• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Yurtdışında hayat daha mı iyi?

Merhabalar arkadaşlar 3 senedir evliyim eşimle İstanbul da yaşıyoruz bir kızım var burada ikimizinde işi var gelirimiz fena sayılmaz ev araba var fakat Türkiye’de bazen gelecek görmüyoruz hep aklımda yurtdında bir deneyim yaşamak vardı hiç gitmedim ama hayalimde vardı şimdi burda kurulu düzenimiz var ama bazen de çocuklar için gelecek için yurtdısı düşünüyoruz sizce yurtdışında hayat nasıl tamamen gitmek radikal karar mı orda nasıl bir geleceğimiz olur ? Yurtdışı gerçekten daha mı iyi orda kimsemiz olmayacak gidersek zorlanırmıyız Almanya yada İngiltere düşünüyoruz
Merhaba bende eğitim için üni döneminde 2,5 3 sene kadar yurtdışında yaşamıştım avrupada.bazı şeyler gençken 20 li yaşlarda çekiliyor ama belirli bir yaştan sonra 35 vs çekilmiyor.sıfırdan başlamak yeni bir ülkede tutunmak ,alışmak ,entegre olmak, diline hakim olmak ,kültürü ,oraya gidince eş yok ,dost yok ,akraba yok kolay değil .zorlanıcaksınız, zorlanırsınıx bir kaç sene eğer ben bunları göze alıyorum nolursa olsun diyip gözünüzü karartırsanız gidin ,ama oraya gidip geri de dönebilirsiniz ha belki çok mutlu olursunuz hiç dönmezsiniz ama kolay değil .para tabikii önemli ama herşey parada değil ,eğer burda şartlarınız cok kötü diilse ,eviniz barkınız varsa ,oralara gidip sıfırdan başlayıp o sıkıntıyı çekmeye değmez
 
Ben bu mesaja katılıyorum.

Türkiye küçük ABD bence. ABD Türkiye'nin zengin versiyonu.
ABDde kapitalizm ve materyalizm Türkiye'yi sollar geçer. Eğitim seviyesi veya gelir dağılımı hiç homojen değil, SFde milyoner de vardı evsiz de.

ABD gayet suç oranı yüksek, toplumun kafa milyon... ABD ultra zenginsen güzel bence. Ultra zengin olup topluma çok karışmayacaksan olur bence.
Onun dışında insanları ben çok acaip bulmuştum, ilişkiler zaten yüzeysel, suç oranı çok yüksek, kim ne belli değil ... bana göre değil.
katılıyorum ama şöyle de bir şey var
gerçi bunu da sık sık yazıyoruz burada

avrupada hele hele almanya ve iskandinav ülkelerinde
temizlikçi 1500 alır, işçi 2bin, güvenlikçi 2.5 mühendis 3 bin, o mühendisin direktörü de 4 bin.

öyle uçurumlar yoktur.

ABD'de bunun ucu yok 3-4-5 20 bin de alabilirsiniz mühendis olarak
direktör olarak milyon da alabilirsiniz. o yüzden oradaki okullardan bol bol manyak çıkıyor.

yani çok başarılı çok hırslı, tuttuğunu koparan bir kişi avrupa yerine ABD hedefleyebilir
sadece mühendislikte değil, ticaret için de aynı şey geçerli. AVM'lere sarf malzemesi satarak köşe olan bir arkadaşım var. Avrupa'da bu o kadar kolay değil.
Avrupa biraz daha şey:
herkes aşağı yukarı aynı, sosyal devlet güçlü, sistem sağlam.

ben 3 bin euro gibi kazanıyorum mesela ortalama, (tr'de yaşıyorum ama iş yaptığım şirketler avrupada), e ben avrupaya da gitsem 3 bin alacağım. ama orada kira sigorta şu bu bi sürü masraf yapacağım, benim için hiç bir mantığı yok.

neden çünkü çocuğum yok :D
çocuğum olsa 2 bin de alsam giderim zira çocuk okutulacak okul kalmadı tr'de.
 
Aman uyarıyorum çok ciddi hayal kırıklığı yaşarsınız. Amerika sadece bir New York City, San Francisco, Chicago, Miami değil. Mormonluk inancında olanların yoğun bulunduğu bir yerde yaşayan doktor arkadaşım delirmek üzere, mormon olmadığı için konuşmuyorlar onunla. Aynı arkadaşım daha önce amişlerle yaşamıştı, amiş kavramı yeni olabilir internetten bakabilirsiniz. Onlarla bir sorunu yoktu ama kesinlikle arkadaşlık etmek falan söz konudu değildi. O uçsuz bucaksız kıtada çok çeşitli insan var, evinde pul koleksiyonu yapar gibi silah biriktirenler var bazı eyaletlerde. Korona çıkınca silah satışı patladı, ailemi korumam gerekirse diye düşünen tipler var çünkü.

O arkadaşta da hiç şans yokmuş. :bicak: ABDliler zaten bir cins ama o Mormon Amiş takımı apayrı bir kafa milyon ötesi ..:bicak:
 
Kızlar, şunu da eklemek isterim
Ben, oraya yüksek lisansa gidip gelmeden önce değerli bir hocam aynen şöyle söylemişti: Yurt dışında kurabileceğin ortalama bir hayat, Türkiye'deki iyi hayattan kat kat daha iyidir.
Ben bu cümlenin ne kadar doğru olduğunu gidince gördüm. Zorlanıyorsunuz, mızmızlanıyorsunuz, yalnız ve uzakta hissediyorsunuz ama belirli bir yıldan sonra kafanız o kadar rahat ki...

İlk sene hiç Japon arkadaşım olmamıştı. Okuldaki kulüplere gidip aktivitelere katılarak arkadaş edindim. Hokkaido'da dağ bisikleti sürdük, beraber gemi yolculuğu yaptık, Tapınak(jinja) ziyaretlerine gittik ve daha neler neler. Alışması zordu ama alışınca bedenen ve ruhen ne kadar mutlu olduğumu fark ettim. Hayatı gerçekten yaşadığımı hissetmiştim. Türkiye'de böyle hissedemiyorum, herkes çok gergin ve toplum çok boğucu.
Benim de bi 3 aylık Japonya gezisi olmuştu. Çok farklı bir kültür bi o kadar da saygılı bir toplum..orda yaşamayı istermiydim
kızınız büyüyene kadar ne olur bilmiyorum ama ben eğitimimin bir kısmını Paris'te aldım

paris korkunç pahalı, merkezi çok kalabalık (o kadar ki taaa o senelerde her apartmanda şifreli giriş olan tek başkent orasıydı) çok güvenlik sorunu vardı...her mahalle birinin mahallesi mesela tunus mahallesi, arap mahallesi, türk mahallesi ermeni mahallesi. yani ben gece 3'te tek başıma gezen kadınım avrupada, bi pariste arkadaşlarım "olmaz öyle gidemezsin keserler burada" dedi, düşünün yani.

o filmlerdeki romantik paris sacede beyaz fransız mahallesinde belli insanların yaşadığı bir elit rüyadır..belki bebek-etilerdir. şahsen ben öyle bir hayat görmedim duymadım... tüm paris öyle değil. yani biliyorum hep denir klişedir, seine nehri çamur akar paris sidik kokar diye, hakikaten öyle ama yani. bir kere fransızca bilmeyene çöp muamelesi yapan arogan garson ben bir tek paris'te gördüm. o soğuk denilen alman garsonlar fakir denilen balkan veya doğu blokunun hizmet sektörü bile 55'e katlar fransız hizmet sektörünü.

bir de bizim üniversite yüzyıllardır aynı binaydı, çok tatlıydı ama pozitif bilim için çok uygun değildi. (sosyal bilim sanat filan için çok hoş olabilir benim alanım elektron mikroskopu vs. kullanımı gerektiren bir alan, bize 200 yıllık bina çok uymuyor).

ama çok paranız varsa. kızınız saint josef'te okuyorsa, beyaz fransız gibi takılırım ben zaten tüm şarap çeşitlerini gözüm kapalı biliyorum degüstatörüm diyorsa tüm bunlar mevzu olmaz elbette.
En iyisi ben kızımı başka ülkeye heves ettireyim..😊 ne kadar aydınlatıcı bir yorum olmuş teşekkür ederim.
Ben en çok İsveç'i merak ediyorum yaşam için harika bir ülkeymiş, hiç araştırmadım, bi arkadaşım söylemişti kendi çocuklarının oraya yerleşmeleri için 🤔
 
Eşiniz iş teklifi aldıysa bence hazırlıklara başlayın İngiltere'de bir yakınım yaşıyor.Öğretmendi dil eğitimi için gitti ve Türk biriyle evlendi şuan orda markette çalışıyor ama mutlu burdan ev falan aldı.2 çocuğu var ve çocuklarına devlet desteği varmış...

Yurtdisinda yasamak istiyorsunuz ama tasinsaniz bile burda ne is yapacaksiniz? Gecimizini nasil saglayacaksiniz? Bir planiniz var mi? Ben Hollanda'da yasiyorum dolayisiyla Almanya veya Ingiltere hakkinda cok bir fikrim yok. Buralarda yasayacaksiniz bir birikiminiz vardir herhalde.
Ben Hollanda düşünüyorum.Erkek arkadaşım orda evlilikle yerleşmeyi düşünüyorum.O güzel şeyler anlatıyorda ben sizden dinlemek isterim :) Hollanda'da nerede yaşıyorsunuz? benim merakım ordaki asgari ücret ve ev sorunu.İstediğimiz evi tutup yaşayabiliyor muyuz?
 
amerika gercekten homesick durumunun en cok yasandigi yer bence. hele de bizim gibi sicakkanli milletler icin. yani selamlasiyorsun, her gun small talk yapiyorsun mesela ama bir konuda yardim istediginde arkadasim diyebilecegin biri yok. ben buraya sevgilimle birlikte geldim, acikcasi sevgilim olmasaydi herhalde hic sosyallesemezdim cunku oyle bir dunya yok. bilkentteyken (hep buradan ornek veriyorum cunku kendi okulum) tek bir ortak dersimin bile olmasi yeterliydi biriyle arkadas olmak icin. en azindan selamlasirdik.

bir de hatta sunu anlatayim, biz amerikaya ilk yerlesmeye gittigimizde sevgilimle sadece 5 dakika ile kampuse girisi kacirdik. guvenlik bizi iceri almadi cuma gunuydu. pazartesi sabahini beklemeniz gerek dedi. abi okulun parasini odedik, gelmeden once flat tuttuk yani izin ver girelim 5 dakika icin ne laf yapiyorsun virt zirt dedik yok hayir dedi almadi. ve o bolgede de konaklayacak hicbir yer yoktu yakinda zaten kucucuk bir yer. o gece okulun girisindeki bankta uyuduk ikimiz biskuvi yiyerek. :KK70: telefonlarimiz calismadi, iki kisiden rica ettik ikisi de vermedi. korkunctu ya gercekten yani alistik ama bir de bize sorun. ki ben dunyada 50den fazla ulke gezmis biriyim, amerikada yasadigim boklugu hicbir yerde yasamadim.
Almazlar içeriye evet sadece 5 dakikayla kaçırınca. Hiç inisiyatif kullanmazlar, ben inisiyatife karşıyım ama böyle bir durumda insanı bankta bırakan ve geceyi bankta geçirmeye zorlayan zihniyet robottur ve o robotlarla yaşamak zor.
 
Türkiye'nin imkanları ne olursa olsun,inanın başka ülkeye tatil için bile gitmeye cesaretim yok.amerikadaki yakınım çok istemisti bir ayda olsa gelmemizi ama elimde değil gidemem.kendimi kendi vatanımda güvende hissediyorum.adaletsizlikler olsa bile ülkemdeki şartlara razı olur yinede buradan vazgeçip başka yerde iyi şartlarda yaşayamam.o iyi şartlar iyi gelmez bana çünkü.bulbulu altın kafese koymuşlar ah vatanım demiş misali..sakın yurtdışında yaşayan arkadaşlarım alınganlık etmesinler bu benim hayat görüşüm ve tarzım.sizlere saygı duyuyorum.herkes ne istediğini bilmeli.
 
Tanıdıklarımın çoğu emekli olup Türkiye’ye yerleşti. Sadece döviz kuru dolayısı ile değil. Yurtdışında da rahat yaşayabilirlerdi ama tercih etmediler. Bu arada, insan kendi ülkesindeki insanların sinir bozucu laflarına daha az sinirleniyor, yurtdışında tanımadığı insanların laflarına daha çok sinir oluyor. Ben yurtdışında gereken lafı söyleyemedim diye bazen aylar sonra hala kendime kızıyorum, Türkiye’de daha kolay yatışıyorum bu konuda. Ama bunlar ayrıntı tabii ki. Olumlu olumsuz şeyler hep bulunur. Önemli olan şu: detayları iyi planladınız mı, işiniz var mı (ki var anladığım kadarıyla), yenilikler sizi mutlu ediyor mu, dilini çok iyi bilmiyorsanız azimle öğrenebilecek misiniz yoksa orada bir Türk grubu bularak sadece onlarla mı zaman geçireceksiniz vs..

Yurtdışına çocuklarımız için gidiyoruz diyen aileler tanıyorum, aynı aile içinde bir çocuğun başarılı diğeri başarısız olduğu durumlar gördüm. Planlamamışlar tesadüfen gelişmiş olaylar. Yani çok iyi planlamak lazım. Çocuğunuzun iyi bir okula gitmesini sağlamak, bulunduğu okula uygun bir mahalleye yerleşmek önemli.
ya ben de tam aksine ülkemde daha fazla sinir oluyorum

başka ülkede "adamların ülkesi, adamların kuralı, adamların sistemi, sen burada yabancısın" tesellisi daha fazla oluyor bende

kendi çomarımıza tahammülüm daha az mesela.
herkes kendine göre değerlendirmeli tabii ki.

bu okul meselesi ABD'de çok önemli diye biliyorum (benim çocuğum yok hiç okula çocuk yollamadım)
ama iyi okulun olduğu mahallede kiralar direkt çıkıyor deniyor. avrupada aşağı yukarı aynı okullar zaten, kimse okul için taşınmaz mesela. ama şu olur Berlin'de yaşarken münihe gidecek olursun eyalet değişiyor, eyaletten eyalete sistem değişiyor, çocuklarının üniversiteye gideceği sene sırf bu yüzden taşınmayıp okulu bitirmesini bekleyen gördüm. böyle olabiliyor. karı-koca farklı ülkelerde yaşayan çok arkadaşım var bu olaylar yüzünden.

her halükarda
bir ülkede 3-5-10 gün kalmakla
o ülkede yaşamak
hele hele çalışmak bambaşka.
 
En iyisi ben kızımı başka ülkeye heves ettireyim..😊 ne kadar aydınlatıcı bir yorum olmuş teşekkür ederim.
Ben en çok İsveç'i merak ediyorum yaşam için harika bir ülkeymiş, hiç araştırmadım, bi arkadaşım söylemişti kendi çocuklarının oraya yerleşmeleri için 🤔
Size naçizane tavsiyem imkanınız varsa önce kısa bir süre geçirin ilginizi çeken yerlerde, çocuğunuz da görsün. Okula girme şartları nedir, yaşam şartları nasıldır, tanıdıklar varsa sohbet edin. Turist olarak gidince ya da ekranlardan görünce her yer harika görünüyor ama gerçekler hep farklı.
Bir de kızınızın ilgileri nelerdir onlar da önemli.
 
