Hayatımda birkaç senedir zaten bir boşluk bir buhran içerisindeyim. Üst üste gelen kayıplar, günlük yaşantımın ani şekilde %80 değişmesi, adapte olma sürecim, o sürecin 2 sene üst üste üniversiteye hazırlık zamanına denk gelmesi vs... Nefes alamadım kaç senedir bir -oh be!- diyemedim, her zaman şükrederim sahip olduklarıma ama tabi insanım isyan da ediyorum, etsem de şükretmesini bilirim. Benim aşamadığım şey, alışamadığım, kabullenemediğim, hazmedemediğim şey, değişim, çok hızlı değişen şeyler. İlk defa ölümü yakınımda tatmış olmamla başlayan yıkım, yakınımda olması gerekmiyor ya Tarık Akan mesela inanılmaz üzüldüm her haberde gördüğümde, her unutulmaz filmlerini o genç halini gördüğümde ağlayıp durdum... Ya çok üzüyo beni, kimse göçüp gitmesin istiyorum. Hayır üstüne kendi çevremi bile kaybedicem zamanı gelince, Allah sabrını veriyor da, o yaşama isteği? Bir çocuğun mutluluğu gibi içten sevinç? İstemiyorum şu anki dünyada yaşamak istemiyorum, 20 yaşındayım 90'lar çocuğu bile sayılmam, ama bu çağa ait hissetmiyorum, eskiye sürekli özlem duyuyorum her şey o zaman güzeldi, o küçük dünyanda mutluluğun da sınırlıydı, seni bi gülümseme mutlu ediyodu. Şu an ne mümkün? Elbette hayallerim var geleceğe dair, umutlarım kendim için, beni mutlu edecek şeyler, ama kıyaslarsak dünya toptan yok olsun derim... Bu büyüdükçe devam edecek değil mi? Birer birer kaybettikçe artarak yanacaksın doğduğuna, insanlığına? Geçmeyecek değil mi? Hayat akıp giderken nefes almak olacak sadece yaşamak.
Son düzenleme: