Simdi hayat ya beyaz ya siyah diyerek insanlari da ya dost ya düşman gibi gormemeliyiz. Renk skalasinda grinin de tonlari var, pembe de var sari da ne bileyim nar çiçeği de. Yani farklılıklarla da barışık olmak gerekiyor.
Insanlar hata yapabilir kimse kusursuz degildir. Bir davranisi bize uymasa da o kisi bizim dostumuz/sevdiğimiz biri olabilir. Sadece bakis açısı farki ya da fikir ayrılığı olarak bakmak lazım. Direkt silmek yerine bu senin fikrin saygi duyarim ama ayni düşünmüyorum benim fikrim de bu diyerek gerekli sınırlar çizilir ve karsilikli saygi duyularak diyaloga devam edilir.
Biz cocukken anne/baba ya da bize bakan büyüten (hala/babaanne/bakıcı vs) kisileri modelleyebiliyoruz çünkü çocuk ne gorurse onu benimser. Psikolojik gelisim surecinin parcasidir aslinda bu ve sağlıklı davranis kaliplariyla buyuyen cocuk, yetiskinlikte farklılıkları tolere edebilir. Fakat travmalarla büyüyen ve yanlis modelleme yapan cocuklar da yetiskinlikte çeşitli sorunlar yaşarlar, sizin zorlandiginiz gibi mesela. Bu sizin bozuk psikolojiniz olduğu anlamina gelir ya da gelmez buna uzmanlar karar verir ama davranis kaliplarini degistirmeniz gerektigi anlami taşır. Yeni davranis kaliplari olusturmak icin daha once belirttigim gibi uzun bir terapi surecinden gecerek farkindaliginizi gelistirmeniz gerekiyor.
Beklentileri düşürmek de bir anda olmaz, kendinizi zorlamayin. Hatta kendinize zaman taniyin, basta insan kendine sefkat göstermeli. Hatalar olabilir, önemli olan hataları fark ederek telafi edebilmek.
Lütfen terapiye devam edin ara vermeyin.
Destek amaçlı da youtubeda psikolog Tülay Kök ve Beyhan Budak'ı tavsiye edebilirim. Bir de Özlem Tokgöz var onu da dinleyebilirsiniz. Tülay hanımın sınırlar serisini özellikle tavsiye ederim.
Bunlar tedavinize destek olur ama terapiyi aksatmayin lütfen o cok önemli sizin icin bu süreçte.
Hah tam da yukarıda dediğiniz süreç ben annem babam ve akrabalarım çok yakın ilişkideyiz ve köyde yaşıyoruz. Ve ailem dediğiniz gibi farklılıklara saygunduyan bir aile değil kendi yaşam tarzları doğru kendi siyasi görüşleri doğru kendileri farklılıklarlara saygı duysalar bile bir kere görüşüp diyolopu sürdürmüyorlar mesela köye dışarı dan gelen bir aile olsa örnek veriyorum biz egede yaşıyoruz. Konyalı olsun yada doğu tarafının insanı olsun. Konuşuyorlar ama yinede samimi olamazlar. Hep bir mesafeli oluyorlar.
Eşimin ailesi de egeye yerleşmiş başka bir kültürden doğu kültüründen gelmiş bir aile ve onlarda çok keskin kuraları var egede oturmalarına rağmen insanlar sürekli mesafeli sürekli bana siyasi görüşünü empoze etmeye çalışıyor farklı oldupumu kabul etmeye tahammülü yok.
Etsiz yemek yapıyorum. Neden etsiz diye sorguluyorlar. Eşim halbuki bütün her şeye açık bir insan bütün görüşlere saygılı yemek konusunda asla ben etli yemeğe alıştım bunu yapacaksın demez.
Yani özetle iki ailede o kadar ön yargılı ki
Farklılıklara saygı duyuyoruz dese de keskinler kuralcılar. Ben bu evliliği yaparken çok kaygılı başladım. Ya kültür çatışması yaşanırsa diye bir türlü içime sindiremedim. Çok karıştıkları için belkide aile olacağımıza bebeklerim olacağına bir türlü aklım kesmedi ve ikna olamadım sindiremedim. Çünkü ben de kendi ailemden etkileniyorum. Ama eşim sizin tam da dediğiniz gibi farklılıklara saygı duyan kendi kültürünü asla diretmeyen biri o konuda çok şanslıyım.