Son düzenleme:
Benim de bi 3 aylık Japonya gezisi olmuştu. Çok farklı bir kültür bi o kadar da saygılı bir toplum..orda yaşamayı istermiydim

En iyisi ben kızımı başka ülkeye heves ettireyim..😊 ne kadar aydınlatıcı bir yorum olmuş teşekkür ederim.
Ben en çok İsveç'i merak ediyorum yaşam için harika bir ülkeymiş, hiç araştırmadım, bi arkadaşım söylemişti kendi çocuklarının oraya yerleşmeleri için 🤔
ben isveç'te sadece 10 gün kadar kaldım

ama birebir orada yaşayan bir arkadaşla çok sosyal şekilde geçti yani otel-gezi- tur vs değil.

öyle çok mükemmel biliyorum iddasında bulunamam, ancak şu var ki "iskandinav" farkı ortada.

mesela 8 yaşında somalili göçmen çocukların çatır çatır ingilizce konuştuğunu ben bir tek orada gördüm. (çok konuşkanımdır, her ülkede yerlisi göçmeni zibilyon tane kişiyl konuşurum, huyum kurusun). barda tanıştığım kişilerle en entelektüel muhabbetleri orada yaptım.
şahane kütüphaneler gezdim. insana verilen değeri en çok orada hissettim.

iskandinavlar hiç mi ırkçı değil, elbette onların da ırkçısı var. (mesela elit ailelerden kızlar göçmenle evlenmek istemiyor filan gibi şeyler) ama güvenlik sorunu yok (göçmenlerin kendi kendilerine çıkardığı sorunları saymazsak),

iskandinav tarzını sevmenizle alakalı tamamen.
ben severim sade olsun, sağlam olsun, bireysel olsun ama takılmak istersem takılabiliyim. benim sevdiğim şeyler....benim için ideal toplum düzeni. ve fakat bu dünya görüşü/politik duruş gibi şeyler çok bağlantılı....

ayrıca herkese 3'te batan güneş uymayabilir :D
 
Aman uyarıyorum çok ciddi hayal kırıklığı yaşarsınız. Amerika sadece bir New York City, San Francisco, Chicago, Miami değil. Benim mormonluk inancında olanların yoğun bulunduğu bir yerde yaşayan doktor arkadaşım delirmek üzere, mormon olmadığı için konuşmuyorlar onunla. Aynı arkadaşım daha önce amişlerle yaşamıştı, amiş kavramı yeni olabilir internetten bakabilirsiniz. Onlarla bir sorunu yoktu ama kesinlikle arkadaşlık etmek fakan söz konudu değildi. O uçsuz bucaksız kıtada çok çeşitli insan var, evinde pul koleksiyonu yapar gibi silah biriktirenler var bazı eyaletlerde. Korona çıkınca silah satışı patladı, ailemi korumam gerekirse diye düşünün tipler var çünkü.
Ben hiç gitmediğim için bildiğim şeyler duyduğum ve izlediklerimden ibaret tabii. Buradaki tecrübeli insanların düşüncelerini okumaktan çok mutlu oldum. Amerika bana hep hayaller ülkesi gibi gelirdi. İleride kendim de en azından turist olarak tecrübe edebilirim umarım Amerika'da kalmayı.
 
Size naçizane tavsiyem imkanınız varsa önce kısa bir süre geçirin ilginizi çeken yerlerde, çocuğunuz da görsün. Okula girme şartları nedir, yaşam şartları nasıldır, tanıdıklar varsa sohbet edin. Turist olarak gidince ya da ekranlardan görünce her yer harika görünüyor ama gerçekler hep farklı.
Kesinlikle haklısınız, bakalım şartlar neyi gösterir göreceğiz.
Şuan için bile imkanım olsaydı kızımı yurt dışında okutmak isterdim. Çünkü burda ki eğitim sistemi maalesef kızımın zeki ve başarılı oluşunu köreltiyor 😔
 
ya ben de tam aksine ülkemde daha fazla sinir oluyorum

başka ülkede "adamların ülkesi, adamların kuralı, adamların sistemi, sen burada yabancısın" tesellisi daha fazla oluyor bende

