklentisi yüksek ön yargıları olan ve farklılıklara saygı duysa da iletişimi kısa sürede kesen bir ailede kendi habitatında mutsuzlar.
Bakıyorum ki şu anda çevremde tek mutlu olan kişi eşim ve ilham kaynağım o tıpkı sizin dediğiniz gibi.... Çevresinde farklı olduğu için çok sevilen bir insan....
Onu örnek alıp onun gibi olmak istiyorum ama onun gibi değil ama kendi içimde fikirleri olan biri gibi...
 
Simdi hayat ya beyaz ya siyah diyerek insanlari da ya dost ya düşman gibi gormemeliyiz. Renk skalasinda grinin de tonlari var, pembe de var sari da ne bileyim nar çiçeği de. Yani farklılıklarla da barışık olmak gerekiyor.
Insanlar hata yapabilir kimse kusursuz degildir. Bir davranisi bize uymasa da o kisi bizim dostumuz/sevdiğimiz biri olabilir. Sadece bakis açısı farki ya da fikir ayrılığı olarak bakmak lazım. Direkt silmek yerine bu senin fikrin saygi duyarim ama ayni düşünmüyorum benim fikrim de bu diyerek gerekli sınırlar çizilir ve karsilikli saygi duyularak diyaloga devam edilir.
Biz cocukken anne/baba ya da bize bakan büyüten (hala/babaanne/bakıcı vs) kisileri modelleyebiliyoruz çünkü çocuk ne gorurse onu benimser. Psikolojik gelisim surecinin parcasidir aslinda bu ve sağlıklı davranis kaliplariyla buyuyen cocuk, yetiskinlikte farklılıkları tolere edebilir. Fakat travmalarla büyüyen ve yanlis modelleme yapan cocuklar da yetiskinlikte çeşitli sorunlar yaşarlar, sizin zorlandiginiz gibi mesela. Bu sizin bozuk psikolojiniz olduğu anlamina gelir ya da gelmez buna uzmanlar karar verir ama davranis kaliplarini degistirmeniz gerektigi anlami taşır. Yeni davranis kaliplari olusturmak icin daha once belirttigim gibi uzun bir terapi surecinden gecerek farkindaliginizi gelistirmeniz gerekiyor.
Beklentileri düşürmek de bir anda olmaz, kendinizi zorlamayin. Hatta kendinize zaman taniyin, basta insan kendine sefkat göstermeli. Hatalar olabilir, önemli olan hataları fark ederek telafi edebilmek.
Lütfen terapiye devam edin ara vermeyin.
Destek amaçlı da youtubeda psikolog Tülay Kök ve Beyhan Budak'ı tavsiye edebilirim. Bir de Özlem Tokgöz var onu da dinleyebilirsiniz. Tülay hanımın sınırlar serisini özellikle tavsiye ederim.
Bunlar tedavinize destek olur ama terapiyi aksatmayin lütfen o cok önemli sizin icin bu süreçte.
İnsan ilişkilerinde karşılıklı saygı duyulacak demişsiniz ben sınır çiziyorum ama bir saygı görmedim daha hep bencillik kaç kere de yüz yüze konuştum.
Ara ara laf da soktum en sonunda bağırdım artık. Artık saygı da beklemiyorum demek ki sınırlarımı daha sert olmalı yumuşak çizmek olmadı demek ki...
 
