- 21 Eylül 2010
- 1.462
- 3.452
- 408
HannoverBen de kuzey almanyadayim hamburgta. Siz neresindesiniz?
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
HannoverBen de kuzey almanyadayim hamburgta. Siz neresindesiniz?
Sizde çocuklarınızla aktiviteler yapınEşim yoğun çalışıyor, boş zamanlarında bize vakit ayırıyor. Yoğun çalışan insnalar sanırım ancak ailesine vakit ayırabiliyor, çünkü o benim kadar ihtiyaç duymuyor benim zamanım yok diyor. Çocuklarım var iki tane.
Sizde çocuklarınızla aktiviteler yapın
Bulunduğunuz yerde sosyal olanaklar nasıl bilmiyorum ama illa ki vardır oyalanacak bir şeyler
Bende konuşmayı seven biriyim,çocuğumla parka gittiğim zaman almanı rus olanı faln fazla konuşmuyor.Hep ben soruyorum.Bunlrda cevap veriyorkendimi sonra bir tuhaf hissediyorum.Niye hep ben konuşuyorum ya diye
ama gerçekten soğuklar yani,yapıları öyle yapacak bisey yok![]()
Çünkü onlarda doğum günü kutlaması böyle. Dikkat ettiniz mi bu çocuk doğumgünü için davetiyeler falan oluyor. 6 bilemedin en fazla 8 tane vardır içinde. Doğumgünü çocuğu dahil en fazla 6-7 çocuk çağırırlar ve anne babalar kendileri girmezler içeriye. Biz sorarız yardım edilecek bir şey var mı diye, onlar çocuğu kapıdan bırakır alırlar. Saat mesela 14:00 - 17:00 arası yazarsınız, tam 2'de getirir tam 5'te alırlar çocukları.Ben istiyorum dönmek, tabi içimde endişelerle birlikte, böyle bir kararı verirken çok fazla etkeni düşünmek zorunda kalıyoruz. Sadece sosyalleşme bakarak dönme kararı veremez ki.. ama eşim hiç istemiyor zaten, o memnun burda yaşamaktan. Bende alıştım sevdiğim yönleri var, fakat artık insansızlıktan ölcem
Çocuğumun doğum günü oldu birkaç anneyi de çağırdım, otururuz diye düşündüm çocuklar oynarken, gelen olmadı. Bir tanesi iki çocuğunu bırakıp kaçar gibi gitti adeta, hatta o sırada işim vardı biraz yardıma ihtiyacım olduğunu belli ettim, çocuklara dikkat eder misin şunu yaparken diye, 5 dk durup markete alışverişe gitmem lazım deyip kaçtı![]()
DoğrudurYok ya, yetişkin muhabbeti özlüyorsun. Ben cocuklarim küçükken oturup agladigimi biliyorum, 2 yetiskin sohbetine hasretim diye.
Çünkü onlarda doğum günü kutlaması böyle. Dikkat ettiniz mi bu çocuk doğumgünü için davetiyeler falan oluyor. 6 bilemedin en fazla 8 tane vardır içinde. Doğumgünü çocuğu dahil en fazla 6-7 çocuk çağırırlar ve anne babalar kendileri girmezler içeriye. Biz sorarız yardım edilecek bir şey var mı diye, onlar çocuğu kapıdan bırakır alırlar. Saat mesela 14:00 - 17:00 arası yazarsınız, tam 2'de getirir tam 5'te alırlar çocukları.
Davetli çocuğun diyelim kardeşi olsun, onu da partiye bırakamazsınız. Belki başka gelen olur diye biz her şeyi bol alır bol pişiririz. Onlar sayılı alır. Bu bizim kültürümüze ters. Gelen herkes misafirdir ve buyur ederiz.
Pastanede temalı süslü pasta yaptırılan doğum gününe hiç denk gelmedim. Anneler kendisi yapar, bir çikolatalı bir de sade kek yapar üstünü süsler, biraz pop corn biraz da bu yumuşak şekerlemeden koyar bu kadar. Bazen meyve de koyarlar.