kendi çomarımıza tahammülüm daha az mesela.
herkes kendine göre değerlendirmeli tabii ki.
Kesinlikle doğru. Kurallar ihlal edilmemeli hangi ülke olursa olsun kurallara sıkı sıkıya uyarım.
Benim şikayet daha çok günlük hayat şikayeti. Mesela Türkiye’de bir garson bana sempatik davranmazsa alınmıyorum, zaten çok çalışıyor az kazanıyor kim bilir hangi amiri azarladı falan diye düşünüp anlayabiliyorum.
Yurtdışında bir garson surat yaparsa sinirim bozuluyor, güzel maaşın var, çok yüklü bahşiş alıyorsun, öyle azarlama falan da olmaz çalışan haklarından dolayı, ee ben de çok kibar bir insanım sen ne diye surat yapıyorsun diyorum (tabii içimden), sonra sinirim bozuluyor.
 
ben isveç'te sadece 10 gün kadar kaldım

ama birebir orada yaşayan bir arkadaşla çok sosyal şekilde geçti yani otel-gezi- tur vs değil.

öyle çok mükemmel biliyorum iddasında bulunamam, ancak şu var ki "iskandinav" farkı ortada.

mesela 8 yaşında somalili göçmen çocukların çatır çatır ingilizce konuştuğunu ben bir tek orada gördüm. (çok konuşkanımdır, her ülkede yerlisi göçmeni zibilyon tane kişiyl konuşurum, huyum kurusun). barda tanıştığım kişilerle en entelektüel muhabbetleri orada yaptım.
şahane kütüphaneler gezdim. insana verilen değeri en çok orada hissettim.

iskandinavlar hiç mi ırkçı değil, elbette onların da ırkçısı var. (mesela elit ailelerden kızlar göçmenle evlenmek istemiyor filan gibi şeyler) ama güvenlik sorunu yok (göçmenlerin kendi kendilerine çıkardığı sorunları saymazsak),

iskandinav tarzını sevmenizle alakalı tamamen.
ben severim sade olsun, sağlam olsun, bireysel olsun ama takılmak istersem takılabiliyim. benim sevdiğim şeyler....benim için ideal toplum düzeni. ve fakat bu dünya görüşü/politik duruş gibi şeyler çok bağlantılı....

ayrıca herkese 3'te batan güneş uymayabilir :KK70:
Kesinlikle katılıyorum 😁
 
Yüksek eğitim sınıfından bir yabancı olarak şunu söyleyebilirim ki, gittiğim mağazalarda, dükkanlarda hiç ırkçılığa uğramadım ,
1 kez olsun. Lakin bu iş gelir veya eğitim seviyesine değil tipe bakıyor bence. Doktoradan bir çocuk tanıyordum, İskenderunlydu ve esmerceydi. Esmerce olduğu için ev bulamadı kimse evini kiralamak istemedi :KK57: Aynı şekilde çok iyi giyimli olsan bile koyu renkliysen veya tipin Ortadoğuluya benziyorsa ayrımcılığa mutlaka uğruyorsun. İsmin Muhammed tarzıysa valla ev bile zor buluyorsun. Zenciysen zaten toptan öl daha iyi. Ben açık renkliyim, Allah affetsin ama beyaz olduğum için şükrediyorum bazen:bicak:

Yabancilarda bir cok ev sahibi yaptigi ise bakiyor. Emlakci bir kere söyledi. Esimde esmer. Ne kadar alman pasaportu olsa da görüntü ve isim türk. Sükür hep cabuk ev bulduk, ama bunda ikimizin akademisyen olmamizin payi da büyük..Bir cok ev sahibi önceden yabancilarla kiraci olarak iyi tecrübe yasamadigi icin de vermiyor. Bizim akrabagin türk kiracilari mesela bir kac ay kira ödemedi, sonra bir gece birden ortadan kayboldular. Evin icindeki bir cok esyayi ve malzemeyi de söküp gitmişler 🤦‍♀️ bir ev sahibi bana bir kere "Türklere ev vermiyoruz, cünkü cok misafirleri geliyor ve gürültü yapiyorlar" dedi 🤷‍♀️ yasal olarak biri size böyle birsey söylese mahkemeye de verebiliyorsunuz. Ama kadins 80 yasin üstündeydi 🤭
 
