Dün televizyonda tesadüfen bir filme denk geldim ve çok beğendim. İsmi 'Gelecekten Bir Gün' dü yanlış hatırlamıyorsam.
Şu şimdilerde meşhur olan yeni showman çocuk Hayrettin vardı başrolde. Eğer 'Aman Tanrım'ı izlediysen onun tadında bir
filmdi. Hayatta aksiliklerden yakınan bizler için tam ders niteliğinde. Onu izleyince birden utandım kendimden. ''Şans diyerek
sorumluluk almaktan kaçıyorsunuz, herşeyi şans diyerek yazgınıza yüklüyorsunuz.'' diye bir replik vardı. Düşündüm ve kabul
ettim. Hayatımın her anı şanssızlıktan yakındım. Ama bazı olayların şans deniken şeyle uzaktan yakından alakası yok.
Hatta KADER diyerek yine Yaradana yıktığımız bazı durumları da böylece anladım. Kader denilen şey, her durumda başımıza gelecek
olanın Rabbim tarafından önceden yazılması değil; kader, her işte başımıza GELEBİLECEK olan her ama her durumun bilinmesidir.
Mesela hayatın bir yol olması durumunu düşünelim, biz o bir çok yolun birini seçip gideriz. O yol sakin bir yol olabilir,
kalabalık bir cadde olabilir, çok güzel ama uzun bir yol olabilir, biraz meşakkatli ama kısa bir yol olabilir... Birini seçer ve gideriz ama
gitmeden önce aklımızda yol değil hedef olduğu için önümüze çıkan herşeyde kaderi suçlarız. Hep hedefe ulaşmak garanti gibi
yaşarız. İllaki olacakmış gibi. Ama o yolun ilk adımında artık hayatta olmamak da olabilir. O yüzden hedefe odaklanıp adımladığınız yolun
içindeki güzelliklerin tadını cıkarmayı unutmayın.
Geçen haftalarda nette bir fotograf gördüm, bir kaza sonucu adamın belinden asağısını kaybetmiş. Yani o sık gördüğümüz kolu ve
bacağını kaybeden insanlar gibi bile değil. Tıp literatürüne girmiş, vücudunun %60ı sanırım yok. Pes etmemiş, tutunmuş imkansız denen
hayata. Ya da Afganistan'dı sanırım bir türbeye ailesi ile ziyarete giden 10 yaşlarındaki kız... İntihar bombacısı girişimini başarı ile sonuçlandırıyor.
O sırada orada bulunanlar durumdan habersiz, küçük kızın ailesi de. Aile kalabalık yüzünden sanırım küçük kızı ortaya alıyor, aşure günü dualarını
gerçekleştirirken kızı saran tüm aile bireyleri, bomba yüzünden hayatını kaybediyor. Ablaları, abileri, kuzenleri... Küçücük çaresizliği ve olayın şoku ile
çığlık atıyor... Kendine saplanan şarapnel parçalarının farkında değil. koşuşturup sağa sola birşeyler yapmaya çalışıyor.
Ya sakın yanlış anlama hiçbir dert küçük değil, yaşadıkların kolay şeyler demiyorum ama kendi kendini teskin etmezsen hayata tutunamazsın.
Allah hep mutluluk ve huzur versin sana inşallah...