Şimdi az çocuk istemelerinin nedeni, çocuklarla mutlaka bir aktivite planlarlar ve bir ebeveyn sadece bu kadar çocukla ilgilenir. Ben hepsinin eline otobüs bileti verip tırmanma parkuruna götürmüştüm mesela.
Bize ters bir şey daha, doğum günü olan çocuğun annesine sorarlar ne alalım diye. Bana ilk sorulduğunda çok utanmıştım, afallayıp yok ne hediyesi çocuklar eğlensin yeter demiştim. Ama onların kültürü böyle. Atıyorum 10-15 € ya da frank üzeri hediye almak görgüsüzlüktür. Eğer çocuğun istediği oyuncak atıyorum 70-80 € ise birleşir tek hediye alırlar. Yine doğumgünü çocuğu gelen herkese bir hediye hazırlar. Genelde küçük bir pakete kimi şekerleme çikolata koyar, kimi de herkese aynı oyuncaktan koyar.(Yo-yo mesela) Çocukların dünyasında bile her şey bize göre ters işliyor.
İyi yönleriyse; gelen çocuk sayısı kesin ve az olduğu için daha kolay planlayıp daha az yorulursunuz. Saat 5'te biteceği belli olduğu için o akşama plan yapabilirsiniz. Çocuklar süslemeleri toplamaya bile yardım ederler. Kağıt bardak tabak kullanıldığı için maksimum 1 saat içinde eviniz derli toplu olur.
Ek olarak; evinize davet etmeyin. Dışarıda buluşmak isterler. Bir kutlama ya da özel bir davet vermiyorlarsa kimsenin evlerine gelmesini ya da kendileri birinin evine gitmek istemezler. Aklıma gelmişken lisanınızı ilerlettiyseniz gönüllü olarak yardım derneklerine de katılabilirsiniz. Oralarda daha alçakgönüllü ve samimi kişiler olabilir.
Açıkçası üzüldüm ve şaşırdım. Aslında görülecek gezilecek o kadar güzel yerler varki, iyi bir rehbere denk gelmemişsin sanırım. Bi dahaki sefere geldiğinde haber ver güzelce ev sahipliği yapayımBu İsveç aynı İsveç mi ben gitmiştim İsveçe, o kadar sıkıcıydı ki Almanya yanında NY kalırCan sıkıntısından içim çekildi konferans için 3 gün zor durdum
![]()
Mesajlarinizi okurken icim acidi. Yalnizlik gercekten zor, ben bunu ingiltere’de okudugum zaman idrak etmistim.Çocuklarımla çok aktiviteler yapıyorum, zaten çok boş durmuyorum, eğer diğer yorumlarda yazmıştım. Ama samimi kızkıza sohbet etmeyi çok özledim. Böyle şeylerin bedava terapi olduğunu düşünüyorum, yorulduğumuz zaman bize hayat motivasyonu veriyor aslında
Bunları okuyunca sanki ben Avrupa’nın dışında yaşıyormuşum gibi hissettim kendimi. Bende çocuklarıma doğum günü partisi yaptım mesela , ama hiç öyle bişey belirtmedim hatta ebeveynlerinin etrafta olması daha iyi en azından o kadar çocuğa göz kulak olmak zorunda kalmıyorum. Bizde mesela doğum günü partisine gittiğimizde öyleydi , bana soruyorlar kalmak istermisin diye ama ben çoğu zaman cocuk seslerinden rahatsız olduğum genelde kalmazdım ama kalan ebeveynler var tabiki , oturup diğer ebeveynlerle sohbet eder kahve içerler falan. Benim kreşe giden oğlanın arkadaşlarının anneleri hep gelin bir gün kahve içerdim derler mesela acıkcası davet beklemeden arayıp gidiyorum tabi onlarda geliyor bu durumda. İş arkadaşlarımla da nerdeyse kanka gibiyiz gerçi okadar çok yakın olmayı tavsiye etmiyorum ama durumlar haliyle öyle gelişti .Çünkü onlarda doğum günü kutlaması böyle. Dikkat ettiniz mi bu çocuk doğumgünü için davetiyeler falan oluyor. 6 bilemedin en fazla 8 tane vardır içinde. Doğumgünü çocuğu dahil en fazla 6-7 çocuk çağırırlar ve anne babalar kendileri girmezler içeriye. Biz sorarız yardım edilecek bir şey var mı diye, onlar çocuğu kapıdan bırakır alırlar. Saat mesela 14:00 - 17:00 arası yazarsınız, tam 2'de getirir tam 5'te alırlar çocukları.
Davetli çocuğun diyelim kardeşi olsun, onu da partiye bırakamazsınız. Belki başka gelen olur diye biz her şeyi bol alır bol pişiririz. Onlar sayılı alır. Bu bizim kültürümüze ters. Gelen herkes misafirdir ve buyur ederiz.
Pastanede temalı süslü pasta yaptırılan doğum gününe hiç denk gelmedim. Anneler kendisi yapar, bir çikolatalı bir de sade kek yapar üstünü süsler, biraz pop corn biraz da bu yumuşak şekerlemeden koyar bu kadar. Bazen meyve de koyarlar.
Şimdi az çocuk istemelerinin nedeni, çocuklarla mutlaka bir aktivite planlarlar ve bir ebeveyn sadece bu kadar çocukla ilgilenir. Ben hepsinin eline otobüs bileti verip tırmanma parkuruna götürmüştüm mesela.
Bize ters bir şey daha, doğum günü olan çocuğun annesine sorarlar ne alalım diye. Bana ilk sorulduğunda çok utanmıştım, afallayıp yok ne hediyesi çocuklar eğlensin yeter demiştim. Ama onların kültürü böyle. Atıyorum 10-15 € ya da frank üzeri hediye almak görgüsüzlüktür. Eğer çocuğun istediği oyuncak atıyorum 70-80 € ise birleşir tek hediye alırlar. Yine doğumgünü çocuğu gelen herkese bir hediye hazırlar. Genelde küçük bir pakete kimi şekerleme çikolata koyar, kimi de herkese aynı oyuncaktan koyar.(Yo-yo mesela) Çocukların dünyasında bile her şey bize göre ters işliyor.
İyi yönleriyse; gelen çocuk sayısı kesin ve az olduğu için daha kolay planlayıp daha az yorulursunuz. Saat 5'te biteceği belli olduğu için o akşama plan yapabilirsiniz. Çocuklar süslemeleri toplamaya bile yardım ederler. Kağıt bardak tabak kullanıldığı için maksimum 1 saat içinde eviniz derli toplu olur.
Ek olarak; evinize davet etmeyin. Dışarıda buluşmak isterler. Bir kutlama ya da özel bir davet vermiyorlarsa kimsenin evlerine gelmesini ya da kendileri birinin evine gitmek istemezler. Aklıma gelmişken lisanınızı ilerlettiyseniz gönüllü olarak yardım derneklerine de katılabilirsiniz. Oralarda daha alçakgönüllü ve samimi kişiler olabilir.
Mesajlarinizi okurken icim acidi. Yalnizlik gercekten zor, ben bunu ingiltere’de okudugum zaman idrak etmistim.
Avrupa’da dogup buyumeme ragmen bu yalnizligi ben de hissettim zaman zaman. Ailem burda olmasina ragmen. Ayni frekansi yakalayabilecegin dost bulmak o kadar zor ki.. Kiz kiza muhabbette bile sinerji cok onemli. Dilerim iyilerle karsilasir, size iyi gelen arkadasliklar kurarsiniz
Yüzme kursunda Türkiye'de de böyle. Kimsenin adını bile bilmiyordum. Bence etkileşimli kurslara gidin. Türklerle ilgili bir dernek, kültür merkezi vs vardır illa. Etkinliklere katılıp sosyalleşirsiniz. Arkadaşlık da kurarsınız. 30 yaş da arkadaşlık için büyük bir yaş değil. Bence bunun yaşı bile olmaz hatta yaş ilerledikçe insanın daha çok ihtiyacı oluyor.