o Türklerin kahir ekseriyeti 3 elti aynı evde yaşayıp işsizlik parasıyla tr'de apartman dikip, otobüse trene kaçak binip, kaçak çalışıp (çünkü değilse nasıl işsizlik parası alsın) anneleri 1 kelime almanca konuşamayan kendileri de esrardan olaydan uzak durmayan getto çocukları.

hayır almanlar hiç ırkçı değil hepsi melek filan demiyorum ama senelerce yaşadım almanyada başı belaya giren, dayak mayak sorun yaşayan kaç türk biliyorsam hepsi başta kendisi arızanın önde gideniydi.

cumartesi akşamı 98 tane red bull çakar, diskoya gider alman kız "düşürmeye" (çünkü almanların hepsi o....nasılsa "veriyor") sonra memleketten anası 16 yaşında bi kız bulur getirir aynı evde otururlar. Zinhar o kız türbanlı olmalı çünkü o müslüman...

yani lütfen biliyoruz o arkadaşların ne olduğunu... Almanların suçu onları entegre etmemek eyvallah, ama bizimkiler de az değil. (bunların artık azaldığını yeni neslin ailelerini pek dinlemediğini biliyorum, ama getto olan yerlerde aynı düzen sürüyor maalesef)

mühendis olarak çalışmaya gidenle çorumlu ali dayının 5 oğlunu aynı dükkanda çalıştırıp aynı eve oturttuğu kreuzberg ortamı bir değil.

ayrıca zaten bulgarlar ve suriyeliler geldikten sonra Almanlar artık Türkleri öpüp başına koyar haldeler.

bir de sevgili konu sahibi şu anda Almanya fetö'den kaçanların de aşırı çok gittiği bir yer (daha doğrusu önceden gitmişlerdi, yurtlarda kalıyorlardı, artık yurt süreçleri bitti, iş bulup eve çıkma süreçlerini yapıyorlar), polisi, öğretmeni, mühendisi neredeyse yeni gelip ev tutan her 10 türkün 5'i fetöcü. giderseniz bol bol fetöcü komuşunuz olabilir, bilginize.
Bulgarlaristanda türkler, slav bulgarlar ve çingeneler yaşıyor.Olumsuz bahsettiğiniz kesim çingeneler.Bulgarlar ve türkler minimum lise , çoğunlugu universite mezunu insanlar.Avrupa külturune yakin ve entegre olabilen insanlariz.Marokanlari niye yazmadinizki???
 
acayip güzel bir konu olmuş. biz de bir kaç seneye (5-10 yıl olabilir bu) gitmeyi düşünüyoruz. hem yaşam standartları hem de ileride düşünürsek ve olursa çocuğumuz orda olsun düşüncesi, tabi bu ikinciye daha çok çok var. asıl mesele ülkenin geldiği nokta ve ufukta ışığın pek görünmemesi. nasıl olur, nasıl gidilir araştırmasındayız ara ara şimdiden. deneyimlerin bazısı şaşırttı, bazısı çok bilgilendiriciydi. ben de mesela hep hollanda ve iskandinav ülkeleri ya da avustralya düşünmüşümdür yurtdışı olarak. abd de hep aklımın bir kenarındaydı ama okuduklarım şaşırttı.
 