Belki de eksikliğim bu eşim gibi olamadım. Kendi ailem gibi hala keskin kurallarım var galiba... Yada onlarla yaşadığım için onların doğrusunu doğru kabul edip diğer insanların kini yanlış görüyorum bilmiyorum.
Esnemem gerekiyor. Ailemden uzakta oturuyorum ve eşimin ailesi daha yakında ve bu durumu bile çok zor sindirdim çok zor kabul ettim. Çünkü başta öyle bir şey yoktu biz evlendik 2 yıl sonra bize yakın yerde ev alınmaya karar verildi.....
Eşim de hep söyler bulunduğun ortama sahiplenme yok sende yada sindirme belki de....
İşim olsun istiyorum ama iş arkadaşı böyle eleştirmeyen iyi kalpli biri olsun istiyorum yada yönetici böyle biri olabilir ama olmaya da bilir. İş ortamı sıcacık olsun istiyorum böyle tüm zamanımı orada geçirecem para kazanacağım yere mutlu gitmeliyim. Mutlu dönmeliyim sadece kişilerden değil hayattan da beklentim yüksek galiba.... Kafamdaki gibi olmayınca mutsuz oluyorum her şey bana batıyor işe gitmek bile....
Evlendim aileme le aynı şehirde oturmak istiyordum olmadı ailem eşimi sevdi başka şehirde oturmamıza işi orda orda rızlınız dedi kabul etti ben kabul edemedim. İçime hiç sindiremedim....
Daha yeni yeni sindiriyorum.....
Yani özetle bulunduğum ortamı o ortamdaki insanı böyle içime bir türlü sindiremiyorum..... Sonrada mutsuz oluyorum hiç bir şey yapamıyorum. Beklediğim gibi olmuyor.....
Halbuki ne kadar yanlış ve yorucu yıpratıcı....
Sonra da odaklanamıyorum hayata önceliklerime halbuki benim odaklanmam gereken evlilikte eşime ve kendime odaklanmam lazım.
Eşini içine sindirsin mi peki dersen sadece onu içime sindirdim.
Biliyorum böyle şikayet gibi oluyor ama insanlara ve hayata çok anlam yüklüyorum galiba.... Halbuki benim değiştirebileceğim tek şey kendimim tek odak noktam kendimim ve eşim ikimizi ortaya koyup bundan sonraki hayati yargılamadan bağımlı olmadan beklentimi minumuma düşürerek yaşamam gerekiyor......
Eşim farklıdır hiç bir şeyden şikayet ettiğini duymadım ne işinden ne iş arkadaşlarından ne de ailesinden halbuki o da sevmiyor ama yargısız bir şekilde başlamış hayata işe girmiş ailesi bu ne biçim iş çık buradan seni köle gibi çalıştırıyorlar demişler.... Eşim hayır demiş bu benim işim ve rızkım sen ne dersen de... Sonra çok iyi bir firmaya girmiş yine demişler gecen belli değil bu nasıl iş diye o da demişki hayır iş zor ama rızkım kesilene kadar burdayım. O da ortamı sevmemiş o da yaşadığı şehri sevmemiş ama onlara bağlanmamış. Hayır demiş benim rızkım bu elimden geldiğince ben bu işi yapıcam demiş o anda bakış açısına hayranım.... Beni de çok eleştiriler hayır ben bu kızı sevdim bitti dedi...
Kendisiyle barışık farklılıklara saygı duyan uyum sağlayan keskin ve çok kuralcı ve ön yargılı bir ailede yetişmesine rağmen kendini o aileden kurtaran çok farklı bir düşünce yapısı var.....
Benim gibi Beklentisi yüksek olan ailesi ve abileri mutsuz Ken o kendi içinde hep mutlu....
Benim ailem de kendi içinde Beklentisi yüksek ön yargıları olan ve farklılıklara saygı duysa da iletişimi kısa sürede kesen bir ailede kendi habitatında mutsuzlar.
Bakıyorum ki şu anda çevremde tek mutlu olan kişi eşim ve ilham kaynağım o tıpkı sizin dediğiniz gibi.... Çevresinde farklı olduğu için çok sevilen bir insan....
Onu örnek alıp onun gibi olmak istiyorum ama onun gibi değil ama kendi içimde fikirleri olan biri gibi...