Hah tam da yukarıda dediğiniz süreç ben annem babam ve akrabalarım çok yakın ilişkideyiz ve köyde yaşıyoruz. Ve ailem dediğiniz gibi farklılıklara saygunduyan bir aile değil kendi yaşam tarzları doğru kendi siyasi görüşleri doğru kendileri farklılıklarlara saygı duysalar bile bir kere görüşüp diyolopu sürdürmüyorlar mesela köye dışarı dan gelen bir aile olsa örnek veriyorum biz egede yaşıyoruz. Konyalı olsun yada doğu tarafının insanı olsun. Konuşuyorlar ama yinede samimi olamazlar. Hep bir mesafeli oluyorlar.
Eşimin ailesi de egeye yerleşmiş başka bir kültürden doğu kültüründen gelmiş bir aile ve onlarda çok keskin kuraları var egede oturmalarına rağmen insanlar sürekli mesafeli sürekli bana siyasi görüşünü empoze etmeye çalışıyor farklı oldupumu kabul etmeye tahammülü yok.
Etsiz yemek yapıyorum. Neden etsiz diye sorguluyorlar. Eşim halbuki bütün her şeye açık bir insan bütün görüşlere saygılı yemek konusunda asla ben etli yemeğe alıştım bunu yapacaksın demez.
Yani özetle iki ailede o kadar ön yargılı ki
Farklılıklara saygı duyuyoruz dese de keskinler kuralcılar. Ben bu evliliği yaparken çok kaygılı başladım. Ya kültür çatışması yaşanırsa diye bir türlü içime sindiremedim. Çok karıştıkları için belkide aile olacağımıza bebeklerim olacağına bir türlü aklım kesmedi ve ikna olamadım sindiremedim. Çünkü ben de kendi ailemden etkileniyorum. Ama eşim sizin tam da dediğiniz gibi farklılıklara saygı duyan kendi kültürünü asla diretmeyen biri o konuda çok şanslıyım.
Belki de eksikliğim bu eşim gibi olamadım. Kendi ailem gibi hala keskin kurallarım var galiba... Yada onlarla yaşadığım için onların doğrusunu doğru kabul edip diğer insanların kini yanlış görüyorum bilmiyorum.
Esnemem gerekiyor. Ailemden uzakta oturuyorum ve eşimin ailesi daha yakında ve bu durumu bile çok zor sindirdim çok zor kabul ettim. Çünkü başta öyle bir şey yoktu biz evlendik 2 yıl sonra bize yakın yerde ev alınmaya karar verildi.....
Eşim de hep söyler bulunduğun ortama sahiplenme yok sende yada sindirme belki de....
İşim olsun istiyorum ama iş arkadaşı böyle eleştirmeyen iyi kalpli biri olsun istiyorum yada yönetici böyle biri olabilir ama olmaya da bilir. İş ortamı sıcacık olsun istiyorum böyle tüm zamanımı orada geçirecem para kazanacağım yere mutlu gitmeliyim. Mutlu dönmeliyim sadece kişilerden değil hayattan da beklentim yüksek galiba.... Kafamdaki gibi olmayınca mutsuz oluyorum her şey bana batıyor işe gitmek bile....
Evlendim aileme le aynı şehirde oturmak istiyordum olmadı ailem eşimi sevdi başka şehirde oturmamıza işi orda orda rızlınız dedi kabul etti ben kabul edemedim. İçime hiç sindiremedim....
Daha yeni yeni sindiriyorum.....
Yani özetle bulunduğum ortamı o ortamdaki insanı böyle içime bir türlü sindiremiyorum..... Sonrada mutsuz oluyorum hiç bir şey yapamıyorum. Beklediğim gibi olmuyor.....
Halbuki ne kadar yanlış ve yorucu yıpratıcı....
Sonra da odaklanamıyorum hayata önceliklerime halbuki benim odaklanmam gereken evlilikte eşime ve kendime odaklanmam lazım.
Eşini içine sindirsin mi peki dersen sadece onu içime sindirdim.
Biliyorum böyle şikayet gibi oluyor ama insanlara ve hayata çok anlam yüklüyorum galiba.... Halbuki benim değiştirebileceğim tek şey kendimim tek odak noktam kendimim ve eşim ikimizi ortaya koyup bundan sonraki hayati yargılamadan bağımlı olmadan beklentimi minumuma düşürerek yaşamam gerekiyor......
Eşim farklıdır hiç bir şeyden şikayet ettiğini duymadım ne işinden ne iş arkadaşlarından ne de ailesinden halbuki o da sevmiyor ama yargısız bir şekilde başlamış hayata işe girmiş ailesi bu ne biçim iş çık buradan seni köle gibi çalıştırıyorlar demişler.... Eşim hayır demiş bu benim işim ve rızkım sen ne dersen de... Sonra çok iyi bir firmaya girmiş yine demişler gecen belli değil bu nasıl iş diye o da demişki hayır iş zor ama rızkım kesilene kadar burdayım. O da ortamı sevmemiş o da yaşadığı şehri sevmemiş ama onlara bağlanmamış. Hayır demiş benim rızkım bu elimden geldiğince ben bu işi yapıcam demiş o anda bakış açısına hayranım.... Beni de çok eleştiriler hayır ben bu kızı sevdim bitti dedi...
Kendisiyle barışık farklılıklara saygı duyan uyum sağlayan keskin ve çok kuralcı ve ön yargılı bir ailede yetişmesine rağmen kendini o aileden kurtaran çok farklı bir düşünce yapısı var.....
Benim gibi Beklentisi yüksek olan ailesi ve abileri mutsuz Ken o kendi içinde hep mutlu....
Benim ailem de kendi içinde Beklentisi yüksek ön yargıları olan ve farklılıklara saygı duysa da iletişimi kısa sürede kesen bir ailede kendi habitatında mutsuzlar.
Bakıyorum ki şu anda çevremde tek mutlu olan kişi eşim ve ilham kaynağım o tıpkı sizin dediğiniz gibi.... Çevresinde farklı olduğu için çok sevilen bir insan....
Onu örnek alıp onun gibi olmak istiyorum ama onun gibi değil ama kendi içimde fikirleri olan biri gibi...
Bir de benim en büyük sıkıntım bağımlı olmam annemden emir alıp ona göre hareket etmem sürekli ya eşime ya anneme yada birilerine bağımlı olmak...
Kendi kararlarımın arkasında durmamak.
Kendi kararlarımın arkadaşında durmak....
.
 