3 ülkede de yaşamış biri olarak Hollanda derim. Tabi Hollanda nın neresinde olacağınızlada alakalı. Ben Amsterdam ve Den Haag da yaşadım, ikisininde de çok rahat ettim. Ucuzluk açısından en ucuzu Almanya, en pahalısı İngiltere. Ama İngiltere’yide çok severim. Havası bana hitap ediyor. Aslında Hollanda da öyle. Hollanda nın tek eksisi çok soğuk olması bana göre. İnsani ilişkiler açısından en rahat ettiğim yer.
İnsanlar çok güleryüzlüydü. Orada yaşamak çok huzur vericiydi. Benim açımdan tabiki. Başkası farklı düşünebilir. Bisikletle dolaşmak, parklarda piknik yapmak çok güzel. Bunu Almanya ve İngiltere’ de yapabilirsiniz. Ben Londra’daydım. Orası bir nevi İstanbul. Kalabalık ve pahalı. Ama kültürel aktivite çok fazla. Benim en sevdiğim müzikaller orada:)).
Maaş açısından çok bir farklarıda yoktu. Genelde mühendislerin alacağı para aynı civarda seyrediyor. Almanya da her taraf Türk. Yabancılık çekmezsiniz. Hollanda da aynı sayılır. İngiltere’de Kıbrıs Türkü daha fazla. Ama Ankara anlaşmasıyla çok fazla Türk göçü oldu.
Arkadaş bulmakta hiçbir ülkede zorlanmazsınız. Yukarda birisi yazmıştı sürekli aileyle görüşüyorsanız yapamazsınız diye. Bunu iyi düşünün. Mutlaka birileriyle arkadaş olursunuz ama bir çok şeyi siz yapacaksınız ve bir süre tek olacaksınız.
Bunlara hazırsanız hiç düşünmeyin gidin. Tatillerde gelirsiniz. Birde gittiğiniz ülkenin dilini biliyorsanız bu bir artı. Buna görede seçim yapabilirsiniz,
Mutlu olacağınız seçimi yapmanızı dilerim:)
Hollanda hakkında bilgi verir misiniz şuan orda mısınız?
istediğimiz evde yaşama hakkımız var mı orda?
erkek arkadaşım Hollanda da evlilik düşünüyoruz dil konusuda beni korkutuyor
 
Kesinlikle doğru. Kurallar ihlal edilmemeli hangi ülke olursa olsun kurallara sıkı sıkıya uyarım.
Benim şikayet daha çok günlük hayat şikayeti. Mesela Türkiye’de bir garson bana sempatik davranmazsa alınmıyorum, zaten çok çalışıyor az kazanıyor kim bilir hangi amiri azarladı falan diye düşünüp anlayabiliyorum.
Yurtdışında bir garson surat yaparsa sinirim bozuluyor, güzel maaşın var, çok yüklü bahşiş alıyorsun, öyle azarlama falan da olmaz çalışan haklarından dolayı, ee ben de çok kibar bir insanım sen ne diye surat yapıyorsun diyorum (tabii içimden), sonra sinirim bozuluyor.

Almanyada garsonlar iyi maas almiyor ki. Mesela Almanyada yüksek maas almiyorlar. Verilen bahsisler de o kadar cok olmuyor her yerde. Hangi ülkede maaslari iyi ki?
 
Ben hiç gitmediğim için bildiğim şeyler duyduğum ve izlediklerimden ibaret tabii. Buradaki tecrübeli insanların düşüncelerini okumaktan çok mutlu oldum. Amerika bana hep hayaller ülkesi gibi gelirdi. İleride kendim de en azından turist olarak tecrübe edebilirim umarım Amerika'da kalmayı.
Amerika’da çok iyi bir okula gitme şansı olanlar kesinlikle kaçırmamalı. Ivy league denen okullar mesela ama onlar değilse de başka çok iyi okullar var. Çok paraları var, Harvard üniversitesi geçen yıl 1.5 milyar dolar bağış toplamış mesela milyon değil, milyar dolar. O yüzden çok araştırma yapılabiliyor, burs veriliyor. Bunlar çok önemli. Ama tabii her yer kolej dolu her mahallede okul var. Demek değil ki hepsi iyi. Okumak için gidenler çok iyi araştırsın. En iyi üniversiteler diye listeler var az çok fikir verir.
 
Back
X