Almanya, Hollanda gibi ulkeler sonradan bu ulkelere gelenler icin alisilmasi baya zor ulkeler saniyorum. Ozellikle de sosyal bir insansaniz daha zor galiba. Ben Hollanda'ya 13 14 yaslarinda geldim ama karakter olarakta cok sosyal bir insan degilim. Su an calistigim isyerinde nadiren de olsa yemege ve gezmeye gidilir bazen. Bana sormasinlar diye icimden geciririm. Beni reddetmekten kurtarsinlar diye :))) Bu tur seyler bana gore degil. O kadar ki Turklerin ve yabancilarin minimum oldugu bir yere tasindik 6 yil once cunku malesef nerde cokluk orda ... demisler. Iyi ki tasindik.
Bu acidan galiba yasadigim ulkeyle tam anlamiyla uyumluyum ama sosyal bir insan icin bu tur ulkeler cekilmez olur bence. Hayat aksam saat 6 da biter buralarda. Sokakta adam bulamazsin. Fakat sizin adiniza uzuldum. Yakininizda ki kutuphanede dil kurslari veriliyordur. Ben kutuphane gorevlisiyim mesela, son zamanlarda o kadar cok turk katildi ki kurslara. Sizin boyle bir imkaniniz yok mu?
Yemin ediyorum benim yaşadıklarımın aynısı tek farkımız cocugum yok gercekten bende yurtdısındayım tam olarak bunları yaşıyorum eşime anlatınca da aynı bu sekılde tepkıler alıyorumSelam hanımlar, ben uzun yıllardır yurtdışında yaşıyorum. Aslında Türk nüfusunun fazla olduğu bir yer ama ben çok yalnızım. Ailem ve eşimin ailesi Türkiyedeler. Akraba olarakta kimsemiz yok. İki çocuğum var.
Çocuklarımın okulundan annelerle veya komşularla tanışıyorum ama kimseyle arkadaş olamıyorum. Oldukça yüzeysel konuşmalar ve çoğu zaman sıkılıyorum. Üniversite zamanlarımda arkadaş çevrem genişti , hayatımın hiçbir döneminde arkadaşsız kalmadım. Yaşla mı alakalı bilemiyorum, 30 yaşındayım, yakınlık kuramıyorum insanlarla. İçten davranamıyorum, sürekli bir duvar hissediyorum insanlarla aramda. Sevdiğim anlaşabileceğimi düşündüğüm kişilerde var ama herkes çok yoğun. Görüşme talebinde bulunduggmda reddedilmekten yoruldum. Koca kadın oldum arkadaş olmak için peşlerinden mi koşmam gerekiyor? Ben mutlu olduğumda onu paylaşabilceğim veya üzgünken arayıp rahatça geliyorum diyebileceğim bir arkadaşım olsun istiyorum. Çok mı çocuksu bir istek bu? Yani o tip arkadaşlıklar gençken mi oluyordu sadece? Yetişkin insanlar sadece sorumluluklarla mı uğraşır? Bu arada eşim benim gibi düşünmüyor, yoğun çalışıyor ve benim kadar hevesli değil insanlarla görüşmeye. Ben şikayet ettiğimde pek anlamıyor hislerimi, ona göre benim istediğim gibi bir arkadaşlık lisede üniversitede olurmuş.
Yalnızlığa alışmak uzun dönemde daha ciddi sorunlara yol açarsa diye endişeleniyorum, bize iyi gelen insanlara ihtiyacımız var. Somut olarak bir şey yapmasalar bile, manevi olarak hayatta bana güç veriyor sevdiğim insanlar+1 yalnızlığa alışacağız malesef.
Sevdiklerimizden uzak olmak hiç güzel değil![]()