Burada yazmissiniz ama benim yazdıklarımı da baska konuda dile getirmissiniz olay teoride anlamak degil hayata gecirmek
Cok detaylara takilmayin sadece hayati yasamaya çalışın
Bağımlılık, sınır koyamamak, onay aramak... hepsi ayri terapi seans konusu. Terapisiz olmaz bu sitede takilmak yerine gidip bir uzman destegi alin lutfen
 
Bak buraya yazıyorum ama taş çatlasın bir hafta sonra diyeceksin ki şu şöyle bu böyle. Yine hayatında suçlayacak birilerini bulacaksın. Bugün takılmıyorum dediğine yarın takılacaksın. Terapiyle birlikte psikiyatriye git
Siz benim 5 yaşından 30 yaşına kadar neler yaşadığımı bilseydiniz... Bu şekilde konuşmazsınız. Hala annem olsun çevremdekiler olsun bana her konuda eksik hissettirdikleri için bu bir anda çözülecek değil travmam var ve yıllarca bana kendimi eksik hissettirdikler.
Kendileri akıllı ve ben aptalım onlara göre yıllarca sadece onların aklını muhtaç hissetirdiler. Ben yıllarca eksiğim yetersizim diye kendime olan öz güvenim kalmadı benim. Bir iş yerinde eleştiri aldığımda nasıl çözüm bulucam bunu bile bilmiyorum. Bana kendimi düşman ettiler kendi çevrem bunu yaparsa yetişkin olunca el insanları neler yapar canımı okur tabi ki...... Travmalarım travmatik beyin bir anda iyileşmez zaman alıcak tabiki çevremdekilere öfkeli olucam bilerek yada bilmeyerek hayatımı mahvettiler bana kendimi düşman ettiler. Ben bir işe girersem orada ezerler beni diye hayatımı yaşamaktan vazgeçtim...
Sürekli birinin aklına muhtacım gibi inandırdılar beni ben bu travmadan nasıl uyanıcam...
 
Burası sizin günlüğünüz değil. Kendinize bir defter alıp oraya yazabilirsiniz. Daha faydalı olur.
Eğer çocukluk travmalarım çevremdekiler bana kötü davtanmasaydı bunları yaşamazdım. Ben sürekli şikayet etmek sürekli üzülmek sürekli mutsuz olmanın meraklısı değilim.... Kendime düşman değilim....
 
Eğer çocukluk travmalarım çevremdekiler bana kötü davtanmasaydı bunları yaşamazdım. Ben sürekli şikayet etmek sürekli üzülmek sürekli mutsuz olmanın meraklısı değilim.... Kendime düşman değilim....
Çoğu insanın travmaları var, hepimizin üzüldüğü şeyler var, mutsuz olduğumuz zamanlar var. Ama yetişkin insanlar olarak bunu hayatımızın merkezine koyup kendimizi iyice dibe çekmiyoruz. Baş edemediğimiz yerde de profesyonel yardım alıyoruz.
 
Back
X